Otomotiv Sektörü
Citroën ë-C4 ve ë-C4 X’de ikinci döneme geçiliyor
Citroën’in C segmentindeki tamamen elektrikli modelleri ë-C4 ve ë-C4 X, 115 kW (156 HP) güç sunan yeni elektrikli motor ve geliştirilmiş enerji yoğunluğuna sahip yeni 54 kWsa batarya kombinasyonu sayesinde üstün sürüş keyfini WLTP döngüsünde 420 km’ye varan menzil ile geliştiriyor. Artan batarya kapasitesi ile şarj süresini artırmazken, 100 kW hızlı şarj (DC) ile 30 dakikada %20’den %80’e şarj olabiliyor.
Citroën, ë-C4 ve ë-C4 X ile C segmentinde birbirini tamamlayan iki elektrikli araç sunan tek marka olarak öne çıkmayı sürdürürken, bu iddiasını araçları daha da geliştirerek ileriye taşıyor. Citroën, WLTP döngüsünde 420 km’ye kadar menzile ulaşabilen yeni yüksek performanslı ë-C4 ve ë-C4 X versiyonlarını müşterilerin beğenisine sunmaya hazırlanıyor. İlk versiyona kıyasla menzilleri yaklaşık %17 artarak 360 km’den 420 km’ye çıkan otomobiller, yeni 54 kWsa batarya ve 115 kW (156 HP) güç üreten daha verimli motorlarıyla rekabetteki konumlarını daha da üst bir seviyeye taşıyorlar. Artan menzil sayesinde Citroën, müşterilerin mobilite ihtiyacını karşılamak konusunda iddiasını güçlendirirken optimum menzil ve maliyet odaklı yaklaşımını da sürdürüyor. Stratejik olarak belirlenmiş batarya boyutu ve 100 kW hızlı şarj işlevi çok yönlü kullanım sunarken aynı zamanda rekabetçi bir fiyat konumlandırmasını da destekliyor. Her iki elektrikli model, içten yanmalı motora sahip C4 ve C4 X modellerinin iç mekan genişliği ve kabin içi kullanım özelliklerini elektrikli güç-aktarma sisteminin avantajlarıyla birleştiriyor.
Yeni elektrikli motor ile verimliliğe daha fazla odaklanılıyor
ë-C4 ve ë-C4 X, ortalama WLTP döngüsüne göre 400 km değerinin üzerine çıkan menzilini yeni bir elektrik motorun desteğiyle sağlıyor. Yeni elektrikli güç-aktarma sistemlerinin motoru ve bataryası, daha verimli olacak ve önemli teknolojik gelişmelerden yararlanacak şekilde tasarlandı. Sabit mıknatıslı senkron elektromotor yerini 115 kW veya 156 HP gücünde hibrit senkron elektromotora (HSM) bırakıyor. Bu nedenle 15 kW (20 HP) ek güç sağlanmış oluyor. Motor ayrıca ilk hareket anından itibaren 260 Nm tork üretiyor. Yeni 54 kWsa batarya, daha önceki batarya paketine göre 4 kWsa ek kapasiteye sahip. 102 hücre ve 17 modülden oluşan kompakt batarya, hızlı şarj için sıvı termal sisteme ve standart bir ısı pompasına sahip. Yüksek voltajlı lityum iyon batarya, %60 nikel, %20 manganez ve %20 kobalt yerine %80 nikel, %10 manganez ve %10 kobalt olmak üzere daha yüksek nikel oranına sahip. Bu da daha iyi enerji yoğunluğu ve daha uzun batarya ömrü sağlıyor. Tüm bu teknolojik gelişmeler mevcut versiyona kıyasla %17 artışla 420 km’ye (Ortalama WLTP döngüsü) varan bir menzil sunuyor. Ayrıca ortalama enerji tüketimini 12 kW/saate düşüren enerji verimliliği de söz konusu. Menzildeki artışa ek olarak, 0°C’ye yakın sıcaklıklarda bile şehir içi kullanımında +30 km’ye varan menzil artışı sağlıyor.
Elektrik motorunun verimliliği, batarya ve enerjiyi geri-kazanım işlevi, menzile katkı sağlıyor. Ayrıca C4 ve C4 X’in tasarımı da verimliliği destekliyor. Kompakt batarya boyutu daha az ağırlık ve dolayısıyla daha düşük tüketim anlamına geliyor. 100 kW DC hızlı şarj özelliği sayesinde şarj süreleri optimize ediliyor. Isıtma ve soğutmada yüksek enerji verimliliği için nem sensörlü ısı pompası gibi standart özellikler mevcut. 18 inç A+ enerji sınıfına sahip lastikler, yuvarlanma direncini azaltıyor ve sürtünmeden kaynaklanan enerji kaybını en aza indiriyor. Bagaj kapağına uzanan C4 X silueti, aerodinamiği optimize eden akıcı ve dinamik bir profil ortaya koyuyor.
Batarya kapasitesi artmasına rağmen şarj süreleri artmıyor. Böylece kullanım rahatlığı ve pratiklik özellikleri aynen devam ediyor. ë-C4 ve ë-C4 X’in yeni elektromotoru tüm kullanım gereksinimlerine ve şarj çözümlerine uyumlu olarak standart tek fazlı 7,4 kW entegre şarj cihazıyla donatılıyor. Ayrıca ë-C4 ve ë-C4 X, 100 kW hızlı şarj (DC) ile 30 dakikada %20’den %80’e şarj olabiliyor.

Ulaşılabilir, pratik ve kullanışlı elektrikli ulaşım
Günlük kullanıma uygun ë-C4 ve ë-C4 X, farklı seyahat alışkanlıklarını karşılayan ve ulaşılabilir bir elektrikli ulaşım çözümü sunuyor. Hem ë-C4 hem de ë-C4 X modellerinde en üst donanım seviyesi olan Shine Bold ile sunulacak yeni ve daha güçlü 115 kW (156 HP) elektrik motoru ve yeni 54 kWsa batarya daha fazla sürüş keyfi, menzil ve çok yönlü kullanım sağlıyor.
Her iki elektrikli çözüm de Citroën’in ë-konfor konsepti vaatlerini karşılıyor. Titreşim, gürültü ve egzoz dumanı olmayan motorun sağladığı akıcı ve konforlu sürüş hissini; yenilikçi süspansiyon ve koltuklar dahil olmak üzere Citroën’in imzası niteliğinde olan Advanced Comfort özellikleri destekliyor. Vites değişimi olmayan akıcı ve keyifli sürüş, anında kullanılabilen 260 Nm tork sayesinde hızlı tepki veren sürüş özellikleriyle destekleniyor. Trafik kısıtlamalarının olduğu alanlarda bedelsiz ve özgür erişim için sıfır CO2 emisyonlu ve yakıt kokusuz elektrikli sürüş sağlanıyor.
Otomotiv Sektörü
Hyundai Motor Türkiye, Çocukların Hayallerine Hayat Veriyor
Günümüzde küresel sorunlar ve sürdürülebilirlik, her yaştan bireyin gündeminde önemli bir yer tutuyor. Özellikle çocuklar, doğuştan gelen merakları ve sınırsız hayal güçleriyle bu konulara en özgün ve yaratıcı bakış açılarını kazandırma potansiyeline sahip. Hyundai Motor Türkiye, bu potansiyeli desteklemek ve çocukların dünyayı iyileştirme vizyonlarını sanat yoluyla ifade edebilmelerini sağlamak amacıyla “Hyundai Resim Yarışması: Dünyayı İyileştiren Araçlar” projesini başlattı.
Hyundai ’nin “İnsanlık İçin İlerleme” vizyonu doğrultusunda geliştirilen yarışma, 2024 yılında başlatıldı ve 2025 yılında çocuk çalışmaları alanında uzman bir sosyal girişim olan Bilim Virüsü iş birliğiyle güçlendirildi. Proje, çocukların sürdürülebilir, yenilikçi ve daha iyi bir dünya için çözüm üretebilecek araç fikirlerini hayal güçleriyle buluşturduğu yaratıcı bir platform sunuyor.
Program, üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama olan Fikir Geliştirme Süreci’nde, çocukların Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) hakkında farkındalık kazanmaları, bu amaçlar üzerine düşünmeleri ve hikâyelerini geliştirmeleri hedefleniyor.
Ardından gelen Sanatsal Tasarım Aşaması’nda ise çocuklar, SKA doğrultusunda dünyayı iyileştirecek araç fikirlerini özgün çizimlerle ifade ediyor. Yarışmanın son bölümünü oluşturan İlham Veren Seçim Süreci’nde, alanında uzman jüri üyeleri eserleri yaratıcılık, tema uygunluğu ve sanatsal ifade gücü gibi kriterlere göre değerlendiriyor. Bu doğrultuda proje kapsamında seçkin jüri üyeleri ile şeffaf bir seçim süreci kurgulandı.
- Ahmet Aydemir | Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Bölümü Akademisyeni ve Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
- Ayça Çizer | Otomotiv Gazetecisi ve İçerik Üreticisi
- İdil Türkmenoğlu | Yazar, Danışman, Öğretim Görevlisi ve Çocuk Genç Sanat Tiyatro Kurucusu
- Seydi Murat Koç | Ressam ve Doğuş Üniversitesi Öğretim Görevlisi
- Yalvaç Ural | Çocuk Edebiyatı Yazarı
Bu değerlendirmelerin sonucunda 120 eser finale çıkmaya hak kazanacak. 7-8 yaş, 9-10 yaş ve özel gereksinimli 7-10 yaş kategorilerinden seçilen 9 eser ile birlikte, “Hyundai Özel Ödülü” almaya hak kazanan bir çalışma, Hyundai Motor Türkiye tarafından 3D formatında gerçeğe dönüştürülerek çocukların hayal dünyasına hayat verecek. Bunun yanında da 10 eser sahibine Hyundai tarafından hediye çeki verilecek.
Hyundai Motor Türkiye, bu proje ile yalnızca çocukların sanatsal gelişimlerini desteklemekle kalmıyor; aynı zamanda onların toplumsal duyarlılığını artırmayı, sürdürülebilir kalkınma bilincini yaygınlaştırmayı ve geleceğe umutla bakan bir nesil yetiştirmeyi hedefliyor.
Yarışma hakkında detaylı bilgi ve başvuru koşulları için http://resimyarismasi.hyundai.com.tr sitesinden bilgi alınabiliyor.
Otomotiv Sektörü
Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor
Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.
Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.
Temel Teknolojilerde İlerleme
Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:
- Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
- PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.
Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.
Gelişmiş Üretim Platformu
Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.
Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.
Hidrojen Ekosistemini Genişletmek
Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.
Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.
Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.
Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.
Otomotiv Sektörü
Continental, Pirinç Kabuğu Küllerinden Lastik Üretiyor!
Lastik üretiminde çevresel etkileri azaltmak amacıyla yenilenebilir ve geri dönüştürülmüş hammaddelerin kullanımına yönelik dönüşümü kararlılıkla sürdüren Continental, daha sürdürülebilir malzemelerle üretime odaklanmaya devam ediyor. Continental, pirinç kabuğu küllerinden elde edilen silika ile çevreci üretimde yeni bir adım daha attı.
Continental 2024 yılında üretimdeki payı ortalama %26 olan çevreci hammaddeleri 2025 sonuna kadar %2 ila %3 oranında artırmayı öngörüyor. Yüksek güvenlik, performans ve kalite standartlarından ödün vermeden 2030 yılına kadar bu oranı %40’ın üzerine taşımak şirketin kısa dönemli hedefleri arasında yer alıyor. Continental Lastikleri Sürdürülebilirlik Direktörü Jorge Almeida, “Continental’de inovasyon ve sürdürülebilirlik birlikte ilerliyor. Güvenlik, kalite ya da performanstan taviz vermeden, lastiklerimizde pirinç kabuğu küllerinden elde edilen silika kullanmamız, tamamen yeni bir yol açtığımızın göstergesi” dedi.
Lastik bileşiminde kritik öneme sahip hammaddeler olan karbon siyahı ve silika, bu sürdürülebilir dönüşümde kilit bir rol üstleniyor. Her iki dolgu maddesi de kauçuğun dayanıklılığını artırarak lastiklerin uzun ömürlü olmasını sağlarken, aynı zamanda frenleme ve yol tutuş gibi temel performans özelliklerine doğrudan etki ediyor.
Silika, optimum kavrama ve düşük yuvarlanma direnci sağlamak amacıyla temel dolgu maddelerinden biri olarak kullanılıyor. Continental, bu malzemeyi geleneksel olarak kullanılan kuvars kumu yerine artık pirinç kabuğu küllerinden temin ediyor. Pirinç kabukları; risotto pirinci gibi ürünlerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan tarımsal bir yan ürün olup başta Asya ve İtalya’da yaygın olarak bulunuyor. Bu biyokütle, ileri işlem teknikleriyle enerji açısından daha verimli yöntemlerle silikaya dönüştürülüyor. İtalya’da Solvay gibi üreticiler tarafından geliştirilen bu silika türü, döngüsel ekonomiyi destekleyerek değer zincirinin her aşamasında daha sürdürülebilir bir katkı sağlıyor.
Continental, bu yenilikçi malzemenin öncülerinden biri olarak, lastik sırt bileşimlerinde silika kullanımı sayesinde fren mesafelerini neredeyse %50 oranında azaltmayı başardı. Aynı zamanda yuvarlanma direncinin düşürülmesiyle, enerji tüketimi ve CO₂ emisyonlarında da önemli kazanımlar elde ediliyor.
Lastiklerin toplam ağırlığının yaklaşık %20’sini oluşturan karbon siyahı ise kauçuğun yapısal dayanıklılığı açısından vazgeçilmez bir dolgu maddesi. Continental, üretimde kullanılan bu malzemenin daha sürdürülebilir versiyonlarını geliştirmek için üç farklı teknolojiye odaklanıyor:
- Biyo-bazlı üretim: Kağıt endüstrisinin atık ürünü olan tall yağı gibi organik yağlardan elde edilen karbon siyahı, fosil kaynaklara çevreci bir alternatif sunuyor
- Geri dönüştürülmüş piroliz yağı: Ömrünü tamamlamış lastiklerden elde edilen piroliz yağı, yeniden işlenerek karbon siyahı üretiminde kullanılıyor
- Doğrudan geri kazanım: Verimli piroliz süreçleri sayesinde hurda lastiklerden karbon siyahı doğrudan geri kazanılıyor
Pyrum İş Birliğiyle Geri Dönüşümde Yeni Ufuklar
Continental, kullanım ömrünü tamamlamış lastiklerin geri dönüştürülmesini optimize etmek amacıyla Pyrum Innovations ile iş birliği yapıyor. Termoliz teknolojisi konusunda uzmanlaşmış Pyrum ile birlikte yürütülen süreç sayesinde, hurda lastiklerden geri kazanılan karbon siyahı, yeniden lastik üretiminde kullanılabiliyor. Continental bu yöntemi ilk olarak forklift lastiklerinde başarıyla uyguladı. Şirket, geri dönüştürülmüş karbon siyahının performans ve güvenlik kriterlerine uygun biçimde binek araç lastiklerinde de yaygınlaştırılmasını hedefliyor.
Continental, çevreye duyarlı hammaddeleri kütle dengesi yaklaşımı ile mevcut üretim süreçlerine entegre etmeye devam ediyor. Böylece fosil kaynakların belirli bir kısmının yerine sürdürülebilir alternatifler kullanılıyor. Nihai ürünlerde bu geçişin pozitif çevresel etkisi açık biçimde görülebiliyor.


