Otomotiv Sektörü
ABB E-mobility, İtalya’daki en büyük DC hızlı şarj cihazı üretim tesisini açtı
16 bin m2’lik Mükemmeliyet Merkezi, 30 milyon Dolar tutarında bir yatırımı temsil ediyor. Yeni tesis, Ar-Ge’ye ayrılmış 3.200 m2’lik özel bir geliştirme ve prototipleme alanına sahip. ABB E-mobilite’nin kısa süre önce pazara sunduğu inovasyonları arasında, üç dakikadan daha kısa sürede 100 km’lik menzil sağlayabilen Terra 360 şarj cihazıda yer alıyor.
ABB E-mobilite, bugüne kadarki en büyük DC hızlı şarj cihazı üretim tesisi olan Valdarno, Toskana’daki E-mobilite Mükemmeliyet Merkezi’nin açılışıyla EV şarj çözümlerinde dünya lideri olma konumunu güçlendirdi.
ABB DC şarj çözümleri, bütün ulaşım sektörlerinin elektrifikasyonuna destek olacak ve ABB E-mobilite’nin elektrikli araçlara yönelik akıllı, güvenilir şarj çözümleriyle sıfır emisyonlu bir gelecek inşa etme taahhüdüne örnek gösterilecek bu tesiste üretilecek.
85’ten fazla pazarda 680 bin’den fazla Elektrikli Araç cihazı satan ABB’nin yeni Valdarno tesisine yaptığı 30 milyon dolarlık yatırım üretim kapasitesini iki katından fazla artırdığı anlamına geliyor. Yeni tesiste, yılda 10 bin’den fazla DC şarj cihazının üretimi gerçekleşecek.
ABB E-mobilite CEO’su Frank Mühlon, konuyla ilgili şunları söyledi: “Yeni Valdarno tesisimizin açılışı, ABB E-mobilite’nin sıfır emisyonlu bir gelecek inşa etme taahhüdünü gözler önüne seriyor. Valdarno’ya yapılan yatırım, yükselen üretim kapasitesinin yanı sıra, inovatif Ar-Ge faaliyetlerimizin genişletilmesine yardımcı oluyor; bu sayede elektrikli araç şarj çözümlerinde dünya lideri olarak itibarımızı pekiştirmeye devam edebilmemizi sağlıyor ve hem bugünün hem de yarının araçları için geleceğe hazır e-mobilite çözümleri sunuyor.”
Yeni son teknoloji üretim tesisi, yedi üretim hattı sayesinde her 20 dakikada bir DC hızlı şarj ünitesi üreterek sektör için yeni bir ölçüt ortaya koyuyor.
15 adet test tesisi günde 400’den fazla şarj seansını simüle edebilirken, entegre otomasyon çözümleri, üretim bölümünü inovatif otomatik depoya bağlamak suretiyle AGV’ler ve taşıma araçları ile desteklenen optimize edilmiş stok kontrolüne, tam izlenebilirliğe ve verimli operasyonlara olanak veriyor.
Yeni tesis, bunların yanında ABB E-mobilite’nin devamlı inovasyon arayışına da destek olacak. 2021 gelirlerinin yüzde 14’ü Ar-Ge’ye yatırılırken, Valdarno tesisi, geliştirme ve prototiplendirmeye ayrılan 3.200 m2’lik bir alana ev sahipliği yapacak. Burada tesisin 500’den fazla çalışanının yaklaşık 70’i, Ar-Ge faaliyetlerinin üretimle tamamen entegre hale getirilmesi amacıyla inovatif çözümlerin, yeni yazılımların ve ürün yaşam döngüsü yönetimi araçlarının uygulamaya geçirilmesi ile özel olarak ilgilenecek. ABB E-mobilite, dünya genelinde 350’den fazla Ar-Ge uzmanı istihdam ediyor ve yine 350’yi aşkın onaylanmış patentten oluşan bir portföye sahip.
Valdarno tesisi aynı zamanda çevre dostu binaların tasarımı, inşası ve işletilmesi bakımından dünya çapında tanınan bağımsız bir standart olan altın seviye LEED sertifikasını da almayı hedefliyor.
Yağmur suları sulamada kullanılmak üzere toplanıyor, üretim atıklarının yüzde 100’ü geri dönüştürülüyor ve enerji ihtiyacının tamamı sertifikalı yenilenebilir kaynaklardan karşılanıyor; buna 720 MWh elektrik sağlayan ve yılda 338 ton CO2’i önleyen bir fotovoltaik sistem de dahil.
Termik düzenleme, aydınlatma ve klima santralleri de dahil olmak üzere tesis genelinde 9 bin’den fazla cihazı takip edip verimli bir şekilde yöneten bir platform olan ABB Ability Enerji ve Varlık Yönetimi sayesinde tesisin elektrik dağıtımı da optimize edildi ve böylelikle potansiyel olarak geleneksel çözümlere kıyasla yüzde 60 enerji tasarrufu sağlanmış oldu.
ABB, 2030 sürdürülebilirlik stratejisi aracılığıyla müşterilerinin CO2 emisyonlarını azaltmalarına destek olarak ve aynı zamanda kendi faaliyetlerinde karbon nötrlüğüne ulaşarak düşük karbonlu bir toplum yaratma taahhüdünde bulunmuştu. Ulaşım toplam sera gazı emisyonlarının yüzde 29’una tekabül ederken, Valdarno’da akıllı, güvenilir şarj çözümlerinin geliştirilmesi ve üretilmesi, otomobillerden otobüslere, ağır araçlara kadar her alanda daha verimli elektrikli araçlara yönelik daha çevreci ve hızlı bir geçişe imkan tanıyacak.
Otomotiv Sektörü
Hyundai Motor Türkiye, Çocukların Hayallerine Hayat Veriyor
Günümüzde küresel sorunlar ve sürdürülebilirlik, her yaştan bireyin gündeminde önemli bir yer tutuyor. Özellikle çocuklar, doğuştan gelen merakları ve sınırsız hayal güçleriyle bu konulara en özgün ve yaratıcı bakış açılarını kazandırma potansiyeline sahip. Hyundai Motor Türkiye, bu potansiyeli desteklemek ve çocukların dünyayı iyileştirme vizyonlarını sanat yoluyla ifade edebilmelerini sağlamak amacıyla “Hyundai Resim Yarışması: Dünyayı İyileştiren Araçlar” projesini başlattı.
Hyundai ’nin “İnsanlık İçin İlerleme” vizyonu doğrultusunda geliştirilen yarışma, 2024 yılında başlatıldı ve 2025 yılında çocuk çalışmaları alanında uzman bir sosyal girişim olan Bilim Virüsü iş birliğiyle güçlendirildi. Proje, çocukların sürdürülebilir, yenilikçi ve daha iyi bir dünya için çözüm üretebilecek araç fikirlerini hayal güçleriyle buluşturduğu yaratıcı bir platform sunuyor.
Program, üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama olan Fikir Geliştirme Süreci’nde, çocukların Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) hakkında farkındalık kazanmaları, bu amaçlar üzerine düşünmeleri ve hikâyelerini geliştirmeleri hedefleniyor.
Ardından gelen Sanatsal Tasarım Aşaması’nda ise çocuklar, SKA doğrultusunda dünyayı iyileştirecek araç fikirlerini özgün çizimlerle ifade ediyor. Yarışmanın son bölümünü oluşturan İlham Veren Seçim Süreci’nde, alanında uzman jüri üyeleri eserleri yaratıcılık, tema uygunluğu ve sanatsal ifade gücü gibi kriterlere göre değerlendiriyor. Bu doğrultuda proje kapsamında seçkin jüri üyeleri ile şeffaf bir seçim süreci kurgulandı.
- Ahmet Aydemir | Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Bölümü Akademisyeni ve Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
- Ayça Çizer | Otomotiv Gazetecisi ve İçerik Üreticisi
- İdil Türkmenoğlu | Yazar, Danışman, Öğretim Görevlisi ve Çocuk Genç Sanat Tiyatro Kurucusu
- Seydi Murat Koç | Ressam ve Doğuş Üniversitesi Öğretim Görevlisi
- Yalvaç Ural | Çocuk Edebiyatı Yazarı
Bu değerlendirmelerin sonucunda 120 eser finale çıkmaya hak kazanacak. 7-8 yaş, 9-10 yaş ve özel gereksinimli 7-10 yaş kategorilerinden seçilen 9 eser ile birlikte, “Hyundai Özel Ödülü” almaya hak kazanan bir çalışma, Hyundai Motor Türkiye tarafından 3D formatında gerçeğe dönüştürülerek çocukların hayal dünyasına hayat verecek. Bunun yanında da 10 eser sahibine Hyundai tarafından hediye çeki verilecek.
Hyundai Motor Türkiye, bu proje ile yalnızca çocukların sanatsal gelişimlerini desteklemekle kalmıyor; aynı zamanda onların toplumsal duyarlılığını artırmayı, sürdürülebilir kalkınma bilincini yaygınlaştırmayı ve geleceğe umutla bakan bir nesil yetiştirmeyi hedefliyor.
Yarışma hakkında detaylı bilgi ve başvuru koşulları için http://resimyarismasi.hyundai.com.tr sitesinden bilgi alınabiliyor.
Otomotiv Sektörü
Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor
Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.
Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.
Temel Teknolojilerde İlerleme
Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:
- Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
- PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.
Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.
Gelişmiş Üretim Platformu
Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.
Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.
Hidrojen Ekosistemini Genişletmek
Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.
Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.
Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.
Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.
Otomotiv Sektörü
Continental, Pirinç Kabuğu Küllerinden Lastik Üretiyor!
Lastik üretiminde çevresel etkileri azaltmak amacıyla yenilenebilir ve geri dönüştürülmüş hammaddelerin kullanımına yönelik dönüşümü kararlılıkla sürdüren Continental, daha sürdürülebilir malzemelerle üretime odaklanmaya devam ediyor. Continental, pirinç kabuğu küllerinden elde edilen silika ile çevreci üretimde yeni bir adım daha attı.
Continental 2024 yılında üretimdeki payı ortalama %26 olan çevreci hammaddeleri 2025 sonuna kadar %2 ila %3 oranında artırmayı öngörüyor. Yüksek güvenlik, performans ve kalite standartlarından ödün vermeden 2030 yılına kadar bu oranı %40’ın üzerine taşımak şirketin kısa dönemli hedefleri arasında yer alıyor. Continental Lastikleri Sürdürülebilirlik Direktörü Jorge Almeida, “Continental’de inovasyon ve sürdürülebilirlik birlikte ilerliyor. Güvenlik, kalite ya da performanstan taviz vermeden, lastiklerimizde pirinç kabuğu küllerinden elde edilen silika kullanmamız, tamamen yeni bir yol açtığımızın göstergesi” dedi.
Lastik bileşiminde kritik öneme sahip hammaddeler olan karbon siyahı ve silika, bu sürdürülebilir dönüşümde kilit bir rol üstleniyor. Her iki dolgu maddesi de kauçuğun dayanıklılığını artırarak lastiklerin uzun ömürlü olmasını sağlarken, aynı zamanda frenleme ve yol tutuş gibi temel performans özelliklerine doğrudan etki ediyor.
Silika, optimum kavrama ve düşük yuvarlanma direnci sağlamak amacıyla temel dolgu maddelerinden biri olarak kullanılıyor. Continental, bu malzemeyi geleneksel olarak kullanılan kuvars kumu yerine artık pirinç kabuğu küllerinden temin ediyor. Pirinç kabukları; risotto pirinci gibi ürünlerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan tarımsal bir yan ürün olup başta Asya ve İtalya’da yaygın olarak bulunuyor. Bu biyokütle, ileri işlem teknikleriyle enerji açısından daha verimli yöntemlerle silikaya dönüştürülüyor. İtalya’da Solvay gibi üreticiler tarafından geliştirilen bu silika türü, döngüsel ekonomiyi destekleyerek değer zincirinin her aşamasında daha sürdürülebilir bir katkı sağlıyor.
Continental, bu yenilikçi malzemenin öncülerinden biri olarak, lastik sırt bileşimlerinde silika kullanımı sayesinde fren mesafelerini neredeyse %50 oranında azaltmayı başardı. Aynı zamanda yuvarlanma direncinin düşürülmesiyle, enerji tüketimi ve CO₂ emisyonlarında da önemli kazanımlar elde ediliyor.
Lastiklerin toplam ağırlığının yaklaşık %20’sini oluşturan karbon siyahı ise kauçuğun yapısal dayanıklılığı açısından vazgeçilmez bir dolgu maddesi. Continental, üretimde kullanılan bu malzemenin daha sürdürülebilir versiyonlarını geliştirmek için üç farklı teknolojiye odaklanıyor:
- Biyo-bazlı üretim: Kağıt endüstrisinin atık ürünü olan tall yağı gibi organik yağlardan elde edilen karbon siyahı, fosil kaynaklara çevreci bir alternatif sunuyor
- Geri dönüştürülmüş piroliz yağı: Ömrünü tamamlamış lastiklerden elde edilen piroliz yağı, yeniden işlenerek karbon siyahı üretiminde kullanılıyor
- Doğrudan geri kazanım: Verimli piroliz süreçleri sayesinde hurda lastiklerden karbon siyahı doğrudan geri kazanılıyor
Pyrum İş Birliğiyle Geri Dönüşümde Yeni Ufuklar
Continental, kullanım ömrünü tamamlamış lastiklerin geri dönüştürülmesini optimize etmek amacıyla Pyrum Innovations ile iş birliği yapıyor. Termoliz teknolojisi konusunda uzmanlaşmış Pyrum ile birlikte yürütülen süreç sayesinde, hurda lastiklerden geri kazanılan karbon siyahı, yeniden lastik üretiminde kullanılabiliyor. Continental bu yöntemi ilk olarak forklift lastiklerinde başarıyla uyguladı. Şirket, geri dönüştürülmüş karbon siyahının performans ve güvenlik kriterlerine uygun biçimde binek araç lastiklerinde de yaygınlaştırılmasını hedefliyor.
Continental, çevreye duyarlı hammaddeleri kütle dengesi yaklaşımı ile mevcut üretim süreçlerine entegre etmeye devam ediyor. Böylece fosil kaynakların belirli bir kısmının yerine sürdürülebilir alternatifler kullanılıyor. Nihai ürünlerde bu geçişin pozitif çevresel etkisi açık biçimde görülebiliyor.
-
Blog4 hafta önceFORD TRUCKS YENİ F-MAX İLE TÜRKİYE TURUNA ÇIKIYOR
-
Otomotiv Sektörü4 hafta önceContinental, Pirinç Kabuğu Küllerinden Lastik Üretiyor!
-
Otobüs4 hafta önceMAN Lion’s Coach E, “2026 Yılının Sürdürülebilir Otobüsü” seçildi
-
Test Sürüşleri4 hafta önceTest Sürüşü: Nissan Juke N-Sport “B-Crossover Segmentinin Sarı İkonu”
-
Otomotiv Sektörü2 hafta önceHyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor
-
Otomotiv Sektörü16 saat önceHyundai Motor Türkiye, Çocukların Hayallerine Hayat Veriyor


