Connect with us

Lojistik

Altın Yumurtlayan Tavuk “Lojistik Sektörü” Engelleniyor

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Üyeleri sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Avrupa taşımalarından Orta Asya taşımalarına, Irak sınır kapısında uzayan araç kuyruklarından Mersin Limanı’ndan beklentilere, kentin bekleyen lojistik yatırımlarından lowbed araçlar konusunda yaşanan sıkıntılara kadar birçok konuyu ele alan Komite Üyeleri, yaşanan sıkıntıların ivedilikle çözülmesini talep etti.

Konunun her platformda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından UND’ye ilgili tüm mercilere iletilmesine rağmen sonuç alamadıklarını dile getiren Komite Üyeleri, birçok ülkenin uluslararası ticaret hukukunda yer almamasına rağmen Türkiye’ye özgü uyguladığı haksızlıkların da önüne geçilmesini talep etti.

hasan-buyuk-1.jpg“LİMANDA ARAÇTAN ARACA AKTARMA YAPILABİLMELİ”

20 No’lu Komite Başkanı ve Büyüktrans Uluslararası Nakliyat Sahibi Hasan Büyük limanda yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. İlk olarak araçtan araca aktarma işlemine yönelik sektörü zorlayan uygulamalara değinen Büyük, konuyu şöyle özetledi:

“Gerek karayolu, gerekse gemi ile Mersin Limanı’na gelen araçlarda bulunan eşyaların geldiği araçtan farklı bir araca aktarımı yapılarak tekrar sevk edilmesine gümrük müdürlüğünce müsaade edilmemekte, eşyaların fiziken liman ambarına indirilip ambardan farklı bir araca yükleme yapılması istenmektedir. Yapılan bu işlemler hem işlem sürecini uzatmakta hem de işlemi yaptırılan firmaya olan maliyeti 2-3 kat artmaktadır. Çünkü araçtan araca yapılan işlemden bir tek aktarma ücreti alınırken ambara indirilip tekrar yükleme yapıldığında indirme, yükleme ve ardiye olmak üzere 3 farklı işlem ücreti alınmaktadır. Bu konunun tekrar değerlendirilip araçtan araca aktarma işlemine imkan sağlanması firmaları rahatlatacaktır.

İNTERPOL SORGULAMALARINDA AKSAKLIKLAR YAŞANIYOR

Ayrıca İnterpol sorgulamalarında da bazı aksaklıklar yaşandığına dikkat çeken Büyük, T2 Transit Refakat Belgesi Kapsamında gümrük güvenlik mühürlü olarak gelen araçların İnterpol sorgulamasından muaf tutulmasını talep etti. Gümrük Birliği’ne tabi olan Türkiye’nin AB ülkelerinden ihracat yapılan ülke gümrük beyannamesi kapsamında Ortak Transit Rejim Sözleşmesine tabi olduğunu bildiren Büyük, buna göre Mersin Limanı’na gelerek Türkiye’den geçiş yapan Türkiye’de kayıtlı bir yarı römorkun T2 Refakat Belgesi’ne sahip olduğunu söyledi. Bu araçların transit olarak otomobil, kamyonet ya da kamyon gibi araçlar taşıdığını ve çalıntı olup olmadığının İnterpol tarafından sorgulanmasının ise 1-2 gün sürmesi nedeniyle hem zaman hem de ödenen fuzuli işgal ücreti ile maddi kayıp oluşturduğunu kaydeden Büyük, bu konuda da düzenleme beklediklerini söyledi.

mehmet-keles-2.jpg“AVRUPA VİZELERİ CİDDİ BİR SORUN”

20 No’lu Komite Başkan Yardımcısı ve Mer-Can Uluslararası Taşımacılık Sahibi Mehmet Keleş ise Avrupa taşımalarına değindi. Avrupa’ya çalışan firmaların şoförlerinin yaşadığı vize sorununa dikkat çeken Keleş, son bir yıldır vize alma konusunda sorun yaşandığını, 10 araç çalıştıran bir firmanın en fazla 2-3 araca vize alabildiğini bildirdi. Turistik vize alınmadığı, ticaret amacıyla alınacak bir vizenin önünün kesilmesinin kabul edilemeyeceğini vurgulayan Keleş, “Böyle bir durumda hem ihracatçı firma ürünü zamanında ulaştıramadığı için mağdur oluyor hem de lojistik firmaları taahhütlerini yerine getiremedikleri için sıkıntı yaşıyor” dedi. Lojistik sektörünün tüm dünya ticareti için önemine değinen Keleş, “Bu sektör olmazsa tüm dünyada hayat durur. Bu nedenle sektör sorunlarına kulak verilmeli ve sıkıntıları en aza indirilmeli. Gerek siyasi temaslarla gerek yapılacak yatırımlarla sorunlar çözülüp sektör temsilcilerinin eli güçlendirilmeli” değerlendirmesini yaptı.

isa-cani-1.jpg“MERSİN, LOJİSTİK YATIRIMLARINI BEKLİYOR”

20 No’lu Komite’den Yönetim Kurulu Üyesi ve İsa Çani Uluslararası Taşımacılık Firma Sahibi İsa Çani ise değerlendirmesinde Mersin’in beklediği lojistik yatırımlara dikkat çekti. Taşucu Limanı Özelleştirme İhalesi ile Erdemli – Silifke – Taşucu Otoyol İhalesi’nin tamamlandığını hatırlatan Çani, “Bu ihaleler uzun zamandır bekleniyordu. Sektöre ivme kazandıracak önemli yatırımlar. Başlangıç için iyi olsa da yeterli değil. Bekleyen diğer yatırımlarımızın da tez zamanda hayata geçmesi önemli” diye konuştu. Uluslararası Çukurova Bölgesel Havalimanı yatırımının da devam etmesinin sevindirici olduğunu kaydeden Çani, 2022 yılı sonunda aktif olarak çalışmaya başlayacağı sözü verilen havalimanının çevresinin lojistik sektörüne hizmet edecek şekilde bugünden planlanmasının önemine değindi. Bu havalimanının yalnızca yolcu taşıması değil kargo taşıması adına da önem taşıdığını hatırlatan Çani, 2022 yılsonuna çok zaman kalmadığını hatırlatıp, çevresinin gerek depo ve antrepo yatırımları gerek serbest bölge olabilecek şekilde bugünden planlanması gerektiğin söyledi.

“MERSİN’İN BEKLEDİĞİ EN ÖNEMLİ YATIRIM; İKİNCİ ANA KONTEYNER LİMANI”

Lojistik sektörünün Mersin’de beklediği en önemli yatırımın ise ikinci ana konteyner limanı olduğunu kaydeden Çani, “İkinci ana konteyner limanı ivedilikle yapılmalı. Mevcut liman yetkilileri dahi gelen talebin yüzde 50’sine yanıt verebildiklerini söylüyor. Kalan yüzde 50 başka ülke limanlarına kayıyor. Türkî Cumhuriyetlere, Arap ülkelerine, Rusya’ya transit taşımaların yapıldığı Mersin Limanı’nın bu alandaki gücünün artması, önümüzdeki süreçte daha da artacak olan yük trafiğine yanıt verebilmesi için ikinci konteyner liman yatırımı kaçınılmaz” dedi. Bu liman yatırımı ve havalimanı yatırımını destekleyecek Lojistik Köy projesinin hayata geçirilmesinin de önemini vurguladığı konuşmasında Çani, “Lojistik denildiğinde akla gelen ilk kent Mersin ise bölgeye yakışır yatırımlar da mutlaka hayat bulmalı” değerlendirmesini yaptı.

necmettin-cabadak-1.jpg“LOWBED ARAÇLARIN OTOBANA GİRİŞİNE İZİN VERİLMELİ”

20 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Cizre Cihan Nakliyat Sahibi Necmettin Cabadak da lowbed taşımalarında yaşanan sıkıntılar üzerinde durdu. Türkiye’de otobanların lowbed araçlar için yasak olduğunu kaydeden Cabadak şöyle konuştu:

“Belgelerimiz olmasına, yol ücreti vermemize rağmen Türkiye’de lowbed araçların otobana girişi yasak. Bu durumda Irak’a yaptığımız taşımalarda güzergahımız Maraş, Adıyaman, Urfa üzerinden karayolu ile gerçekleşiyor. Yolumuzun üzerine kazara otoban denk gelirse ceza kesiliyor. Avrupa’da lowbed araçların normal karayoluna girmesi yasak, tamamen otobandan gitmeleri zorunluyken bizde tam tersi uygulama var. Firmalarımız da araçlar da mağdur. Araçlar büyük, yollar dar ve trafiği aksatıyoruz, kazalar artıyor. Hem yol belgesi alıyoruz hem eski yolları kullanıp dağlarda dar yollarda yokuş tırmanıyoruz. Bu sorun en kısa sürede çözülmeli. Karayollarında uygulanan kanun oldukça eski. Bunun yenilenmesi şart.”

Habur Sınır Kapısı’ndaki bekleme sorununa da değinen Cabadak, 700’ün üzerindeki aracın kapıda beklediğini, 3-4 güne varan bekleme sürelerinin ciddi sıkıntıları da beraberinde getirdiğini söyledi.

yasar-ozkaya-3.jpg“ÜLKEYE YABANCI PLAKALI BOŞ ARAÇ GİRİŞİ ÖNLENMELİ”

20 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Özkayalar Uluslararası Nakliyat Sahibi Yaşar Özkaya, Türki Cumhuriyetlerle yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. “Ülkemize ve vatandaşlarımıza büyük ihanet yapılıyor, sektör bu kadar sahipsiz olmamalı” diyen Özkaya, “İhanet nedir derseniz; şu anda Türkiye’nin ihracat yükünü Türk Cumhuriyetlerinden gelen yabancı uyruklu araçlar taşırken bizler uzaktan izliyoruz. Yabancı uyruklu araçların ülkemize boş girmesine izin verildiği ve yeterince denetim yapılmadığı için fiyatları aşağı çekiyorlar, bizim rekabet şansımız kalmıyor” dedi.

“TÜRK TAŞIMALARI KAZAKİSTAN’DA KISKACA ALINMIŞ DURUMDA”

Türkmenistan’ın Türkiye’ye kapılarını kapattığını, Kazakistan’ın geçiş belgesi vermediğini kaydeden Özkaya, “Bölgeye yapılan Türk taşımaları tamamen kıskaca alınmış durumda. İki devlet bir millet dememize rağmen Azerbaycan, Türk araçlarının karayolu ile geçmesine izin vermeyip gemiye yönlendiriyor. Bu durum da maliyetlerimizi artırıyor, yine rekabet edemiyoruz” ifadelerini kullandı. Lojistik sektörüne sahip çıkılmadığını kaydeden Özkaya, sektör temsilcilerinin borçlarını ödemekte, sigortalarını, kaskolarını yaptırmakta zorlanmaya başladığını anlattı. Uluslararası hukuk kurullarına göre hiçbir ülkenin yolları kesme, gemiye yönlendirme gibi hakları bulunmadığına değinen Özkaya, bu ülkelerle temasın artırılıp sorunların çözülmesini, ülkeye boş araç girişinin ise önlenmesini istedi.

“TOPRAK BASTI PARASI SORUNU ÇÖZÜLMELİ”

huseyin-zengin.jpg20 No’lu Komite Üyesi ve Kalender Uluslararası Taşımacılık Sahibi Hüseyin Zengin de Türk Cumhuriyetlerine yapılan taşımaları değerlendirdi. Orta Asya’ya ayrılan geçiş belgesi kotasının Türk firmalarına yetmediğini anlatan Zengin, “Araçlarımızın 10 güne yakın belge beklediği oluyor. Sayılar mutlaka artırılmalı” dedi. Kırgızistan’dan Türkiye’ye gelen araçların hiçbir şekilde toprak bastı parası ödememesine rağmen Türk TIR’larının Kırgızistan’a gidene kadar 2 – 3 bin dolar toprak bastı parası ödediğini kaydeden Zengin, bu sorunun hükümetler arasında çözülebileceğini belirtti. Pandemi döneminde kapanan Türkmenistan kapısının halen açılmamasının sıkıntısına da değinen Zengin, alternatif güzergahlar aramanın artan maliyetleri de beraberinde getirdiğini söyledi. Türk plakalı TIR’lar garajda beklerken Türk Cumhuriyetlerinin araçlarının gelip yükleri alıp gitmesine de anlam veremediklerini belirten Zengin, “Kimse bu araçları kontrol etmiyor. Neden boş geliyorsunuz, nereye gidiyorsunuz diye soran yok. Kontrol mekanizması yok. Gelirken yanlarında yakıt da getiriyorlar ardından navlunları düşürüyorlar. Rekabet edemiyoruz” diye konuştu.

Hediye EROĞLU – MERSİN / LOJİPORT

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lojistik

Orta Koridor: Küresel Ticaretin Yeni Güzergâhı ve Türkiye’nin Kritik Rolü

Son yıllarda küresel ticaretin dengeleri, jeopolitik olaylar ve çevresel baskılar nedeniyle sarsılıyor. Avrupa ile Asya arasındaki ana ticaret rotaları olan Süveyş Kanalı ve Kuzey Koridor, artan riskler ve maliyetlerle mücadele ediyor. Bu durum, dikkatleri daha güvenli, hızlı ve ekonomik bir alternatif olan Orta Koridor‘a çeviriyor. Türkiye, bu stratejik hattın en kritik halkası olarak ön plana çıkıyor. Lanes Lojistik Operasyon Direktörü Ali Demircan, Orta Koridor’un küresel ticaretin geleceğini nasıl şekillendirdiğini ve Türkiye için sunduğu fırsatları değerlendirdi.

Jeopolitik Değişimler ve Yeni Rota İhtiyacı

 

Rusya-Ukrayna savaşı, Rusya üzerinden geçen Kuzey Koridor’u neredeyse devre dışı bıraktı. Aynı zamanda, deniz taşımacılığının ana arterlerinden biri olan Süveyş Kanalı’ndaki belirsizlikler ve AB’nin getirdiği yüksek karbon vergileri, denizyolunu daha az cazip bir seçenek haline getirdi. Bu sorunlar, tedarik zincirlerini daha esnek ve güvenilir hale getirme ihtiyacını doğurdu.

Çin’den başlayıp Orta Asya üzerinden Hazar Denizi’ni geçerek Türkiye’ye ve oradan Avrupa’ya uzanan Orta Koridor, bu ihtiyaca en güçlü yanıtı veriyor. Ali Demircan, bu rotanın sadece malların taşınmasını hızlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’yi uluslararası bir lojistik merkezi konumuna yükselttiğini belirtiyor. “Türkiye artık sadece bir geçiş ülkesi değil, ticaretin akışını yöneten bir aktör haline geliyor,” diyor Demircan.

Zaman, Maliyet ve Çevre Açısından Avantajlar

 

Orta Koridor’un en büyük çekim noktalarından biri, sunduğu somut avantajlardır:

  • Zaman Tasarrufu: Denizyoluyla ayları bulan teslimat süreleri, Orta Koridor’un demiryolu ağı sayesinde 20 günden daha az bir süreye düşüyor. Bu, özellikle zaman hassasiyeti olan sektörler için devrim niteliğinde.
  • Ekonomik Rekabetçilik: Yükselen yakıt ve operasyonel maliyetler, deniz taşımacılığını zorlarken, demiryolu daha düşük ve öngörülebilir navlun fiyatları sunuyor.
  • Sürdürülebilirlik: Avrupa Birliği’nin sıkılaşan çevre düzenlemeleri karşısında, demiryolu taşımacılığı karayoluna kıyasla çok daha düşük karbon ayak izine sahip. Bu da şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor.

Türkiye’nin Dijitalleşme Hamlesi

 

Orta Koridor’un tam potansiyeline ulaşması için fiziki altyapı yatırımlarının yanı sıra dijital entegrasyon da büyük önem taşıyor. Türkiye, gümrük süreçlerini kolaylaştıran dijital çözümler, blokzincir tabanlı güvenli belge yönetimi ve gerçek zamanlı yük takip sistemleri ile bu hattın verimliliğini artırmayı hedefliyor.

Bu dijital hamleler, Türkiye’yi sadece bir transit noktası olmaktan çıkarıp, küresel ticaretin en önemli veri ve bilgi akış merkezlerinden biri haline getiriyor. Kısacası, Orta Koridor sadece bir demiryolu hattı değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğe yönelik stratejik bir lojistik yatırımı ve bölgedeki konumunu pekiştiren güçlü bir araç olarak öne çıkıyor.

Continue Reading

Blog

Kâmil Koç, 100. yılına Mercedes-Benz Türk otobüsleriyle ilerliyor

Türkiye’nin en çok tercih edilen lider seyahat markası Kâmil Koç, 100. yılına yaklaşırken yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Global iş ortağı Flix’in desteğiyle filosuna güçlendirmeye devam eden Kâmil Koç, yolcularına eşsiz bir seyahat deneyimi sunmak amacıyla araç filosuna 20 adet Mercedes-Benz Türk Tourismo 16 2+1 model otobüs kattı. Kâmil Koç, üstün donanım ve konfor özellikleriyle seyahatin vazgeçilmezi olan yeni son model otobüsleri Ankara’da düzenlenen bir törenle teslim aldı.

Bir asra yaklaşan köklü geçmişiyle seyahat sektöründe Türk halkının ilk tercihi olan Kâmil Koç, sektördeki öncülüğünü yalnızca geniş hizmet ağıyla değil, aynı zamanda araç filosundaki kalite ve teknoloji seviyesiyle de sürdürüyor. Global iş ortağı Flix’ten aldığı güçle hizmet kalitesini Türkiye’nin dört bir yanına taşımaya devam eden Kâmil Koç, bu kez yolculukların vazgeçilmez markası Mercedes-Benz Türk’ün yıldızına yatırım yaptı. Firma, yeni araç yatırımı kapsamında, filosunu toplam 20 adet Tourismo 16 2+1 model araçla güçlendirdi.

Kâmil Koç, Mercedes-Benz Türk Koluman Bayisi aracılığıyla satın aldığı toplam yeni otobüsleri Ankara’da düzenlenen törenle teslim aldı. Törene Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Çağatay Kepek, İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Direktörü Mehmet Türkyılmaz, Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy, Koluman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Türkay Saltık, Otobüs Grup Satış Müdürü Fevzi Kaplan ile her şirketten yönetici ve çalışanlar katıldı.

“Eşsiz bir seyahat deneyimi için Mercedes-Benz Türk’e yatırım yaptık”

Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Çağatay Kepek, hizmet kalitelerini Türkiye’nin her yerine taşımak için çalıştıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Kâmil Koç olarak 100. yıl hedeflerimiz doğrultusunda yolcu memnuniyetini ön planda tutarak, konforlu ve kaliteli seyahat deneyimine yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bir taraftan yeni iş birlikleriyle hizmet kalitemizi ülkemizin dört bir yanına taşırken, diğer yandan da filomuzu en son teknolojiyle donatılmış araçlarla yenileyerek yolcularımıza benzersiz bir seyahat deneyimi sunmaya gayret ediyoruz. Bugün de bu yaklaşım doğrultusundan sektörünün küresel markası Mercedes-Benz Türk otobüsleriyle bu yatırımlarımıza bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Mercedes-Benz Türk, yolcu ve kaptan memnuniyetini odağına alan teknolojileriyle küresel ölçekte fark yaratan bir marka. Özellikle yolculukların vazgeçilmezi haline gelen ve bugün filomuza kattığımız yeni Tourismo modeli; yolcu konforunu, dayanıklılığı ve sürüş teknolojilerini bir arada sunan özellikleriyle seyahat sektörünün ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt veriyor. Yeni otobüslerimizin, yolcularımıza sunduğumuz yüksek hizmet standartlarımızı daha da ileriye taşımamızda bize önemli katkılar yapacağına inanıyoruz. Filomuza değer katan yeni yıldızlarımızın markamıza ve tüm yolcularımıza hayırlı olmasını dileriz.”

“Kâmil Koç ile iş ortaklığımız güçlenerek sürüyor”

Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy da konuşmasında şunları kaydetti:

“Mercedes-Benz Türk olarak, müşterilerimizin, kaptanlarımızın beklentilerini ürünlerimize yansıtmak için çalışıyoruz. Kâmil Koç ile geçmişten bugüne uzanan iş ortaklığımız, bu anlayışın güzel bir örneğidir. Markamıza duydukları güven ve iş ortaklığımıza verdikleri değer için kendilerine gönülden teşekkür ediyorum. Biz her zaman neleri daha iyi yapabiliriz, her geçen gün kendimizi nasıl daha ileriye taşıyabiliriz ve araçlarımızla kaptanlarımıza, müşterilerimize, yolcularımıza nasıl daha iyi hizmet sunabilirizin çabası içerisinde oluyoruz. Bugün teslimatını gerçekleştirdiğimiz 20 adet Tourismo 16 2+1 model otobüsümüz, şehirler arası yolcu taşımacılığında yüksek konfor, güvenlik ve işletme verimliliği gibi önemli kriterleri üst düzeyde karşılayacak şekilde üretildi. Bu araçların, Kâmil Koç’un hizmet kalitesine ve müşteri memnuniyeti vizyonuna katkı sunacağına yürekten inanıyorum.”

“Sektörde değer üretiyor, bu değerler ile yolumuza devam ediyoruz.”

Koluman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Türkay Saltık ise şöyle konuştu:

“Mercedes-Benz Türk’ün yetkili bayisi Koluman Motorlu Araçlar olarak, güçlü mirasımız, yenilikçi yaklaşımımız ve müşteri odaklı iş modelimizle müşterilerimizin daima yanında olmaya devam ediyoruz.  Bugün Kâmil Koç firmasına 20 adet Mercedes-Benz Tourismo 16 2+1 model otobüsün teslimatını gerçekleştirmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Sektörde değer üretiyor, bu değerler ile yolumuza devam ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu önemli teslimatta bunun altını bir kez daha çiziyor, Türkiye’nin her bölgesinde seyahat eden yolculara hizmet kalitesini ulaştıran kıymetli iş ortağımız Kâmil Koç’a yeni araçlarının hayırlı olmasını diliyorum.”

Continue Reading

Blog

Yedek Parça Sektöründe Rekor Büyüme!

Yeni Bakım Alışkanlıkları ve Araç Parkının Yaşlanması  Yedek Parçayı Otomotivin Merkezine Aldı”

 

Otomotiv sektöründe yaşanan dönüşümün en güçlü etkilerinden biri, yedek parça ve bakım pazarında kendini gösteriyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, sektördeki hızlı büyümeye dikkat çekerek, “Yedek parça artık sadece bir ihtiyaç değil, stratejik bir yatırım” dedi. 2020’de 24,2 milyon olan araç parkı 2025’te 28,5 milyona çıkarak %17,7 büyüme gösterdi. Bu büyüme, yılda ortalama 300 USD parça ihtiyacıyla birleşince yedek parça pazarında 1,3 milyar USD’lik ek potansiyel oluşturdu.

 

Araç Parkının Büyümesi Yedek Parça İhtiyacını Artırdı

Türkiye’deki toplam araç sayısı 2020’de 24,2 milyonken, 2025 itibarıyla 28,5 milyona ulaştı. Bu yaklaşık %17,7’lik artış, parça tüketimini doğrudan etkiledi. Motor Aşin verilerine göre, ortalama bir araç yılda 250–350 USD’lik yedek parça ihtiyacı doğuruyor. Bu da pazarın toplam büyüklüğünü 8,55 milyar USD seviyesine çıkardı.

Elektrikli Araçlarla Parça Profili Değişiyor

2025’te araç parkının %3’ünü elektrikli araçlar oluşturuyor. “Egzoz, debriyaj, yağ filtresi gibi geleneksel parçalara olan talep azalırken; batarya, inverter, elektronik modül gibi parçalarda %80’i aşan talep artışı gözleniyor” İfadelerine yer veren Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “2030’da bu oranın %15’e çıkmasıyla birlikte bu değişimin daha da hızlanacağını öngörüyoruz” dedi.

Yedek Parçada İhracat Hız Kazandı, Dış Ticaret Açığı Azaldı

İhracat verilerine de değinen Aşçı, “2020’de 7,8 milyar USD olan yedek parça ithalatı, 2025 yılında 9,5 milyar USD’ye ulaştı. Buna karşılık, ihracat %35,3 artışla 8,8 milyar USD seviyesine geldi. Böylece dış ticaret açığı 1,3 milyar USD’den 0,7 milyar USD’ye düşerek daha dengeli bir yapı oluştu. Bu gelişme, Türkiye’nin güçlü üretim kabiliyeti ve markalaşma stratejileri sayesinde sağlandı. 2025’te yedek parça ihtiyacının %47’si yerli kaynaklarla karşılanırken, bu oranın 2030’da %55’e ulaşması bekleniyor. Özellikle ön takım, fren sistemleri, aydınlatma ve iç trim parçalarında Türkiye merkezli üreticilerin yatırımları hız kazandı” açıklamasında bulundu.

Tüketici Eğilimleri Değişiyor: Uzun Ömürlü Araç, Kaliteli Parça

Tüketicilerin pandemi sonrası 5 yılda zaman içerisinde sıfır araç temininde yaşadığı zorluklar, mevcut araçlarını daha uzun süre kullanmaya yönlendirdiğini aktaran Aşçı “Bu da bakım ve onarıma olan talebi artırdı. 2024’te otomobil tamir ustalarının iş hacmi %50’ye varan oranda artarken, kullanıcılar orijinal ve sertifikalı parçaya yönelerek bakım kalitesine önem vermeye başladı” değerlendirmesini yaptı ve geri dönüşüm, hurda parça ve sürdürülebilirlik konuları özelinde sektöre çağrıda bulundu.

Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “Yedek parça sektörü sadece araçlar için değil, ekonomi için de stratejik bir kaldıraçtır. Ar-Ge, yerli üretim ve geri dönüşüm ekosistemi ile bu alanı güçlendirmek zorundayız. Elimizdeki veriler, sadece büyüklüğü değil, derinliği de gösteriyor. Bugün Türkiye’de ortalama araç yaşı 14’ü aştı. Bu yaşlı araç parkı, yedek parçayı sadece bakım değil, aynı zamanda emniyet ve sürdürülebilirlik eksenine taşıyor.” dedi. Ayrıca hurda parça geri dönüşümü konusunda özel sektör, STK ve kamunun birlikte çalışması gerektiğinin altını çizdi.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.