Connect with us

Otomobil

CITROËN C5 AIRCROSS’UN YENİ HİBRİT TEKNOLOJİSİNE SAHİP OLAN “Ë-SERIES” ÖZEL VERSİYONU TÜRKİYE’DE

Citroën’in elektrikli mobilite dönüşümündeki atılımı, C5 Aircross ile devam ediyor. Markanın karakteristik “ë” harfiyle birlikte sunulan Citroën C5 Aircross Hybrid 136 beraberinde birçok yenilik getiriyor. C5 Aircross Hybrid 136’nın yenilikçi hibrit teknolojisi, yeni nesil 136 HP (100 kW) PureTech benzinli motor ve 21 kW elektrik motorundan oluşuyor. Bunlara ek olarak, yeni elektrikli çift kavramalı şanzıman ë-DCS6 ve bazı sürüş koşullarında otomatik olarak şarj olan 48V batarya da mevcut. Yeni Citroën C5 Aircross Hybrid 136, emisyonları ve yakıt tüketimini kontrol altında tutarken, araç içi konforu daha da ileriye taşıyarak üstün sürüş keyfi yaşatıyor. Çevreci ve verimliliği ön plana çıkaran özelliklere sahip yeni C5 Aircross Hybrid 136, Citroën’in özel “ë-Series” donanım versiyonuyla Türkiye’de lansmana özel 1.860.000 TL’den satışa sunuldu. “ë-Series” versiyonuna özel olarak ë-Series logosu, siyah tavan ve siyah alaşımlı jantlar standart olarak sunuluyor. İç mekanındaysa, yüzde 68 oranında geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen açık tonlardaki yeni nesil Alcantara® koltuklarıyla daha ferah bir iç görünüm sağlıyor. Bagaj kapağında ve iç mekandaki “ë” harfini barındıran logolar sayesinde de bu özel seri, diğer modellerden ayrıştırılabiliyor. 

Konfor odaklı ve çevreye duyarlı SUV modelleri ile tüketicilerin ihtiyaçlarını her geçen gün daha da iyi karşılayan Citroën, yeni nesil, şarj gerektirmeyen hibrit güç ünitesine sahip C5 Aircross Hybrid 136 ë-DCS6’yı lansmana özel 1.860.000 TL’lik fiyatı ile Türkiye yollarıyla buluşturdu. 136 HP’lik benzinli motorla kombine edilen yeni hibrit teknolojisine kavuşan Citroën C5 Aircross, aynı zamanda çift renkli tavan ve alaşım jantlar gibi siyah öğelerle kontrast oluşturan sedefli beyaz dış görünümüyle karakteristik bir tasarım ortaya koyuyor. İç mekanında da yeni ve açık tonlarda aydınlık ve dingin bir ortam sunarak, Citroën’e özgü konforu yansıtan Citroën C5 Aircross “ë-Series”, koltukların kumaşlarında yüzde 68 oranında geri dönüştürülmüş elyaf içeren; yumuşak, sıcak ve çevreye duyarlı yeni nesil Alcantara® malzemeleri barındırıyor.

En Konforlu C-SUV, Hibrit Seçeneği İle Yollarda!

Citroën’in Advanced Comfort üretim teknolojileriyleotomotiv sektöründe en konforlu yolculukları vadeden C-SUV model olarak öne çıkan C5 Aircross’un hibrit versiyonu, “ë-Series” özel donanımıyla birlikte sunuluyor. Özgün ve iddialı tasarımla birleştirilen rakipsiz araç içi konfor deneyimi, C5 Aircross Hybrid 136 ile daha verimli ve düşük emisyonlu yolculukları kapsıyor. Hibrit 136 olarak tanımlanan bu versiyon, şarj gereksinimi olmayan bir çözüm olarak öne çıkıyor. Citroën C5 Aircross Hybrid 136’daki kompakt ve 48V hibrit teknolojisine dayanan sistem, bazı sürüş koşullarında şarj olan 48 voltluk bir batarya, yeni hibrit sisteme uyum sağlamak üzere tasarlanan 136 HP PureTech benzinli motor ve 21 kW elektrikli motoruyla yeni çift kavramalı ë-DCS6 şanzımana sahip. Karma WLTP döngüsüne göre sadece 131 gr/km CO2 emisyonu değeriyle C5 Aircross Hybrid 136, eşdeğer motorlu dizel versiyona göre yüzde 12 daha az CO2 emisyonu yayıyor ve sürüş keyfini artıran tepkilerle daha atak bir karakter sergiliyor.

Yeni 48V Hibrit Teknolojisi

48V Hibrit teknolojisi sayesinde, karma veya emisyonsuz, tamamen elektrikli sürüş süreleri optimize ediliyor. Bu da daha fazla sürüş konforu, daha az tüketim ve daha düşük CO2 emisyonları anlamına geliyor. Hafif ve kompakt yapıdaki hibrit teknolojisi şu bileşenlerden oluşuyor:

  • Hibrit sistem için özel olarak geliştirilen yeni nesil 2 PureTech benzinli motorun parçalarının yüzde 40’ı yeni. 3 silindirli ve 1199 cc hacimli motor 5500 d/d’de 136 HP (100 kW) güç ve 1750 d/d’de 230 Nm tork sağlıyor. Değişken geometrili turbo besleme performansa ve eksantrik zinciri dayanıklılığa katkı sağlıyor. Euro 6.4 normunu karşılayan motor, Miller döngüsüne uygun olarak çalışıyor ve termal verimi iyileştiriyor.
  • Sabit mıknatıslı senkron elektrik motoru 21 kW (28 HP) güç ve 55 Nm tork üretiyor. C5 Aircross’un düşük tork gereksinimleri için düşük hızlarda, manevra yaparken veya yavaşlarken tamamen elektrikle ilerlemesine olanak tanıyor. Ayrıca ilk hareket anında benzinli motoru destekliyor. Yavaşlama sırasında bataryayı şarj etmek için bir jeneratör görevi görüyor. Aynı zamanda frenlerin aşınmasını ve yıpranmasını da azaltıyor.
  • 48V ile çalışan kayışlı marş motoru, benzinli motorun hızlı ve sessiz bir şekilde çalışmasını sağlıyor.
  • Yeni elektrikli çift kavramalı şanzıman ë-DCS6 ve hibrit sistemler için özel olarak tasarlanan tork kesintisi olmayan 6 vitesli bir çift kavramaya sahip. Bu sayede hem vites geçişleri daha hızlı hem de sürüşü daha rahat. Elektrikli motor, invertör ve ECU entegre edilmiş olduğundankaputun altındaki alan optimize ediliyor.
  • 432 Wsa kullanılabilir kapasiteye sahip 48V Lityum-İyon batarya, sol ön koltuğun altında yer alıyor. Böylece bataryanın bagaj veya iç mekan üzerinde herhangi bir etkisi olmuyor.
  • Ayrıca bir voltaj dönüştürücü sayesinde 48V elektrik motorunun ürettiği elektriğin bir kısmı otomobilin ekipmanını beslemek için 12V’a dönüştürülüyor. Bu sayede iki ayrı elektrik hattı birlikte beslenebiliyor.

“ë-Series” Koleksiyonuyla, Dinamik ve Kontrast Bir Görsel Kimlik

Yeni hibrit seçenek ile sunulmaya başlanan Citroën C5 Aircross ë-Series’de, özel koleksiyonun simgesi sedefli beyaz gövde rengi olarak belirlenirken, dileyenler mevcut renk seçeneklerinden yana da tercihlerini kullanabiliyor. Prestijli, zarif ve dinamik bir kimlik ortaya koyan bu renk, Citroën C5 Aircross’un grafik ögelerle şekillendirilen siluetini daha da hareketli ve karakteristik bir şekilde yansıtmasını sağlıyor. Siyah tavan “ë-Series” donanım versiyonunda standart olarak sunulurken, yine standart donanımdaki koyu renkli arka camlarla birlikte akıcı ve dinamik bir bütünleşme sağlıyor. 19 inçlik, siyah renkli “ART” alaşım jantların da eklenmesiyle, taban ve tavan bölgesindeki siyah unsurlar, sedefli inci beyaz gövde renginin daha da öne çıkmasını sağlıyor. Bu özel versiyonun diğer modellerden ayrılmasını sağlayan diğer unsur ise bagaj kapağındaki parlak siyah, alüminyum ve beyazı zekice harmanlayan “ë-Series” logosu oluyor.

İç Mekanda Yaratıcı Bir Atmosfer

Kabin içinde gerçek bir Citroën imzası olan huzur ve rahatlık, Citroën C5 Aircross “ë-Series”e özel kombinasyonla çok daha ileri bir seviyeye taşınıyor. Açık renkler ve sıcak malzemelerle şekillendirilen aydınlık iç mekanda, Zen benzeri ve yatıştırıcı bir atmosfer oluşturulması hedeflendi. Alan hissinin artırıldığı bu kombinasyon seyesinde “ë-Series”in iç mekanı, rahatlamak için olumsuz düşünceleri uzaklaştırıyor. Açık gri koltuklar, sırtlıklar ve kolçaklar, koltuğun yanlarına, konturlara, sırtlığın üst kısmına ve koltuk başlıklarına uygulanan “Gri” renk ile öne çıkıyor. Ayrıca kapılardaki kol dayamalarında da bu renklere yer veriliyor. Kapı panellerine kadar uzanan yatay mimari, kabindeki genişlik algısını güçlendirmeye yardımcı oluyor ve bütünlük sağlıyor.

Yolculara ve yolculuklara değer vermek üzere geliştirilen iç mekanda detaylara verilen önem dikkat çekiyor. Markaya özgü koltuk tasarımlarında, koltuğun üst kısmında uygulanan bant şeklindeki balıksırtı deseni, kabindeki yatay tasarımı tamamlıyor. Bu özel koleksiyona özgün olarak ön koltukların iç kısmında bir de “ë” logosuna yer veriliyor. Daha dinamik ve karanlık bir iç mekan isteyen müşteriler için “ë-Series”, Alcantara® koltuklarla sunuluyor. Minder, sırtlık ve kolçaklar için Alcantara® kaplaması, kalite algısına ve sıcaklığa katkıda bulunuyor. Yumuşak dokusuyla yolculara destek sağlayan bu kaplama, üst düzey iç mekanlar için tercih ediliyor. Yenilikçi bir teknikle üretilen bu Alcantara®’nın dış yüzeyi, yüzde 68’i geri dönüştürülmüş elyaf içeriyor ve çevreye duyarlılık kadar “ë-Series” ruhuyla da uyum gösteriyor.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

“Otonom Araç Yönetmeliği Türkiye İçin Yeni Fırsatlar Sunuyor”

Türkiye, otomotiv sektöründe geleceğin teknolojilerine uyum sağlama yolunda önemli bir adım attı. 1 Aralık 2024’te yürürlüğe giren “Tam Otonom Araçların Otonom Sürüş Sistemine İlişkin Yönetmelik”, otonom araç teknolojilerinin geliştirilmesi ve düzenlenmesi açısından bir kilometre taşı niteliği taşıyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, bu düzenlemenin Türkiye’nin otomotiv sanayisini uluslararası arenada rekabetçi kılacak bir fırsat sunduğunu vurguladı ve “Düzenleme, ülkemizin Avrupa Birliği standartlarıyla uyumunu güçlendirecek. Ancak, başarı için altyapının geliştirilmesi, AR-GE yatırımlarının artırılması ve yerli üreticilerin desteklenmesi şart. Türkiye’nin bu alandaki hukukçular ve uzmanlarla çalışarak daha sağlam bir zemin oluşturması gerekir. “Türkiye’nin ihracat potansiyelini artırmak için otonom otobüsler ve toplu taşıma çözümleri gibi niş alanlarda inovatif uygulamalara yönelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Avrupa’da otonom otobüs kullanımı giderek artıyor ve Türkiye’nin bu pazara odaklanması büyük fırsatlar sunabilir.” açıklamasında bulundu.

Geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete ’de duyurulan yönetmelik, otonom araçların güvenlik standartları, çevresel etkiler ve veri güvenliği gibi kritik alanlarda önemli gereklilikler belirliyor. “Avrupa Birliği standartlarıyla uyumlu düzenleme, ülkemizi otomotiv teknolojilerinde bir adım öne taşıyacak. Ancak, bu dönüşümün başarıya ulaşması için yerli üreticilere yönelik teşviklerin artırılması ve altyapının güçlendirilmesi kritik öneme sahiptir,” diyen Aşçı, sektörün bu fırsatı değerlendirmek için üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti ve “Otonom araç teknolojileri, sadece mobiliteyi değil, ekonomiyi ve yaşam kalitesini de dönüştürecek.” dedi.

Hukuki altyapı ve Avrupa standartları otonomda önemli unsurlar

Otonom araç gündemi ve gelişimi, birçok hukuki tanımlama ve çerçeveyi de beraberinde getirdi. Aşçı, bu alanda Avrupa standartları ve değerlendirmeleri çerçevesinde Türkiye’deki hukukçuların da derinlemesine çalışmalar yapması gerektiğini aktardı: “Hukuki altyapının netleşmesi hem üreticiler hem de kullanıcılar için güvence sağlayacaktır. Özellikle araç kazalarında sorumluluğun belirlenmesi, veri güvenliği ve sistem arızalarına yönelik yasal çerçevelerin oluşturulması, bu dönüşümün sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.”

Türkiye bu yönetmelikle ihracat potansiyelini artırabilir

Otonom araç teknolojilerinin küresel pazardaki büyüklüğü hızla artıyor. 2023’te 30 milyar doları aşan sektörün, 2030’a kadar %23,2 yıllık bileşik büyüme oranıyla büyümesi bekleniyor. Almanya gibi ülkeler, otonom araç test merkezlerine yaptıkları yatırımlarla bu alandaki liderliklerini pekiştirirken, Çin ve ABD gibi devler de AR-GE süreçleri ve tüketici odaklı inovasyonlarla dikkat çekiyor. “Türkiye, bu yönetmelikle uluslararası standartlara uyum sağlayarak ihracat potansiyelini artırabilir. Örneğin, Avrupa’da toplu taşımada kullanılan otonom otobüs sayısı 2022’de 500’ü geçti. Türkiye’nin bu alandaki inovatif uygulamalara öncülük etmesi hem ekonomiye hem de sürdürülebilirliğe katkı sağlayacaktır,” diyen Aşçı, sektörün geleceğine dair umutlarını dile getirdi.

Trafik kazalarını azaltma potansiyeli küçümsenmemeli

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl 1,35 milyon insan trafik kazalarında hayatını kaybederken, 50 milyon kişi yaralanıyor. Bu kazaların %95’i insan hatasından kaynaklanıyor. Aşçı, “Otonom araçlar, insan hatalarını minimize ederek bu kayıpları azaltma potansiyeline sahip. Güvenlik odaklı bu inovasyonlar, sadece sürüşü değil, yaşam kalitesini de iyileştirecek. Otonom araç teknolojileri, sadece kazaları önlemekle kalmayacak, aynı zamanda trafik akışını iyileştirerek yaşam kalitesini artıracak.  Şarj altyapısı ve yenilenebilir enerji entegrasyonu hızlandırılmalı.” ifadelerini kullandı.

Öncülük edersek sektöre yön veririz

Öte yandan Motor Aşin CEO’su Aşçı, yönetmelikteki teknik terimlerin ve kısaltmaların son kullanıcı tarafından anlaşılır hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, çevresel sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi hedeflerine dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı: “2030’a kadar küresel otonom araçların %60’ının elektrikli olması bekleniyor. Türkiye’nin bu sürece öncülük etmesi, çevre dostu teknolojilere liderlik etmemizi sağlayacaktır. Kısacası Yönetmelik, Türkiye için bir başlangıç. Bundan sonra yapılacak her hamle, ülkemizi geleceğin otomotiv teknolojilerinde güçlü bir konuma taşıyacaktır.”

Continue Reading

Blog

OİB’den mobilitede fark yaratan dört girişime 2 milyon TL ödül

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), İTÜ Çekirdek Big Bang Start-up Challenge etkinliğinde otomotiv sektöründeki dört girişim projesine toplam 2 milyon TL ödül verdi. OİB, Türkiye otomotiv endüstrisinin dünya çapında mobilite ekosisteminin güçlü bir parçası olmasını sağlayacak yenilikçi projeleri sektöre kazandırmayı hedefliyor. Bu doğrultuda OİB, girişimcilerin desteklendiği Türkiye’nin en büyük girişimcilik etkinliği olan Big Bang Start-up Challenge’da 2015 yılından bu yana ödül veriyor. Bu yıl OİB’in 2 milyon TL değerindeki ödüllerini OİB Denetim Kurulu Üyesi ve OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu açıkladı. Buna göre OİB ödüllerine Pomeco, BBA Vtol, Genoride ve Infotainment Studio girişimleri layık görüldü.

OGTY ve Big Bang destekli girişimler hızla büyüyor

Etkinlikte konuşan OİB OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu, otomotiv endüstrisinin dijital dönüşümün merkezinde olduğunu, araçların yazılım ve teknolojinin entegre olduğu bir nevi mobil bilgisayarlar olduğunun altını çizdi. Burhanoğlu “Yapay zeka, otonom sürüş teknolojileri, yeşil enerji çözümleri, hepsi bu yeni dalganın parçası. Bu gündem yeni iş modelleri yaratıyor. Özellikle şehir içi hareketlilik, dünya genelinde karbon salınımının en büyük nedenlerinden biri. Bu bilinçle, OİB olarak 2012 yılından bu yana her yıl düzenlediğimiz Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışmasını (OGTY)bu sene Şehir İçi Hareketlilik temasıyla gerçekleştirdik. Bu yıl ilk beş girişimciye 3 milyon TL ödül verdik. OGTY’de desteklediğimiz projelerin bugüne dek aldığı yatırım tutarı 50 milyon dolara ulaştı, 20 milyon dolardan fazla ciroya ve bin 810 kişilik istihdama ulaştı. Bugünkü değerlemeleri 400 milyon dolara yakın. Çok önemli bir nokta da destek verdiğimiz girişimcilerin yüzde 60’ından fazlasının şirketleşmiş olması. Hepsiyle gurur duyuyoruz. OGTY girişimcileri, ülkemizin en önemli girişimcilik etkinliği İTÜ Çekirdek Big Bang Startup Challenge etkinliğine katılma hakkı da kazandılar. OİB olarak, İTÜ Çekirdek ile birlikte girişimcileri, start up’ları harekete geçirmek ve başarılı kılmak için her türlü imkanı sağlamaya gayret ediyoruz. İTÜ ARI Teknokent ile iş birliğimizin başladığı 2015 yılından bugüne Big Bang sahnesinde 613 bin dolar nakdi ödül verdik. Bu yıl da toplam 2 milyon TL’lik ödül verdik” dedi.

OİB Ödülleri

Pomeco500 bin TL

BBA Vtol350 bin TL

Genoride700 bin TL

Infotainment Studio450 bin TL

Continue Reading

Blog

Opel’in Amiral Gemisi Yeni Grandland Türkiye’de Ön Talep Almaya Başlıyor!

Alman otomobil üreticisi Opel’in amiral gemisi yeni Grandland, aralık sonu itibarıyla Türkiye’de ön talep almaya başlıyor. 2025 yılının ocak ayında ilk teslimatları gerçekleştirilecek olan yeni Grandland, ilk etapta hem 504 km’lik WLTP menzile sahip elektrikli seçeneği hem de 48V Hybrid teknolojisine sahip versiyonuyla Türk tüketicilerle buluşacak. Opel’in cesur, yalın ve büyüleyici SUV modeli olan yeni Grandland, markanın “Alman Enerjisi” anlayışını ortaya koyarken 50.000’den fazla ayrı hücreden oluşan yeni Intelli-Lux HD LED® sistemi ile Opel’in aydınlatma teknolojileri konusundaki öncülüğünü pekiştiriyor. Yeni Grandland, iç mekanında yolcuları konforlu bir ortamda cesur ve yalın tasarımıyla karşılıyor. Model, 16“lik bilgi-eğlence ekranı ve tamamen dijital 10” gösterge panel ile sürücünün sürüş keyfine odaklanmasına imkan tanırken Intelli-HUD “head-up display” (sanal gösterge paneli) sayesinde sürücünün gözlerini yoldan ayırmasına gerek kalmıyor. Ayrıca Opel’in ödüllü ergonomik AGR koltukları, önemli bir itibara sahip ve yeni Grandland bu geleneği devam ettiriyor. Alman mühendisliğiyle tasarlanan ve geliştirilen yeni Grandland, tasarım aşamasından itibaren elektrikli araçlar için geliştirilen yeni STLA Medium platformu üzerinde yükseliyor.  Bu ve çok daha fazla yenilikçi özellikleriyle yeni Grandland, Opel’in Türkiye’deki SUV ve elektrikli portföyünde zirveyi temsil ederek geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyor.

 

Opel, 125 yıldır Alman mühendisliği mirasından ilham alarak geliştirdiği yeni nesil Grandland modeli için Türkiye’de ön talep almaya başlıyor. İlk teslimatların Ocak 2025’te gerçekleşmesi planlanan yeni Grandland, başlangıçta iki yenilikçi motor seçeneği ile kullanıcılarla buluşacak. Hybrid versiyonu, 1.2 litre 136 hp turbo benzinli motoru, 28 hp (21 kW) elektrikli motoru ve 6 ileri çift kavramalı elektrikli şanzımanı biraraya getiriyor. Tamamen elektrikli versiyonu ise 73 kWsa (net kapasite) bataryasıyla yaklaşık 504 kilometre menzil (WLTP’ye göre) sunuyor ve 210 hp güç üretiyor. Yeni Grandland, şık tasarımını, çevre dostu detaylar ve karbon ayak izini azaltan özelliklerle tamamlıyor. Stellantis’in elektrikli araçlar için geliştirdiği STLA Medium platformu üstünde yükselen ilk Opel modeli olan yeni Grandland, yenilikçi şasiyle son derece sağlam bir sürüş deneyimi sunuyor ve düz gövde altı tasarımı sayesinde aracın altındaki hava akışı optimize ediliyor.

 

Cesur ve yalın tasarımı ile özgüvenli bir duruş sergiliyor!

Cesur ve yalın tasarıma sahip olan yeni Grandland, 19” alaşım jantlarıyla (Elektrikli versiyonda 20” alaşım janlar standarttır) Opel’in SUV portföyünün zirvesindeki yerini alıyor. Opel’in ikonik vizör tasarımı, yeni 3D uygulamasıyla Grandland’e daha sade ve modern bir görünüm kazandırıyor. Aydınlatmalı logo zerafeti arttırken, Opel mühendislerinin geliştirdiği sınıfının lideri Intelli-Lux HD LED® teknolojisi, aydınlatmada yeni bir dönemi başlatıyor. İlk kez Yeni Grandland’de yer alan bu yenilikçi sistem, her bir tarafta 25.600 olmak üzere toplamda 50.000’in üzerinde LED hücresiyle yüksek çözünürlüklü ve homojen bir ışık dağılımı sağlıyor. Trafik durumunu algılayan bir kamera sayesinde, bu teknoloji ilerideki nesneleri standart Matrix Light sistemlerinden daha parlak, net ve etkili bir şekilde aydınlatıyor. Arka tarafta, ilk kez bir seri üretim modelde kullanılan aydınlatmalı “OPEL” “Compass” imzası, Grandland’in özgün tasarımını vurguluyor. Ayrıca çevreci inovasyon yaklaşımı doğrultusunda, otomobilin adı artık krom harflerle değil, bagaj kapağına zarif bir baskı şeklinde işlenmiş durumda. Bu detay, Opel’in sürdürülebilir tasarıma olan bağlılığını bir kez daha ortaya koyuyor.

 

İç mekanda yeni nesil teknolojilerle detoks etkisi!

Yeni Grandland, iç mekanında yolcuları konforlu bir ortamla birlikte cesur ve yalın tasarımıyla karşılıyor. Hafifçe sürücüye dönük olarak konumlandırılmış 16”lik bilgi-eğlence ekranı ve yüksek orta konsol modern ve sportif bir atmosfer yaratıyor. Direksiyonun arkasında yer alan geniş ve tamamen dijital gösterge paneli, temel bilgileri sağlayarak sürücünün sürüş keyfine odaklanmasına imkan tanırken Intelli-HUD “head-up display” (sanal gösterge paneli) sayesinde sürücünün gözlerini yoldan ayırmasına gerek kalmıyor. Sürücüler, Pure Mod’u manuel veya otomatik olarak etkinleştirerek gösterge panelini sadeleştirme seçeneğine de sahip. Ayrıca iç tasarım, Opel’in yalın ve kullanıcı dostu detoks felsefesini yansıtırken; markanın ödüllü ergonomik AGR koltukları sürüş konforunu bir üst seviyeye taşıyor. Yeni Grandland’de sürücü koltuğuna isteğe bağlı olarak havalandırma ve masaj özellikleri de eklenebiliyor. Standart olarak sunulan Intelli-Seat teknolojisi, omurilik üzerindeki baskıyı azaltarak otobanlardaki uzun yolculuklarda dahi olağanüstü bir rahatlık sağlıyor. Sürdürülebilirliği merkeze alan Opel,  “Greenovation” yaklaşımı doğrultusunda, tüm kumaşlarını %100 geri dönüştürülmüş malzemeden elde ediyor. Yeni Grandland, Pixel Box’tan ön koltuk sırtlıklarındaki telefon ceplerine ve orta konsolun altında bulunan 12 V prizin de yer aldığı büyük saklama alanına kadar toplamda 35 litreden fazla hacme sahip iç saklama bölmeleri sunuyor. Arka koltuklar dik pozisyondayken 550 litre, koltuklar yatık pozisyonda ise 1,645 litre bagaj hacmi sunan yeni Grandland, yükleme alanı konusunda da sınıf beklentilerini karşılıyor.

 

Elektrikli ve 48V  Hybrid teknolojisi sahip versiyonlar ile seçim özgürlüğü

 

Yeni Grandland Elektrik, Türkiye’de ilk etapta satışa sunulacak versiyonunda 73 kWsa (net kapasite) batarya ile birlikte yaklaşık 504 kilometre menzil (WLTP’ye göre) sunacak. 210 hp (157 kW) güç ve 345 Nm doğrudan tork üreten elektrik motoru, sessiz sürüş deneyimi sunuyor. Yeni Opel Grandland Elektrik, ayrıca ısı pompası gibi enerji tasarrufu özellikleri verimliliği arttırarak menzil avantajı sağlıyor. Bununla birlikte yeni Grandland Elektrik, hızlı şarj istasyonlarında bataryasını %80 seviyesini yaklaşık 29 dakika doldurabilme özelliği ile pratik bir kullanım imkanı tanıyor.

 

Müşteriler, tamamen elektrikli seçeneğinin yanı sıra 48V Hybrid teknolojisine sahip versiyonu da tercih edilebilecek. 136 hp(100 kW) güç üreten; 1,2 litrelik turbo benzinli motor, 28 hp (21 kW) elektrikli motor ve 6 ileri çift kavramalı elektrikli şanzıman ile donatılan kompakt sistem, günlük kullanımda akıllı ve ekonomik bir sürüş çözümü olarak da birçok avantaj sunuyor. 48V hibrit teknolojisi ile donatılan model, içten yanmalı motora sahip benzer bir araca kıyasla yakıt tüketimini ve karbon emisyonunu azaltırken aynı zamanda sürüş konforunu önemli ölçüde artırıyor.

 

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.