Elektrikli Araçlar
DS AUTOMOBILES ANTOINE DE SAINT EXUPÉRY KOLEKSİYONU İLE HER YOLCULUK BİR RÜYAYA DÖNÜŞÜYOR!

Seyahat sanatını yollarla buluşturan DS Automobiles, lüks ve moda dünyasında olduğu gibi her yıl tanıtımını gerçekleştirdiği yeni koleksiyonlarıyla dikkat çekmeye devam ediyor. Bu kapsamda, insan odaklı, hikaye anlatıcısı, havacı, bilim insanı ve sanatçı olan Fransız efsanesi Antoine de Saint Exupéry’nin adı, DS Automobiles’in tanıttığı 2024 Koleksiyonu’nda yeniden hayat buluyor. Koleksiyon, Antoine de Saint Exupéry’yi, dünyaya veda edişinin 80. yıl dönümünde onurlandırıyor. Antoine de Saint Exupéry Koleksiyonu’nda yer alan DS 7, tasarım detaylarıyla zarafeti yansıtıyor. Antoine de Saint Exupéry’nin seyahatleri ve hikayelerinden ilham alan bu özel koleksiyon, yazarın eserlerine verdiği referanslarla DS DESIGN STUDIO PARIS ekibinin çalışmalarını sergiliyor.
DS Automobiles, tıpkı lüks moda dünyasında olduğu gibi her yıl yeni koleksiyonlarını gözler önüne sermeye devam ediyor. Bu benzersiz koleksiyon, DS Automobiles’in değerlerini yansıtan ve kabul görmüş uzmanlığın güçlü bir ifadesini temsil ediyor. Fransız zarafetini ve lüksünü yansıtan DS’in 2024 yılı koleksiyonunda hem şair ve gezgin hem de yazar ve kahraman olmasıyla Fransa tarihini simgeleyen bir karakter olan Antoine de Saint Exupéry ile zengin bir iş birliği yapılıyor. Exupéry’nin birçok yönden ilham veren hikayeleri, onun dört eseriyle bağlantılı olarak DS koleksiyonuna Küçük Prens, Güney Postası, Kale ve Gece Uçuşu hikayeleriyle hayat veriyor.
Antoine de Saint Exupéry Koleksiyonu: ilham kaynağını yansıtan DS koleksiyonu
DS 7’de sunulan Antoine de Saint Exupéry Koleksiyonu, Antoine de Saint Exupéry’nin maceralarla dolu hikayesiyle yakından ilişkili olan özel bir ortak imzaya sahip. Bu koleksiyon, dünyaya veda edişinin 80. yıl dönümünde Antoine de Saint Exupéry’yi onurlandırıyor. Bu koleksiyon özel bir “”Gece Uçuşu” renk seçeneğiyle geliyor. Sedefli boya, indigo ve bronz renkli yansımalar yaratan pigmentleriyle şafak vaktinde yıldızlı bir geceyi çağrıştırıyor. DS 7’nin iç mekanındaki atmosfer, Criollo Kahvesi rengindeki Nappa derinin sıcaklığı ve dayanıklılığıyla 20. yüzyılın ilk yarısındaki havacılardan ilham alan bir tasarıma hayat verirken benzersiz bir uzmanlığı ve DS Automobiles’in büyük önem verdiği asil malzemelerin kullanımını yansıtıyor. Orta konsoldaki nappa deri süslemelerde, uçakların su buharı izini çağrıştırması için özel bir işleme tekniğiyle yapılmış tasarım eşlik ediyor.
Koleksiyonun içinde ve dışında yer alan özel armaların yanı sıra, Antoine de Saint Exupéry Koleksiyonu’nun tamamlayıcı özellikleri olarak kapı eşikleri öne çıkıyor. Kapı eşiklerinde yazarın ilham verici eserlerinden alıntılar ve çizimler yer alırken, Antoine de Saint Exupéry imzasına speedform logosu eşlik ediyor. Buradaki çizim bir uçak gövdesini çağrıştırıyor. Ortadaki pervane ise havacıların ve gezginlerin yön bulmak için yararlandığı yıldızları çağrıştırıyor. Bu koleksiyon lansmanını taçlandırmak için, Avrupa’daki ilk 80 müşteriye bir yıldızın adını taşıyan sertifika verilecek.
DS Automobiles CEO’su Olivier François, “Antoine de Saint Exupéry Koleksiyonu ile DS Automobiles markasının temsil ettiklerini gösteriyoruz: fark yaratan, küçük, ekstra bir ruh. Bu farkı yaratan; şiir, ortak değerlerle kurulan bağ ve ortak hayal gücü gibi soyut kavramlar. Her şeyden önce Fransa, Fransa’nın yemek kültürü, güzelliğe olan tutkusu, ayrıntılara gösterilen özen ve Antoine de Saint Exupéry’nin seyahat, keşif ve avangart ruhu. Concorde ve TGV’nin yanı sıra, konfor, tasarım ve teknolojiyi yenilikçi bir şekilde bir araya getiren 1955 model DS, tüm bunları temsil ediyor. Bu yeni “Antoine de Saint Exupéry” koleksiyonu, tüm bu ortak değerleri paylaşıyor” dedi.
DS 7 ANTOINE DE SAINT EXUPÉRY: “Yıldızlarla aramızdaki iletişimin yoludur bu”, Kumların Bilgeliği
DS 7 ANTOINE DE SAINT EXUPÉRY’de, yazarın ölümünden sonra yayımlanan ve insan olma hali üzerine düşüncelerinin bir araya getirildiği “Kumların Bilgeliği” eserinden bu alıntı yer alıyor. Eserin gücü, şekliyle konfor ve güvenliği yansıtan DS 7’nin gücüyle birleşiyor. DS 7 ANTOINE DE SAINT EXUPÉRY’de yer alan yeni Criollo Kahvesi OPÉRA iç dizayn ise yolcuların rahatlığını daha da artırıyor. Nappa deriye Tramontane işlemeler ve inci dikişler eşlik ediyor. Gösterge panelinde “Antoine de Saint Exupéry” arması, kapı eşiklerinde “Yıldızlarla aramızdaki iletişimin yoludur bu” alıntısı ve yıldız çizimleri yer alıyor.
Diğer süs dikişleri ve Criollo Kahvesi rengindeki kol dayanağı ise koleksiyonun iç tasarımına ekstra zarafet katıyor. DS 7 ANTOINE DE SAINT EXUPÉRY’nin direksiyon simidinin tamamı, hava yastığı kapağı dahil olmak üzere Bazalt Siyahı deriyle kaplı. Ön koltuklarda ısıtma, masaj ve havalandırma gibi konfor özellikleri yer alırken akustik izolasyonlu camlar maksimum konfor sunuyor. Dış tasarıma gelindiğinde, ön kapılardaki yeni “Antoine de Saint Exupéry” amblemi ve “Gece Uçuşu” renkli yeni jant göbeği, bu koleksiyonun ayrıcalıklı niteliğini bir kez daha vurguluyor. DS 7 ANTOINE DE SAINT EXUPÉRY, Türkiye’de BlueHDi 130 dizel motor seçeneği ile sunulacak. Bu özel koleksiyon, İndigo Bronz renginin yanı sıra, tümü sedefli olan Kristal Gri, Perla Nera Siyahı ve Safir Mavi olmak üzere dört farklı renk seçeneğiyle alınabilecek.
DS Automobiles Tasarım Direktörü Thierry Metroz, “Antoine de Saint Exupéry’yi düşündüğümüzde aklımıza Küçük Prens geliyor. Yıldız imgesi hepimizin zihninde yer etmiştir. Bize ilham veren bu imgeye, grafiklerimizin yanı sıra otomobillerin içinde ve dışında kullandığımız amblemlerde de yer verdik. Aynı zamanda, Antoine de Saint Exupéry’nin çizimlerini yorumlamaya ve onlara yeniden hayat vermeye çalıştık” dedi.
DS Automobiles Ürün Direktörü Agnès Tesson-Faget, “Koleksiyonlarımız, lüks moda dünyasına açık referanslar içeriyor. Bu bize, her yıl özel bir ürün grubunda ilham kaynağımızı yansıtarak değerlerimizi ifade etme ve uzmanlığımızı ortaya koyma fırsatı sunuyor” sözleriyle özel koleksiyonu değerlendirdi.
Antoine de Saint Exupéry: bir efsaneye dönüşen çok yönlü kahraman
İnsan odaklı, hikaye anlatıcısı, havacı, bilim insanı ve sanatçı olan Antoine de Saint Exupéry, birçok yönden efsane olmayı başarmış bir kişi. Exupéry 20. yüzyılın ortalarından itibaren edebi eserlerinde ve havacılık serüveninde maceracı ruhunu, yaratıcılığını ve merhametini dışa vurdu. Henüz gençliğinin ilk yıllarında gökyüzüne ve takımyıldızlarına hayranlık duymaya başladı. Bu hayranlığı, onun Birinci Dünya Savaşı’nın çalkantılı dönemlerinde Fransız Hava Kuvvetleri’nde hızla yükselmesini sağlayarak içinde alevlenen uçuş tutkusunu körükledi. Antoine de Saint Exupéry daha sonra çeşitli şirketlerde hava yolu pilotu olarak uçuş kariyerine devam etti. Devasa Sahra Çölü üzerinde gece uçuşları yaptığı solo maceraları, onun edebi çalışmaları için verimli bir kaynak oluşturdu. Exupéry’nin hayal gücünü besleyen uçuşları, “Güney Postası” ve “Gece Uçuşu” başta olmak üzere en ünlü hikayelerine ilham kaynağı oldu. Antoine de Saint Exupéry, 1943’te kaleme aldığı “Küçük Prens” ile dünya genelinde kalpleri fethetti. Kendi çizimleriyle bezeli bu şairane öyküde, uzak bir gezegendeki bir çölün kavurucu kumlarında mahsur kalmış bir havacıyla karşılaşan genç bir prensin destansı hikayesi anlatılır. Küçük Prens’in maceraları üzerinden sevgi, dostluk, yalnızlık ve anlam arayışı gibi evrensel temaları işleyen Antoine de Saint Exupéry, dünya genelinde milyonlarca okuru büyülemiştir. “Küçük Prens”, dünyada en fazla dile çevrilen kitap olmuştur.
İkinci Dünya Savaşı’nda Fransız direniş güçlerine katılan Saint Exupéry, 31 Temmuz 1944’te bir hava keşif görevi sırasında uçağının Akdeniz sahili açıklarında suya gömülmesiyle yaşama veda etti. Genç yaşta yaşamı son bulan Antoine de Saint Exupéry’nin mirası, zamana meydan okuyan eserlerinde yaşamaya devam ediyor. Yazar olarak insanlığı ve insan olma halini incelikle ele alan Antoine de Saint Exupéry, havacı olarak ise maceraperest ruhunu ve cesaretini yansıtıyor. Küçük Prens’in sayfalarına konu olan yaşam felsefesi, toplumun her kesiminden okurları bugün dahi etkilemeye devam ederek insanlara sevgiyi, dostluğu ve dünyanın ihtişamını hatırlatıyor. Antoine de Saint Exupéry, insanlığın yıldızlara ulaşma isteğinin ölümsüz bir simgesi oldu.
Bu efsanevi Fransız’ın dünyayı büyüleyen eserlerinden ve hayal gücüne olan tutkusundan ilham alan DS Automobiles, Antoine de Saint Exupéry’nin varislerini ve hak sahiplerini temsil eden Saint Exupéry – d’Agay Estate ile güçlerini birleştirerek Antoine de Saint Exupéry Koleksiyonunu tasarladı. Bu iş birliğinin meyvesi olan DS koleksiyonlarının her biri, Antoine de Saint Exupéry’nin imzasını taşıyan bir hikayeyi anlatıyor.
Blog
Elektrikli otomobil sadece bir tasarruf modeli değil, sürdürülebilir geleceğin inşasında büyük bir adım!

Elektrikli araç kiralama alanında Türkiye’nin ilk ve öncü markası olan Metafleet, SDN Tech Expo 2025 kapsamında elektrikli otomobillerin geleceğinin konuşulduğu “Teknolojiyle Yola Çık: Yeni Nesil Mobilite Ekosistemi” başlıklı panelin konuşmacıları arasında yerini aldı. Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, şehir içi ulaşımın elektrikli araçlarla nasıl dönüşüm geçirdiğini, sürdürülebilirliğin kurumsal filolar için neden vazgeçilmez bir stratejiye dönüştüğünü ve bu süreçte dijitalleşmenin sağladığı avantajları vurguladı.
Elektrikli araç kiralama alanında Türkiye’nin ilk ve öncü markası olan Metafleet, SDN Tech Expo 2025’te düzenlenen, moderatörlüğünü ünlü otomobil gazeteci ve sosyal medya influencer’ı Doğan Kabak’ın yaptığı “Teknolojiyle Yola Çık: Yeni Nesil Mobilite Ekosistemi” paneline damgasını vurdu. Panelin önemli isimlerinden biri olan Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, elektrikli araçların şehir içi ulaşıma etkilerinden, kurumsal filolar için sürdürülebilirliğin neden bir zorunluluk haline geldiğine kadar birçok başlıkta görüşlerini paylaştı. Günal ayrıca, dijitalleşmenin kurumsal filo yönetiminde nasıl katma değer yarattığını örneklerle anlatarak, mobilitenin geleceğine dair güçlü mesajlar verdi.
“Elektrikli araçlar artık bir tercih değil, zorunluluk”
Panelde, şehir içi ulaşımın elektrikli araçlarla nasıl yeniden şekillendiğini değerlendiren Tevfik Günal, şarj altyapısındaki gelişmeler ve elektrikli otomobil sürüş dinamiklerindeki farklılıklar öğrenildikçe kullanıcıların menzil kaygısının azalacağını vurguladı. Günal, “Elektrikli otomobillerin sunduğu teknolojik imkanlar, kullanıcı deneyimi açısından içten yanmalı motorlara göre çok daha ileri noktada. Şehir içi ulaşımda hava kirliliği ve gürültü kirliliğini azaltmak adına artık bu dönüşüm bir lüks değil, zorunluluk” dedi.
“Bizim işimiz araç kiralama ötesinde geleceği inşa etmek”
Günal, Metafleet’in yalnızca bir filo kiralama firması olmadığını da vurguladı. “Elektrikli araçları sadece tasarruf odaklı değerlendirmek büyük bir eksiklik olur. Biz Metafleet olarak işimizin özünü sürdürülebilirlik olarak tanımlıyoruz. Kurumsal firmaların Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda verdikleri taahhütleri yerine getirebilmeleri için onlara doğru aracı, doğru kullanım senaryosuyla sunuyoruz,” şeklinde konuştu.
“Veri odaklı filo yönetimi ile %75’e varan tasarruf sağlanabiliyor”
Panelde dijitalleşmenin filo yönetimindeki önemine de dikkat çeken Tevfik Günal, elektrikli otomobillerin teknolojik altyapılarının şirketlere değerli içgörüler de kazandırdığını belirtti. “Kiraladığınız aracın izlediği rotaları, yolculuk başına düşen enerji tüketimini, yapılan her seyahatin karbon emisyonundaki azalma oranını ve hatta şarj etaplarının trafik yoğunluğuna göre nasıl optimize edilebileceğini analiz edebiliyoruz. Bu veriler sayesinde firmalar gerçek ihtiyaçlarına göre optimizasyon yapabiliyor ve %75’e kadar maliyet avantajı sağlayabiliyor” dedi.
Tevfik Günal’ın açıklamaları, sadece bugünün değil, geleceğin mobilite vizyonuna da ışık tutuyor. Metafleet, teknolojiyi ve sürdürülebilirliği odağına alarak, Türkiye’de elektrikli araçların daha geniş kitlelere ulaşmasında öncü rolünü pekiştirmeye devam ediyor.
Metafleet Hakkında:
Türkiye’nin ilk ve tek tamamen elektrikli araç kiralama şirketi Metafleet, sürdürülebilirlik odaklı bir anlayışla sektöründe yeni standartları belirlemeyi hedefleyerek 2020 yılında faaliyetlerine başladı. 2022 yılında güçlü finansal yapıya sahip olan Ekol Filo’nun %50 ortaklığıyla sektöre adım atan Metafleet, 12 ila 60 ay arasında değişen uzun dönemli kiralama seçenekleri sunuyor. Şirket, binek ve hafif ticari elektrikli araç filosuyla müşterilerinin ihtiyaçlarına cevap verirken sigorta, bakım ve onarım gibi operasyonel süreçleri üstlenerek kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. Elektrikli araçlarla filosunu yenilemek isteyen, sürdürülebilirlik konusunda öncü olmayı hedefleyen, kurumsal sosyal sorumluluk projelerine önem veren ve çevre dostu filo çözümleri arayan tüm kuruluşlara kapsamlı hizmetler sunuyor.
Blog
İkinci El Aracı Avrupa’ya Göre 2,5 Kat Daha Pahalıya Satın Alıyoruz!“20 Yaşındaki Otomobillerde Fark 5 Kata Çıkıyor”

ÖTV düzenlemesi tekrar gündemdeyken, LenaCars önemli bir araştırmayı ortaya koydu. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de sıfır kilometre araç fiyatları, Avrupa’ya göre ortalama yüzde 70’in üzerindeyken, 0-5 yaş arası otomobillerde bu fark 2,5 kata çıkıyor. 20 yaş ve üzeri otomobillerde ise Türkiye’deki tüketiciler, Avrupa’ya oranla 5 kat daha pahalıya satın alıyor. Aradaki farkın vergilendirme sistemi nedeniyle ortaya çıktığına dikkat çeken LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, “Otomotiv sektöründe var olan vergilendirme sistemimiz güncelliğini yitirmiş durumda. Gerçek piyasa koşullarına ve çevre düzenlemelerine göre uyarlanması, yerli üretici ve yatırımcılar için olumlu sinyal verecektir. Aynı zamanda Türkiye’nin araç penetrasyon oranını OECD ortalamasına yaklaştırır.” diyor.
Yüksek vergi yükü, Türkiye’de otomotiv pazarının büyüme ivmesini yavaşlatırken, ÖTV ile ilgili olası düzenlemeler tekrar gündeme geldi. “Sıfır araç satışları rekor kırdı” haberlerini her geride bıraktığımız ay okusak da LenaCars’ın yaptığı kapsamlı araştırmalara göre, Türkiye’nin nüfusa kıyasla araç sahipliğinde OECD ülkeleri arasında geride olduğu tespit ediliyor. 2024 yılında her 1000 kişiye 354 motorlu araç düşerken, AB ülkelerinde her 1000 kişiye ortalama 570 motorlu araç düşüyor.
Almanya’ya göre sıfır otomobiller ortalama yüzde 70 daha pahalı
Yapılan kapsamlı araştırmalara ilişkin önemli açıklamalarda bulunan LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, Almanya’ya oranla, Türkiye’deki sıfır otomobillerin ortalama yüzde 70 daha pahalı olduğunu belirtti ve “Sıfır kilometre araç fiyatlarının Avrupa’ya kıyasla bu denli yüksek olması; vergi politikalarının gözden geçirilmesi, dengeli, sürdürülebilir bir vergi politikasının ortaya konması ve tüketicinin vergi yükü altında ezilmemesi gerektiğini ortaya koyuyor. ÖTV düzenlemesi gerçekleştirilirken bu durumun da göz önünde bulundurulmasını umut ediyoruz.” dedi.
Avrupa ülkelerindeki otomobil vergilendirme sistemleri bu şekilde
Almanya: Tam elektrikli araçlar (BEV), ilk tescillerinden itibaren 5 yıl motorlu taşıt vergisinden (Kfz-Steuer) muaf. Hibrit araçlar ise CO₂ emisyon değerine doğrudan bağlı yıllık vergiye tabi.
Fransa: “Bonus–Malus” sistemi uygulanıyor; düşük emisyonlu BEV/PHEV’lere alım desteği, yüksek emisyonlu içten yanmalı araçlara ek vergi getiriliyor.
Birleşik Krallık: 2022’de hibrit alım teşvikleri sona erdi; 2025 sonrası sıfır emisyonlu araçlara yönelik araç vergisi indirimleri kaldırılıyor.
Danimarka: Kayıt vergisi modelinde BEV’ler için yaklaşık %40, PHEV’ler için %50 oranları uygulanıyor.
Türkiye dışında başka bir Avrupa ülkesinde ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) gibi ilave bir vergi bulunmuyor. Vergilendirme emisyona; yani araçların çevreye verdiği kirliliğe göre yapılıyor.
İkinci elde fiyat farkları 2,5 kattan 5 kata kadar çıkıyor
Güncelliğiniarındaki her 4 araçtan birinin 21 yaş ve üzeri olduğunu aktaran LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, alım gücü ve matrah tandanslı güncelliğini yitirmiş vergilendirme sistemi nedeniyle eski araçlara olan talebin yüksek olduğunu ve fiyatlarının da bu etkenlerle çok yüksek seviyede kaldığını söyledi. Nazik, “Almanya’da 2000 Euro olan 20 yaşındaki bir Opel Astra’yı, Türkiye’de 10.000 Euro’ya satın alabiliyoruz. Daha yeni modellerde, 0-5 yaş arasındaki ise ikinci el araç fiyatlarının Türkiye’de 2,5 kat daha pahalı olduğu görülüyor. Temeldeki etken vergilendirme sistemimiz, yüksek vergi yükü, her satışta ikinci el araca da transfer edilmiş oluyor.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’de Yüzde 10 ÖTV Dilimine Giren Elektrikli Modeller
Resmî kriterlere göre, motor gücü ≤ 160 kW ve matrah ≤ 1.450.000 TL olan EV modelleri %10 ÖTV’ye tabi modellerden bazıları:
BYD Atto 3 Design
Fiat 500e La Prima HB
Hyundai Kona Electric (100 kW Progressive)
Peugeot e 2008 GT
Renault Zoe Intense (~100 kW)
Togg T10X V2 RWD (Uzun Menzil)
Skoda Elroq (giriş versiyon)
Kia EV3 Elegance
VW ID.3 (giriş/orta pak.)
Tesla Model Y Juniper (150 kW)
BYD Seal Sedan
Citroen e-C4 X Shine Bold
Türkiye’de Hibrit Modeller ve %30 / %60 ÖTV Dilimleri
Resmî düzenlemeye göre:
- %30 ÖTV:
o BYD Seal U DM- i: %80’ten %30’a gerileme
- %60 ÖTV:
o BMW X1 xDrive30e
o DS 9 Opera E Tense 250
o Skoda Superb PHEV
Yeni kanun teklifinde bazı üst segment hibritlerde ÖTV oranlarının yeniden artabileceği gündemdeyken, teşvik dengesine dikkat çeken Nazik, “Yüzde 10’luk dilim, orta segmente alım teşviki sunarken, üst dilimler hâlâ yüksek vergi altında. Matrah ve dilim aralıklarının güncellenmesi, gerçek piyasa koşullarına ve çevre düzenlemelerine uyarlanması otomotiv sektörünün ve tüketici güveninin önünü açacaktır. Enflasyonist ortamda matrah bazlı vergi sisteminin terk edilmesi, daha stabil, dengeli bir vergi reformu yapılması ihtiyaç. Aksi durumda piyasada vergi bazlı sürekli dalgalanmalar görmeye devam edeceğiz.” dedi.
Blog
Volvo’nun En Kompakt ve Tamamen Elektrikli SUV’u EX30 Türkiye Yollarında

Volvo’nun şimdiye kadar ürettiği en kompakt ve en çevreci SUV modeli EX30, gelişmiş teknolojileri, yüksek güvenlik seviyesi ve sürdürülebilir tasarımıyla Temmuz ayından itibaren Türkiye’de yollarda olacak.
EX30, Volvo Cars’ın tamamen elektrikliye geçiş yolculuğundaki en önemli kilometre taşlarından biri olmasının yanı sıra, şimdiye kadar ürettiği en düşük karbon ayak izine sahip model olarak öne çıkıyor.
İskandinav tasarım anlayışını sürdürülebilir malzemelerle harmanlayan iç mekânı, kullanıcı dostu dijital arayüzü ve segmentindeki öncü güvenlik teknolojileriyle EX30, şehir içi mobiliteye çağdaş ve çevreci bir yorum getiriyor.
Kendi sınıfının en üst donanım seviyesiyle sunulan EX30, Volvo Car Türkiye’nin her yıl büyüme hedeflerine ciddi katkı sağlayacak stratejik bir model olarak konumlanıyor. B segmentinde önemli bir oyuncu olmaya hazırlanan EX30’un pazara girişiyle birlikte, Volvo Car Türkiye premium SUV segmentindeki liderlik hedefine bu sene bir adım daha yaklaşıyor.
Türkiye pazarına özel olarak geliştirilen 150 kW’lık arkadan itişli motorun üretimi Belçika Gent fabrikasında gerçekleştiriliyor. Fabrikanın ilk haftalardaki üretiminin neredeyse tamamının Türkiye pazarı için önceliklendirmesi sayesinde, modelin Nisan ayından itibaren toplanan müşteri talepleri ile hızlıca buluşması sağlanacak. Segmentinde dikkat çekici bir fiyat seviyesinde konumlandırılan EX30’un Türkiye’ye özel donanım seviyesi için fiyatı 1.913.000 TL* olarak belirlendi.
(*MTV, plaka masrafları ve trafik sigortası dahil değildir)
“Segmentinin ötesine geçen EX30 ile liderliğe bir adım daha yaklaşıyoruz”
Volvo Car Türkiye Genel Müdürü Alican Emiroğlu, EX30’un Türkiye pazarındaki stratejik önemine şu sözlerle dikkat çekti:
“EX30’un Türkiye pazarına girişi, Volvo Car Türkiye’nin istikrarlı büyüme hedefleri açısından önemli bir dönüm noktası. Segmentinin çok üzerinde bir donanım seviyesi sunan EX30, aynı zamanda markamızın sürdürülebilirlik vizyonunu da en güçlü şekilde temsil ediyor.
Bu modelle birlikte yalnızca elektrikli mobiliteye geçişte değil, premium SUV segmentinde liderliğe giden yolda da önemli bir adım atıyoruz. Türkiye’ye özel olarak geliştirilen motor seçeneği ve üretim önceliği, bu hedef doğrultusunda ülkemizi stratejik pazarlardan biri haline getiriyor.”
Kullanıcı dostu iç tasarım ve İskandinav ferahlığı
EX30’un iç mekânında denim, keten, yün gibi sürdürülebilir ve geri dönüştürülmüş malzemelerle tasarlanan dört farklı ‘iç oda’ alternatifi sunuluyor: Breeze, Mist, Pine ve Indigo. Her biri farklı İskandinav coğrafyalarından ve dokulardan ilham alıyor. Bu detaylar, EX30’un çevreye duyarlı yaklaşımını gözle görülür kılarken, farklı temalardaki iç mekân alternatifleriyle kişiselleştirme imkânı sunuluyor. Orta konsolun kaydırılabilir yapısı, akıllı saklama alanları ve sadeleştirilmiş arayüz hem sürücü hem de yolcular için ferah ve konforlu bir atmosfer sağlıyor.
Ayrıca sabit panoramik cam tavan, IR kaplamalı cam teknolojisiyle daha serin ve aydınlık bir kabin sunuyor. Yeni kare tasarımlı direksiyon simidi, otomatik kararan çerçevesiz iç dikiz aynası, kablosuz şarj pedi ve dijital anahtar gibi özellikler yer alıyor.
Volvo EX30’un yüksek donanım seviyelerinde yer alan ambiyans aydınlatmaları da İsveç doğasından ilhamla hazırlanmış beş farklı temayı içeriyor: Nordic Twilight, Midsummer, Northern Light, Archipelago ve Forest Bath.
Kompakt gövdesi ile Volvo’nun SUV’larında sunulan teknolojilerin pek çoğunu barındıran EX30,12,3 inçlik merkezi ekran, Google entegrasyonlu bilgi-eğlence sistemi, kablosuz Apple CarPlay ve gelişmiş ses sistemiyle üst segment konforunu daha erişilebilir bir formatta sunuyor. Modelde kullanılan Soundbar hoparlör sistemi, araç içi ses deneyimini yeniden tanımlarken iç mekânda daha fazla alan yaratıyor.
EX30: Şehir içi güvenlikten, üstün performans
Volvo EX30, şehir içi sürüşte emniyeti artıran bir dizi yenilikçi özellikle donatıldı. “Kapı Açılma Uyarısı” (Safe Exit) sistemi, yol kenarında bisikletli veya yayalar geçerken oluşabilecek olası kazaları önlemeye yardımcı olurken; yeni nesil Park Pilot Assist, dar alanlara otomatik park imkânı sunuyor. EX30, Volvo’nun bugüne kadar ürettiği en hızlı ivmelenmeye sahip otomobili olarak da dikkat çekiyor: Twin Motor versiyonu 428hp güçle 0’dan 100 km/s hıza yalnızca 3,6 saniyede ulaşarak bugüne kadar üretilmiş en hızlı Volvo otomobili unvanına sahip oldu. Geniş menzil isteyen kullanıcılar için 476 km’ye kadar menzil sunan 204hp’lik Single Extended Range seçeneği de mevcut.
EX30’un Türkiye’de sunulan donanımlı versiyonu olan Ultra seviyesi, standart olarak panoramik cam tavan, 22kW OBC, ısıtmalı ön koltuklar, ısıtmalı direksiyon, anahtarsız giriş, otomatik açılan bagaj, 19” alüminyum elmas kesim jant, 9 hoparlörlü, 1.040W gücünde ve 5.1 Quantum Logic Surround ses deneyimi sunan Harman Kardon soundbar ses sistemi, 360 derece kamera, BLIS kör nokta uyarı sistemi, elektrikli ayarlanabilir koltuklar ve adaptif hız sabitleyici gibi üst segment özellikleri içeriyor. Bu özellikler, EX30’u sınıfında en yüksek donanımlı modellerden biri haline getiriyor
Sürdürülebilirlik yaklaşımı
EX30, Volvo Cars’ın bugüne kadarki en düşük karbon ayak izine sahip modeli. Otomobilin üretiminden kullanım ömrüne kadar her aşamada çevresel etkileri minimize edecek çözümler geliştirildi. EX30, %100 yenilenebilir enerjiyle çalışan tesiste üretiliyor ve toplam karbon ayak izi 27 tonun altına indirildi. Otomobilin gövdesinde %25 geri dönüştürülmüş alüminyum, %17 çelik ve %17 polimer kullanıldı.
Yeni Volvo EX30 Türkiye’de lansman rengi olan Sand Dune’un yanı sıra Cloud Mavi, Vapour Gri, Crystal Beyaz ve Onyx Siyah seçenekleriyle sunuluyor.
-
Blog4 hafta önce
Off-Road SUV JAECOO 7’de Haziran Ayına Özel Finansman Avantajları
-
Blog4 hafta önce
T10X’te haziran ayı avantajlarla başladı
-
Blog4 hafta önce
Haziran indirimleriyle Nissan’ınızı tatile hazırlayın!
-
Blog3 hafta önce
Avenger, Renegade ve Compass’ta Kredi ve Takas Olanakları
-
Blog4 hafta önce
DS Automobiles’te hazirana özel finansman teklifleri
-
Blog3 hafta önce
Skoda tabuları yıktı: 15 bin TL taksitle SUV!
-
Blog3 hafta önce
Avenger, Renegade ve Compass’ta Kredi ve Takas Olanakları
-
Blog2 hafta önce
Egea, Haziran’a özel 999 Bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla