Connect with us

Otomotiv Sektörü

DS AUTOMOBILES, FORMULA E 9. SEZONUNUN İLK YARIŞINA UMUT VEREN BİR PERFORMANSLA BAŞLADI

Formula E’de bir çift Pilotlar ve Takım Şampiyonluğu bulunan DS Automobiles, ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nın 9. sezonunun açılış yarışı olan Meksika’da önemli kazanımlar elde etti. Önceki modellerden daha güçlü ve verimli olan 3. nesil yarış araçlarının ilk kez sahneye çıktığı yarışın sıralama turlarında Jean-Eric Vergne en hızlı ve ikinci en hızlı zamanı elde ederken, Stoffel Vandoorne ise beşinci sırada yer aldı. Gerçek seansa gelindiğinde trafiğe takılan pilotlar 11. ve 14. sıradan start aldılar. Stoffel Vandoorne dört sıra yükselerek son turda 10. sırayı alarak takım için Meksika’da ilk puanı kazandırdı. Start sonrası iki sıra yükselen Jean-Eric Vergne ise yaşanılan teknik sorunlardan dolayı bitişe 12. sırada ulaşabildi.

 

2019 ve 2020 yılları arasında bir çift Pilotlar ve Takım Şampiyonluğu’nun yanı sıra, 10 galibiyet, 15 pole pozisyonu ve 28 podyum gibi bir dizi benzersiz rekor kıran DS Automobiles, ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nın 9. sezonuna umut veren bir performansla başladı. Sezonun Meksika’daki açılışı yarışında zorlu bir sıralama turunun karmaşık hale getirdiği yarışa rağmen DS Automobiles pilotları, PENSKE AUTOSPORT ile girilen yeni DS E-TENSE FE23’ün güçlü performans seviyesini göstermeyi başardı. Sezonun bu ilk yarışında, elektrikli ulaşım alanındaki sürekli teknik gelişimin altını çizen, önceki modellerden daha güçlü ve verimli olan 3. nesil yarış araçları ilk kez sahneye çıktı. DS Automobiles, Mexico City’de ilk puanı alarak, her zamankinden daha rekabetçi olacak gibi görünen şampiyonada etkisini gösterdi.

 

DS Performance’ın geliştirdiği yeni otomobilin yetenekleri serbest antrenman seanslarının ön sıralarında yer almayı başaran Jean-Eric Vergne ve Stoffel Vandoorne tarafından kanıtlandı. Fransız pilot en hızlı ve ikinci en hızlı zamanı elde ederken, Belçikalı pilot ise beşinci sırada yer aldı. Sıralamaya kadar her şey iyi görünse de, gerçek seansa gelindiğinde bu eğilim devam etmedi. Her iki DS Automobiles pilotu da trafiğe takıldı ve startta Jean-Eric Vergne 11., takım arkadaşı ise 14. sıraya yerleşti.

 

Yarışta, DS E-TENSE FE23 araçları, bu yılki aksiyonun ayrılmaz bir parçası olacaklarını gösterdiler. Son şampiyon Stoffel Vandoorne asla pes etmedi. Sonunda dört sıra yükselerek son turda 10. sırayı aldı. Tersine, Jean-Eric Vergne son aşamalarda önemli ölçüde kayıp yaşadı. İki sıra yükselen Fransız pilot, yönetmeliklerin tüm araçlarda şart koştuğu ortak bileşenlerden batarya ile ilgili teknik bir sorun yaşadı. Bu sorun, yarış boyunca yer aldığı ilk 10’un dışında kalmasına yol açtı. Finişe 12. sırada ulaşabildi.

 

Meksika’daki Hermanos Rodriguez pistinde yapılan sezonun açılış yarışının ardından, ABB FIA Formula E Şampiyonası’nın sıradaki ayakları, 27 ve 28 Ocak’ta, Diriyah pistindeki ikinci ve üçüncü yarışlar için Suudi Arabistan’da yapılacak.

 

DS Performance Direktörü Eugenio Franzetti: “Sezonun bu ilk yarışından çok şey öğrendik. Bu bilgiler gelecekte çok işimize yarayacak. Kesin olan bir şey var: Araçlarımızın rekabet gücü yüksek! Şimdi bize düşen, sıradaki yarışlarda parlamak için bundan yararlanabilmek.”

 

Son Formula E Dünya Şampiyonu Stoffel Vandoorne: “Açıkçası mükemmel bir hafta sonu değildi. Bence takımdaki herkes Meksika’dan daha fazla puanla ayrılmayı umuyordu. Yine de, bir puan da önemli ve hiç yoktan iyidir. Serbest antrenmanlarda çok iyi bir tempo yakaladık ve her seferinde iki aracımızın da ilk beşte yer almasıyla iyi bir başlangıç yaptık. İyi şeyler olacağını hissediyorduk ama sıralama turları sırasında, özellikle trafik nedeniyle işler planlandığı gibi gitmedi. Her yönden optimizasyon sağlamayı başaramadık. 14. sırada başladım ve kolay olmayacağını biliyordum. Birkaç Güvenlik Aracı periyodunun yaşandığı yarış olaylıydı ve çok şey öğrendik. Yine de rakipleri yakalayıp geçmek çok zordu ve 10. sıradan daha yukarı çıkamadım.”

 

2018 ve 2019 Formula E şampiyonu Jean-Éric Vergne: “Açıkçası beklediğimiz sonuç bu değildi. Yarışı puan alarak tamamlamak için gerçekten çok mücadele ettim ve ne yazık ki damalı bayrağın hemen öncesinde batarya sorunu yaşadım. Sezon sonunda fark yaratabilecek puanları almak için her şeyimi vermişken, çok sinir bozucuydu. Yine de olumlu tarafları görmek istiyorum. Aracımız iyi ve bu hafta sonundan pek çok ilginç ders aldık. Çok uzun bir sezon olacak. Yine de rekabet gücü yüksek bir araçla ve bugün öğrendiklerimizle, sonraki yarışlarda daha iyisini yapacağımıza eminim.”

 

DS Automobiles’in Formula E’ye girmesinden beri elde edilen önemli başarılar:

  • 90 yarış
  • 4 şampiyonluk
  • 15 zafer
  • 44 podyum
  • 22 pol pozisyonu

 

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

Nissan Vehicle To Grid (V2G) Teknolojisini 2026’dan İtibaren Piyasaya Sürecek

  • Vehicle to Grid(V2D)- Karbon nötr’e geçişi destekleyen ve bireysel elektrik faturalarını düşüren teknoloji
  • Nissan, Birleşik Krallık’ta AC tabanlı çözüm için Grid sertifikası alan ilk otomotiv markası
  • Lansman İngiltere’de başlayacak ve Avrupa pazarlarına yayılacak
  • Girişim, Nissan’ın The Arc iş planı ve taahhüdünü pekiştirecek

 

Nissan 2026’dan itibaren seçili elektrikli araçlarda uygun fiyatlı araç içi çift yönlü şarjı başlatacağını duyurdu. Bu girişim, Nissan’ın sürdürülebilir bir enerji ekosistemi yaratma vizyonu doğrultusunda önemli bir adım teşkil ediyor.

Proje, Nissan’ın iş planı The Arc’ta yer alan, elektrikli araç geçişini mümkün kılan farklılaştırılmış inovasyon sunma ve yeni gelir kaynakları yaratma taahhüdünü pekiştiriyor. Ayrıca şirketin daha temiz, daha güvenli ve daha kapsayıcı bir dünya yaratmaya yönelik uzun vadeli vizyonu Ambition 2030’u da destekliyor.

Elektrikli araç sahiplerinin araçlarının bataryasında depolanan elektriği evlerine güç sağlamak için kullanmalarına veya elektrik şebeke sağlayacılarına geri satmalarına olanak tanıyan Araçtan Şebekeye (V2G) teknolojisi ilk olarak Birleşik Krallık’ta piyasaya sürülecek ve bunu Avrupa’daki diğer pazarlar izleyecek.

Proje, Nissan’ın son on yılda dünya çapında gerçekleştirdiği yaklaşık 40 pilot proje ile V2G alanındaki kapsamlı deneyimiyle destekleniyor.

Nissan, Birleşik Krallık ulusal enerji tedarikine elektrik sağlamak için gereken AC tabanlı bir çözümle** G99 Şebeke kodu sertifikası alan ilk otomobil şirketi oldu.

Nissan Energy bayrağı altında kurulan şirketin amacı, V2G teknolojisini Avrupa ve ötesindeki pazarlarda yaygınlaştırmak, tüketicileri yerel altyapı ve yasal gerekliliklere uygun olarak AC veya DC tabanlı V2G çözümleriyle güçlendirmek olacak.

Araçtan şebekeye teknolojisinin faydaları

Müşteriler, Nissan’ın yerleşik çift yönlü V2G teknolojisini kullanarak bir EV’ye güç sağlamanın yıllık maliyetini %50** oranında azaltabilecek. Aynı teknoloji, şarjdan kaynaklanan net CO2 emisyonlarını da ortalama bir ev hanesi için elektrikli araç başına yılda %30 oranında azaltabilecek.

V2G teknolojisi ile donatılmış elektrikli araçlar, rüzgar veya güneş enerjisinden üretilen elektriği depolayarak ve gerektiğinde şebekeye geri yönlendirerek fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltarak yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzına entegre edilmesinde ve karışımının artırılmasında önemli bir rol oynayabilecek..

Nissan’ın sunmayı planladığı çift yönlü sistemlerden biri olan ve Birleşik Krallık’ta sertifikalandırılan bu AC-çift yönlü sistem, daha düşük bir giriş maliyeti sağlamak için entegre bir yerleşik şarj cihazından yararlanacak ve teknolojinin daha fazla insan tarafından erişilebilir olmasını sağlayacak. Nissan, AC çift yönlü şarj cihazını bugün mevcut olan tek yönlü şarj cihazıyla karşılaştırılabilir bir fiyata sunmayı hedefliyor.

Nissan’ın V2G sistemi, giriş maliyetini düşürmenin yanı sıra, müşterilere özel bir Uygulama aracılığıyla enerjileri üzerinde tam kontrol ve esneklik sağlayacak.

Nottingham Üniversitesi de kampüs içindeki Creative Energy Homes’ta bir operasyon üssü sağlayarak ve akademik araştırmaları destekleyerek proje de önemli bir rol oynadı.

Nissan, diğer pazarlarda gerekli şebeke sertifikasyonunu elde etmek, sorunsuz bir kullanıcı deneyimi geliştirmek ve teknolojinin kullanılabilirliğini daha fazla müşteriye yaymak için bu ve diğer ortaklarla çalışmaya devam ediyor.

Nissan’ın sıfır emisyonlu sürüş sağlayan, temiz enerji kullanılarak şarj edilen ve şebekenin yanı sıra eve de güç sağlayabilen sürdürülebilir şekilde üretilmiş elektrikli araçlardan oluşan projesi tamamen entegre bir enerji ekosistemi oluşturma stratejisinin bir parçasını oluşturuyor.

Nissan Küresel Elektrifikasyon Ekosistemi ve EV Programları Başkan Yardımcısı Hugues Desmarchelier proje lansmanında şunları söyledi: “Müşterilerimize sunduğumuz bu teknoloji, otomobile bakış açımızı değiştirecek bir potansiyel taşıyor. Sadece A noktasından B noktasına gitmenin bir aracı olarak değil, aynı zamanda mobil bir enerji depolama birimi olarak, insanlara para tasarrufu sağlayabilir, enerji sistemlerimizin fosil yakıtlardan uzaklaşmasını destekleyebilir ve bizi karbonsuz bir geleceğe yaklaştırabilir.

“Nissan, teknolojiyi toplum yararına demokratikleştirmekten gurur duyuyor. İki yönlü şarj için yerleşik bir çözümde çığır açan bu gelişme, gelecekteki bir elektrikli aracı enerji kaynağınıza entegre etme maliyetinde önemli bir azalma ve aracı kullanım ömrü boyunca bir gelir kaynağı olarak kullanma becerisi sağlayacaktır.”

 

Nissan’ın Afrika, Orta Doğu, Hindistan, Avrupa ve Okyanusya Bölgesi Başkanı Guillaume Cartier ise şu yorumda bulundu: “Bugün toplumun karşılaştığı en büyük zorluklardan biri enerji tedarikidir – bunu nasıl uygun fiyatlı, güvenilir ve temiz hale getirebiliriz. Diye çalışmalarımıza devam ediyoruz.

“Nissan olarak, müşterilerimiz için enerjilerinin sadece elektrik santralinden değil, yol üzerindeki arabadan geldiği, tamamen entegre, esnek ve daha temiz bir gelecek görüyoruz.”

Gerçek anlamda sürdürülebilir bir şirket olmayı hedefleyen Nissan, Afrika, Orta Doğu, Hindistan, Avrupa ve Okyanusya bölgesinde (AMIEO) benzersiz çeşitliliğini kullanarak herkes için daha temiz, daha güvenli ve daha kapsayıcı bir dünyaya katkıda bulunan yerel odaklı eylemleri ve ölçeklenebilir çözümleri teşvik etmektedir.

 

 

 

Continue Reading

Blog

TAYSAD Ev Sahipliğinde, “Yapay Zekâ Çağında Kültür Oluşturmak” Konferansı

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) ev sahipliğinde bu yıl 7.’si düzenlenen Yetenek Yönetimi Konferansı’nda, “Yapay Zekâ Çağında Kültür Oluşturmak” teması masaya yatırıldı. Yapay zekânın işe alım süreçlerinde etkin kullanımından yetenek kazanımına, insan ve kültürün dönüşümünden kuşak çatışmalarına kadar çok sayıda önemli konunun gündeme geldiği konferans, TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Konak’ın konuşmasıyla başladı. Firma sahipleri, üst düzey yöneticiler, İK yöneticileri ve çalışanlarının katıldığı konferansta, sektör liderleri “Global İş Dünyasında Başarının Yolu”, “İşe Alım Süreçlerinde Yapay Zekânın Etkin Kullanımı”, “Yapay Zekâ Çağında Yetenek Kazanımı” ve “İnsan ve Kültürün Çevik Dönüşümü” başlıklı sunumlar öne çıktı. Panel bölümü “Kuşaklar Arası Düello” konusuyla dikkat çekerken konferansın kapanışı “1 veya 0, İşte Bütün Mesele Bu: Yakın Gelecekte Yapay Zekâ ile İnsanın İş Arkadaşlığı Üzerine Bir Hikâye” isimli ilgi çekici piyesle gerçekleştirildi.

 

Değişen dünyada performans yönetimindeki yeni yaklaşımları ve farklı örnekleri ortaya koymak amacıyla düzenlenen Yetenek Yönetimi Konferansı, Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Bu yıl yedincisi düzenlenen ve ana teması “Yapay Zekâ Çağında Kültür Oluşturmak” olarak belirlenen konferansta yapay zekânın işe alım süreçlerinde etkin kullanımından yetenek kazanımına, insan ve kültürün dönüşümünden kuşak çatışmalarına kadar çok sayıda önemli konu gündeme geldi. Gümüş sponsorluğunu Vinter, bronz sponsorluğunu ise Heltia ve F4e, stand sponsorluğunu Memotive ve Mubiko’nun üstlendiği konferansın açılışını TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Konak gerçekleştirdi. TAYSAD üyelerinin ve sektör temsilcilerinin yoğun ilgisiyle gerçekleşen konferans, Kuika, System Optima, System Capital Yönetim Kurulu Başkanı Süreyya Ciliv’in “Global İş Dünyasında Başarının Yolu” başlıklı sunumuyla devam etti. Ardından Hiringcycle.ai CEO’su Ahu Bade Özkan, “İşe Alım Süreçlerinde Yapay Zekânın Etkin Kullanımı” başlığıyla katılımcılara hitap etti.

 

Sektör liderleri güncel konularda sunumlar gerçekleştirdi!

 

Öğleden önceki son oturum, “Kuşaklar Arası Düello” isimli panel oldu. Moderatörlüğünü AISIN Türkiye Başkanı Murat Ayabakan’ın üstlendiği programın panelistleri ise Edenred Pazarlama CMO’su Zeynep Ege Dura, IFS Kıdemli Hesap Yöneticisi Serkan Fatih Küçük ve Creatiful’un Kurucu Ortağı Atakan Demir oldu. Konferansın ikinci bölümü Norm Digital’in Yazılım ve Yapay Zekâ Teknolojileri Direktörü ve CTO’su Prof. Dr. DenizKılınç’ın “Yapay Zekâ Çağında Yetenek Kazanımı” isimli sunumuyla başladı. Konferans, Türk Traktör’ün İnsan, Kültür ve Dönüşüm İş Lideri Ceren Ertem Çimen’in “İnsan ve Kültürün Çevik Dönüşümü” isimli sunumuyla devam etti. Programın son bölümünde “Sürdürülebilir Kültür” isimli sunumuyla Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Genel Müdür Yardımcısı (Finans ve İdari İşler) Murat Bülbül katılımcılara hitap etti. Konferans, Piyesahne Kurumsal’dan Selim Yener ve Edib Çakır’ın “1 veya 0, İşte Bütün Mesele Bu: Yakın Gelecekte Yapay Zekâ ile İnsanın İş Arkadaşlığı Üzerine Bir Hikâye” isimli piyesi ve TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Konak’ın kapanış konuşmasıyla sona erdi.

Continue Reading

Blog

Yeni JAECOO 7 PHEV 7 Ülkeyi Birbirine Bağlayacak!

Çinli sofistike off-road SUV markası JAECOO, 16 Ekim’de start alan JAECOO Uluslararası Kullanıcı Zirvesi ile birlikte başlayacak benzersiz bir maratona imza atıyor. Bu kapsamda markanın ultra yüksek menzilli yeni şarj edilebilir hibrit modeli JAECOO 7 PHEV, dünyanın dört bir yanındaki yedi ülkeden gelen basın mensupları ve fikir önderlerinin katılımıyla Guangzhou ve Wuhu şehirleri arasında uzun bir yolculuğa başlıyor. Bu yolculukta bir depo yakıtla toplamda 1300 km’lik oldukça uzun bir menzile ulaşmayı hedefleyen JAECOO 7 PHEV,  maraton yolculuğunda birçok özelliğini de sınayacak. Maraton tarzındaki ultra menzilli test yolculuğu, İtalya, Malezya, Meksika, Suudi Arabistan, İspanya, Türkiye ve İngiltere dahil olmak üzere yine yedi ülkeden basın ve fikir önderlerini bir araya getirecek. Bu ultra uzun menzil maratonu, sadece JAECOO 7 PHEV’in üstün performansını kapsamlı bir şekilde incelemekle ve teyit etmekle kalmıyor, aynı zamanda JAECOO’nun marka gücünü ve etkisini de gözler önüne seriyor.

Ekim ayında düzenlenen JAECOO Uluslararası Kullanıcı Zirvesi ile birlikte, markanın ultra yüksek menzilli yeni şarj edilebilir hibrit modeli JAECOO 7 PHEV, dünyanın dört bir yanındaki yedi ülkeyi birbirine bağlayacak yeni bir maraton yolculuğuna çıkıyor. Bu yolculukta bir depo yakıtla toplamda 1300 km’lik oldukça uzun bir menzile ulaşmayı hedefleyen JAECOO 7 PHEV, bu uzun maraton yolculuğunda birçok özelliğini sınayacak.

JAECOO’nun güncel mühendislik çalışmalarının en önemli örneklerinden biri olan JAECOO 7 PHEV’in yedi ülkeyi birbirine bağlayacak olan bu yol testi, modelin performansını mercek altına almak ve kalitesini dünyaya göstermek için mükemmel bir fırsat sunuyor. Ayrıca, JAECOO 7 PHEV, bu etkinlikte üstün performansı, yenilikçi teknolojisi ve güvenilir kalitesiyle sektörün gelişimine yeni bir canlılık ve ivme kazandıracak.

Yedi ülkeden basın mensupları ultra uzun menzil maratonu için bir araya geldi

Yedi ülkeyi kapsayan maraton tarzındaki ultra menzilli test yolculuğu, İtalya, Malezya, Meksika, Suudi Arabistan, İspanya, Türkiye ve İngiltere dahil olmak üzere yine yedi ülkeden basın ve fikir önderlerini bir araya getiriyor. Bununla birlikte dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılar da canlı yayın üzerinden JAECOO 7 PHEV’in rotasını takip edebilecek ve farklı ortamlardaki üstün performansına tanık olabilecekler.

Gerçek kullanım senaryosunda 1300 km’yi aşan test maratonu!

Ultra uzun menzil maratonunun başlangıç noktası Guangzhou olarak belirlendi. Modern ve yenilikçi atmosferiyle yaşam dolu ve canlı bir şehir olan Guangzhou, yolculuğa çıkmak üzere olan JAECOO 7 PHEV’e güç katıyor. Bitiş noktası ise köklü bir geçmişe sahip olan Wuhu olarak belirlendi. Kültürel miras ve yıllar içinde biriken anılara sahip olan Wuhu şehri, JAECOO 7 PHEV’in yeni bir efsane yazmasını bekliyor. Şarj edilebilir hibrit güç-aktarma organına sahip olan modelin toplam yolculuğun 1300 kilometrenin üzerinde olması bekleniyor. Bu ultra uzun menzil maratonu, kullanıcıların gerçek araç kullanım senaryolarıyla da yakından ilişkili olacak. Rota tasarımı; sabah yoğun saatlerde trafik sıkışıklığı, ulusal yollar ve otoyollar gibi farklı sürüş koşullarını kapsıyor. Yedi farklı ülkeden katılan basın mensupları, profesyonel ekipmanlar ve profesyonel bakış açısıyla JAECOO 7 PHEV’in üstün performansını izleyecek, gözlemleyecek, kayıt altına alacak ve tüketicilere kapsamlı ve objektif performans verileri sağlayacak.

JAECOO 7 PHEV, bu dayanıklılık testini tamamladığında sadece JAECOO’nun otomotiv alanındaki üstün konumunu bir kez daha güçlü bir şekilde kanıtlamakla kalmayacak, aynı zamanda kullanıcıların menzil endişesini de kıracak. SHS (Süper Hibrit Sistem) teknolojisi sayesinde JAECOO 7 PHEV için bir depo yakıt kısıtlı bir enerji kaynağı olmanın ötesine geçiyor, uzun mesafeli seyahat özgürlüğünün kapısını açan altın bir anahtar niteliği taşıyor. Son derece uzun menzilli olması sürücüyü sık sık şarj istasyonu veya akaryakıt istasyonu arama zahmetinden kurtarırken, aynı zamanda sürüş maliyetlerini büyük ölçüde azaltıyor ve seyahatin rahatlığını ve konforunu artırıyor. Bu da, ister şehir içi yollar, ister engin doğa, ister aile gezileri veya isterse iş gezileri olsun, JAECOO 7 PHEV’in sürücülere benzersiz güven, huzur ve özgürlük sağlayabilmesi anlamına geliyor.

Süper Hibrit Sistem ile üstün verimlilik sunuyor

Bu test, iki veriyi gerçek dünya ölçümü ile teyit edecek. Buna göre JAECOO 7 PHEV, bünyesinde barındırdığı SHS teknolojisi sayesinde 90 km ile sınıfının en iyi tamamen elektrikli menziline ve 5,99 lt/100km ile sınıfının en düşük yakıt tüketimine ulaşıyor. Bu da kullanıcıların araçlarından iki kat keyif almalarını sağlıyor. JAECOO 7 PHEV, günlük kısa yolculuklarda da kullanıcıların, sessiz elektrikli sürüşün ve çevre dostu olmanın keyfini tam olarak yaşatan bir seyahat arkadaşına dönüşüyor. Ayrıca JAECOO 7’nin PHEV modeli, elektrik enerjisi tükendiğinde, 100 kilometrede 5,99 litre yakıt tüketimi değeriyle ekonomik ve pratik bir işe gidip-gelme yardımcısı görevi görecek. Böylece JAECOO 7 PHEV, enerjisi bittiğinde de verimli ve enerji tasarruflu yapısıyla işe gidiş-gelme maliyetini önemli oranda azaltacak. Böyle bir çözüm sadece kullanıcıların çevre dostu seyahat arayışını karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda hibrit araçların ekonomisini de beraberinde getiriyor. JAECOO 7 PHEV, bu testi başarıyla tamamlayarak tek bir araçta iki keyfi bir arada yaşama avantajı sunacak ve modern şehir ulaşımında sayısız olanakların kapısını aralayacak.

Verimliliğin ve enerji tasarrufunun eşit derecede ön planda tutulduğu günümüz dünyasında JAECOO 7 PHEV, çığır açan SHS Süper Hibrit Sistem teknolojisiyle yollara çıkıyor. Modelin üstün performansı, artan ikili işlevsellik ve çok yönlü sürüş deneyimi beklentilerine cevap veriyor. JAECOO 7 PHEV, ister düşük hızlardaki ister yüksek hızlardaki sürüşler olsun, kullanıcılara yolda gerçek bir özgürlük hissi sağlayarak keyifli bir sürüş deneyimi sunuyor. Bu ultra uzun menzil maratonu, sadece JAECOO 7 PHEV’in üstün performansını kapsamlı bir şekilde incelemekle ve teyit etmekle kalmıyor, aynı zamanda JAECOO’nun marka gücünü ve etkisini gözler önüne seriyor. Yine bu test JAECOO 7 PHEV’in üstün otomotiv performansındaki atılımını da gözler önüne seriyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.