Connect with us

Otomotiv Sektörü

Eroldu: Çip Krizinden Sonra Otomotivde Şimdi de Enflasyon Krizi

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, düzenlediği basın toplantısı ile otomotiv sanayiinin ilk yarı sonuçlarını açıkladı. Otomotivde bu yılın ilk yarısının göreceli olarak pozitif kapandığını ifade eden Cengiz Eroldu, küresel çapta yaşanan enflasyonist baskı nedeniyle gelecek 6 ayda negatif bir tablo yaşanabileceği yönünde endişeleri olduğunu dile getirdi. Sektör yine de mayıs ayında yukarı yönlü revize ettiği yılsonu hedeflerini koruyor.

OSD Başkanı Cengiz Eroldu, bu yılın ilk 6 ayın otomotiv açısından çok kötü geçmediğini ifade ederek, “Geçen yılın aynı dönemine göre üretimimiz yüzde 1,5 arttı, kapasite kullanımımız yüzde 65’ten yüzde 67’ye çıktı. Geçmiş yılların gerisinde olsa da bir iyileşme var. İhracatta adet olarak yüzde 1,2, tutar olarak pariteye rağmen da yüzde 5,3’lük artış var. Bütün bu pozitif verilerin yanında yalnızca Türkiye’deki otomotiv pazarı ilk yarıda yüzde 8,8 küçüldü. Gerçi bu da Avrupa pazarındaki düşüşe göre daha iyi bir rakam. Türkiye pazarı aslında Avrupa pazarlarından daha iyi sonuç gösterdi ilk 6 ayda” diye konuştu.

OSD’nin açıkladığı haziran ayı otomotiv sanayi verilerinde otomobil üretimindeki artış dikkat çekti. Çip krizi nedeniyle aylardır üst üste daralma yaşanan, mayısta ise sadece 0,3 artış kaydedilen otomobil üretimi, haziran ayında yıllık bazda yüzde 38,7 artarak 86 bin 585 adet olarak gerçekleşti. Toplam otomotiv üretimi ise haziran ayında yıllık bazda yüzde 26 artışla 135 bin 424 adet olarak gerçekleşti. Böylece, yılın ilk altı ayında otomobil üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 daralarak yaklaşık 383 bin adet olurken, bu dönemde toplam üretim ise yüzde 1.5 artışla 649 bin 311 adet oldu. Çip tedariki konusunda negatif ayrışmanın son bulacağını öngören otomotivciler, mayıs ayında yılsonu hedefl erini bir miktar yukarı çekmişti. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, o dönemde yaptığı açıklamasında sektörün yüzde 11-12 olan ihracat artış tahminini yüzde 14- 24 aralığına yükseltildiğini, yüzde 8-15 aralığında öngörülen üretim artışı oranını ise yüzde 10-18’e çıkardıklarını açıklamıştı. Eroldu, piyasadaki tüm olumsuzluklara rağmen bu hedefi koruduklarına dikkat çekerek, “İlk 6 aylık tablo da geçen yıla göre iyileştirmeyi gösteriyor. İlk 6 ayda malzeme ve çipten kaynaklı üretim kayıpları fazla oldu Türk otomotiv sanayinde fakat ikinci dönemde bunun biraz daha telafi edileceğini bekliyoruz” dedi.

Ancak ihracat pazarlarında yaşanan talep daralması ve Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin sektör açısından risk barındırdığını ifade eden Eroldu, “En büyük pazar Avrupa’da çok büyük beklentiler yok. Avrupa’da artan enflasyon ve adetlerdeki düşme Türk otomotiv sanayi açısından ihracat bacağında bir sıkıntı yaratabilir. Buna yalnızca ihracat bacağı olarak da bakmamak lazım iç pazarda da artan fiyatlar bir miktar gevşemeye yol açacak gibi duruyor. Dolayısıyla ikinci yarı biraz daha zor olacak” dedi.

Küresel satışa enflasyon revizesi Küresel otomotiv pazarında beklentilerin mayıs ayından sonra haziranda da aşağı yönlü revize edildiğini ifade eden Eroldu, “Küresel otomobil satışlarında 89 milyon adet olan 2022 tahmini şu anda 84 milyon, 106-107 milyon adet olan 2025 tahmini şu ise anda 100 milyon seviyesinde. Bu tablo gösteriyor ki, dünyada bir daha 100 milyon adetli satış seviyelere çıkmak zor olacak. Avrupa’da da keza benzer bir durum var. Avrupa’da da 2022 daha önce 13-14 milyon seviyelerinde tahmin edilirken, en son rakamlar 12 milyonu gösteriyor. Burada da önceki tahminlere göre yıllar içerisinde düşmeler söz konusu” açıklamasını yaptı. “Yeni pazarlar bulmamız gerek” Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan AB’de satışlardaki düşüş sürerken, 1996’dan bu yana en kötü haziran ayı yaşandı. Talebin daha da düşmesi bekleniyor. Bu durum ihracatta pazar çeşitlendirilmesine gidilmesinin önemini yeniden gündeme taşıdı. Cengiz Eroldu, “Avrupa’da bir yandan malzeme sıkıntıları var. Enflasyon artarak devam ediyor. Ukrayna savaşının getirdiği tedirginlik var. Faiz artırımı beklentileri, talebi azaltacak konular. Bunların hepsini alt alta koyduğumuz zaman Avrupa’daki talebin daha da aşağı gitme ihtimali söz konusu. O yüzden de bizim yeni pazar çeşitlendirmelerine gitmemiz lazım. Burada tabii olumlu bir şey, hükümet de bu konuda farkındalığa sahip. Ticaret Bakanlığı da bu hafta içinde uzak ülkeler stratejisi dokümanını açıkladı. Burada doküman üzerinde, hükümetin de desteğini alarak, zaten böyle bir strateji açıklamaları da onların da bu konuda hem farkındalığının çok yüksek olduğunun bir göstergesi. Nasıl farklı pazarlara gidebiliriz? O konudaki çalışmalarımızı bizim de otomotiv sanayii olarak daha da arttırmamız lazım” dedi. “Lehte serbest ticaret anlaşmamız yok” Bu noktada Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın (STA) Türkiye’nin lehine olacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine vurgu yapan Eroldu, “Maalesef lehte bir serbest ticaret anlaşmamız yok. Avrupa Birliği’nin Cezayir’le, Fas’la serbest ticaret anlaşmaları var, Türkiye bunların dışında. Böyle bir şey olmaması gerekiyor. Biz Mısır’a araç satarken ek vergi öderken, Avrupa’dan vergisiz gidiyor” dedi. AB’de boşalan kapasite Türkiye için tehdit! AB pazarındaki daralmanın Türkiye açısından iki farklı boyutu olduğunu ifade eden Eroldu, “Avrupa’daki toplam talepte bir düşme olması ihracat açısından bir risk. Diğer yandan, Avrupa’da bir kapasite fazlası ortaya çıkıyor. Avrupa’da kurulu fabrikalar var, aslında bu herkes için bir tehdit de aynı zamanda. Avrupa pazarının küçülmesi Türk otomotiv sanayi açısında da bir tehdit çünkü her yerde fazla kapasiteler ortaya çıkacak. Yeni yatırım peşinde koşarken, bir yandan da elimizdekini korumamız lazım. Bu tablo onu söylüyor aslında bize” dedi. “Kimyayı petrol ilk sıraya taşıdı, liderlik geçici” İhracatta kimya sektörünün otomotivin önüne geçerek ilk sıraya yerleşmesini değerlendiren Eroldu, “İhracatımızı artırmamıza rağmen kimyevi madde ve mamulleri sektörü en çok ihracat yapan sektörü konumunda. Tabii bu grubun içinde petrol ihracatı da var. Muhtemelen yılın sonunda petrol şirketlerinin en çok ihracat yapan şirket ödüllerini aldıklarını göreceğiz Dolayısıyla bunun geçici bir durum olduğunu, otomotivin yine lider olacağını düşünüyoruz” dedi.

“Öngörülemeyen mali politikalar yatırımlara zarar veriyor”

Türkiye’de Merkez Bankası’nın ve Maliye Bakanlığının gerçekleştirdiği parasal düzenlemelerin sanayicinin ve ihracatçının işlerini bir miktar zorlaştırdığına dikkat çeken Eroldu, “Bunların içinde en önemlisi ihracat bedelinin yüzde 40’ın TL’ye dönüştürme zorunluluğu. Eximbank’ın kullandırdığı Türk Lirası cinsinden kredilerinde şu anda sıkıntılar var. Döviz varlığı olan şirketlerin TL kredi kullanılmasının sınırlandırılması gibi. Bunlar belki bir katkı yaratıyor olabilirler ama yatırım ortamına zarar getiriyor aslında bir yerde. Türkiye’ye yeni gelecek olan yatırımcılar açısından da bunlar da bizce ortamı zorlaştıran konular. Yani serbest piyasa ekonomisi koşullarından çok uzaklaşmamamız lazım. Bu da ayrıca bizim için de otomotiv sanayisi için de beraberinde bir takım zorlukları da getiriyor” dedi. Diğer yandan, Türkiye’ye yeni yatırım gelmesi için iç pazarın büyümesi gerektiğini söyleyen Eroldu “Pazarın büyütülmesi, parkının gençleştirilmesi lazım ki Türkiye’deki otomotiv sanayii yerinde yatırımla büyüsün. Pazarın olduğu yerde yatırım olduğu için pazar her zaman için teşviklerden daha önemlidir. Teşvik cesaretlendirir ancak ana karar pazardır. Bugün Türkiye’de yalnızca ihracata yönelik tesis yoktur. Oturup hep beraber bütüncül bir politika ortaya koymamız lazım. Olay yalnızca vergiyi azalma konusu da işin içine çevre ve verimlik konuları da giriyor” dedi.

“Yaşlı araç parkı gençleştirilmeli”

Cengiz Eroldu, Türkiye’de 21,5 milyon adete yaklaşan araç parkının yaş ortalamasının otomobilde 13,6, hafif ticari araçlarda 13.1, ağır ticari araçlarda 17 ve traktörlerde 24,3 olduğunu dile getirerek, “Dolayısıyla oldukça yaşlı bir parkımız var. Bugün Türkiye’de 2000’den önce Türkiye’de dolaşan araçların yaklaşık yüzde 50’si çevre kirliliğinin yüzde 80’ini, yüzde 90’ını oluşturuyor. Bu çok önemli bir data ve Türkiye’de ilk defa paylaşılıyor. Bu tabii sorunu gösteriyor. Özellikle ağır vasıtalarda durum daha kötü” diyerek araç parkının gençleştirilmesinin önemine vurgu yaptı.

“Araç yetiştiremezken, ÖTV indirimi talebi doğru gelmiyor”

Enflasyonist baskı ve kur artışı paralelinde yükselen otomobil fiyatları nedeniyle yüzde 80’lik ÖTV dilimin altındaki model sayısı 10’un altına düştü. Türkiye’de 400 bin TL’nin altında sınırlı sayıda araç kaldı. Yüzde 45, yüzde 50 ve yüzde 70’lik ÖTV baremlerinin zamlar karşısında işlevini yitirmesi hem tüketici hem de markalar tarafında ÖTV matrahlarında yeni bir düzenleme beklentisi oluşturmuştu. Ancak OSD Başkanı Cengiz Eroldu’ya göre, arzın talebin çok gerisinde kaldığı ve ülke ekonomisinin vergi gelirlerine daha fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde kısa vadede bir ÖTV indiriminin gündeme gelmesi mümkün görünmüyor. Konuyla ilgili Eroldu, “Şu andaki ortamda biz gidip bir yandan mal yetiştirmezken, bir yandan da ‘ÖTV’yi indirelim’ demek doğru gelmiyor bana. ÖTV konusunda en güncel bilgiye Maliye Bakanlığı sahip. Hangi vergi diliminde ne kadar araç satılıyor bizden daha iyi biliyorlar. Şu anda da Türkiye’de belli bir talep var. O talep bu kadar hızlı devam ettiği müddetçe ve bir de ülkenin mali bilançosunu düşündüğümüz zaman ÖTV indirimi çok rasyonel gelmiyor açıkçası. Ama belli bir noktadan sonra talep düşmeye başlayacak, o zaman konu değerlendirilebilir diye düşünüyorum. Bunu OSD Yönetim Kurulu’nda tartışmadık ama bu benim kişisel fikrim bu yönde” diye konuştu.

Sektör, Yılın İlk Yarısında 15,5 Milyar Dolarlık İhracat Gerçekleştirdi!

osd-logo.jpgTürkiye otomotiv sanayiine yön veren 13 büyük üyesiyle sektörün çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Ocak-Haziran dönemine ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı. Buna göre, yılın ilk yarısında toplam otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2 artarak 649 bin 311 adet, otomobil üretimi ise yüzde 8 azalarak 382 bin 947 adet olarak gerçekleşti. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 673 bin 991 adede ulaştı. Bu dönemde, otomotiv sanayisinin kapasite kullanım oranı yüzde 67 olarak gerçekleşti. Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 67, kamyon grubunda yüzde 88, otobüs-midibüs grubunda yüzde 33, traktörde ise yüzde 66 seviyesinde gerçekleşti.

Ağır ticari araç grubunda üretim yüzde 26 oranında arttı!

Ocak-Haziran döneminde ticari araç üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19 artış gösterdi. Bu dönemde, ağır ticari araç grubunda üretim yüzde 26 artarken, hafif ticari araç grubunda üretim yüzde 18 arttı. Yılın ilk yarısında, toplam ticari araç üretimi yüzde 19 seviyesinde artarken 266 bin 364 adet olarak gerçekleşti. Pazara bakıldığında ise, Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla ticari araç pazarı yüzde 4, hafif ticari araç pazarı yüzde 6 oranında azalırken, ağır ticari araç pazarı yüzde 3 arttı. Özellikle ağır ticari araç grubunda bir önceki yıla göre artış gerçekleşmesine rağmen baz etkisi dikkate alındığında 2015 yılına göre kamyon pazarı yüzde 30, otobüs ve midibüs pazarı yüzde 53 oranında daraldı.

Pazar 10 yıllık ortalamaların yüzde 3 üzerine çıktı!

Yılın ilk yarısını kapsayan dönemde toplam pazar geçen yıla göre yüzde 9 daralarak 375 bin 683 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 10 daraldı ve 278 bin 282 adet oldu. Son 10 yıllık ortalamalar dikkate alındığında, 2022 Ocak-Haziran döneminde toplam pazar yüzde 3, otomobil pazarı yüzde 4 oranında arttı. Ağır ticari araç pazarı yüzde 10 oranında artarken, hafif ticari araç pazarı ise geçen yıla paralel seviyede gerçekleşti. Bu dönemde, otomobil satışlarındaki yerli araç payı yüzde 39 olurken, hafif ticari araç pazarında yerli araç payı yüzde 59 olarak gerçekleşti.

Sektörün toplam ihracattan aldığı pay yüzde 12,1 oldu!

Yılın ilk altı ayında otomotiv ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 1,2 artarak 466 bin 995 adet olarak gerçekleşti. Otomobil ihracatı ise yüzde 9 azalarak 271 bin 54 adet oldu. Aynı dönemde, traktör ihracatı da yüzde 13 artarak 8 bin 906 adet olarak kayıtlara geçti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, otomotiv sanayi ihracatı Ocak-Haziran döneminde toplam ihracattan aldığı yüzde 12,1 pay ile sektörel ihracat sıralamasında ikinci sırada yer aldı.

6 ayda 15,5 milyar dolarlık ihracat yapıldı!

Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam otomotiv ihracatı dolar bazında yüzde 5, Euro bazında ise yüzde 16 arttı. Bu dönemde, toplam otomotiv ihracatı 15,5 milyar dolar olarak gerçekleşirken, otomobil ihracatı yüzde 7 azalarak 4,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Euro bazında otomobil ihracatı ise yüzde 3 artarak 4,1 milyar Euro oldu. Yılın ilk altı ayında dolar bazında ana sanayi ihracatı yüzde 4 oranında artarken, tedarik sanayi ihracatı yüzde 7 oranında arttı.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Otomotiv Sektörü

BYD Türkiye, “Teknoloji Şovu”na TEKNOFEST İstanbul’da Devam Ediyor

BYD Türkiye, Kemerburgaz’da inşa ettiği özel alanda YANGWANG U8 ve YANGWANG U9’un benzersiz yeteneklerini sergilediği nefes kesen teknoloji şovunun ardından, şimdi de bu modelleri ve teknolojik gücünü TEKNOFEST İstanbul’da katılımcılarla buluşturdu.

Dünyanın lider yeni enerji araç üreticisi BYD, Türkiye’nin en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST İstanbul’da yerini aldı. 17-21 Eylül tarihlerinde İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen festival, teknoloji tutkunlarını bir araya getirirken; BYD Türkiye de lüks segment markası YANGWANG U8 ve YANGWANG U9 modellerinin yanı sıra, ODMD (Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği) Ocak – Ağustos verisine göre tüm elektrikli hatchback modeller içerisinde en fazla satış yapan BYD DOLPHIN modelini ziyaretçilerle buluşturdu.

 

BYD’nin devrim niteliğindeki Blade Batarya, e4 Platform, CTB ve CTC Teknolojisi, BYD DiSus Akıllı Gövde Kontrol Sistemi başta olmak üzere ileri teknolojileri de fuar alanında kurulan özel stand alanında katılımcılara tanıtıldı.

 

TEKNOFEST’E gelen ziyaretçiler, BYD’nin inovasyon gücüyle donatılmış araçlarını ve ileri teknolojilerini yakından inceledi. Track Edition versiyonu ile dünyanın en hızlı elektrikli süper spor modeli unvanına sahip YANGWANG U9, BYD’nin kurduğu özel stand alanında sergilenirken, amfibi özelliği sayesinde hem karada hem de suda hareket edebilen YANGWANG U8 ise 360 derece Tank Dönüşü performansı ile nefes kesen bir şov sundu.

 

“BYD Teknoloji Şovu’ndan sonra, ileri teknolojilerimizi TEKNOFEST’te tüm Türkiye ile buluşturuyoruz”

BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun, markanın inovasyona olan güçlü bağlılığını her fırsatta yansıtmaya büyük önem verdiklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye’nin en büyük teknoloji etkinliği olan TEKNOFEST, ülkemizin özellikle havacılık ve savunma sanayi alanında ulaştığı noktayı gösteren son derece değerli bir organizasyon. Ayrıca, gençlerimizin bilim ve teknolojiye olan ilgisini destekleyerek, ülkemizin geleceğine de katkı sunuyor.

 

DNA’sında teknoloji ve inovasyon olan BYD ise, kendini sürekli gelişime adamış küresel bir teknoloji markası. 120 bini aşkın Ar-Ge mühendisiyle her gün ortalama 40 patent başvurusu gerçekleştiren şirket; bataryadan elektrikli motorlara, süspansiyon sistemlerinden akıllı sürüş teknolojilerine kadar birçok devrim niteliğindeki teknolojiyi otomotiv dünyasına kazandırıyor.

 

Türk tüketicisi, yeni teknolojilere olan ilgisi ve hızlı adaptasyon yeteneğiyle öne çıkıyor. Biz de BYD Türkiye olarak, 7 farklı modelden oluşan geniş ürün yelpazemizle en son teknolojileri kullanıcılarımızla buluşturuyoruz. Bugün burada teknoloji ve otomobil severlere BYD’nin inovasyon gücünü yakından tanıtmak için bulunuyoruz. 11 Eylül’de Kemerburgaz’da gerçekleştirdiğimiz, Avrupa’da bir ilk olma özelliği taşıyan etkinlikte YANGWANG U8 ve U9 modellerimizi kapsamlı bir teknoloji şovuyla tanıtmıştık. BYD Teknoloji Şovu’ndan sonra şimdi ileri teknolojilerimizle TEKNOFEST’te yer almak ve bu teknolojilerimizi tüm Türkiye ile buluşturmak bizim için ayrı bir mutluluk.”

 

BYD, teknoloji gücüyle fark yaratıyor

1995’te batarya üreticisi olarak yola çıkan BYD, bugün elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji ve akıllı teknolojiler alanında geliştirdiği çözümlerle daha temiz ve sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyor. 2022’de fosil yakıtlı araç üretimini tamamen sonlandıran ilk otomotiv şirketi olan BYD, bugün dünyanın lider yeni enerjili araç üreticisi konumunda bulunuyor.

 

Batarya, elektrik motorları ve elektronik kontrol üniteleri gibi elektrikli araçların kalbinde yer alan bileşenlerdeki uzmanlığıyla öne çıkan BYD, son yıllarda geliştirdiği Blade Batarya, DM-i Süper Hibrit Teknolojisi, e4 Platform, CTB ve CTC Teknolojisi, BYD DiSus Akıllı Gövde Kontrol Sistemi ve DMO Süper Hibrit Sistemi gibi yenilikler, markayı sektörün öncüleri arasına taşıyor. Bir teknoloji lideri olarak BYD, yalnızca otomobil üretmekle kalmıyor; mobilitenin geleceğini yeniden tanımlıyor. YANGWANG U8 ve U9 modelleri, bu vizyonun en çarpıcı örneklerini temsil ediyor.

 

DOLPHIN: Gelişmiş teknoloji, uzun menzilli batarya gücü

Okyanus serisinin öne çıkan modellerinden BYD DOLPHIN, deniz yaşamından ilham alan tasarım detaylarıyla şık ve modern bir görünüm sunuyor. Gelişmiş teknolojisini uzun menzilli batarya gücüyle birleştiren BYD DOLPHIN, konfor ve verimlilik odaklı bir sürüş deneyimi sağlıyor.

Geniş iç hacmi ve yüksek teknoloji donanımlarıyla segmentinde öne çıkan BYD DOLPHIN, 2024 AutoBest Ödülü’nü kazanarak kalite ve verimliliğini tescilledi. BYD’nin kendi geliştirdiği e-Platform 3.0 üzerinde yükselen model, Lityum Demir Fosfat (LFP) teknolojisine sahip 60.4 kWsa kapasiteli Blade Batarya ile güvenlik, dayanıklılık ve performans konusunda yüksek standartlar sunuyor.

204 PS güç ve 310 Nm tork üreten elektrik motoruyla 0-100 km/s hızlanmasını 7 saniyede tamamlayan DOLPHIN, 160 km/s maksimum hıza ulaşabiliyor. WLTP ölçümlerine göre 427 km WLTP menzil ve 15.9 kWsa karma  enerji tüketimi sunan model, 110 kW DC hızlı şarj desteği sayesinde bataryasını yüzde 30’dan yüzde 80’e 26 dakikada şarj edebiliyor. Gelişmiş enerji tasarrufu sağlayan ısı pompası sistemi ise standart olarak sunuluyor.

Euro NCAP’ten 5 yıldız alan BYD DOLPHIN, markanın diğer modellerinde olduğu gibi uzaktan bağlantı özellikleriyle kullanıcılarına üst düzey konfor sunuyor. Türkiye’deki BYD sahipleri ise uzaktan güncelleme (OTA) sistemi sayesinde araçlarını servise gitmeye gerek kalmadan güncelleyerek her zaman en güncel teknolojiye sahip olabiliyor.

 

YANGWANG U8: BYD’nin lüks ve son teknoloji SUV’u

YANGWANG markasının ilk seri üretim modeli olan U8, BYD’nin 20 yılı aşkın AR-GE birikiminin ve inovasyon vizyonunun bir sonucu olarak ortaya çıktı. Performans, güvenlik ve ileri teknolojiyi bir arada sunan U8, lüks SUV segmentinde “fütüristik teknoloji, olağanüstü off-road kabiliyeti ve premium yaşam alanı” kombinasyonu ile öne çıkıyor. YANGWANG’ın temeli, 2004’te tanıtılan BYD ET konseptine dayanıyor. ET, dört motorlu bağımsız aktarma sistemini dünyaya ilk kez tanıtmıştı. 20 yıl sonra bu vizyon, e4 platformu ile seri üretime taşındı.

 

Markanın logosu, “elektrik” anlamına gelen en eski Çince hiyerogliflerden Dian’dan esinlenmiş olup, ilerleme ve bilinmeyene cesurca yol almayı simgeliyor.

 

Dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden olan IF Tasarım Ödüllü U8’in öne çıkan teknolojileri arasında yüzme kabiliyeti dikkat çekiyor. Araç, bu özelliği sayesinde karada ilerledikten sonra su üzerinde de yol alabiliyor. Bir diğer yenilikçi özellik olan Tank Dönüşü ise dört tekerin ters yönlerde dönmesiyle aracın kendi etrafında 360 derece dönmesine imkân tanıyor.

 

49,05 kWh Blade Batarya ve CTC (Cell-to-Chassis) entegrasyonu ile 880 kW (1.196 PS) güç ve 1.280 Nm tork sunan araç, 0’dan 100 km/s hıza 3,6 saniyede ulaşıyor ve azami 200 km/s hız yapabiliyor. CLTC protokolünde, aracın karma sürüş menzili 1.000 km, elektrikli sürüş menzili ise 180 km olarak açıklanıyor.

 

Araç içi uydu iletişimi, gece görüş sistemi ve opsiyonel drone kitiyle donatılmış olan U8, aynı zamanda VtoL enerji paylaşımı ve 15+1 kişiselleştirilebilir off-road modu gibi özelliklerle de dikkat çekiyor. DiSus-P hidrolik gövde kontrol sistemi, 20 inç dövme alaşım jantlar, su geçirmez hava girişi ve sabit yan basamak gibi donanımlar da araca üstün bir kullanım deneyimi sağlıyor.

 

YANGWANG U9: BYD’nin elektrikli süper otomobil vizyonu

BYD YANGWANG U9, inovasyon, mühendislik, güvenlik ve estetiği bir araya getiren elektrikli süper spor otomobil vizyonunu temsil ediyor. 360 derece dönüş, zıplama ve dans etme kabiliyetleriyle otomotiv dünyasında yenilikçi bir performans deneyimi sunan bu model, ileri teknoloji ile estetiği bir araya getiriyor. Keskin hatlara sahip Time Gate tasarım dili, Interstellar far tasarımı ve dinamik ışık imzaları ile U9, aerodinamik ve sportif bir duruş sergiliyor. Çift kokpit iç düzen ve 127 renkli ambiyans aydınlatması, sürüş moduna göre değişerek yüksek teknoloji deneyimini pekiştiriyor.

 

Dört bağımsız motoruyla 1.305 PS güç ve 1.680 Nm tork üreten BYD YANGWANG U9, 0’dan 100 km/s hıza 2,36 saniyede ulaşabiliyor. 80 kWh yeni nesil Blade Batarya ile CLTC protokolünde 450 km menzil sağlayan araç, 500 kW çift girişli ultra hızlı şarj sistemi sayesinde yüzde 30’dan yüzde 80’e yalnızca 10 dakikada ulaşabiliyor.

 

BYD’nin e4 platformu üzerine inşa edilen U9, bağımsız tork kontrolü, DiSus-X akıllı gövde kontrol sistemi, karbon-seramik diskler ve gelişmiş süspansiyon yapısı ile hem pist performansı hem de günlük sürüş konforu sunuyor. Aerodinamik olarak ayarlanabilir ve opsiyonel karbon fiber “swan neck” spoiler yüksek yere basma kuvveti sağlayarak üstün yol tutuşu sağlarken, araçta ısı pompası ve Cell-to-Body entegrasyonu gibi ileri teknolojiler de yer alıyor.

 

YANGWANG U8 ve U9 modelleri, BYD’nin Ar-Ge gücünü, mühendislik vizyonunu ve teknoloji liderliğini doğrudan yansıtırken, şu an için Avrupa homologasyonu bulunmadığı için Türkiye pazarında kısa vadede satışa sunulmaları planlanmıyor.

 

 

 

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

WATT, 500’üncü şarj lokasyonunu açtı

Türkiye elektrikli mobilite sektöründe bir ilk olan şarj istasyon tesisi WAT Şarj HUB, Bodrum-İstanbul yolu üzerinde hizmete açıldı. 

WAT’ın 500’üncü şarj lokasyonu olan bu öncü tesis, yalnızca araçlara şarj hizmeti sunmakla kalmıyor; 7/24 açık olan tesiste dinlenme ve aktivite alanları, hijyen standartlarına uygun tuvaletler ve yiyecek-içecek otomatları bulunuyor. Böylece yolcular, aileler ve evcil hayvanlar için keyifli bir mola noktası oluşturuyor. Ayrıca, 4 adet 180 kW ve 2 adet 360 kW ultra hızlı şarj istasyonuyla aynı anda 12 araca enerji sağlama kapasitesine sahip ve güneş enerjisi destekli altyapısıyla sürdürülebilirliği merkeze alan bu öncü tesis, şehir içi ve şehirler arası yollarda yaygınlaştırılması hedeflenen projelere de güçlü bir örnek teşkil ediyor.

Türkiye’de elektrikli araç şarj noktalarını, yalnızca enerji alınan duraklar olmaktan çıkararak kullanıcı alışkanlıklarını yeniden şekillendirecek bir deneyim alanına dönüştürmeyi hedefleyen Koç Topluluğu şirketi WAT Mobilite, bu vizyon doğrultusunda Türkiye’de bir ilk olan WAT Şarj HUB tesisini ve aynı zamanda 500’üncü şarj lokasyonunu Bodrum-İstanbul yolu üzerinde hayata geçirdi. Proje, sürdürülebilirlik yaklaşımıyla kullanıcı konforunu birleştirerek yolculuk deneyimini yeniden tanımlıyor.

WAT Şarj HUB, yalnızca araçların şarj edildiği bir nokta değil; yolculukların daha konforlu hale geldiği yeni bir durak olarak tasarlandı. 7/24 hizmet veren tesiste dinlenme ve aktivite alanları, temel ihtiyaçların giderileceği hijyenik tuvaletler ve yiyecek-içecek otomatları elektrikli araç kullanıcıları haricinde tüm ziyaretçilerine sosyal bir deneyim alanı sunuluyor. Yerel toplulukları destekleme vizyonu doğrultusunda, bölgeye özgü zeytinyağı üretimine katkı sağlıyor. Sezon dönemlerinde, tesiste zeytinyağı satışına ayrılmış özel alanlar bulunacak. Şarj süreci boyunca kullanıcılar yalnız bırakılmıyor; sahada bulunan WAT Mobilite sorumluları, destek ve yönlendirme sağlayarak güvenli ve keyifli bir deneyim yaşatıyor. Böylece elektrikli araç kullanıcıları için şarj molası, artık sadece beklemek değil; ailelerin, yolcuların ve evcil hayvanların da faydalanabildiği yeni nesil bir yolculuk alışkanlığına dönüşüyor.

 

 

Yılda 48.469 kWh temiz enerji üretiliyor

520 ağaca eşdeğer fayda sağlanıyor

WAT Şarj HUB, 4 adet 180 kW ve 2 adet 360 kW ultra hızlı şarj istasyonuyla aynı anda 12 araca yüksek performansla şarj hizmeti sunuyor. Şarj istasyonlarının ve tesisin enerji ihtiyacı güneş enerjisiyle destekleniyor. Bu sayede yılda 48.469 kWh temiz enerji üretilerek; dizel araç ile 70.619 km seyahate eş değer 18.926 kg CO₂ salınımı engelleniyor, 520 ağacın korunmasına eşdeğer çevresel fayda sağlanıyor. Böylece güçlü teknolojik altyapı, sürdürülebilir gelecek vizyonuyla buluşuyor. WAT Mobilite’nin Fenerbahçe Kalamış Marina ve Bodrum Koçtaş’ta hayata geçirdiği güneş enerjisi destekli şarj noktalarıyla başlayan bu yaklaşım, WAT Şarj HUB ile bir adım daha öteye gidip şehirlerarası yolculuklara taşınıyor ve kullanıcı deneyimini üst seviyeye çıkarıyor.

Benzer projeler şehirlerarası ve şehir içlerinde uygulanacak

Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen bu konsept, elektrikli araç kullanıcılarının yolculuk deneyimini geliştirmeyi amaçlıyor. WAT Şarj HUB, artık yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılayan bir tesis değil; aynı zamanda geleceğin yolculuk alışkanlıklarını şekillendiren yeni bir standart sağlıyor. Milas-Muğla’da açılan bu ilk tesisin ardından, önümüzdeki dönemde benzer projeler hem şehirlerarası hem de şehir içi yollarda hayata geçirilecek. Şarj molalarını yalnızca enerji dolumu değil, yolculuk deneyimini zenginleştiren bir fırsata dönüştürüyor. Tesis, 6 Eylül’den itibaren ilk ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.

Alp Karahasanoğlu: “Yeni nesil bir alışkanlığın öncüsü oluyoruz.”

WAT Şarj HUB ile elektrikli araç kullanıcılarının yolculuk deneyimini tamamen yeniden tanımladıklarına dikkat çeken WAT Mobilite & WAT Motor Genel Müdürü Alp Karahasanoğlu, “Türkiye’de bir ilk olan ve WAT Mobilite’nin 500’üncü şarj lokasyonu olarak devreye alınan bu tesisimiz, yalnızca araçları şarj etmekle kalmıyor; aynı zamanda ailelerin, yolcuların ve evcil hayvanların keyifle vakit geçirebileceği, modern ve konforlu bir durak sunuyor. Güneş enerjisi destekli altyapımız sayesinde sürdürülebilirliği merkeze alıyor, çevresel etkileri azaltarak şehirlerarası yolculuklarda yeni nesil bir alışkanlığın öncüsü oluyoruz. Bodrum-İstanbul yolu üzerinde hayata geçirdiğimiz bu öncü tesis, önümüzdeki dönemde şehirlerarası ve şehir içi yollarımızda yaygınlaşacak projelerimiz için de ilham verici bir örnek teşkil ediyor.”

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

JAECOO 7’de Eylül Ayına Özel 1 Milyon TL’ye Varan Finansman Fırsatı!

JAECOO, eylül ayında Türk tüketicilere premium off-road SUV modeli JAECOO 7’de dikkat çekici finansman teklifleri sunuyor. Bu kapsamda JAECOO, 1 milyon TL’ye varan cazip kredi seçenekleri ve avantajlı fiyatlar ile yeni bir otomobil satın almak isteyen kullanıcılara avantajlar sağlıyor.

İlk premium off-road SUV modeli JAECOO 7 ile Türkiye’de 1 yıl gibi kısa sürede önemli bir satış başarısı elde eden JAECOO, eylül ayında sunduğu avantajlı finansman olanakları ile bir kez daha dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Bu kapsamda üstün teknolojisi ve benzersiz arazi sürüş fonksiyonları ile Türkiye arazi SUV pazarına yeni bir soluk getiren JAECOO 7’nin  Evolve (4×4) versiyonu, ticari müşterilere özel 400.000 TL 6 ay yüzde 0 faizli kredi veya 1 milyon TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 2,81 faizli kredi avantajlarıyla 2.725.000 TL’den başlayan fiyatlardan yararlanabiliyor. JAECOO 7’nin Revive 4×2 versiyonu ise eylül ayına özel 2.550.000 TL’den başlayan fiyatlarla yeni kullanıcılarını bekliyor.

Maceraya hazır premium SUV JAECOO 7!

Premium, şehirli off-road SUV modeli JAECOO 7, iddialı tasarımı ve üstün off-road performansıyla Türk kullanıcısının dikkatini çekmeyi başardı. JAECOO 7, “Klasikten Gelen, Klasiğin Ötesine” sloganıyla modern şehir tarzını off-road estetiği ile birleştiren iddialı çizgilerle, klasik tasarım öğelerini miras alıyor. Modern tasarımlı ön ızgarası ve matris LED farları ile güçlü bir görünüm ortaya koyarken, 19 inçlik jantları zarafeti güçlü görünümle birleştiriyor.

Buna ek olarak JAECOO 7, off-road sürüşlerinde devrim yaratan ARDIS- Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile donatılıyor. Kum, kar ve off-road da dahil olmak üzere yedi sürüş modu sunan bu sistem, farklı sürüş gereksinimlerine mükemmel bir çözüm sunuyor. Üst düzey kalite ve mükemmel sürüş deneyimiyle öne çıkan JAECOO 7’nin akıllı kokpiti ise üstün tepki hızı, akıcı performansı ve gelişmiş kullanım özellikleri için sektördeki en gelişmiş Snapdragon 8155 çiple donatıldı. Modelin 14,8 inçlik bilgi-eğlence ekranı, gelişmiş ve sürükleyici bir teknolojik deneyim sağlıyor. Yeni sektör lideri sanal gösterge paneli ve 540° gelişmiş görüş sistemi ile sürücülerin çevreleriyle ilgili bilgilere zahmetsizce erişmelerini sağlayarak sürüş güvenliğini artırırken,  kullanıcılara sorunsuz bir off-road yolculuğu sağlıyor. Ayrıca benzersiz 8 hoparlörlü SONY surround ses sistemi ile 64 renkli ortam aydınlatması bir araya gelerek sürükleyici bir sürüş deneyimi yaratıyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.