Connect with us

Deniz Yolu

Gümrüklerde Bekleme, Liman Maliyetleri İsyan Ettiriyor

   Reel sektör, gümrükte bekleme sürelerine ve liman maliyetlerine bir an önce çözüm getirilmesini bekliyor. Reel sektör temsilcileri, liman masraflarının sanayiciye maliyet, tüketiciye enflasyon olarak geri döndüğünün altını çiziyor.

Reel sektör, gümrükte bekleme sürelerine ve liman maliyetlerine bir an önce çözüm getirilmesini bekliyor. Gümrükte bekleme sürelerinin 15 günü bulabildiğini söyleyen reel sektör temsilcileri, buna eklenen liman masrafl arının sanayiciye maliyet, tüketiciye de enfl asyon olarak geri döndüğüne dikkat çekiyor. “Gümrükte servet yatıyor” diyen iş dünyası, buralarda bekleyen ürünlerin daha hızlı piyasa girmesiyle, ekonominin çarklarının hızlanacağına inanıyor.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Başkanı Ziya Özalp, gümrüklerdeki bekleme sürelerinin sektörün ciddi sorunlarından biri olduğunu söylerken, denetleme mekanizmasının hızlı ilerlememesinin işleri büyük sekteye uğrattığını kaydetti. Tüm sıkıntılara ve maliyet artışlarına katlanarak ürünü getirmiş olmalarına rağmen gümrüklerde beklediklerine değinen Özalp, “Siz ürünü doğru zamanda temin edemediğinizde bu sefer esasında olmayan bir enfl asyon da ortaya çıkabilir. Kesinlikle denetleme mekanizmalarının olması gerekiyor ama hızlı ilerlemesi bizim için çok önemli” dedi.

“Gümrüklerde ciddi bir servet yatıyor” diyen Özalp, şöyle devam etti: “Bence buralarda Türkiye ekonomisinin çarkını bir ya da iki tık hızlandırabilecek bir servet yatıyor. Çünkü oradaki dönüşüm hızlandığı andan itibaren navlundan tutun da üretim süreçlerine kadar tüm süreçlerin çok daha verimli olacağına inanıyoruz.”

Temelde menfaat çatışması var

TOBB Plastik, Kauçuk, Kompozit Sanayi Meclis Başkanı ve PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Türkiye ekonomisinin temelinin ithalata dayandığını hatırlatarak, üretilecek malın hammaddesini ithal ederken yaşanan sıkıntıların çok büyük olduğunu savundu. Liman maliyetleri ve bekleme sürelerinin hem ihracatçıyı hem de ithalatçıyı olumsuz etkilediğini dile getiren Eroğlu, “Limanlarda eklenen her masraf sanayiciye maliyet, tüketiciye enfl asyon olarak dönüyor” dedi. Gümrüklerde bürokrasinin ağır işlediğini kaydeden Eroğlu, liman maliyetlerinin temelinde ise menfaat çatışması olduğunu savundu. Limanların özelleştirilmesiyle beraber, gemi şirketi sahiplerinin aynı zamanda liman işletmecisi de olduğunu iddia eden Eroğlu, şöyle devam etti: “Diyelim ki gemi sizin malınızı çarşamba ya da perşembe günü limana yanaştırsa hemen çekebilirsiniz. Ancak bütün sanayiciler bunu bilir, bilinçli olarak gemiler hafta sonuna doğru yaklaştırılıyor. Beklemeden kaynaklanan kazanç aynı kişilere gidiyor. Çünkü liman da gemi de aynı kişilerin. Biz o firmalardan bir şey isteyemeyiz, ama devletin bunun regülasyonunu çok iyi yapıyor olması lazım. Çünkü sıkıntıların temelinde bir menfaat çatışması var.”

Liman masraflarına denetim şart

İstanbul Tüccarlar Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı İlker Öncel, kendisi gibi pek çok ithalatçının liman masrafl arıyla ilgili ciddi sıkıntıları olduğunu söyledi. Konteyner, demuraj, ardiye, konşimento, ordino gibi liman masraflarıyla reel sektörün baş etmek zorunda kaldığını söyleyen Öncel, limanların özelleştirilmesinin ardından maliyetlerin inanılmaz derecede arttığını ileri sürdü. Öncel, “Konteynerin tartıya konması bir para, tartıdan indirilmesi bir para, muayeneye gitmesi bir para. Sanki kilometre başına taksimetre gibi yazıyor” dedi. Bu konuda yeterli düzenlemenin olmadığını belirten Öncel, “Her limanın kendi belirlediği bir maliyeti var. Belki bunlarla ilgili bir düzenleme yapılabilir. Çünkü bunlar da bir ürünün maliyetini ciddi oranda artırıyor ve enfl asyon yaratıyor” diye konuştu.

Öte yandan Otomotiv Sanayii Derneği Başkanı Haydar Yenigün, ithalat ve ihracatta gümrüklerde yaşanan sıkıntıların, özellikle bu tatil döneminde Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarının karayolunu tercih etmesiyle içinden çıkılmaz bir noktaya geldiğini söyledi. Süreçlerin hızlandırılması için dijital altyapı uygulamalarını devreye almak gerektiğini belirten Yenigün, sorunların çözümüyle ilgili Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un çözüm odaklı yaklaşımı olduğunu sözlerine ekledi.

Türkiye’nin sırası geriliyor

Türkiye’nin sınır geçişlerinde kolaylık anlamında durumu çok da iyi değil. Dünya Bankası’nın Doing Business 2020 raporuna göre, sınır geçişlerindeki işlemlerde kolaylık anlamında Türkiye, 190 ülke arasında 44’üncü sırada yer alıyor. Bir önceki yıl 42’nci sırada olan Türkiye, listede 2 sıra geriledi. Romanya’nın birinci sırada yer aldığı listede, Bulgaristan 21’inci, Yunanistan da 34’üncü sırada yer alıyor. Rapora göre, ihracatta ortalama sınırda bekleme süresi 10 saat, evrakların tamamlanma süresi 4 saat. Maliyet ise sınırda bekleme süresi için ortalama 338 dolar.. İthalatta ise ortalama sınırda bekleme süresi 7 saat, evrakların tamamlanma süresi ortalama 2 saat. Sınırda bekleme süresinin maliyeti ise 46 dolar. Rapora göre, sınırda işlem maliyetleri yüzde 30 oranında artmış durumda. En büyük maliyet kalemlerinden biri olan denetimlere bakıldığında ise, gümrüklerde fiziki kontrol oranları batılı ülkelerde ithalatta yüzde 2-3 iken, Türkiye de bu oran yüzde 13’lerde.

Üretimdeki kadar hızlı olunmalı

TOBB Konfeksiyon ve Hazır Giyim Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat, gümrükte bekleme sorunlarının özellikle iplik ve hammadde de daha fazla yaşandığını, hazır giyimde ise daha çok aksesuar kısmında sorun yaşatabildiğini dile getirdi. Gümrükte bekleme sırasında kurun volatilitesine denk gelindiği takdirde o kur üzerinden ödenen vergilerin bir maliyet yarattığını ifade eden Fayat, “Gümrükteki beklemeler depolama planlamalarını da sıkıntıya sokuyor. Bu da bir maliyet oluşturuyor. Bu maliyeti de ithalatçı üstlenmek zorunda kalıyor. Özellikle ihracatta kullanacağımız bir ürünse bekleyen ürün, ekstra nakliye ücreti ödüyoruz. Eğer içerde sunacağımız bir ürünse daha da kötü, bu sefer de kurun bir maliyeti oluşuyor” dedi. Hem ithalatçı hem de ihracatçı için Türkiye’nin her işlemde hızlı olması gerektiğini savunan Fayat, “İthalatçılar Türkiye’yi hızlı üretim yaptığı için tercih ediyor. Yani, biz 8 haftada üretim yaptığımız için bizi tercih etmiyor, 4 haftada üretim yaptığımız için tercih ediliyoruz. Bu nedenle Türkiye’nin her işlemde hızlı olması ticaret kapasitesini de artıracaktır.”

Maliyetler yüzde 30 arttı

Lescon İcra Kurulu Üyesi Ayhan Erbay, ithal edilen ürünlerin denetimlerine yönelik uygulamaların gümrükte bekleme sürelerini çok artırdığını söylerken, Avrupa Birliği’nde benzer denetimlerin olduğunu, ancak bu kadar zaman kaybı yaratmadığını dile getirdi. TAREKS gibi uygulamalara geçmeden önce 3-4 gün süren gümrük işlemlerinin şimdilerde 15 güne kadar çıkabildiğini kaydeden Erbay, uzayan süreçlerin hem zaman hem de maliyet kaybı anlamına geldiğini savundu. Testlerde bir tavan fiyat olduğu bilgisini veren Erbay, ancak bazı laboratuvarların çeşitli taktiklerle inceleme sürecini uzatıp, maliyetleri şişirdiğini kaydetti. İthal edilen bir ayakkabıdaki gümrük ve liman maliyetlerinin payının bir yılda yüzde 30 civarı arttığını söyleyen Erbay, ayakkabı sektöründeki maliyet baskısının eylül ayından itibaren tüketici fiyatlarına yansıyacağını ifade etti.

Merve YİĞİTCAN – DÜNYA

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Deniz Yolu

“Ulaşan ve Erişen Türkiye 2053” Gençler, 1 milyon 625 bin liralık ulaştırma projeleri için yarışacak

Bakan Uraloğlu, “Yarışma karayolu, demiryolu, denizcilik, havacılık ve uzay, haberleşme gibi stratejik alanlarda gençlerimizin vizyoner fikirlerini hayata geçirmeleri için fırsat sunuyor. Kazananlara toplam 1 milyon 625 bin lira ödül vereceğiz” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi (UDHAM) tarafından düzenlenen ikincisi düzenlenecek olan “Ulaşan ve Erişen Türkiye 2053” Üniversiteler Arası Ar-Ge Projeleri Fikir Yarışması’nın başvuru sürecinin 31 Ocak 2025 tarihine kadar süreceğini açıkladı. Bakan Uraloğlu, “Yarışma, üniversite öğrencilerinin Türkiye’nin ulaşım ve altyapı alanlarında yenilikçi fikirler geliştirmelerini teşvik etmeyi amaçlıyor.” ifadelerini kullandı.

Kategorilerde Büyük Ödüller

Bakan Uraloğlu, yarışmanın karayolu, demiryolu, denizcilik, havacılık ve uzay, haberleşme olmak üzere 5 ayrı kategoride düzenleneceğini ve her kategoride birinciye 150 bin lira, ikinciye 100 bin lira üçüncüye 75 bin lira ödül verileceğini belirtti. Uraloğlu, “Yarışma neticesinde kazananlara toplam 1 milyon 625 bin lira ödül vereceğiz. Değerlendirme kurulunun belirlediği alanlarda ayrıca mansiyon ödülü de verilecek.” dedi.

Başvurular Çevrimiçi Alınıyor

Bakan Uraloğlu, yarışmaya katılmak isteyen öğrencilerin başvurularını fikiryarismasi.uab.gov.tr adresi üzerinden çevrimiçi olarak gerçekleştirebileceklerini kaydederek “1 Kasım 2024’te başlayan başvuru süreci 31 Ocak 2025’te sona erecek.” bilgisini paylaştı.

Türkiye’nin 2053 Hedeflerinde Önemli Bir Adım

Bakan Uraloğlu, bu tür yarışmaların gençlerin bilimsel ve teknik projelerde daha aktif rol almalarını sağlayacağını belirterek, “Türkiye’nin 2053 hedeflerine ulaşmasında gençlerimizin katkısı büyük olacak, onların yenilikçi fikirlerine alan açıyoruz. Yarışma, karayolu, demiryolu, denizcilik, havacılık ve uzay, haberleşme gibi stratejik alanlarda gençlerimizin vizyoner fikirlerini hayata geçirmeleri için büyük bir fırsat sunuyor.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: LOJİPORT

Continue Reading

Deniz Yolu

Turizmde Sürdürülebilirlik İçin Türk Bayraklı Gemilere İhtiyacımız Var!

2024 yılının son çeyreği, Türkiye’nin kruvaziyer turizminde önemli büyüme kaydettiği bir yıl oldu. Yıl boyunca artan kruvaziyer gemi seferleri, Türkiye’nin kıyılarını yerli ve yabancı turistler için cazip bir destinasyon haline getirdi. Ancak, yüksek enflasyon oranları ve artan maliyetleri belirten Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, ‘‘Ülkemizde yabancı bayraklı bir yolcu gemisini işleten ilk firmayız. Artık daha çok Türk bayraklı kruvaziyer gemileri görmek istiyoruz. Fakat mevcut yüksek enflasyon oranları, bu hedeflere ulaşmamızı zorlaştırıyor.” şeklinde ifade etti.

Kruvaziyer turizmi, Türkiye ekonomisi için giderek daha fazla önem kazanıyor. Coğrafi konumu sayesinde kruvaziyer turizminde stratejik bir merkez olan Türkiye, limanlarındaki gelişmiş altyapı ve teknik imkanlarla birlikte, sahip olduğu özellikleriyle de dünya kruvaziyer turizminde öne çıkma yolunda hızla ilerliyor. Türkiye’nin kültürel ve doğal zenginliklerini tanıtma ve yerel ekonomiyi canlandırma fırsatını beraberinde getirdiğini belirten Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, “Türkiye, eşsiz güzellikteki kıyıları ve tarihi zenginlikleri ile kruvaziyer turizmi için ideal bir destinasyon. Kıyılarımız, her yıl artan seferlerle birlikte daha fazla turist çekiyor. Bu hem yerel esnafımız hem de ülkemiz için büyük bir fırsat. Ancak artan enflasyon seyahat maliyetlerini artırarak, turistlerin harcama alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilemeye başladı.’’ dedi.

Yüksek Enflasyon Turizm Potansiyelini Tehdit Ediyor

Kruvaziyer turizmi, yerel esnafa ve bölge ekonomisine sağladığı katkılarla dikkat çekiyor. Yolcular, her durakta yerel ürünleri deneyimleyerek, kültürleri yakından tanıma fırsatı buluyor. Türkiye’nin karşılaştığı yüksek enflasyon, bu potansiyeli tehdit ediyor. Son dönemlerde, rezervasyonların altı ay önceden planlandığını ve bu süreçte %30’luk bir azalma yaşandığını gözlemlediğini belirten Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, ‘‘Gemimizde bulunan şikayet kutularına yapılan geri dönüşler, ‘Ülkeniz çok pahalı’ şeklinde bir sonuç ortaya koydu. Bu durum, turizm sektöründeki endişeleri artırıyor ve turistlerin seyahat etme isteğini olumsuz yönde etkiliyor. Ülkemizin enflasyon oranında en iyisini olmasını istiyoruz. Armatörlere, daha fazla devlet bazında ve kredisel bazda destek sağlanmalı. Türk bayraklı kruvaziyer gemilerinin sayısının artması, sektördeki sürdürülebilirliği sağlayacaktır.” açıklamasını yaptı.

Enflasyonun Düşmesi ve Devlet Desteği Şart

Türkiye’de yabancı bayraklı gemi işleten tek firma olarak, Türk bayraklı kruvaziyer gemilerinin sayısını artırmak için devlet desteğine ihtiyaç duyduklarını ifade eden Çavuşoğlu, “Ülkemizdeki enflasyon oranının düşmesini ve armatörlerin devlet destekleri ile teşvik edilmesini istiyoruz. Bu destekler, Türk bayraklı kruvaziyer gemileri için büyük bir adım olacaktır.” dedi.

Ayrıca, kruvaziyer turizminin yerel ekonomiye sağladığı katkıyı da önemseyen Çavuşoğlu, “Kruvaziyer yolcuları, her gün yeni bir şehirde, farklı kültürlerde ve lezzetlerde deneyim yaşama fırsatına sahip. Bu da yerel esnaf için önemli bir gelir kaynağı oluşturuyor. Bir otele gelen turist, alışveriş ve gezme imkânı sınırlıyken, kruvaziyer turizmiyle birlikte bu sınırlar ortadan kalkıyor. Her gün yeni bir güzelliği keşfetmeyi, farklı sahilleri görmeyi ve yerel ürünleri deneyimlemeyi mümkün kılıyor.” ifadelerini kullandı.

‘‘2025 Hedefimiz Daha Fazla Türk Bayraklı Gemi’’

Coğrafik açıdan ülke olarak özel bir konumda bulunduğumuzu söyleyen Çavuşoğlu, 2025 yılına yönelik hedeflerini açıkladı. Çavuşoğlu, önümüzdeki yıllarda Türk bayraklı kruvaziyer gemilerinin sayısını artırmayı planladığını belirterek, ‘‘2025 yılına kadar Türkiye’de daha fazla Türk bayraklı gemi görmek istiyoruz. Bu hedef hem yerel ekonomi hem de turizm sektörü için kritik bir öneme sahip. Önümüzdeki dönemde 1 veya 2 yeni yolcu gemisi almayı düşünüyoruz. Belki de daha küçük olan gemimizi Türkiye içinde çalıştıracağız. Şu anki gemimizi ise Avrupa kıyısında çalıştırmayı planlıyoruz. Tabi şartlar değişirse ve imkanlar iyileşirse biz de esnek bir durum alabiliriz. Bu, piyasanın taleplerine göre şekillenecektir.’’ dedi.

Continue Reading

Deniz Yolu

“Sigortası olmayan deniz aracı sefere çıkamayacak”

Türk P&I Genel Müdürü Ufuk Teker, 12 ve üzeri yolcu taşıyan, deniz turizminde kullanılan gezi teknelerinin zorunlu sigorta kapsamına alındığını belirtti. Sigortası olmayan deniz araçları sefere çıkamayacak diye ekledi.

Yolcu taşıyan tüm deniz araçlarının olası kazalarda yolcuların ve mürettebatın uğrayacakları bedeni zararlara, üçüncü şahıslara verilebilecek zararlara ve teknelerin çevreye verecekleri zararlara karşı sorumluluk sigortası ile zorunlu sigortalanmaları gerektiğini ifade eden Teker, “Geçen yıl yapılan düzenlemeyle gezi teknelerine sigorta zorunluluğu getirildi. Sigortası olmayan tekneler sefere çıkamayacak.

Artık bütün deniz araçları sigortasını yaptırmak zorunda. Sezonun başındayız. Gezi tekneleri liman başkanlarından denize elverişlilik belgesini almak zorunda. Bu belgeler arasında sorumluluk sigortası da bulunuyor. Liman başkanları sıkı takibini yapıyor. Liman başkanları gerekli teminata sahip olmayan deniz araçlarının seferlerine müsaade etmiyor” dedi.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.