Connect with us

Elektrikli Araçlar

Hyundai’den 650 Beygirlik Bir Sanat Eseri: IONIQ 5 N

Hyundai, N markasının ilk EV modeli IONIQ 5 ile elektrifikasyona bambaşka bir boyut kazandırıyor. Otomobilin öne çıkan kriterleri; günlük spor otomobil, viraj performansı ve yarış pisti kabiliyeti.

Dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden biri olan Hyundai, elektrifikasyondaki iddiasını 650 beygirlik bir sportif modelle destekliyor. Yüksek performanslı araçlar için kurulan N markasının ilk elektrikli modeli olan IONIQ 5 N, gerek sportif tasarımı gerekse yarış pistlerinde üstün kabiliyetiyle günlük otomobillere çok farklı bir bakış açısı getiriyor. Üzerindeki her görsel öğenin işlevsel bir amaca hizmet ettiği IONIQ 5 N, sportifliğin, aerodinamizmin veya yüksek EV performansın buluşma noktasını işaret ediyor. Hyundai, IONIQ 5 N modelini Türkiye’de özel siparişle yılın son çeyreğinde satışa sunmayı planlıyor.

Dinamik tasarımla gelen müthiş aerodinamizm

‘N’, Hyundai Motor Company’nin Kore’deki global Ar-Ge merkezi Namyang’ı ve N serisinin geliştirilip test edildiği ve aynı zamanda Hyundai Avrupa Test Merkezi’ne de ev sahipliği yapan Nürburgring’i temsil ediyor. Namyang ve Nürburgring arasındaki bu yakın bağlantı, böylelikle N’in temelini oluşturuyor. En önemli amacı sürüş keyfi sunmak olan N markası, üst düzey donanımlarla birlikte hem günlük kullanımda hem de yarış pistlerinde kendini göstermeye ayrıcalık tanıyor. IONIQ 5 N için özel olarak geliştirilen parlak siyah ön tampon, ızgara, hava perdeleri ve ön aktif hava kapağı, görselliğin yanı sıra aerodinamiği ve soğutma performansını da artırıyor.

IONIQ 5 N için özel olarak hazırlanan arka spoyler, arka difüzör ve hava çıkışı da yere basma kuvvetini artırarak hem yol tutuşu hem de hava akışını optimize etmeye yardımcı oluyor. Daha alçak, daha geniş ve daha büyük yüksek performanslı lastiklere sahip olan IONIQ 5 N, agresif bir duruş sergilerken yarış pistlerindeki kabiliyetini de artırmış oluyor. Yeni nesil N modele özel tampon tasarımları, ön ve arka kısmın uzunluğunu güncel IONIQ 5’e göre sırasıyla 25 milimetre ve 55 milimetre artırıyor. Aynı zamanda ön ve arka süspansiyon da sürüş kabiliyetini optimize etmek için ağırlık merkezini daha da azaltacak şekilde yeniden tasarlanıyor. Genel olarak 20 milimetre daha alçak olan otomobil, daha geniş lastiklere uyum sağlamak için de alt kısmında 50 milimetre daha geniş ve daha belirgin difüzör kullanıyor. Bu sayede otomobil tam 80 milimetre daha uzun. Daha iyi sürüş ve yol tutuşu ile birlikte pist performansında daha iyi kavrama için de Pirelli tarafından özel olarak geliştirilmiş 275/35R21 P-Zero lastikler kullanıyor. IONIQ 5 N, iki özel Hyundai N tonu dahil olmak üzere 10 farklı gövde rengine sahip. Parlak Performans Mavisi ve Mat Performans Mavisi, IONIQ 5 N’in geleneksel yarışçı kimliğini vurgulayan en özel renkler.

Sürdürülebilirlik, Hyundai markasının ağırlıkla IONIQ modellerinde ele aldığı ve bunu sürekli ön planda çıkardığı bir strateji. Geri dönüştürülebilir kağıttan dekoratif kapı süsü, şeker kamışından ve PET şişelerden elde edilen biyo PET iplik, yine şeker kamışından gelen biyo TPO ve saf deri gibi çevre dostu malzemeler, aracın iç mekanında ön plana çıkıyor. Buna ek olarak otomobil, Hyundai’nin çevreye duyarlı uygulamalara olan bağlılığını daha da iyi bir şekilde örneklendirmek için de geri dönüştürülmüş lastik pigment boyası ve geri dönüştürülmüş poli Alcantara koltuk kaplama kumaşına yer veriyor.

hyundai-ioniq-5-n-1.jpg

Sportif ve modern iç mekan

IONIQ 5 N’in iç mekanı, bir yarış aracı konseptine göre şekillendirilmiş. Daha alçak oturma pozisyonuna sahip N spor koltuklar, özel mod düğmelerine sahip yeni N direksiyon ve N sabit orta konsol ile ideal bir sürücü ergonomisi sunuyor. Pist sürüşü için optimize edilmiş direksiyon simidi, koltuklar, kapı kaplama panelleri ve metal pedallar dahil olmak üzere çoğu yerde N logolu aksesuarlar ve eklentiler kullanılıyor. IONIQ 5 N’nin eğlenceli sürüş ruhunu en üst düzeye çıkarmak için sürüş modları özelleştirilebiliyor ve çeşitli kombinasyonlarda her düğmeyle eşleştirilebiliyor.

N Grin Boost (NGB) düğmesi, 10 saniye boyunca maksimum hızlanmaya ve heyecana imkan tanıyor. Bu tuşa basıldığı zaman araç tüm sistemleri 10 saniye boyunca kapatarak kullanıcısına anında yüksek performans ve sezgisel bir erişim sağlıyor.

IONIQ 5 N’in orta konsolu, diz pedleri ve kaval kemiği desteğinin yanı sıra kayan kol dayanağıyla da pist sürüşü için optimize edilmiş. Konsolun alt kısmındaki uzantı ise spor sürüşü desteklemek için sağlamlığı artırıyor. Spor otomobil, günlük kullanım için C tipi USB, kablosuz şarj cihazı ve bardak tutucular da sunuyor. N koltuklar, güçlendirilmiş desteklere sahip. Böylece keskin virajlarda güçlü yanal hızlanma meydana gelse bile dengeli bir sürüş için üst ve alt gövdeyi sıkı bir şekilde destekliyor. N koltuklar, yüksek performanslı sürüş deneyimi arayan kullanıcılar için tasarlanırken güncel modele göre kıyasla yaklaşık 20 milimetre daha alçak konumlandırılmış.

Yüksek performansla gelen 650 beygir güç

IONIQ 5 N, 21.000 devre kadar çalışan iki adet elektrikli motora sahip. En yeni nesil 84 kWh pil ile donatılan otomobil, yüksek enerji için motordaki iki kademeli invertör sayesinde 448 kW/609 PS ve 740 Nm tork (NGB devredeyken 478 kW/650 PS ve 770 Nm) güç sunuyor. Maksimum 260 km/saat hıza ulaşabilen model, 0-100 km/s hızlanmasını ise sadece 3,5 saniyede (NGB ile 3,4 saniye) tamamlıyor. Tamamen elektrikli aracın menzili ise 448 kilometre (WLTP).

Üstün viraj performansı

IONIQ 5 N’in viraj alma yetenekleri, her yolculuğun heyecanını artırmak için tasarlanmış. Gelişmiş stabilite ve çekiş kontrol sistemleri aracılığıyla üst düzey bir sürüş deneyimi sunan otomobilin gövde yapısı, normal bir EV modele göre farklılık gösteriyor. Motor ve pil montajı, performanslı sürüşlerde yanal kuvvete katkıda bulunurken aynı zamanda her iki uçtaki entegre tahrik aksları ve elektrik motoru da yüksek torka dayanacak şekilde güçlendiriliyor. Performanslı fren sistemi ise inanılmaz bir frenleme sağlıyor. Bu fren sistemi, önde ve arkada sırasıyla 400 milimetre ve 360 milimetre çaplı büyük disklerden oluşuyor. Hibrit diskler, monoblok dört pistonlu ön kaliperler, yüksek sürtünmeli fren balataları ve özel hava soğutmalarıyla beraber daha hafif metalurjinin kullanılması, fren ısı kapasitesini ve soğutma verimliliğini de artırıyor.

hyundai-ioniq-5-n-3.jpg

Otomobil, motor sporlarından ilham alan güçlü bir rejeneratif fren sistemine de sahip. N Brake Regen sistemi, sektör lideri maksimum 0,6 G yavaşlama kuvveti sunarak otomobilin frenleme yeteneklerini daha da artırıyor. EV’lerin normal modellerden daha fazla ağır olması sebebiyle kullanılan frenlerin normal bir otomobilden çok daha güçlü olması gerekiyor. Böylelikle hidrolik frenler, gerektiğinde ekstra frenleme kuvveti uygulayarak pistte daha fazla dayanıklılık sağlıyor. N Brake Regen ile bu hidrolik frenler arasındaki kusursuz uyum, sürücünün fark edemeyeceği yumuşak bir geçiş yaratıyor. Kısacası bu sistem, IONIQ 5 N’in denge ve çekiş kontrol sistemleri birlikte çalışarak heyecan verici bir sürüş deneyimi sağlıyor. Aracın üst düzey viraj yetenekleri, 42 ek kaynak noktası ve 2,1 metrelik ek yapıştırıcıyla da destekleniyor.

Yarış pisti kabiliyeti

N Pedal, Hyundai i20 N WRC’de de kullanılan ve sürüş esnasında oldukça hızlı tepki veren bir özellik. Üst düzey yol tutuşu elde etmeyi hedeflerken aynı zamanda EV’lerin doğal ağırlığını ve boyutunu ele alan bir çözüm olarak geliştirilmiş. Bu akıllı yazılım işlevi, anında devreye girerek gelişmiş bir gaz kelebeği hassasiyeti sağlıyor. IONIQ modellerindeki i-Pedal rejeneratif frenleme sistemine benzer teknolojiden yararlanan N Pedal, enerji verimliliğinden ziyade hızlı ve heyecan verici viraj almayı önceliklendiriyor. Arka aksta yavaşlatıcı kuvvet kullanılarak agresif bir ağırlık aktarımı yaratılıyor ve bu da virajlara daha keskin giriş sağlıyor.

N Drift Optimizer ise birden fazla araç kontrolünü dengeleyerek drift açısının korunmasına yardımcı oluyor. Entegre “Torque Kick Drift” işlevi, sürücünün daha hızlı drift yapmasına olanak sağlayarak halk arasında debriyaj tokatlama olarak tabir edilen arkadan itişli araçların debriyaj vuruş hareketini simüle ediyor.

N Tork Dağıtımı (NTD) da gücü ön ve arka akslar arasında kaydırarak 11 seviyeye kadar farklı ayar seçeneği sunuyor. Tamamen değişken ön ve arka tork dağıtımı sayesinde sürücülere istedikleri tork dağıtım oranını sunuyor.

Arka aksta bulunan elektronik Sınırlı Kaymalı Diferansiyel (e-LSD) ise sürüş koşullarına bağlı olarak arka tekerleklere gönderilen kuvvet miktarını kontrol ediyor.

Yüksek hızlarda aracın viraj performansını artırırken ayrıca tekerlek kayma dengelemesini de iyileştiriyor. e-LSD, 1.800 Nm’lik artırılmış tork kapasitesiyle optimum performansı garantilemek için gelişmiş bir reaksiyon kontrolü sağlıyor.

N Kalkış Kontrolü, sıfırdan kalkışlarda mümkün olan en iyi ivmelenmeyi ve ön torku sağlıyor. En az tekerlek patinajı ve mümkün olan en hızlı kalkış için üç farklı çekiş seviyesi (düşük, orta ve yüksek) sunarak sürücülerin pist kullanımlarında profesyonel bir yarış aracı gibi kullanmalarına imkan tanıyor.

N Race özelliği de sürücülere otomobilin enerji kullanımı üzerinde doğrudan kontrol sağlıyor. IONIQ 5 N, birkaç düğmeye basma rahatlığıyla ayarların değiştirilmesini sağlıyor. Sürücülere ‘Dayanıklılık’ veya ‘Hızlanma’ konusunda stratejik bir seçim sunuluyor. ‘Dayanıklılık’, yarış pistindeki menzili en üst düzeye çıkarıyor. Bu, maksimum gücün sınırlandırılmasıyla elde ediliyor. Bu da sıcaklığın daha geç ve yavaş oluşmasına neden oluyor. Karşılaştırmalı olarak, ‘Hızlanma’ ise daha çabuk enerji için sağlamak için güç ve soğutmaya öncelik veriyor. Bu, sürücülerin enerji stratejilerini doğru bir şekilde yönetmelerine ve sürüş performans hedeflerine ulaşmaları için ideal bir performans aralığı oluşturmalarına yardımcı oluyor.

EV’lerde gelişmiş geri bildirim arzusunun farkına varan Hyundai N mühendisleri, IONIQ 5 N’in dinamik sürüşü üzerinde hassas kontrol sunmak için N e-Shift ve N Active Sound+’ı geliştirdi. Her iki özelliğin entegrasyonu, sürücü ile otomobil arasındaki duygusal bağı güçlendiriyor. IONIQ 5 N, içten yanmalı motorların hissini simüle etmek için en son teknolojileri birleştiriyor ve olağanüstü bir sürüş deneyimi sunuyor. N e-Shift, içten yanmalı N modellerde bulunan 8 vitesli çift kavramalı şanzımanın (DCT) davranışını taklit ederek, güç dağıtımı üzerinde kontrol hissi sağlıyor ve böylece sürücüler, manuel ve otomatik vites değiştirme arasında seçim yapabiliyor. Tıpkı manuel şanzıman modundaki N DCT gibi N e-Shift de sert bir devir sınırlayıcıya sahip.

N Aktif Ses (N Active Sound+ ) ise içten yanmalı motor gibi egzoz sesleri çıkararak daha sürükleyici bir sürüş deneyimi yaratmasıyla öne çıkıyor. N e-Shift, içten yanmalı motor hissini taklit ederek önceki EV uygulamalarının ötesine geçiyor ve sürüş deneyimini daha etkileşimli ve daha keyifli hale getiriyor.

N e-Shift ile eşleştirilen N Aktif Ses sistemi ise üç farklı ses sunuyor. N Aktif Ses, hızı ve gaz kelebeği konumunu temel alarak sesi sürekli olarak yeniden düzenliyor ve dinamik bir işitsel deneyim sağlıyor. Bu işitsel deneyim, sürücülere kullanılan gücü ölçmek için akustik bir referans sağlıyor. Sistemde 8 adet dahili Bose® Premium Sound ve iki adet harici hoparlör bulunuyor.

IONIQ 5 N’deki N Road Sense (NRS) ise sürüş deneyimini yeni bir seviyeye taşıyor. NRS, çift kavisli yol işaretlerini otomatik olarak tanıyor ve sürücüye N Modunu etkinleştirmesini öneriyor. Bu akıllı sistem, sürücünün çift virajlı yollarda seyrederken daha da heyecan verici ve ilgi çekici bir sürüş deneyimi yaşamasına olanak tanıyor.

IONIQ 5 N, zorlu yarış pisti koşullarında termal yönetim için yeni bir standart belirliyor. Rakipleriyle karşılaştırıldığında IONIQ 5 N, ısı kaynaklı güç bozulmasına (aşırı ısınma nedeniyle maksimum güç kaybı) karşı daha yüksek bir dirence sahip. Geliştirilmiş pil termal yönetim sistemi, artırılmış soğutma alanı, motor ve pil soğutucusu ile donatılmış. Pil ve elektrik motoru için kullanılan bağımsız radyatörler, yoğun pist sürüşü öncesinde ve sırasında IONIQ 5 N’in performans düşüşüne karşı performans direncini en üst düzeye çıkarıyor.

Tüm bu özelliklere ek olarak, yolda güvenlik ve rahatlık sağlayan bir dizi güvenlik teknolojisi ve bir sonraki seviye Hyundai Smart Sense Gelişmiş Sürücü Destek Sistemleri ile de araçla beraber sunuluyor. Hyundai Bağlantılı Araç Navigasyon Kokpiti (ccNC), 12,3 inç bilgi-eğlence ekranı ve 12,3 inç dijital gösterge panelinin birleşimiyle ön plana çıkıyor.

Bunun da ötesinde, IONIQ 5 N, ön camı bir görüntü ekranına dönüştüren seçilebilir AR işlevleri sunan Artırılmış Gerçeklik Head-Up Display (AR HUD) sunuyor. AR HUD, navigasyon, gelişmiş güvenlik ayrıntıları ve aracın çevresi gibi temel bilgileri doğrudan sürücünün ön camdaki görüş alanına sunuyor. Bu yenilikçi özellik, sürücülerin önlerindeki yola odaklanmayı sürdürürken bilgileri hızlı bir şekilde anlamalarını sağlıyor.

Nürburgring’deki Hyundai Test Merkezi

Almanya’daki Nürburgring Yarış Pisti, N markasının yüksek performanslı teknolojilerini geliştirmek için kullanılırken aynı zamanda modellere yarışçı ruhu aşılamaya devam ediyor. İkonik Yeşil Cehennem Nürburgring-Nordschleife, dünyanın en zorlu yarış pistlerinden biri olarak kabul edilirken ayrıca içindeki 73 viraj ve 20.8 kilometrelik asfaltıyla da motor sporları için oldukça önemli bir kompleks. Hyundai Motor Company’nin Avrupa Teknik Merkezi’ne (HMETC) ev sahipliği yapan bu pistte araçların dayanıklılık testlerinin büyük bir kısmı gerçekleştiriliyor. Testlere katılan yüksek performanslı otomobiller, Nürburgring’i hem kuru hem de ıslak koşullarda en az 480 kez turluyor ve yalnızca 10 ila 12 hafta içinde 180.000 kilometreye kadar zorlu sürüşü (normal bir aracın yaşam döngüsüne eşdeğer) simüle ediyor. Sert hızlanma, ani yavaşlama ve zorlu viraj almanın sürekli birleşimi, araçların sınırlarını zorluyor ve değişken yüzeyler ve kamber, olumsuz koşullarda bile en yüksek performansı sağlıyor.

Namyang Ar-Ge Merkezi

Güney Kore’nin Hwaseong kentinde 1995 yılında açılan ve 13.000 araştırmacı ve mühendisin çalıştığı Namyang Ar-Ge Merkezi ise Hyundai’nin kalbi durumunda. Toplam 3,3 milyon metrekarelik bir arazi üzerinde yer alan bu tesis, tasarım, mühendislik, güç aktarma organları, performans, aero-akustik rüzgar tüneli, test sürüşleri ve çevresel Ar-Ge için gerekli olan çeşitli merkezlerden oluşuyor. Yüksek hızlı 4,5 kilometrelik düzlük bir alanı bulunan pistte 34 farklı viraj ve zorlu keskin dönüşler bulunuyor. Toplam 70 kilometre yol uzunluğuna sahip bu tesis, bir bakıma Hyundai N’in de manevi evi sayılıyor.

Hyundai, elektrikli dünyada lider olmaya çalışırken, IONIQ 5 N’le de performanslı mobilite vizyonunu gerçeğe dönüştürüyor. Hızlı otomobillerin ve gerçek sürüş keyfinin sadece içten yanmalı modellere has bir özellik olmadığını kanıtlayan Hyundai, spor otomobil tutkunlarının dikkatini daha farklı N modelleriyle de çekmeye devam edecek

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

Elektrikli otomobil sadece bir tasarruf modeli değil, sürdürülebilir geleceğin inşasında büyük bir adım!

Elektrikli araç kiralama alanında Türkiye’nin ilk ve öncü markası olan Metafleet, SDN Tech Expo 2025 kapsamında elektrikli otomobillerin geleceğinin konuşulduğu “Teknolojiyle Yola Çık: Yeni Nesil Mobilite Ekosistemi” başlıklı panelin konuşmacıları arasında yerini aldı. Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, şehir içi ulaşımın elektrikli araçlarla nasıl dönüşüm geçirdiğini, sürdürülebilirliğin kurumsal filolar için neden vazgeçilmez bir stratejiye dönüştüğünü ve bu süreçte dijitalleşmenin sağladığı avantajları vurguladı.

Elektrikli araç kiralama alanında Türkiye’nin ilk ve öncü markası olan Metafleet, SDN Tech Expo 2025’te düzenlenen, moderatörlüğünü ünlü otomobil gazeteci ve sosyal medya influencer’ı Doğan Kabak’ın yaptığı “Teknolojiyle Yola Çık: Yeni Nesil Mobilite Ekosistemi” paneline damgasını vurdu. Panelin önemli isimlerinden biri olan Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, elektrikli araçların şehir içi ulaşıma etkilerinden, kurumsal filolar için sürdürülebilirliğin neden bir zorunluluk haline geldiğine kadar birçok başlıkta görüşlerini paylaştı. Günal ayrıca, dijitalleşmenin kurumsal filo yönetiminde nasıl katma değer yarattığını örneklerle anlatarak, mobilitenin geleceğine dair güçlü mesajlar verdi.

 “Elektrikli araçlar artık bir tercih değil, zorunluluk”

Panelde, şehir içi ulaşımın elektrikli araçlarla nasıl yeniden şekillendiğini değerlendiren Tevfik Günal, şarj altyapısındaki gelişmeler ve elektrikli otomobil sürüş dinamiklerindeki farklılıklar öğrenildikçe kullanıcıların menzil kaygısının azalacağını vurguladı. Günal, “Elektrikli otomobillerin sunduğu teknolojik imkanlar, kullanıcı deneyimi açısından içten yanmalı motorlara göre çok daha ileri noktada. Şehir içi ulaşımda hava kirliliği ve gürültü kirliliğini azaltmak adına artık bu dönüşüm bir lüks değil, zorunluluk” dedi.

“Bizim işimiz araç kiralama ötesinde geleceği inşa etmek”

Günal, Metafleet’in yalnızca bir filo kiralama firması olmadığını da vurguladı. “Elektrikli araçları sadece tasarruf odaklı değerlendirmek büyük bir eksiklik olur. Biz Metafleet olarak işimizin özünü sürdürülebilirlik olarak tanımlıyoruz. Kurumsal firmaların Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda verdikleri taahhütleri yerine getirebilmeleri için onlara doğru aracı, doğru kullanım senaryosuyla sunuyoruz,” şeklinde konuştu.

 

“Veri odaklı filo yönetimi ile %75’e varan tasarruf sağlanabiliyor”

Panelde dijitalleşmenin filo yönetimindeki önemine de dikkat çeken Tevfik Günal, elektrikli otomobillerin teknolojik altyapılarının şirketlere değerli içgörüler de kazandırdığını belirtti. “Kiraladığınız aracın izlediği rotaları, yolculuk başına düşen enerji tüketimini, yapılan her seyahatin karbon emisyonundaki azalma oranını ve hatta şarj etaplarının trafik yoğunluğuna göre nasıl optimize edilebileceğini analiz edebiliyoruz. Bu veriler sayesinde firmalar gerçek ihtiyaçlarına göre optimizasyon yapabiliyor ve %75’e kadar maliyet avantajı sağlayabiliyor” dedi.

Tevfik Günal’ın açıklamaları, sadece bugünün değil, geleceğin mobilite vizyonuna da ışık tutuyor. Metafleet, teknolojiyi ve sürdürülebilirliği odağına alarak, Türkiye’de elektrikli araçların daha geniş kitlelere ulaşmasında öncü rolünü pekiştirmeye devam ediyor.

 

Metafleet Hakkında:

Türkiye’nin ilk ve tek tamamen elektrikli araç kiralama şirketi Metafleet, sürdürülebilirlik odaklı bir anlayışla sektöründe yeni standartları belirlemeyi hedefleyerek 2020 yılında faaliyetlerine başladı. 2022 yılında güçlü finansal yapıya sahip olan Ekol Filo’nun %50 ortaklığıyla sektöre adım atan Metafleet, 12 ila 60 ay arasında değişen uzun dönemli kiralama seçenekleri sunuyor. Şirket, binek ve hafif ticari elektrikli araç filosuyla müşterilerinin ihtiyaçlarına cevap verirken sigorta, bakım ve onarım gibi operasyonel süreçleri üstlenerek kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. Elektrikli araçlarla filosunu yenilemek isteyen, sürdürülebilirlik konusunda öncü olmayı hedefleyen, kurumsal sosyal sorumluluk projelerine önem veren ve çevre dostu filo çözümleri arayan tüm kuruluşlara kapsamlı hizmetler sunuyor.

Continue Reading

Blog

İkinci El Aracı Avrupa’ya Göre 2,5 Kat Daha Pahalıya Satın Alıyoruz!“20 Yaşındaki Otomobillerde Fark 5 Kata Çıkıyor”

ÖTV düzenlemesi tekrar gündemdeyken, LenaCars önemli bir araştırmayı ortaya koydu. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de sıfır kilometre araç fiyatları, Avrupa’ya göre ortalama yüzde 70’in üzerindeyken, 0-5 yaş arası otomobillerde bu fark 2,5 kata çıkıyor. 20 yaş ve üzeri otomobillerde ise Türkiye’deki tüketiciler, Avrupa’ya oranla 5 kat daha pahalıya satın alıyor. Aradaki farkın vergilendirme sistemi nedeniyle ortaya çıktığına dikkat çeken LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, “Otomotiv sektöründe var olan vergilendirme sistemimiz güncelliğini yitirmiş durumda. Gerçek piyasa koşullarına ve çevre düzenlemelerine göre uyarlanması, yerli üretici ve yatırımcılar için olumlu sinyal verecektir. Aynı zamanda Türkiye’nin araç penetrasyon oranını OECD ortalamasına yaklaştırır.” diyor.

 

Yüksek vergi yükü, Türkiye’de otomotiv pazarının büyüme ivmesini yavaşlatırken, ÖTV ile ilgili olası düzenlemeler tekrar gündeme geldi. “Sıfır araç satışları rekor kırdı” haberlerini her geride bıraktığımız ay okusak da LenaCars’ın yaptığı kapsamlı araştırmalara göre, Türkiye’nin nüfusa kıyasla araç sahipliğinde OECD ülkeleri arasında geride olduğu tespit ediliyor. 2024 yılında her 1000 kişiye 354 motorlu araç düşerken, AB ülkelerinde her 1000 kişiye ortalama 570 motorlu araç düşüyor.

 

Almanya’ya göre sıfır otomobiller ortalama yüzde 70 daha pahalı

Yapılan kapsamlı araştırmalara ilişkin önemli açıklamalarda bulunan LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, Almanya’ya oranla, Türkiye’deki sıfır otomobillerin ortalama yüzde 70 daha pahalı olduğunu belirtti ve “Sıfır kilometre araç fiyatlarının Avrupa’ya kıyasla bu denli yüksek olması; vergi politikalarının gözden geçirilmesi, dengeli, sürdürülebilir bir vergi politikasının ortaya konması ve tüketicinin vergi yükü altında ezilmemesi gerektiğini ortaya koyuyor. ÖTV düzenlemesi gerçekleştirilirken bu durumun da göz önünde bulundurulmasını umut ediyoruz.” dedi.

Avrupa ülkelerindeki otomobil vergilendirme sistemleri bu şekilde

Almanya: Tam elektrikli araçlar (BEV), ilk tescillerinden itibaren 5 yıl motorlu taşıt vergisinden (Kfz-Steuer) muaf. Hibrit araçlar ise CO₂ emisyon değerine doğrudan bağlı yıllık vergiye tabi.

Fransa: “Bonus–Malus” sistemi uygulanıyor; düşük emisyonlu BEV/PHEV’lere alım desteği, yüksek emisyonlu içten yanmalı araçlara ek vergi getiriliyor.

Birleşik Krallık: 2022’de hibrit alım teşvikleri sona erdi; 2025 sonrası sıfır emisyonlu araçlara yönelik araç vergisi indirimleri kaldırılıyor.

Danimarka: Kayıt vergisi modelinde BEV’ler için yaklaşık %40, PHEV’ler için %50 oranları uygulanıyor.

Türkiye dışında başka bir Avrupa ülkesinde ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) gibi ilave bir vergi bulunmuyor. Vergilendirme emisyona; yani araçların çevreye verdiği kirliliğe göre yapılıyor.

 

İkinci elde fiyat farkları 2,5 kattan 5 kata kadar çıkıyor

Güncelliğiniarındaki her 4 araçtan birinin 21 yaş ve üzeri olduğunu aktaran LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, alım gücü ve matrah tandanslı güncelliğini yitirmiş vergilendirme sistemi nedeniyle eski araçlara olan talebin yüksek olduğunu ve fiyatlarının da bu etkenlerle çok yüksek seviyede kaldığını söyledi. Nazik, “Almanya’da 2000 Euro olan 20 yaşındaki bir Opel Astra’yı, Türkiye’de 10.000 Euro’ya satın alabiliyoruz. Daha yeni modellerde, 0-5 yaş arasındaki ise ikinci el araç fiyatlarının Türkiye’de 2,5 kat daha pahalı olduğu görülüyor. Temeldeki etken vergilendirme sistemimiz, yüksek vergi yükü, her satışta ikinci el araca da transfer edilmiş oluyor.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’de Yüzde 10 ÖTV Dilimine Giren Elektrikli Modeller

Resmî kriterlere göre, motor gücü ≤ 160 kW ve matrah ≤ 1.450.000 TL olan EV modelleri %10 ÖTV’ye tabi modellerden bazıları:

BYD Atto 3 Design

Fiat 500e La Prima HB

Hyundai Kona Electric (100 kW Progressive)

Peugeot e 2008 GT

Renault Zoe Intense (~100 kW)

Togg T10X V2 RWD (Uzun Menzil)

Skoda Elroq (giriş versiyon)

Kia EV3 Elegance

VW ID.3 (giriş/orta pak.)

Tesla Model Y Juniper (150 kW)

BYD Seal Sedan

Citroen e-C4 X Shine Bold

Türkiye’de Hibrit Modeller ve %30 / %60 ÖTV Dilimleri

Resmî düzenlemeye göre:

  • %30 ÖTV:

o        BYD Seal U DM- i: %80’ten %30’a gerileme

  • %60 ÖTV:

o        BMW X1 xDrive30e

o        DS 9 Opera E Tense 250

o        Skoda Superb PHEV

Yeni kanun teklifinde bazı üst segment hibritlerde ÖTV oranlarının yeniden artabileceği gündemdeyken, teşvik dengesine dikkat çeken Nazik, “Yüzde 10’luk dilim, orta segmente alım teşviki sunarken, üst dilimler hâlâ yüksek vergi altında. Matrah ve dilim aralıklarının güncellenmesi, gerçek piyasa koşullarına ve çevre düzenlemelerine uyarlanması otomotiv sektörünün ve tüketici güveninin önünü açacaktır. Enflasyonist ortamda matrah bazlı vergi sisteminin terk edilmesi, daha stabil, dengeli bir vergi reformu yapılması ihtiyaç. Aksi durumda piyasada vergi bazlı sürekli dalgalanmalar görmeye devam edeceğiz.” dedi.

Continue Reading

Blog

Volvo’nun En Kompakt ve Tamamen Elektrikli SUV’u EX30 Türkiye Yollarında

Volvo’nun şimdiye kadar ürettiği en kompakt ve en çevreci SUV modeli EX30, gelişmiş teknolojileri, yüksek güvenlik seviyesi ve sürdürülebilir tasarımıyla Temmuz ayından itibaren Türkiye’de yollarda olacak.

EX30, Volvo Cars’ın tamamen elektrikliye geçiş yolculuğundaki en önemli kilometre taşlarından biri olmasının yanı sıra, şimdiye kadar ürettiği en düşük karbon ayak izine sahip model olarak öne çıkıyor.

İskandinav tasarım anlayışını sürdürülebilir malzemelerle harmanlayan iç mekânı, kullanıcı dostu dijital arayüzü ve segmentindeki öncü güvenlik teknolojileriyle EX30, şehir içi mobiliteye çağdaş ve çevreci bir yorum getiriyor.

Kendi sınıfının en üst donanım seviyesiyle sunulan EX30, Volvo Car Türkiye’nin her yıl büyüme hedeflerine ciddi katkı sağlayacak stratejik bir model olarak konumlanıyor. B segmentinde önemli bir oyuncu olmaya hazırlanan EX30’un pazara girişiyle birlikte, Volvo Car Türkiye premium SUV segmentindeki liderlik hedefine bu sene bir adım daha yaklaşıyor.

 

Türkiye pazarına özel olarak geliştirilen 150 kW’lık arkadan itişli motorun üretimi Belçika Gent fabrikasında gerçekleştiriliyor. Fabrikanın ilk haftalardaki üretiminin neredeyse tamamının Türkiye pazarı için önceliklendirmesi sayesinde, modelin Nisan ayından itibaren toplanan müşteri talepleri ile hızlıca buluşması sağlanacak. Segmentinde dikkat çekici bir fiyat seviyesinde konumlandırılan EX30’un Türkiye’ye özel donanım seviyesi için fiyatı 1.913.000 TL* olarak belirlendi.

(*MTV, plaka masrafları ve trafik sigortası dahil değildir)

 

“Segmentinin ötesine geçen EX30 ile liderliğe bir adım daha yaklaşıyoruz”
Volvo Car Türkiye Genel Müdürü Alican Emiroğlu, EX30’un Türkiye pazarındaki stratejik önemine şu sözlerle dikkat çekti:

“EX30’un Türkiye pazarına girişi, Volvo Car Türkiye’nin istikrarlı büyüme hedefleri açısından önemli bir dönüm noktası. Segmentinin çok üzerinde bir donanım seviyesi sunan EX30, aynı zamanda markamızın sürdürülebilirlik vizyonunu da en güçlü şekilde temsil ediyor.

Bu modelle birlikte yalnızca elektrikli mobiliteye geçişte değil, premium SUV segmentinde liderliğe giden yolda da önemli bir adım atıyoruz. Türkiye’ye özel olarak geliştirilen motor seçeneği ve üretim önceliği, bu hedef doğrultusunda ülkemizi stratejik pazarlardan biri haline getiriyor.”

 

Kullanıcı dostu iç tasarım ve İskandinav ferahlığı

EX30’un iç mekânında denim, keten, yün gibi sürdürülebilir ve geri dönüştürülmüş malzemelerle tasarlanan dört farklı ‘iç oda’ alternatifi sunuluyor: Breeze, Mist, Pine ve Indigo. Her biri farklı İskandinav coğrafyalarından ve dokulardan ilham alıyor. Bu detaylar, EX30’un çevreye duyarlı yaklaşımını gözle görülür kılarken, farklı temalardaki iç mekân alternatifleriyle kişiselleştirme imkânı sunuluyor. Orta konsolun kaydırılabilir yapısı, akıllı saklama alanları ve sadeleştirilmiş arayüz hem sürücü hem de yolcular için ferah ve konforlu bir atmosfer sağlıyor.

Ayrıca sabit panoramik cam tavan, IR kaplamalı cam teknolojisiyle daha serin ve aydınlık bir kabin sunuyor. Yeni kare tasarımlı direksiyon simidi, otomatik kararan çerçevesiz iç dikiz aynası, kablosuz şarj pedi ve dijital anahtar gibi özellikler yer alıyor.

 

Volvo EX30’un yüksek donanım seviyelerinde yer alan ambiyans aydınlatmaları da İsveç doğasından ilhamla hazırlanmış beş farklı temayı içeriyor: Nordic Twilight, Midsummer, Northern Light, Archipelago ve Forest Bath.

 

Kompakt gövdesi ile Volvo’nun SUV’larında sunulan teknolojilerin pek çoğunu barındıran EX30,12,3 inçlik merkezi ekran, Google entegrasyonlu bilgi-eğlence sistemi, kablosuz Apple CarPlay ve gelişmiş ses sistemiyle üst segment konforunu daha erişilebilir bir formatta sunuyor. Modelde kullanılan Soundbar hoparlör sistemi, araç içi ses deneyimini yeniden tanımlarken iç mekânda daha fazla alan yaratıyor.

 

EX30: Şehir içi güvenlikten, üstün performans
Volvo EX30, şehir içi sürüşte emniyeti artıran bir dizi yenilikçi özellikle donatıldı. “Kapı Açılma Uyarısı” (Safe Exit) sistemi, yol kenarında bisikletli veya yayalar geçerken oluşabilecek olası kazaları önlemeye yardımcı olurken; yeni nesil Park Pilot Assist, dar alanlara otomatik park imkânı sunuyor. EX30, Volvo’nun bugüne kadar ürettiği en hızlı ivmelenmeye sahip otomobili olarak da dikkat çekiyor: Twin Motor versiyonu 428hp güçle 0’dan 100 km/s hıza yalnızca 3,6 saniyede ulaşarak bugüne kadar üretilmiş en hızlı Volvo otomobili unvanına sahip oldu. Geniş menzil isteyen kullanıcılar için 476 km’ye kadar menzil sunan 204hp’lik Single Extended Range seçeneği de mevcut.

 

EX30’un Türkiye’de sunulan donanımlı versiyonu olan Ultra seviyesi, standart olarak panoramik cam tavan, 22kW OBC, ısıtmalı ön koltuklar, ısıtmalı direksiyon, anahtarsız giriş, otomatik açılan bagaj, 19” alüminyum elmas kesim jant, 9 hoparlörlü, 1.040W gücünde ve 5.1 Quantum Logic Surround ses deneyimi sunan Harman Kardon soundbar ses sistemi, 360 derece kamera, BLIS kör nokta uyarı sistemi, elektrikli ayarlanabilir koltuklar ve adaptif hız sabitleyici gibi üst segment özellikleri içeriyor. Bu özellikler, EX30’u sınıfında en yüksek donanımlı modellerden biri haline getiriyor

 

Sürdürülebilirlik yaklaşımı
EX30, Volvo Cars’ın bugüne kadarki en düşük karbon ayak izine sahip modeli. Otomobilin üretiminden kullanım ömrüne kadar her aşamada çevresel etkileri minimize edecek çözümler geliştirildi. EX30, %100 yenilenebilir enerjiyle çalışan tesiste üretiliyor ve toplam karbon ayak izi 27 tonun altına indirildi. Otomobilin gövdesinde %25 geri dönüştürülmüş alüminyum, %17 çelik ve %17 polimer kullanıldı.

Yeni Volvo EX30 Türkiye’de lansman rengi olan Sand Dune’un yanı sıra Cloud Mavi, Vapour Gri, Crystal Beyaz ve Onyx Siyah seçenekleriyle sunuluyor.

 

 

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.