Connect with us

Kamyon-Çekici

Mercedes-Benz Unimog, Teknolojisi Yenilenen Modelleri İle Benzersiz Çözümler Sunuyor

Yollara ilk kez 75 yıl öne çıkmış olsa da sürekli yapılan yenilikler sayesinde Unimog en son teknolojik gelişmelere uyum sağlıyor. 2021 yılında U 435 ve U 535 modelleri ile gücüne güç katan Unimog; yüksek gücü, manevra kabiliyeti ile yüksek taşıma kapasitesini birleştiren orta segmentteki yeni modeli U 327 ile öne çıkıyor.

2021 yılının yenilikleri arasında, farklı yükleme koşullarında sabit bir sürüş sağlayan hidropnömatik süspansiyon ve düşük hızlarda veya sabit halde daha fazla direksiyon desteği sağlayan yeni konforlu direksiyon da bulunuyor.

Yüksek performans: Unimog U 435 ve U 535

Yeni U 435 ve U 535 modellerinin motoru, daha önce satışta olan U 430 ve U 530 modellerinden toplamda 40 kW (54 hp) daha fazla güç sunuyor. Bu durum ağır segment kullanıcılarının memnuniyetle karşılayacağı bir gelişme. Sıralı 6 silindirli motor, bir önceki modelden 180 Nm daha fazla tork üretiyor. Çevre koruma açısından da mükemmel değerler sağlayan ve Euro 6 E emisyon standardına uygun olan yeni motor; 1.800 devirden itibaren 1.380 Nm tork ve 260 kW (354 hp) gücü kullanıcısına sunuyor.

Kullanıcılarına daha fazla güç sunan Yeni U 435 ve U 535, sürücülere hemen hissedebilecekleri daha ileri bir optimizasyon da sunuyor. Geliştirilmiş vites değiştirme koordinasyonu ve kavrama kontrolü sayesinde, vites değiştirme sırasında oluşabilecek kesintiler önemli bir ölçüde azalıyor. Bu sayede uzun vadede daha düşük yakıt tüketimi ve daha rahat çalışma olanağı sağlanıyor.

Orta segment için daha fazla güç: U 327

Orta segmentte ise daha önce satışta olan U323 modeline paralel olarak U 327 modeli satışa sunulacak. U323 modeli 170 kW (231 hp) güç üretirken, U 327 modeli ise kullanıcısına 200 kW (272 hp) güç sunuyor. Daha hafif bir şasiye ve daha kısa aks mesafesine sahip olan orta segment Unimog; yüksek manevra kabiliyeti ve taşıma kapasitesi sunuyor. Yüksek performanslı bir motorla donatılan model, özel müşteri gereksinimleri için geniş platformlu ve uzun aks mesafeli bir versiyona da sahip.

Hidropnömatik süspansiyon, konforlu direksiyon ve iklimlendirme özellikli koltuk

Unimog’un 2021 yılındaki bir diğer yeniliği ise, arka aksta normal helezon yayları yerine hava depolama tankları ve hidrolik silindirleri temel alan hidropnömatik süspansiyon sistemi kullanmaya başlaması oldu. Sistem; farklı yükleme koşulları veya arka ek donanımlar altında sabit sürüş gerçekleştirilmesinin yanı sıra daha dengeli bir yol tutuş sağlıyor.

Ağır koşullarda çalışırken, aracın düşük hız seyrinde veya durağan haldeyken bile direksiyonun ağırlığını alan ve kolayca yönlendirilebilme özelliği sunan yeni konforlu direksiyon, büyük hacimli lastiklerle veya çim biçme kombinasyonları gibi ağır ön aletlerle çalışırken de büyük bir avantaj sağlıyor. Hıza bağlı olarak çalışan elektrohidrolik direksiyon sistemi ilgili sürüş koşullarına göre uyarlanıyor. Bu sayede sürüş koşullarına uyarlanmış değişken bir direksiyon hissi yaratıyor.

Yeni “iklimlendirme özellikli koltuk” her hava sıcaklığında konforlu kullanım olanağı sunarken, ileri teknolojili havalandırma sistemi ise sürücü koltuğuna istenilen uygun sıcaklığı sağlıyor.

Güvenlik için de önemli geliştirmeler söz konusu. Unimog’un kabini 2021 yılından itibaren kabin alt takviyeleri ve A sütunundaki yeni boru braketleri ile donatılıyor. Böylece, kabin mukavemeti için ECE – R29/03 standardı sağlanıyor.

Ağır römorklar için ideal

Unimog U 527 ve U 535, büyük römork ve çeki demiri ağırlıkları için özel olarak donatılabiliyor. Bu, genellikle saha veya yol ve boşaltma noktası arasındaki taşımalarda olduğu gibi, tandem veya tridem akslı römorklar için de geçerli olan bir avantaj. Söz konusu durum, uzun ulaşım yollarıyla karşı karşıya kalan inşaat yüklenicileri ve çiftçiler için geniş bir faaliyet alanı sunuyor. Daha yüksek yük taşıma kapasitesinin altında aracın rijit yapısı yatıyor.

Unimog’un 75. yıldönümü

Unimog’un ortaya çıkması, Almanya’nın savaş sonrası dönemde tedarikte kıtlık yaşaması ile yakından ilgili. 1945 ve 1946 yıllarında yaşanan yiyecek kıtlığı, Daimler-Benz AG’de uzun yıllar uçak motoru geliştirme başkanı olan Albert Friedrich’e, tarımda verimliliği artırmaya yardımcı olabilecek bir motorlu tarım aracı fikrini verdi. Başından beri projenin içinde olan Gaggenau’dan Hans Zabel, Mart 1946’da “Unimog” (Universal-Motor-Gerät, yani Universal Motorlu Araç) terimini icat etti. Unimog, ilk kez Ekim 1946’da test sürüşüne çıkarıldı.

Unimog “Prototip 1”, ilk test sürüşünü 1946 yılında tamamladı. Bizzat direksiyon başında olan Baş Tasarımcı Heinrich Rösler, kabini olmayan ve tamamen kereste yüklü prototipi engebeli orman yollarında test etti.

Mercedes-Benz’in her alanda başarılı olan profesyonel aracı Unimog, 75 yıldır sürekli olarak geliştirildi. Unimog; bugün itfaiye, tarım, kar temizleme ve yol bakımı alanlarında zorluklarla başa çıkıyor. Bakım konusunda verimli olması ve sunduğu üstün özellikleri Unimog’u birçok çiftçi, inşaat yüklenicisi ve belediye için çekici hâle getiriyor.

Unimog’da sunulan teknik geliştirmeler

EasyDrive: Opsiyonel olarak sunulan sürekli değişken çekiş sistemi, hidrostatın avantajlarını mekanik manuel şanzımanla birleştiriyor. Sürücünün gerektiğinde ve tam hızda iki sürüş tipi arasında geçiş yapmasını sağlayan EasyDrive ile 50 km/s hıza kadar sürekli değişken hız ayarları mümkün. Verimli ve yakıt tasarrufu sağlayan sürüş, 89 km/s hıza kadar olan 8 ileri vitesli manuel şanzıman ile gerçekleşiyor.

TireControl Plus: Lastik basıncı kontrol sistemi, sürüş sırasında bile 495/70R24’e kadar olan lastik boyutları için rahat bir kullanım olanağı sunuyor. Lastik basıncı, ekran kullanılarak ilgili koşullara göre ayarlanabiliyor. Sürücü, sert veya yumuşak zeminde bir düğmeye basarak gerekli lastik basıncına karar verebiliyor. Bu durum; optimum çekiş, düşük seviyelerde patinaj ve zeminin korunmasını sağlıyor.

Tüm tekerleklerden yönlendirilebilme özelliği, U 423 ilâ U 535 modellerinde, Unimog cihaz taşıyıcısının sürücüsü için üç farklı direksiyon tipini mümkün kılıyor: Ön tekerlekleri kullanarak normal direksiyon, tüm tekerlekler zıt dönüş açılarındayken dört tekerlekten direksiyon ve tekerlekler paralel şekilde ayarlanmış durumda olan çapraz hareket için “yengeç yürüyüşü” adı verilen direksiyon. Sonuç olarak; Unimog’un zorunlu küçük dönüş yarıçapı yüzde 20’ye kadar azaltılabiliyor ve tüm operasyonel durumlarda aracın manevra kabiliyeti artırılabiliyor.

VarioPilot: VarioPilot çift modlu direksiyon, sürücünün soldan sağa geçiş yapmasını sağlıyor. Kullanıma bağlı olarak, direksiyon ve kullanım aracın her iki tarafından da sağlanıyor. Buna ek olarak; örneğin biçme çalışmalarında sağ kenarlardaki görüş alanını optimize etmek için döner koltuk içeren tamamen camlı bir ön yolcu kapısı takmak da mümkün.

Özel donanım olarak LED ışık paketi: Özel donanım olarak sunulan LED ışık paketi hem yolda sürüşte hem de ek cihazlar kullanırken mükemmel aydınlatma koşulları sunuyor.

Tek bir ekipman taşıyıcısı ile tüm yıl boyunca çok çeşitli uygulamaları yönetme

Unimog’un güçlü yönü, tek bir ekipman taşıyıcısı ile tüm yıl boyunca çok çeşitli uygulamaları yönetme becerisinde yatıyor. Bu, hem klasik kar temizleme, yol bakımı ve kamusal yeşil alan bakımı uygulamaları hem de çapraz segment uygulamaları için geçerli. 4 adede kadar cihaz konumu mevcut. Ön ve arkaya ek olarak, akslar arasına ve kabinin arkasına da cihazlar monte edilebiliyor. Mercedes-Benz, “Unimog İş Ortakları” ve “Unimog Uzman İş Ortakları” ile uygulama gereksinimlerine ilişkin özel anlaşmalar yapıyor.

Dünya çapında 650’den fazla servis noktası

Unimog Hizmeti, yaklaşık 220’si Almanya’da olmak üzere 130’dan fazla ülkede 650’den fazla hizmet noktasına sahip, küresel olarak organize edilmiş bir hizmet yapısı tarafından destekleniyor. Unimog servis iş ortakları, araçların tamirinin yanı sıra, gövdelerle ve diğer aletlerle; yani tüm sistemle de ilgileniyor.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

TürkTraktör’ün Yapay Zeka Asistanı TrakBot 7/24 Çiftçilerin Hizmetinde

TürkTraktör, çiftçilerin hayatını kolaylaştırmak amacıyla devreye aldığı mobil uygulaması Tarlam Cepte’yi geliştirmeye devam ediyor. Tarlam Cepte’nin sektördeki ilk yapay zeka destekli yeni sohbet robotu TrakBot, çiftçilerin her an yanında olan dijital bir asistan gibi çalışıyor. Çiftçilerin karar alma süreçlerine hız kazandıran TrakBot, kullanıcıların sorularına anında yanıt vererek tarımsal verimliliği artırmayı hedefliyor.

 

TürkTraktör Şirket Lideri Matthieu Séjourné, tarımı geleceğe hazırlama amacıyla dijitalleşme yolunda önemli adımlar atmaya devam ettiklerini belirtti. Tarlam Cepte’nin yeni sohbet robotu ‘TrakBot’un bunun son örneklerinden biri olduğunu ifade eden Séjourné, “TürkTraktör olarak tarımda en yeni teknolojileri ilk kez devreye almaya büyük önem veriyoruz. En çevreci traktör ve ekipmanlarımızın yanı sıra tarımın dijitalleşmesi için de durmaksızın çalışıyoruz. Çiftçilerimizin her türlü ihtiyacında yanında olabilmek ve dijital karar desteği sunabilmek için 2019’da hayata geçirdiğimiz Tarlam Cepte uygulamamızı her geçen gün yeni özelliklerle donatıyoruz” dedi.

 

Kullanıcı sayısı 170 bini geçen Tarlam Cepte’nin sektörde bir ilk olan sohbet robotu ‘TrakBot’un tarımda dijital dönüşümü hızlandıracağına inandığını vurgulayan Séjourné, “Tarım endüstrisi için özel olarak tasarlanan TrakBot, çiftçilerimizin her an yanlarında taşıyabilecekleri dijital bir asistan olarak çalışıyor. 7/24 iletişim kurarak, hava durumu raporlarından kampanyalara, gübreleme tavsiyelerinden sulama önerilerine kadar pek çok konuda sorulara anında yanıt veriyor. Güncel verilerle desteklenen doğru ve hızlı cevaplarla çiftçilerimiz en sık karşılaştığı sorunların üstesinden gelebiliyor. Bu yeni teknolojinin verimli ve sürdürülebilir tarım tekniklerini de yaygınlaştıracağına inanıyoruz” dedi.

 

Tarlam Cepte Tarımın Geleceğini Bugünden İnşa Ediyor

TürkTraktör, tarım sektörüne yenilikçi çözümler sunan Tarlam Cepte ile dijitalleşmeyi kullanarak sektördeki tüm paydaşları daha sürdürülebilir ve verimli bir geleceğe taşımayı hedefliyor. Tarlam Cepte’nin sunduğu dijital çözümler, tarım sektöründeki geleneksel iş yapış biçimlerini dönüştürerek daha akıllı, hızlı ve verimli bir tarım pratiği inşa etmeyi amaçlıyor.

 

Chatbot teknolojisiyle geliştirilen TrakBot, tarımda dijitalleşmenin çiftçilerin yanı sıra büyük tarım işletmeleri için de büyük faydalar sağlayacağı bir dönüm noktasını işaret ediyor. TrakBot, büyük veri analitiği ve tarım sektörüne yönelik bilgisi sayesinde verileri hızla işleyip hızlı ve kişiselleştirilmiş yanıtlar sunuyor.

 

Samimi, profesyonel ve tarafsız bir dil kullanan TrakBot, gereksiz detaylardan kaçınarak çiftçilerin sorularına net ve doğru çözümler öneriyor. Yapay zeka tabanlı yapısı sayesinde cevapların doğru ve kapsamlı olması için çaba gösteren TrakBot, sorular eksik bilgi içermesi durumunda doğru ve tatmin edici cevabı verebilmek için gerekli soruları yöneltmeye devam ediyor.

 

 

 

Continue Reading

Blog

Doğum Yeri Aksaray Olan Yeni Actros L Türkiye Yollarına Çıkıyor!

Mercedes-Benz Türk, Yeni Actros L’yi yeni tasarımıyla ocak ayında yollara çıkarmaya hazırlanıyor. Mercedes-Benz Türk’ün Aksaray Fabrikası’nda üretimine başlanan, yenilenen yüzü ve teknolojik kabiniyle öne çıkan yerli üretim yeni Actros L’nin ilk tanıtımı Mercedes-Benz Türk Kamyon Satış Bayilerine gerçekleştirildi. “Verimliliğin Yeni Şekli” mottosuyla yollara çıkmaya başlayan Mercedes-Benz “Yeni Actros L”, yüksek konforu, son teknoloji donanımları ve üst düzey verimliliği ile sektöründe öncülüğünü pekiştirecek ve çekici segmentinde yeni standartları belirleyecek.

Kusursuz hizmet anlayışıyla geliştirdikleri yeni nesil ürünleri en son güvenlik standartlarını kapsayacak şekilde yollara çıkardıklarını söyleyen Mercedes-Benz Türk Kamyon ve Pazarlama Satış Direktörü Alper Kurt, “Üretimine başladığımız yeni Mercedes-Benz Actros L’yi, fütüristik araç tasarımı, optimize edilmiş aerodinamik özellikleri, bir dizi konfor özelliği, rakipsiz güvenlik özellikleri, gelişmiş dinamik sürüş sistemleriyle birlikte müşterilerimizin beğenisine sunmaktan büyük mutluluk ve heyecan duyuyoruz. Yeni Actros L modelimiz, devrim niteliğinde yeni kabin tasarımımız ProCabin gibi yenilikçi donanımlarla yollara çıkıyor. Böylece yeni aracımızda yüzde 3’e varan yakıt tasarrufu sağlıyoruz. Yeni Actros L ile sektörün yükünü daha da hafifletmeyi vadediyor, tüm müşterilerimizi verimliliğin yeni şeklini deneyimlemeye davet ediyoruz” dedi.

Mercedes-Benz Actros L modeli, 2022’de piyasaya sürülmesinden bu yana, Mercedes-Benz Türk çekici segmentinin standartlarını belirlemeye devam ediyor. “Verimliliğin Yeni Şekli” mottosuyla ocak ayından itibaren yollara çıkmaya başlayacak Mercedes-Benz Türk’ün Aksaray Fabrikası’nda üretimine başlanan Mercedes-Benz yeni Actros L, yüksek konforu, son teknoloji ekipmanları ve üst düzey verimliliğiyle sektöründe öncülüğünü pekiştirmeye devam ediyor. Yenilenen yüzü ve teknolojik kabiniyle öne çıkan yeni Actros L, fütüristik ProCabin tasarımıyla çekici segmentinde yeni standartları belirliyor. Bu tasarım sayesinde yüzde 3’e varan yakıt tasarrufu sağlanırken; Ekim 2022’de devreye alınan 3’üncü nesil OM 471 motoru ile beraber önceki nesle oranla toplamda yüzde 7’ye varan yakıt tasarrufu sağlanıyor. Kusursuz hizmet anlayışıyla geliştirdikleri yeni nesil ürünleri en son güvenlik standartlarını kapsayacak şekilde yollara çıkardıklarını söyleyen Mercedes-Benz Türk Kamyon ve Pazarlama Satış Direktörü Alper Kurt, “Bugün başarısını kanıtlamış amiral gemisi modelimizi şimdi yeni bir boyuta taşıyor; fütüristik araç tasarımı, optimize edilmiş aerodinamik özellikleri, bir dizi konfor özelliği, verimli motorları, gelişmiş dinamik sürüş sistemleriyle, “Yeni Actros L”yi müşterilerimizin beğenisine sunmaktan büyük mutluluk ve heyecan duyuyoruz. Aksaray Fabrikamızda üretimine başladığımız ve ocak ayı itibarıyla da satışa sunduğumuz Yeni Actros L ile sürüş teknolojileri bakımından, müşterilerimize daima en iyi araç çözümlerini sunma sözümüzün bir kez daha altını çiziyoruz. Yeni Actros L modeliyle, test edilip kanıtlanmış amiral gemisi araç modelimizi birçok açıdan çok daha verimli hale getirdik.  Bunun en iyi örneği, devrim niteliğinde yeni kabin tasarımımız.  Yeni Actros L modelinde bu tasarım sayesinde yüzde 3’e varan yakıt tasarrufu sağlıyoruz. Yeni aracımızla sektörün yükünü daha da hafifletmeyi vadediyor, tüm müşterilerimizi verimliliğin yeni şeklini deneyimlemeye davet ediyoruz” dedi.

Verimlilik: Devrim niteliğinde yeni kabin tasarımı!

Hayatına 1996 yılında başlayan Mercedes-Benz Actros kamyon serisi, müşterilerinin ve sürücülerinin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılama yeteneğiyle kısa zamanda Mercedes-Benz Trucks’ın gözde modellerinden biri olmayı başardı. 80 mm uzatılmış aerodinamik tasarımlı yeni kabinin ön kısımda karşılanan hava akımı, mümkün olan en verimli şekilde aracın çevresinden yönlendirilerek dolaşıma devam ediyor. Optimize edilmiş hava akışını sağlamak için, neredeyse hiçbir boşluk veya açıklık bırakılmadan oluşturulan aerodinamik tasarım konsepti, motor bölmesini dış hava akımından ayırmak için kullanılan kauçuk parçalarla tamamlandı. Böylece Yeni Actros L modelinde bu tasarım sayesinde yüzde 3’e kadar yakıt tasarrufu sağlandı. Mercedes-Benz Türk, aerodinamik optimizasyon uygulamalarıyla birlikte, Yeni Actros L modelinin verimliliğini, 12,8 litre motor hacmine sahip 3’üncü nesil OM 471 dizel motorla daha da artırıyor. Uzun mesafe taşımacılık için tasarlanan Yeni Actros L’de mümkün olan en düşük yakıt tüketiminin sağlanması üzerine odaklanıldı. OM 471 dizel motorla beraber araçta önceki nesle göre maksimum yüzde 4’e kadar yakıt tasarrufu sağlanıyor.

Uzun Yol Taşımacılığında “Konforun Yeni Şekli” Yeni Actros L!

Mercedes-Benz Türk, Yeni Actros L ve fütüristik kabin tasarımıyla, verimlilik artırma ve toplam maliyeti azaltmanın yanı sıra, sürücü kabininin cazip dış tasarımı ve konforu gibi unsurların da araç alımlarında önemli bir rol oynadığının altını çiziyor. Stream, Big veya Giga Space olmak üzere mevcut olan ProCabin iç mekânında; optimize edilmiş koltuk ısıtma, yeni premium Dinamica Star koltuk kılıfları, ahşap iskeletli yataklar ve konforu çok daha artırılmış Ekstra Premium Konforlu yatak minderi gibi birçok konfor özelliği sunuluyor. Aracın yeni konfor donanımları arasında, sürücü koltuğu için masaj fonksiyonu da yer alıyor. Bu masaj fonksiyonu, koltuğun tünel tarafındaki bir fonksiyon düğmesi aracılığıyla etkinleştiriliyor ve 10 dakika sonra otomatik olarak kapanıyor. Yeni LED ambiyans aydınlatması, hem mavi LED’li ortam gece sürüş ışığı hem de kehribar yaşam alanı ışığı sayesinde aracın iç mekanına rahatlatıcı bir aydınlatma sağlıyor ve böylece daha iyi bir yaşam atmosferi sunuyor. Aynı zamanda gece sürüşü sırasında kabin içinde bir yönlendirme ışığı görevi de görüyor.

Mercedes-Benz Yeni Actros L “Teknolojinin Yeni Şekli”!

1 Ocak 2025’te yürürlüğe giren Genel Emniyet Yönetmeliği’ne (GSR Faz B) göre üretilen Yeni Actros L modeli, regülasyon gerekliliklerinin ötesinde özelikler sunuyor:

Çoklu şerit takip özelliğiyle Aktif Fren Asistanı 6 (ABA6)

ABA 5’in gelişmiş versiyonu olarak tanımlanabilen ABA 6, Mercedes-Benz kamyon ve çekicilerin far ve ön çamurluk bölgesinde ek radar sensörleri ile 270 derece gelişmiş gözlem alanı sunuyor. Genişletilmiş izleme aralığına ek olarak Mercedes-Benz Türk mühendisleri, hareketli yayalara ve bisikletlilere verilen tepkinin 60 km/s’ye kadar hız aralığına genişletme imkânı yakaladı. Böylece araçlar, karşıdan karşıya geçen, karşıdan gelen veya aracın şeridinde yürüyen yayalara otomatik tam frenleme (acil frenleme adı verilen) ile tepki verebiliyor. Yaya ve bisiklet algılama özelliğiyle regülasyon gerekliliklerinin de ötesinde gelişmiş bir frenleme özelliği sunan yeni nesil kamyonlar, özellikle şehir içinde çalışan araçlar için ayırt edici bir güvenlik özelliği olarak öne çıkıyor.

Aktif Kör Nokta Asistanı 2

Sunduğu konfor ve şıklığın yanı sıra geliştirilmiş teknolojik donanım ile hem güzel hem de güvenli olan Mercedes-Benz kamyonlar her iki tarafında bir bisikletli, araç, yaya veya herhangi bir nesne algıladığında çarpışmayı önlemek için sürücüye iki aşamalı bir uyarı sistemi sunuyor. Sistem, regülasyon gerekliliklerinin ötesinde olası çarpışmayı engellemek için frenleme özelliğine de sahip.

Mercedes-Benz Türk, Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren güçlü bayi ağıyla birlikte Mercedes-Benz Actros L modelinin segmentindeki başarısını ve sektördeki öncülüğünü sürdürmeye devam edecek.

 

Continue Reading

Kamyon-Çekici

Mercedes-Benz Türk’ün Desteğiyle İKSV Tarafından Yürütülen SaDe (Sanatçı Destek Fonu) Programı Sanatçıları, Mentorlarıyla Çalışmalara Başladı

Yaklaşık 40 yıldır “Kültür-sanatın #daima yanında” mottosunun rehberliğinde pek çok çalışmaya destek vererek çeşitli projelere imza atan Mercedes Benz Türk, toplumsal dayanışmayı güçlendiren ve kültürel mirası korumayı teşvik eden projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) yürüttüğü ve Mercedes-Benz Türk’ün destekleriyle görsel sanatlar alanında faaliyet gösteren sanatçıların gelişimlerine ve üretim süreçlerine katkıda bulunmak amacıyla hayata geçirilen SaDe (Sanatçı Destek Fonu) programı Şubat 2023 depremlerinden sonra ikinci programını sadece depremden etkilenen sanatçılara açtı.

Yaklaşık 40 yıldır “Kültür-sanatın #daima yanında” mottosunun rehberliğinde pek çok çalışmaya destek vererek çeşitli projelere imza atan Mercedes Benz Türk, görsel sanatlar alanında faaliyet gösteren sanatçıların gelişimlerine ve üretim süreçlerine katkıda bulunmak amacıyla İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) yürütücülüğünde hayata geçirilen SaDe’ye (Sanatçı Destek Fonu) destek vermeye devam ediyor. Program bu yıl Şubat 2023 depremlerinden etkilenen sanatçıların tasarı aşamasındaki projelerini hayata geçirebilmeleri için destek sağlıyor.

SaDe (Sanatçı Destek Fonu) programı kapsamında desteklenen sanatçılar, üretim süreçleri boyunca projelerini geliştirebilmeleri için alanlarında uzman mentorlarla çalışma imkânı buluyor. Üstelik bu isimler sanatçıların kendi belirlediği, beraber çalışmak istedikleri kişiler oluyor. Program kapsamında, tasarım aşamasındaki projelerini geliştirmeleri için programa katılan sanatçılara 5.000’er Avro destek sağlanıyor. Buna ek olarak sanatçılar çalışabilecekleri kültür-sanat profesyonelleri, kurumlar ve üreticilerle de bir araya getiriliyor.

Görsel sanatlar alanında çalışmalar yapan sanatçılara yönelik fona, 2024 yılında 84 sanatçı başvurdu. Yapılan başvurular arasından desteklenecek sanatçılar Aylin Çankaya, Cemil Çalkıcı, Gökçe Çetin, Macide Yalçınkaya, Nesime Karateke ve Rozelin Akgün olarak belirlendi.

Mimarlık bölümü mezunu olan Aylin Çankaya, bölümünün araçlarını fotoğraf alanıyla birleştirerek bir hikâye anlatıcılığı yapmayı amaçlıyor ve bu alanda mentoru olarak seçtiği Aslıhan Demirtaş ile birlikte projesini geliştirecek. Aslıhan Demirtaş; ODTÜ’de lisans, MIT’de yüksek lisans eğitiminin ardından Doha, Katar’daki İslam Sanatları Müzesi ve Japonya’daki Miho Şapeli projelerinde baş tasarımcı olarak Pritzker Ödülü sahibi I.M. Pei ile iş birliği yaptı. Çalışmaları Salt Galata ve Ulus, Pratt Manhattan Gallery, Aronson Gallery, Collectorspace ve Şarika Bienali’nde sergilenen Demirtaş, 2022 yılında 15. Dönem Ağa Han Mimarlık Ödülleri teknik değerlendirme komisyonunda görev aldı.

Adana’da yaşayan Mimarlık Bölümü mezunu Cemil Çalkıcı, çalışmalarında genel olarak doğal ve yapılı çevre arasındaki ilişkiyi inceliyor. Mentoru Emre Hüner ile birlikte yaşadığı şehirle olan ilişkisinin farklı yönlerini keşfedeceği bir proje hazırlayacak. Çalışmalarını İstanbul ve Amsterdam’da sürdüren Emre Hüner, Milano Güzel Sanatlar Akademisi mezunu olup, Art Explora, Artpace ve Rijksakademie gibi misafir sanatçı programlarına katıldı. Sylvia Kouvali Gallery, Arter gibi mekânlarda düzenlediği kişisel sergilerin yanı sıra 9. Asya Sanat Bienali (2024) ve 14. İstanbul Bienali’nde grup sergilerinde eserleri yer alan Hüner’in çizim, video, heykel ve yerleştirmeler gibi çeşitli araçlarla yaptığı işleri, Arter, Tate ve Centre Pompidou gibi prestijli müze koleksiyonlarında yer aldı.

Mentorluğunu Nazlı Pektaş’ın yapacağı sanatçı Gökçe Çetin, Marmara Üniversitesi Resim Bölümü’nde başladığı eğitimine devam ediyor. Çetin, duygular ve toplumsal normlar üzerine çalışmalarına devam ederken, depremlerin ardından ölüm, kayıp, yas, yıkım ve bunların bireysel yaşama etkileri üzerine ağırlık vermeye başladı. Mentoru Pektaş, lisans eğitimini Mimar Sinan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nde tamamladı, yüksek lisansı ise Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik-Cam Bölümü’nde yaptı. Halen Marmara Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültelerinde öğretim görevlisi olarak çalışan Pektaş, sanat eleştirisi, yapıt analizi, sanat tarihi, seramik sanatı tarihi ve çağdaş sanatta beden konularında dersler vermeye devam ediyor. Bunun yanı sıra SUMMART, CIF Cocoon, Art Week, Bilsart Yapı Kredi Kültür Sanat, Marmara Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi ve Sanat Galerisi’ndeki sergilerin yanı sıra pek çok serginin küratörlüğünü üstlendi.

Hatay’da yaşayan resim öğretmeni Macide Yalçınkaya, üretim sürecinde sanatçı ve akademisyen Evrim Kavcar’ın mentorluğuyla projesini hayata geçirecek. Yalçınkaya, üretimlerinde tekrar, örüntü ve belirsizlik kavramlarını çalışmalarının merkezine alıyor. Çalışma ve araştırmaları, düzen ile düzensizlik arasında gerçekleşene odaklanıyor. Mentoru Kavcar, yüksek lisansını San Francisco Art Institute’ta, sanatta yeterlik çalışmasını Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nde tamamladı. Nesin Sanat Köyü ve Mardin Artuklu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin kurucu kadrosunda yer alan Kavcar’ın işleri; 28. İstanbul Film Festivali, PiST Disiplinlerarası Proje Alanı, ARTER, 17.İstanbul Bienali, Sinopale 8, Borusan Contemporary, Eldem Sanat Alanı, PASAJ Bağımsız Sanat Alanı, KASA Galeri, Karşı Sanat Çalışmaları, Barın Han, 3. Mardin Bienali, nGbK neue Gesellschaft für Bildende Kunst, Galerie Nord, TTayvan Tıpta İnsan Bilimleri Müzesi gibi uluslararası mekânlar ve etkinliklerde sergilendi. Kavcar, Berlin Senatosu Misafir Sanatçı Programı ve SAHA Studio gibi programlara katıldı.

Görsel sanatçı, fotoğrafçı ve kültür yöneticisi Günseli Baki’nin mentorluk yapacağı Nesime Karateke, Antakyalı bir belgesel yönetmeni olarak SaDe’nin desteğiyle projesini hayata geçirecek. Sanat üretiminde ağırlıklı olarak hafıza/mekân; kent/birey ve toplumsal cinsiyet konularıyla ilgilenen mentoru Baki, hafıza ve mekân üzerine yaptığı görsel, metinsel üretimler; arşivden beslenen, araştırma odaklı uzun süreli transdisipliner çalışmalara imza atıyor.

Diyarbakır’dan desteğe başvuran Rozelin Akgün ise çalışmalarında biyolojik döngüler ve biyomateryallere odaklanıyor. Sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik bağlamlarla organik maddeleri ve dönüşen formları çalışıyor. Rozelin Akgün’ün mentorluğunu mühendislik ve belgesel fotoğrafçılığı kökenli sanatçı, küratör ve akademisyen Serkan Taycan üstleniyor. Taycan araştırmalarında İstanbul’a odaklanarak kentsel dönüşüm, altyapı, şehir hakkı ve sanatsal aktivizm konularını inceliyor. Fotoğraf, video, haritalama ve yürüyüş gibi medyalar aracılığıyla ekolojik ve kentsel dinamikleri ele alan Taycan’ın işleri Venedik Mimarlık Bienali, İstanbul Bienali, MAXXI ve İstanbul Modern gibi önemli mekânlarda sergilendi.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.