Blog
MNG Kargo, Teknoloji Altyapısına 3 Yılda 70 Milyon TL Yatırım Yaptı
Türkiye’de kargo sektörünün öncü firması MNG Kargo, son 3 yıllık dönemde teknoloji yoluyla süreçlerini iyileştirmeye odaklanarak; aktarma merkezleri, şubeleri ve IT altyapısına yaklaşık 70 milyon TL tutarında yatırım yaptı.
Pandemi sürecinde sunduğu hizmeti tüketicilerin beklentisi ve sosyal mesafe kuralına uygun olarak yerine getirebilmek için, teknolojiye dayalı inovasyonları çok hızlı bir şekilde geliştiren şirketin günlük işlem kapasitesi 700 bin adede yükselirken, yüzde 90 müşteri memnuniyeti sağlanarak önemli başarı elde edildi.
MNG Kargo, sektörde bir ilk olan Ar-Ge Merkezi’ni 2017 yılında hayata geçirdikten sonra tüm süreçlerinde müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik gerçek zamanlı çözümler üretmeye odaklandı. 2018 yılında başlatılan teknoloji yatırımları kapsamında sunucu, ağ altyapısı ve depolama üniteleri yeni teknolojilere yükseltilerek 5 kat kapasite artışı gerçekleştirildi. Aktarma merkezlerinin teknoloji altyapısı yenilenerek verinin merkezileştirilmesi ve eş zamanlı yönetilebilmesi sağlandı. Şube hatları ve bağlantı cihazları yenilenirken, saha operasyonlarında kullanılmak üzere 3.500 yeni terminal satın alındı. Son 3 yılda yapılan toplam teknoloji yatırımı yaklaşık 70 milyon TL olurken, pandemi döneminde artan talebe karşılık verebilmek için kapasite artışına yönelik yatırımlara ve hizmet kalitesini artıracak teknolojik uygulamalara hız verildi. Şirket 2021 yılında, aktarma ve teknolojik altyapı yatırımları ağırlıklı olmak üzere 60 milyon TL tutarında yatırım gerçekleştirmeyi planlıyor.
Hizmet kalitesini artıracak dijital çözümler yolda
MNG Kargo Bilgi Teknolojileri, İş Geliştirme ve İnovasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Yoluaçık, düzenlediği dijital basın toplantısında, “Pandemi sürecinde sunduğumuz hizmeti tüketicilerin beklentisine ve sosyal mesafe kuralına uygun olarak yerine getirebilmek için, teknolojiye dayalı inovasyonları çok hızlı bir şekilde geliştirdik. QR kod, şifre ve OCR teknolojisi üzerinden kimlik okutma ile temassız bir şekilde alıcılardan imza almadan çok daha hızlı teslimat yapmayı başardık. ‘Offline Teslimat’ uygulamamızla mobil hattın çekmediği kot farkı vb. olan noktalarda da teslimatlarımızı zamanında ve eksiksiz yapabildik. Bundan sonraki süreçte, iç ve dış müşterilerimizin kullanacağı dijital uygulamalar, yeni teslimat modellerini destekleyen ve operasyonumuzu mükemmelleştirmeyi hedefleyen dijital çözümler geliştirmeye devam edeceğiz. Böylece hem hizmet kalitemizi daha da yukarılara çekecek hem de her yıl taşıdığımız paket sayısını düzenli şekilde artıracağız” şeklinde konuştu.
MNG Kargo’nun cirosu %56 arttı
Son yıllarda ivme kazanan online alışverişin pandemi nedeniyle rekor büyüme kaydettiğini hatırlatan Yoluaçık, bu gelişmeye paralel olarak MNG Kargo’nun 2020 cirosunda e-ticaretin payının yüzde 55’e çıktığını açıkladı. Şirket genelinde yüzde 56 ciro büyümesi sağlandı.
Müşteri memnuniyeti %90’a çıktı
Pandemi nedeniyle alıcı beklentilerinin değiştiğini, MNG Kargo’nun da tüm süreçlerini buna göre uyumlandırdığını söyleyen Yoluaçık, “Daha önce başarı kriterimiz taşınan kargo sayısı iken, artık müşteri memnuniyeti daha öncelikli hale geldi” dedi. MNG Kargo bu yaklaşımla memnuniyet ve sonuç odaklı bir Talep & Şikayet yönetimi kurguladı. Bu kapsamda tüm sosyal medya ve iletişim kanallarından alıcıların sesine kulak verilerek, sorunlarına çözüm sunulması hedefleniyor. Kuryelerin performans ve prim değerlendirmeleri de müşteri memnuniyeti üzerinden yapılıyor. Tüm bu çalışmalar neticesinde 2020 yılı ortalama müşteri memnuniyet oranı, bu yılın ilk çeyreğinde 10 puan artarak, yüzde 90 memnuniyet oranına ulaşıldı.
Pandemi sürecinde istihdama destek
Yine MNG Kargo tarafından iki yıl önce sektöre kazandırılan bir uygulama olan Girişimci Kurye Modeli de pandemi sürecinde istihdama destek açısından önemli katkılar yaptı. Next mobil kurye uygulamasıyla desteklenen model sayesinde, kitlesel kaynak yönetimiyle 700 araçlı girişimci kuryeye iş imkanı sağlandı. Kargolar, pandemi döneminde daha kısa sürede ve yüksek müşteri memnuniyetiyle teslim edildi. Modeli daha da yaygınlaştırmayı planlayan MNG Kargo, bu yılın sonunda 1.000 Girişimci Kurye sayısına ulaşmayı hedefliyor.
Kargo ‘rut planı’ ile daha hızlı dağıtılacak
MNG Kargo, bu dönemde tamamen kendi iç kaynaklarıyla geliştirdiği Next uygulamasıyla sektörde ciddi anlamda ayrıştı. Sürekli ek özelliklerle çevik bir şekilde geliştirilen Next ile rotalama kullanarak kolay teslim etme ve teslim alma fonksiyonları, etkili harita kullanımı, offline kullanım ve kurye performans yönetimi gibi kazanımlar elde edildi.
Gökhan Yoluaçık’ın verdiği bilgiye göre, MNG Kargo, günlük kargo dağıtımlarını optimize ederek kuryelerin kargolarını belirli bir rut planı dahilinde daha verimli ve hızla dağıtmalarını sağlayacak yeni bir model üzerinde çalışıyor. Bu modelde alıcı evinde bekletilmeden kargonun kendisine tahmini varış süresi bildirilecek. Ayrıca çok yakında notlu teslimat da yapılmaya başlanacak.
Yoluaçık ayrıca, değişen e-ticaret müşteri taleplerini karşılayabilmek için şubeyi aramadan kargo talebini online oluşturma, şubeye gitmeden kargoyu kolayca teslim etme ve kolay iade ile daha fazla e-ticaret alışverişini destekleme konularında çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
Genç yeteneklere ve yeni fikirlere açık
MNG Kargo, genç yetenekleri sektöre kazandırmak amacıyla çeşitli yetenek programları gerçekleştiriyor. Bu süreçte farklı sektörlerden ve farklı illerden gelen ekiplere eğitimler verilerek, projeleri şirket içinde hayata geçiriliyor. Başvuran 955 kişi arasından yapılan değerlendirme sonucunda 40 aday ile görüşme gerçekleştirilirken, 9 kişi çalışan olarak MNG Kargo Ailesine katıldı.
Öte yandan yeni teknolojik fikirlere verdikleri önem doğrultusunda geçen yıl temmuz ayında sektörde bir ilk olan hackathon yarışmasını düzenlediklerini kaydeden Gökhan Yoluaçık, “Katılımcılar yarışmada MNG Kargo müşterilerinin kargo takibini daha kolay yapabileceği bir geliştirme önerisi ve müşterinin kargoyu daha hızlı ve kolay almasını sağlayacak bir geliştirme önerisi üzerine çalıştı. Gelen 120 projeden 10’u ilerlemeye değer bulundu. Notlu teslimat da bu projelerden biri…” dedi.
Blog
Elektrikli otomobil sadece bir tasarruf modeli değil, sürdürülebilir geleceğin inşasında büyük bir adım!

Elektrikli araç kiralama alanında Türkiye’nin ilk ve öncü markası olan Metafleet, SDN Tech Expo 2025 kapsamında elektrikli otomobillerin geleceğinin konuşulduğu “Teknolojiyle Yola Çık: Yeni Nesil Mobilite Ekosistemi” başlıklı panelin konuşmacıları arasında yerini aldı. Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, şehir içi ulaşımın elektrikli araçlarla nasıl dönüşüm geçirdiğini, sürdürülebilirliğin kurumsal filolar için neden vazgeçilmez bir stratejiye dönüştüğünü ve bu süreçte dijitalleşmenin sağladığı avantajları vurguladı.
Elektrikli araç kiralama alanında Türkiye’nin ilk ve öncü markası olan Metafleet, SDN Tech Expo 2025’te düzenlenen, moderatörlüğünü ünlü otomobil gazeteci ve sosyal medya influencer’ı Doğan Kabak’ın yaptığı “Teknolojiyle Yola Çık: Yeni Nesil Mobilite Ekosistemi” paneline damgasını vurdu. Panelin önemli isimlerinden biri olan Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, elektrikli araçların şehir içi ulaşıma etkilerinden, kurumsal filolar için sürdürülebilirliğin neden bir zorunluluk haline geldiğine kadar birçok başlıkta görüşlerini paylaştı. Günal ayrıca, dijitalleşmenin kurumsal filo yönetiminde nasıl katma değer yarattığını örneklerle anlatarak, mobilitenin geleceğine dair güçlü mesajlar verdi.
“Elektrikli araçlar artık bir tercih değil, zorunluluk”
Panelde, şehir içi ulaşımın elektrikli araçlarla nasıl yeniden şekillendiğini değerlendiren Tevfik Günal, şarj altyapısındaki gelişmeler ve elektrikli otomobil sürüş dinamiklerindeki farklılıklar öğrenildikçe kullanıcıların menzil kaygısının azalacağını vurguladı. Günal, “Elektrikli otomobillerin sunduğu teknolojik imkanlar, kullanıcı deneyimi açısından içten yanmalı motorlara göre çok daha ileri noktada. Şehir içi ulaşımda hava kirliliği ve gürültü kirliliğini azaltmak adına artık bu dönüşüm bir lüks değil, zorunluluk” dedi.
“Bizim işimiz araç kiralama ötesinde geleceği inşa etmek”
Günal, Metafleet’in yalnızca bir filo kiralama firması olmadığını da vurguladı. “Elektrikli araçları sadece tasarruf odaklı değerlendirmek büyük bir eksiklik olur. Biz Metafleet olarak işimizin özünü sürdürülebilirlik olarak tanımlıyoruz. Kurumsal firmaların Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda verdikleri taahhütleri yerine getirebilmeleri için onlara doğru aracı, doğru kullanım senaryosuyla sunuyoruz,” şeklinde konuştu.
“Veri odaklı filo yönetimi ile %75’e varan tasarruf sağlanabiliyor”
Panelde dijitalleşmenin filo yönetimindeki önemine de dikkat çeken Tevfik Günal, elektrikli otomobillerin teknolojik altyapılarının şirketlere değerli içgörüler de kazandırdığını belirtti. “Kiraladığınız aracın izlediği rotaları, yolculuk başına düşen enerji tüketimini, yapılan her seyahatin karbon emisyonundaki azalma oranını ve hatta şarj etaplarının trafik yoğunluğuna göre nasıl optimize edilebileceğini analiz edebiliyoruz. Bu veriler sayesinde firmalar gerçek ihtiyaçlarına göre optimizasyon yapabiliyor ve %75’e kadar maliyet avantajı sağlayabiliyor” dedi.
Tevfik Günal’ın açıklamaları, sadece bugünün değil, geleceğin mobilite vizyonuna da ışık tutuyor. Metafleet, teknolojiyi ve sürdürülebilirliği odağına alarak, Türkiye’de elektrikli araçların daha geniş kitlelere ulaşmasında öncü rolünü pekiştirmeye devam ediyor.
Metafleet Hakkında:
Türkiye’nin ilk ve tek tamamen elektrikli araç kiralama şirketi Metafleet, sürdürülebilirlik odaklı bir anlayışla sektöründe yeni standartları belirlemeyi hedefleyerek 2020 yılında faaliyetlerine başladı. 2022 yılında güçlü finansal yapıya sahip olan Ekol Filo’nun %50 ortaklığıyla sektöre adım atan Metafleet, 12 ila 60 ay arasında değişen uzun dönemli kiralama seçenekleri sunuyor. Şirket, binek ve hafif ticari elektrikli araç filosuyla müşterilerinin ihtiyaçlarına cevap verirken sigorta, bakım ve onarım gibi operasyonel süreçleri üstlenerek kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. Elektrikli araçlarla filosunu yenilemek isteyen, sürdürülebilirlik konusunda öncü olmayı hedefleyen, kurumsal sosyal sorumluluk projelerine önem veren ve çevre dostu filo çözümleri arayan tüm kuruluşlara kapsamlı hizmetler sunuyor.
Blog
İkinci El Aracı Avrupa’ya Göre 2,5 Kat Daha Pahalıya Satın Alıyoruz!“20 Yaşındaki Otomobillerde Fark 5 Kata Çıkıyor”

ÖTV düzenlemesi tekrar gündemdeyken, LenaCars önemli bir araştırmayı ortaya koydu. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de sıfır kilometre araç fiyatları, Avrupa’ya göre ortalama yüzde 70’in üzerindeyken, 0-5 yaş arası otomobillerde bu fark 2,5 kata çıkıyor. 20 yaş ve üzeri otomobillerde ise Türkiye’deki tüketiciler, Avrupa’ya oranla 5 kat daha pahalıya satın alıyor. Aradaki farkın vergilendirme sistemi nedeniyle ortaya çıktığına dikkat çeken LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, “Otomotiv sektöründe var olan vergilendirme sistemimiz güncelliğini yitirmiş durumda. Gerçek piyasa koşullarına ve çevre düzenlemelerine göre uyarlanması, yerli üretici ve yatırımcılar için olumlu sinyal verecektir. Aynı zamanda Türkiye’nin araç penetrasyon oranını OECD ortalamasına yaklaştırır.” diyor.
Yüksek vergi yükü, Türkiye’de otomotiv pazarının büyüme ivmesini yavaşlatırken, ÖTV ile ilgili olası düzenlemeler tekrar gündeme geldi. “Sıfır araç satışları rekor kırdı” haberlerini her geride bıraktığımız ay okusak da LenaCars’ın yaptığı kapsamlı araştırmalara göre, Türkiye’nin nüfusa kıyasla araç sahipliğinde OECD ülkeleri arasında geride olduğu tespit ediliyor. 2024 yılında her 1000 kişiye 354 motorlu araç düşerken, AB ülkelerinde her 1000 kişiye ortalama 570 motorlu araç düşüyor.
Almanya’ya göre sıfır otomobiller ortalama yüzde 70 daha pahalı
Yapılan kapsamlı araştırmalara ilişkin önemli açıklamalarda bulunan LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, Almanya’ya oranla, Türkiye’deki sıfır otomobillerin ortalama yüzde 70 daha pahalı olduğunu belirtti ve “Sıfır kilometre araç fiyatlarının Avrupa’ya kıyasla bu denli yüksek olması; vergi politikalarının gözden geçirilmesi, dengeli, sürdürülebilir bir vergi politikasının ortaya konması ve tüketicinin vergi yükü altında ezilmemesi gerektiğini ortaya koyuyor. ÖTV düzenlemesi gerçekleştirilirken bu durumun da göz önünde bulundurulmasını umut ediyoruz.” dedi.
Avrupa ülkelerindeki otomobil vergilendirme sistemleri bu şekilde
Almanya: Tam elektrikli araçlar (BEV), ilk tescillerinden itibaren 5 yıl motorlu taşıt vergisinden (Kfz-Steuer) muaf. Hibrit araçlar ise CO₂ emisyon değerine doğrudan bağlı yıllık vergiye tabi.
Fransa: “Bonus–Malus” sistemi uygulanıyor; düşük emisyonlu BEV/PHEV’lere alım desteği, yüksek emisyonlu içten yanmalı araçlara ek vergi getiriliyor.
Birleşik Krallık: 2022’de hibrit alım teşvikleri sona erdi; 2025 sonrası sıfır emisyonlu araçlara yönelik araç vergisi indirimleri kaldırılıyor.
Danimarka: Kayıt vergisi modelinde BEV’ler için yaklaşık %40, PHEV’ler için %50 oranları uygulanıyor.
Türkiye dışında başka bir Avrupa ülkesinde ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) gibi ilave bir vergi bulunmuyor. Vergilendirme emisyona; yani araçların çevreye verdiği kirliliğe göre yapılıyor.
İkinci elde fiyat farkları 2,5 kattan 5 kata kadar çıkıyor
Güncelliğiniarındaki her 4 araçtan birinin 21 yaş ve üzeri olduğunu aktaran LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, alım gücü ve matrah tandanslı güncelliğini yitirmiş vergilendirme sistemi nedeniyle eski araçlara olan talebin yüksek olduğunu ve fiyatlarının da bu etkenlerle çok yüksek seviyede kaldığını söyledi. Nazik, “Almanya’da 2000 Euro olan 20 yaşındaki bir Opel Astra’yı, Türkiye’de 10.000 Euro’ya satın alabiliyoruz. Daha yeni modellerde, 0-5 yaş arasındaki ise ikinci el araç fiyatlarının Türkiye’de 2,5 kat daha pahalı olduğu görülüyor. Temeldeki etken vergilendirme sistemimiz, yüksek vergi yükü, her satışta ikinci el araca da transfer edilmiş oluyor.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’de Yüzde 10 ÖTV Dilimine Giren Elektrikli Modeller
Resmî kriterlere göre, motor gücü ≤ 160 kW ve matrah ≤ 1.450.000 TL olan EV modelleri %10 ÖTV’ye tabi modellerden bazıları:
BYD Atto 3 Design
Fiat 500e La Prima HB
Hyundai Kona Electric (100 kW Progressive)
Peugeot e 2008 GT
Renault Zoe Intense (~100 kW)
Togg T10X V2 RWD (Uzun Menzil)
Skoda Elroq (giriş versiyon)
Kia EV3 Elegance
VW ID.3 (giriş/orta pak.)
Tesla Model Y Juniper (150 kW)
BYD Seal Sedan
Citroen e-C4 X Shine Bold
Türkiye’de Hibrit Modeller ve %30 / %60 ÖTV Dilimleri
Resmî düzenlemeye göre:
- %30 ÖTV:
o BYD Seal U DM- i: %80’ten %30’a gerileme
- %60 ÖTV:
o BMW X1 xDrive30e
o DS 9 Opera E Tense 250
o Skoda Superb PHEV
Yeni kanun teklifinde bazı üst segment hibritlerde ÖTV oranlarının yeniden artabileceği gündemdeyken, teşvik dengesine dikkat çeken Nazik, “Yüzde 10’luk dilim, orta segmente alım teşviki sunarken, üst dilimler hâlâ yüksek vergi altında. Matrah ve dilim aralıklarının güncellenmesi, gerçek piyasa koşullarına ve çevre düzenlemelerine uyarlanması otomotiv sektörünün ve tüketici güveninin önünü açacaktır. Enflasyonist ortamda matrah bazlı vergi sisteminin terk edilmesi, daha stabil, dengeli bir vergi reformu yapılması ihtiyaç. Aksi durumda piyasada vergi bazlı sürekli dalgalanmalar görmeye devam edeceğiz.” dedi.
Blog
Volvo’nun En Kompakt ve Tamamen Elektrikli SUV’u EX30 Türkiye Yollarında

Volvo’nun şimdiye kadar ürettiği en kompakt ve en çevreci SUV modeli EX30, gelişmiş teknolojileri, yüksek güvenlik seviyesi ve sürdürülebilir tasarımıyla Temmuz ayından itibaren Türkiye’de yollarda olacak.
EX30, Volvo Cars’ın tamamen elektrikliye geçiş yolculuğundaki en önemli kilometre taşlarından biri olmasının yanı sıra, şimdiye kadar ürettiği en düşük karbon ayak izine sahip model olarak öne çıkıyor.
İskandinav tasarım anlayışını sürdürülebilir malzemelerle harmanlayan iç mekânı, kullanıcı dostu dijital arayüzü ve segmentindeki öncü güvenlik teknolojileriyle EX30, şehir içi mobiliteye çağdaş ve çevreci bir yorum getiriyor.
Kendi sınıfının en üst donanım seviyesiyle sunulan EX30, Volvo Car Türkiye’nin her yıl büyüme hedeflerine ciddi katkı sağlayacak stratejik bir model olarak konumlanıyor. B segmentinde önemli bir oyuncu olmaya hazırlanan EX30’un pazara girişiyle birlikte, Volvo Car Türkiye premium SUV segmentindeki liderlik hedefine bu sene bir adım daha yaklaşıyor.
Türkiye pazarına özel olarak geliştirilen 150 kW’lık arkadan itişli motorun üretimi Belçika Gent fabrikasında gerçekleştiriliyor. Fabrikanın ilk haftalardaki üretiminin neredeyse tamamının Türkiye pazarı için önceliklendirmesi sayesinde, modelin Nisan ayından itibaren toplanan müşteri talepleri ile hızlıca buluşması sağlanacak. Segmentinde dikkat çekici bir fiyat seviyesinde konumlandırılan EX30’un Türkiye’ye özel donanım seviyesi için fiyatı 1.913.000 TL* olarak belirlendi.
(*MTV, plaka masrafları ve trafik sigortası dahil değildir)
“Segmentinin ötesine geçen EX30 ile liderliğe bir adım daha yaklaşıyoruz”
Volvo Car Türkiye Genel Müdürü Alican Emiroğlu, EX30’un Türkiye pazarındaki stratejik önemine şu sözlerle dikkat çekti:
“EX30’un Türkiye pazarına girişi, Volvo Car Türkiye’nin istikrarlı büyüme hedefleri açısından önemli bir dönüm noktası. Segmentinin çok üzerinde bir donanım seviyesi sunan EX30, aynı zamanda markamızın sürdürülebilirlik vizyonunu da en güçlü şekilde temsil ediyor.
Bu modelle birlikte yalnızca elektrikli mobiliteye geçişte değil, premium SUV segmentinde liderliğe giden yolda da önemli bir adım atıyoruz. Türkiye’ye özel olarak geliştirilen motor seçeneği ve üretim önceliği, bu hedef doğrultusunda ülkemizi stratejik pazarlardan biri haline getiriyor.”
Kullanıcı dostu iç tasarım ve İskandinav ferahlığı
EX30’un iç mekânında denim, keten, yün gibi sürdürülebilir ve geri dönüştürülmüş malzemelerle tasarlanan dört farklı ‘iç oda’ alternatifi sunuluyor: Breeze, Mist, Pine ve Indigo. Her biri farklı İskandinav coğrafyalarından ve dokulardan ilham alıyor. Bu detaylar, EX30’un çevreye duyarlı yaklaşımını gözle görülür kılarken, farklı temalardaki iç mekân alternatifleriyle kişiselleştirme imkânı sunuluyor. Orta konsolun kaydırılabilir yapısı, akıllı saklama alanları ve sadeleştirilmiş arayüz hem sürücü hem de yolcular için ferah ve konforlu bir atmosfer sağlıyor.
Ayrıca sabit panoramik cam tavan, IR kaplamalı cam teknolojisiyle daha serin ve aydınlık bir kabin sunuyor. Yeni kare tasarımlı direksiyon simidi, otomatik kararan çerçevesiz iç dikiz aynası, kablosuz şarj pedi ve dijital anahtar gibi özellikler yer alıyor.
Volvo EX30’un yüksek donanım seviyelerinde yer alan ambiyans aydınlatmaları da İsveç doğasından ilhamla hazırlanmış beş farklı temayı içeriyor: Nordic Twilight, Midsummer, Northern Light, Archipelago ve Forest Bath.
Kompakt gövdesi ile Volvo’nun SUV’larında sunulan teknolojilerin pek çoğunu barındıran EX30,12,3 inçlik merkezi ekran, Google entegrasyonlu bilgi-eğlence sistemi, kablosuz Apple CarPlay ve gelişmiş ses sistemiyle üst segment konforunu daha erişilebilir bir formatta sunuyor. Modelde kullanılan Soundbar hoparlör sistemi, araç içi ses deneyimini yeniden tanımlarken iç mekânda daha fazla alan yaratıyor.
EX30: Şehir içi güvenlikten, üstün performans
Volvo EX30, şehir içi sürüşte emniyeti artıran bir dizi yenilikçi özellikle donatıldı. “Kapı Açılma Uyarısı” (Safe Exit) sistemi, yol kenarında bisikletli veya yayalar geçerken oluşabilecek olası kazaları önlemeye yardımcı olurken; yeni nesil Park Pilot Assist, dar alanlara otomatik park imkânı sunuyor. EX30, Volvo’nun bugüne kadar ürettiği en hızlı ivmelenmeye sahip otomobili olarak da dikkat çekiyor: Twin Motor versiyonu 428hp güçle 0’dan 100 km/s hıza yalnızca 3,6 saniyede ulaşarak bugüne kadar üretilmiş en hızlı Volvo otomobili unvanına sahip oldu. Geniş menzil isteyen kullanıcılar için 476 km’ye kadar menzil sunan 204hp’lik Single Extended Range seçeneği de mevcut.
EX30’un Türkiye’de sunulan donanımlı versiyonu olan Ultra seviyesi, standart olarak panoramik cam tavan, 22kW OBC, ısıtmalı ön koltuklar, ısıtmalı direksiyon, anahtarsız giriş, otomatik açılan bagaj, 19” alüminyum elmas kesim jant, 9 hoparlörlü, 1.040W gücünde ve 5.1 Quantum Logic Surround ses deneyimi sunan Harman Kardon soundbar ses sistemi, 360 derece kamera, BLIS kör nokta uyarı sistemi, elektrikli ayarlanabilir koltuklar ve adaptif hız sabitleyici gibi üst segment özellikleri içeriyor. Bu özellikler, EX30’u sınıfında en yüksek donanımlı modellerden biri haline getiriyor
Sürdürülebilirlik yaklaşımı
EX30, Volvo Cars’ın bugüne kadarki en düşük karbon ayak izine sahip modeli. Otomobilin üretiminden kullanım ömrüne kadar her aşamada çevresel etkileri minimize edecek çözümler geliştirildi. EX30, %100 yenilenebilir enerjiyle çalışan tesiste üretiliyor ve toplam karbon ayak izi 27 tonun altına indirildi. Otomobilin gövdesinde %25 geri dönüştürülmüş alüminyum, %17 çelik ve %17 polimer kullanıldı.
Yeni Volvo EX30 Türkiye’de lansman rengi olan Sand Dune’un yanı sıra Cloud Mavi, Vapour Gri, Crystal Beyaz ve Onyx Siyah seçenekleriyle sunuluyor.
-
Araba Bakımı4 hafta önce
Shell’de Yine ve Yeniden Boş Yok!
-
Blog4 hafta önce
Fiat’tan ayda 22 bin lira taksitle otomobil; peşinat yok
-
Blog4 hafta önce
Off-Road SUV JAECOO 7’de Haziran Ayına Özel Finansman Avantajları
-
Blog4 hafta önce
T10X’te haziran ayı avantajlarla başladı
-
Blog4 hafta önce
Haziran indirimleriyle Nissan’ınızı tatile hazırlayın!
-
Blog3 hafta önce
Avenger, Renegade ve Compass’ta Kredi ve Takas Olanakları
-
Blog4 hafta önce
DS Automobiles’te hazirana özel finansman teklifleri
-
Blog3 hafta önce
Skoda tabuları yıktı: 15 bin TL taksitle SUV!