Blog
OGTY’de büyük ödül nar kabuğundan araç içine biyo malzeme üreten Pomeco’nun!

OİB tarafından düzenlenen 13. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’nda (OGTY) büyük ödülün sahibi, nar kabuğu atığından bitki bazlı ve yüksek performanslı deri alternatifi üreten İpek Tüysüzoğlu oldu.
Otomotiv ve tekstilde kullanım alanı olan ve 900 bin TL’lik büyük ödüle uzanan Pomeco adlı proje, yüksek dayanıklılık, antibakteriyellik ve UV dayanımı gibi üstün performansları ile öne çıkıyor, düşük su tüketimi ve yüzde 90 daha az petrol bazlı girdisi ile çevresel etkisini minimuma indiriyor.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinatörlüğünde düzenlenen 13. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’nda (OGTY) ödüller düzenlenen törenle sahiplerini buldu. OGTY’de finalist 10 proje arasından birinci Pomeco projesi ile İpek Tüysüzoğlu oldu. Toplamda 392 başvuru arasından birinci olan proje, 900 bin TL’lik büyük ödülün sahibi oldu. Üretim emisyonunun yüzde 8’ini oluşturan araç içi tekstil malzemelerine sürdürülebilir çözüm getiren Pomeco, nar kabuğu atıklarından elde edilen bitki bazlı ve yüksek performanslı bir deri alternatifi sunuyor. Eşsiz moleküler yapısı sayesinde yüksek dayanıklılık, antibakteriyellik ve UV dayanımı gibi üstün performans özellikleri sunmasıyla öne çıkan proje, üretim sürecinde düşük su tüketimi ve yüzde 90 daha az petrol bazlı girdi kullanılarak çevresel etkileri de minimuma indiriyor.
Yarışmada Fire-Stopper projesi ile ikinci olan Büşra Atkesen 600 bin TL, BBA VTOL projesi ile üçüncü olan Ahmet Serdar Batkan 550 bin TL, Digiforming ile dördüncü olan Aziz Karaburun 500 bin TL ve Genoride ile beşinci olan Gökhan Yağcı da 450 bin TL almaya hak kazandı.
Türk otomotiv girişimcilik ekosisteminin en önemli parçasına dönüşen OGTY’de ilk beş proje 3 milyon TL nakdi ödül ve Patent Tescil Ödülü aldı.
Ayrıca İTÜ ARI Teknokent iş birliğinde ilk 5’e giren girişimler, İTÜ Çekirdek Kuluçka hakkı kazanarak bir yıl boyunca büyüme ve globalleşme yolculuklarında destek sağlayacak Growth programına katılma şansı elde etti. Ek olarak Big Bang Startup Challenge Yarışmasına katılma hakkı ile otomotiv sanayinin deneyiminden ve geniş ağından faydalanma ayrıcalığı da yakaladı.
İzmir’de Şehir İçi Hareketlilik temasıyla düzenlendi
Türkiye otomotiv endüstrisinin ihracattaki tek koordinatör birliği olan OİB’in sektörde katma değerli ürün ve teknolojileri geliştirmek amacıyla 2012 yılından bu yana düzenlendiği OGTY, bu yıl İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde “Şehir İçi Hareketlilik” teması ile gerçekleştirildi.
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik ve OİB OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu ev sahipliğinde düzenlenen OGTY, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü İlker Murat Ar, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran ile sektör profesyonellerinden akademisyenlere, girişimcilerden öğrencilere yoğun katılıma sahne oldu.
Etkinlikte “Yapay Zeka: Tasarımın Bugünü ve Geleceği” başlığı ile sanatçı Bager Akbay ve Geleceğe Bugünden Hazır Olmak başlığı ile Ongun Tan birer konuşma yaparken, Şehir İçi Ulaşımın Geleceği ve Şehir İçi Hareketlilik Sistemlerinde Regülasyonlar başlıkları ile paneller de düzenlendi. Etkinlikte OGTY’ye En Çok Proje Gönderen Üniversite Ödülünü ise Bursa Uludağ Üniversitesi aldı.
Çelik: “Bu yılı da rekor ihracatla kapatacağız”
Törende konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Son 18 yılda 17 kez sektörel bazda ihracat şampiyonuyuz. Tüm zorluklara rağmen 2024 yılını da yeni bir ihracat rekoru ile kapatmaya hazırlanıyor. Geçen yıl ihracatın yüzde 15’ini gerçekleştirdi. Bu yıl da yaklaşık 37 milyar dolarlık rekorla kapatacağız. Sektörümüzde geçen yıl adet bazında 1.47 milyon araç üretildi, bunların yüzde 70’i ihraç edildi. Bugün yüksek üretim kalitesi ile tüm dünyaya ihracat yapabilecek kapasite ve seviyede yer alıyoruz. Üretimde yerlilik oranımız oldukça yüksek. Bu da 2016 yılından bu yana dış ticaret fazlası veren bir sektör olmamızda çok önemli bir nokta. OİB olarak bu başarıları katma değerli üretimle katlayarak devam ettirmek için düzenlediğimiz OGTY’de, otomotiv endüstrisindeki dönüşüm doğrultusunda, genel tasarım, yazılım ve otomotiv sektöründe farklılık yaratacak otomotiv ve mobilite çözümleriyle ilgili projeler değerlendiriliyor. Bu yıl da tema sektörün şu anda gündeminde yer alan “Şehir içi Hareketlilik” oldu. Otomotiv endüstrisinin geçirdiği bu dönüşüm sürecinde ülkemizi öncü konumuna getirebilmek için gençlerin yenilikçi tasarımlarına büyük önem veriyoruz. Sadece otomotiv endüstrisinin değil, ülkemizin de geleceği cesur, yaratıcı ve girişimci gençlerimizin elinde. Bu nedenle yeni yatırımlara ve genç girişimcilere önemli destekler sağlamaya öncülük ediyoruz” dedi.
Burhanoğlu: “Her iki yatırımdan biri OGTY’den çıktı”
OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu “Türk otomotiv sektörü dünyadan yüzde 1,5 alıyor. Sektörümüz 70 yıllık birikimi ile 35 milyar dolar ihracat yapıyor. Oysa yeni iş modelleri ile potansiyel çok daha fazla. Bu nedenle OGTY ile gençlere yatırım yapıyoruz. Geldiğimiz noktada sektörümüzdeki her iki yatırımdan biri OGTY’den çıkıyor. İTÜ Çekirdek ile iş birliği kapsamında desteklediğimiz girişimlerin yüzde 60’ı şirketleşiyor. En büyük uğraşımız zaten onların endüstriye kazandırılması. Bugüne dek dereceye giren projelerin cirosu 26 milyon doları geçti. İstihdam sayısı 1.500’ü aştı. Değerleme 360 milyon dolar oldu. TOGG’a parça veren çok sayıda startup var. Bunların dördü OGTY’den çıktı. TOFAŞ’a parça veren, Ford’la çalışan firmalarımız var. Artık mobilite girişimcileri nereden can suyu alacağını biliyor. OGTY’ye yatırımcı sanayicilerin ilgisi çok kıymetli. Sanayicilerimiz, sektörün dönüşümüne ayak uydurmalı, geleceğin hikayeleri ile karşılaştığında, yatırımlarını, desteğini esirgememeli. Gelecekte sonsuz taşınabilen enerjileri konuştuğumuz daha farklı iş modelleri karşımıza çıkacak. OGTY’de bugünün teması olan Şehir içi Hareketlilik ise hepimiz için kıymetli. Çünkü sektör olarak havayı kirletiyor, gürütü yapıyoruz. Çözüm getirmek lazım” dedi.
OGTY’de İlk Beş Proje
1.POMECO:
Nar kabuğu atıklarından elde edilen bitki bazlı bir deri alternatifi sunan POMECO, eşsiz moleküler yapısı sayesinde yüksek dayanıklılık, antibakteriyellik ve UV dayanımı gibi yüksek performans özellikleri sunmasıyla öne çıkıyor. Proje, üretim sürecinde düşük su tüketimi ve yüzde 90 daha az petrol bazlı girdi kullanılarak çevresel etkileri de minimuma indiriyor.
2.FIRE-STOPPER
Türkiye’nin ilk endüstriyel simbiyoz örneklerinden olup, maden atıkları kullanılarak geliştirilen yangın önleyici malzemelerden oluşuyor. Yerli atık ve kaynakların yeşil yöntemle afet önleyici amaçla kullanılmasını içeren projede, yangın öncesinde yüzeylere uygulanan malzemeler, yangın esnasında alevlerin yayılmasını engelliyor.
3.BBA VTOL
Sağlık ve savunma sektörlerindeki lojistik ihtiyaçları karşılamak için geliştirdiği insansız hava aracı sistemleri, yüksek taşıma kapasitesine sahip, uzun menzilli özelliğe sahip bulunuyor. Kırsal ve altyapı açısından kısıtlı bölgelerde tıbbi malzeme ve kritik öneme sahip ürünlerin çevre dostu şekilde hızlı ve güvenli bir şekilde taşınmasını sağlıyor.
4.DIGIFORMING
Pres hatlarında derin çekme yöntemiyle sac şekillendirme işlemi esnasında oluşan yırtık, incelme ve kırışma hatalarının oluşmadan önce önlenmesi amacıyla geliştirildi. Prosesteki bozulmayı makine öğrenmesi teknikleriyle erken seviyede tahmin eden yenilikçi üretim teknolojisi, ideal pres parametrelerini hesaplayarak preste otonom kontrol ile üretimde kalite ve verimlilik artışı sağlıyor.
5.GENORIDE
Jeneratif sürüş teknolojisiyle, elektrikli bisiklet alanında devrim yaratıyor. Geliştirilen sistem, pedal gücünü doğrudan elektrik enerjisine dönüştürerek, mekanik bağlantıları ortadan kaldırıyor ve dijital olarak kontrol edilen sabit pedal direnci sunuyor. Böylece kullanıcılara her türlü yol koşulunda konforlu bir sürüş deneyimi yaşatır.
OGTY ile 2012 yılından bu yana elde edilen sonuçlar
- Beş binden fazla başvuru yapıldı.
- 129 proje ödül aldı.
- Yaklaşık 6,9 milyon TL nakdi ödül dağıtıldı.
- OİB ve İTÜ Çekirdek iş birliği kapsamında desteklenen girişimlerin yüzde 60’ı şirketleşti.
- Girişimler, 1.500 kişilik istihdama ve 20 milyon dolar ciroya ulaştı,
- 48 milyon dolar yatırım aldı.
- 360 milyon dolar değerlemeye ulaştı.
Blog
Elektrikli otomobil sadece bir tasarruf modeli değil, sürdürülebilir geleceğin inşasında büyük bir adım!

Elektrikli araç kiralama alanında Türkiye’nin ilk ve öncü markası olan Metafleet, SDN Tech Expo 2025 kapsamında elektrikli otomobillerin geleceğinin konuşulduğu “Teknolojiyle Yola Çık: Yeni Nesil Mobilite Ekosistemi” başlıklı panelin konuşmacıları arasında yerini aldı. Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, şehir içi ulaşımın elektrikli araçlarla nasıl dönüşüm geçirdiğini, sürdürülebilirliğin kurumsal filolar için neden vazgeçilmez bir stratejiye dönüştüğünü ve bu süreçte dijitalleşmenin sağladığı avantajları vurguladı.
Elektrikli araç kiralama alanında Türkiye’nin ilk ve öncü markası olan Metafleet, SDN Tech Expo 2025’te düzenlenen, moderatörlüğünü ünlü otomobil gazeteci ve sosyal medya influencer’ı Doğan Kabak’ın yaptığı “Teknolojiyle Yola Çık: Yeni Nesil Mobilite Ekosistemi” paneline damgasını vurdu. Panelin önemli isimlerinden biri olan Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, elektrikli araçların şehir içi ulaşıma etkilerinden, kurumsal filolar için sürdürülebilirliğin neden bir zorunluluk haline geldiğine kadar birçok başlıkta görüşlerini paylaştı. Günal ayrıca, dijitalleşmenin kurumsal filo yönetiminde nasıl katma değer yarattığını örneklerle anlatarak, mobilitenin geleceğine dair güçlü mesajlar verdi.
“Elektrikli araçlar artık bir tercih değil, zorunluluk”
Panelde, şehir içi ulaşımın elektrikli araçlarla nasıl yeniden şekillendiğini değerlendiren Tevfik Günal, şarj altyapısındaki gelişmeler ve elektrikli otomobil sürüş dinamiklerindeki farklılıklar öğrenildikçe kullanıcıların menzil kaygısının azalacağını vurguladı. Günal, “Elektrikli otomobillerin sunduğu teknolojik imkanlar, kullanıcı deneyimi açısından içten yanmalı motorlara göre çok daha ileri noktada. Şehir içi ulaşımda hava kirliliği ve gürültü kirliliğini azaltmak adına artık bu dönüşüm bir lüks değil, zorunluluk” dedi.
“Bizim işimiz araç kiralama ötesinde geleceği inşa etmek”
Günal, Metafleet’in yalnızca bir filo kiralama firması olmadığını da vurguladı. “Elektrikli araçları sadece tasarruf odaklı değerlendirmek büyük bir eksiklik olur. Biz Metafleet olarak işimizin özünü sürdürülebilirlik olarak tanımlıyoruz. Kurumsal firmaların Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda verdikleri taahhütleri yerine getirebilmeleri için onlara doğru aracı, doğru kullanım senaryosuyla sunuyoruz,” şeklinde konuştu.
“Veri odaklı filo yönetimi ile %75’e varan tasarruf sağlanabiliyor”
Panelde dijitalleşmenin filo yönetimindeki önemine de dikkat çeken Tevfik Günal, elektrikli otomobillerin teknolojik altyapılarının şirketlere değerli içgörüler de kazandırdığını belirtti. “Kiraladığınız aracın izlediği rotaları, yolculuk başına düşen enerji tüketimini, yapılan her seyahatin karbon emisyonundaki azalma oranını ve hatta şarj etaplarının trafik yoğunluğuna göre nasıl optimize edilebileceğini analiz edebiliyoruz. Bu veriler sayesinde firmalar gerçek ihtiyaçlarına göre optimizasyon yapabiliyor ve %75’e kadar maliyet avantajı sağlayabiliyor” dedi.
Tevfik Günal’ın açıklamaları, sadece bugünün değil, geleceğin mobilite vizyonuna da ışık tutuyor. Metafleet, teknolojiyi ve sürdürülebilirliği odağına alarak, Türkiye’de elektrikli araçların daha geniş kitlelere ulaşmasında öncü rolünü pekiştirmeye devam ediyor.
Metafleet Hakkında:
Türkiye’nin ilk ve tek tamamen elektrikli araç kiralama şirketi Metafleet, sürdürülebilirlik odaklı bir anlayışla sektöründe yeni standartları belirlemeyi hedefleyerek 2020 yılında faaliyetlerine başladı. 2022 yılında güçlü finansal yapıya sahip olan Ekol Filo’nun %50 ortaklığıyla sektöre adım atan Metafleet, 12 ila 60 ay arasında değişen uzun dönemli kiralama seçenekleri sunuyor. Şirket, binek ve hafif ticari elektrikli araç filosuyla müşterilerinin ihtiyaçlarına cevap verirken sigorta, bakım ve onarım gibi operasyonel süreçleri üstlenerek kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. Elektrikli araçlarla filosunu yenilemek isteyen, sürdürülebilirlik konusunda öncü olmayı hedefleyen, kurumsal sosyal sorumluluk projelerine önem veren ve çevre dostu filo çözümleri arayan tüm kuruluşlara kapsamlı hizmetler sunuyor.
Blog
İkinci El Aracı Avrupa’ya Göre 2,5 Kat Daha Pahalıya Satın Alıyoruz!“20 Yaşındaki Otomobillerde Fark 5 Kata Çıkıyor”

ÖTV düzenlemesi tekrar gündemdeyken, LenaCars önemli bir araştırmayı ortaya koydu. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de sıfır kilometre araç fiyatları, Avrupa’ya göre ortalama yüzde 70’in üzerindeyken, 0-5 yaş arası otomobillerde bu fark 2,5 kata çıkıyor. 20 yaş ve üzeri otomobillerde ise Türkiye’deki tüketiciler, Avrupa’ya oranla 5 kat daha pahalıya satın alıyor. Aradaki farkın vergilendirme sistemi nedeniyle ortaya çıktığına dikkat çeken LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, “Otomotiv sektöründe var olan vergilendirme sistemimiz güncelliğini yitirmiş durumda. Gerçek piyasa koşullarına ve çevre düzenlemelerine göre uyarlanması, yerli üretici ve yatırımcılar için olumlu sinyal verecektir. Aynı zamanda Türkiye’nin araç penetrasyon oranını OECD ortalamasına yaklaştırır.” diyor.
Yüksek vergi yükü, Türkiye’de otomotiv pazarının büyüme ivmesini yavaşlatırken, ÖTV ile ilgili olası düzenlemeler tekrar gündeme geldi. “Sıfır araç satışları rekor kırdı” haberlerini her geride bıraktığımız ay okusak da LenaCars’ın yaptığı kapsamlı araştırmalara göre, Türkiye’nin nüfusa kıyasla araç sahipliğinde OECD ülkeleri arasında geride olduğu tespit ediliyor. 2024 yılında her 1000 kişiye 354 motorlu araç düşerken, AB ülkelerinde her 1000 kişiye ortalama 570 motorlu araç düşüyor.
Almanya’ya göre sıfır otomobiller ortalama yüzde 70 daha pahalı
Yapılan kapsamlı araştırmalara ilişkin önemli açıklamalarda bulunan LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, Almanya’ya oranla, Türkiye’deki sıfır otomobillerin ortalama yüzde 70 daha pahalı olduğunu belirtti ve “Sıfır kilometre araç fiyatlarının Avrupa’ya kıyasla bu denli yüksek olması; vergi politikalarının gözden geçirilmesi, dengeli, sürdürülebilir bir vergi politikasının ortaya konması ve tüketicinin vergi yükü altında ezilmemesi gerektiğini ortaya koyuyor. ÖTV düzenlemesi gerçekleştirilirken bu durumun da göz önünde bulundurulmasını umut ediyoruz.” dedi.
Avrupa ülkelerindeki otomobil vergilendirme sistemleri bu şekilde
Almanya: Tam elektrikli araçlar (BEV), ilk tescillerinden itibaren 5 yıl motorlu taşıt vergisinden (Kfz-Steuer) muaf. Hibrit araçlar ise CO₂ emisyon değerine doğrudan bağlı yıllık vergiye tabi.
Fransa: “Bonus–Malus” sistemi uygulanıyor; düşük emisyonlu BEV/PHEV’lere alım desteği, yüksek emisyonlu içten yanmalı araçlara ek vergi getiriliyor.
Birleşik Krallık: 2022’de hibrit alım teşvikleri sona erdi; 2025 sonrası sıfır emisyonlu araçlara yönelik araç vergisi indirimleri kaldırılıyor.
Danimarka: Kayıt vergisi modelinde BEV’ler için yaklaşık %40, PHEV’ler için %50 oranları uygulanıyor.
Türkiye dışında başka bir Avrupa ülkesinde ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) gibi ilave bir vergi bulunmuyor. Vergilendirme emisyona; yani araçların çevreye verdiği kirliliğe göre yapılıyor.
İkinci elde fiyat farkları 2,5 kattan 5 kata kadar çıkıyor
Güncelliğiniarındaki her 4 araçtan birinin 21 yaş ve üzeri olduğunu aktaran LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, alım gücü ve matrah tandanslı güncelliğini yitirmiş vergilendirme sistemi nedeniyle eski araçlara olan talebin yüksek olduğunu ve fiyatlarının da bu etkenlerle çok yüksek seviyede kaldığını söyledi. Nazik, “Almanya’da 2000 Euro olan 20 yaşındaki bir Opel Astra’yı, Türkiye’de 10.000 Euro’ya satın alabiliyoruz. Daha yeni modellerde, 0-5 yaş arasındaki ise ikinci el araç fiyatlarının Türkiye’de 2,5 kat daha pahalı olduğu görülüyor. Temeldeki etken vergilendirme sistemimiz, yüksek vergi yükü, her satışta ikinci el araca da transfer edilmiş oluyor.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’de Yüzde 10 ÖTV Dilimine Giren Elektrikli Modeller
Resmî kriterlere göre, motor gücü ≤ 160 kW ve matrah ≤ 1.450.000 TL olan EV modelleri %10 ÖTV’ye tabi modellerden bazıları:
BYD Atto 3 Design
Fiat 500e La Prima HB
Hyundai Kona Electric (100 kW Progressive)
Peugeot e 2008 GT
Renault Zoe Intense (~100 kW)
Togg T10X V2 RWD (Uzun Menzil)
Skoda Elroq (giriş versiyon)
Kia EV3 Elegance
VW ID.3 (giriş/orta pak.)
Tesla Model Y Juniper (150 kW)
BYD Seal Sedan
Citroen e-C4 X Shine Bold
Türkiye’de Hibrit Modeller ve %30 / %60 ÖTV Dilimleri
Resmî düzenlemeye göre:
- %30 ÖTV:
o BYD Seal U DM- i: %80’ten %30’a gerileme
- %60 ÖTV:
o BMW X1 xDrive30e
o DS 9 Opera E Tense 250
o Skoda Superb PHEV
Yeni kanun teklifinde bazı üst segment hibritlerde ÖTV oranlarının yeniden artabileceği gündemdeyken, teşvik dengesine dikkat çeken Nazik, “Yüzde 10’luk dilim, orta segmente alım teşviki sunarken, üst dilimler hâlâ yüksek vergi altında. Matrah ve dilim aralıklarının güncellenmesi, gerçek piyasa koşullarına ve çevre düzenlemelerine uyarlanması otomotiv sektörünün ve tüketici güveninin önünü açacaktır. Enflasyonist ortamda matrah bazlı vergi sisteminin terk edilmesi, daha stabil, dengeli bir vergi reformu yapılması ihtiyaç. Aksi durumda piyasada vergi bazlı sürekli dalgalanmalar görmeye devam edeceğiz.” dedi.
Blog
Volvo’nun En Kompakt ve Tamamen Elektrikli SUV’u EX30 Türkiye Yollarında

Volvo’nun şimdiye kadar ürettiği en kompakt ve en çevreci SUV modeli EX30, gelişmiş teknolojileri, yüksek güvenlik seviyesi ve sürdürülebilir tasarımıyla Temmuz ayından itibaren Türkiye’de yollarda olacak.
EX30, Volvo Cars’ın tamamen elektrikliye geçiş yolculuğundaki en önemli kilometre taşlarından biri olmasının yanı sıra, şimdiye kadar ürettiği en düşük karbon ayak izine sahip model olarak öne çıkıyor.
İskandinav tasarım anlayışını sürdürülebilir malzemelerle harmanlayan iç mekânı, kullanıcı dostu dijital arayüzü ve segmentindeki öncü güvenlik teknolojileriyle EX30, şehir içi mobiliteye çağdaş ve çevreci bir yorum getiriyor.
Kendi sınıfının en üst donanım seviyesiyle sunulan EX30, Volvo Car Türkiye’nin her yıl büyüme hedeflerine ciddi katkı sağlayacak stratejik bir model olarak konumlanıyor. B segmentinde önemli bir oyuncu olmaya hazırlanan EX30’un pazara girişiyle birlikte, Volvo Car Türkiye premium SUV segmentindeki liderlik hedefine bu sene bir adım daha yaklaşıyor.
Türkiye pazarına özel olarak geliştirilen 150 kW’lık arkadan itişli motorun üretimi Belçika Gent fabrikasında gerçekleştiriliyor. Fabrikanın ilk haftalardaki üretiminin neredeyse tamamının Türkiye pazarı için önceliklendirmesi sayesinde, modelin Nisan ayından itibaren toplanan müşteri talepleri ile hızlıca buluşması sağlanacak. Segmentinde dikkat çekici bir fiyat seviyesinde konumlandırılan EX30’un Türkiye’ye özel donanım seviyesi için fiyatı 1.913.000 TL* olarak belirlendi.
(*MTV, plaka masrafları ve trafik sigortası dahil değildir)
“Segmentinin ötesine geçen EX30 ile liderliğe bir adım daha yaklaşıyoruz”
Volvo Car Türkiye Genel Müdürü Alican Emiroğlu, EX30’un Türkiye pazarındaki stratejik önemine şu sözlerle dikkat çekti:
“EX30’un Türkiye pazarına girişi, Volvo Car Türkiye’nin istikrarlı büyüme hedefleri açısından önemli bir dönüm noktası. Segmentinin çok üzerinde bir donanım seviyesi sunan EX30, aynı zamanda markamızın sürdürülebilirlik vizyonunu da en güçlü şekilde temsil ediyor.
Bu modelle birlikte yalnızca elektrikli mobiliteye geçişte değil, premium SUV segmentinde liderliğe giden yolda da önemli bir adım atıyoruz. Türkiye’ye özel olarak geliştirilen motor seçeneği ve üretim önceliği, bu hedef doğrultusunda ülkemizi stratejik pazarlardan biri haline getiriyor.”
Kullanıcı dostu iç tasarım ve İskandinav ferahlığı
EX30’un iç mekânında denim, keten, yün gibi sürdürülebilir ve geri dönüştürülmüş malzemelerle tasarlanan dört farklı ‘iç oda’ alternatifi sunuluyor: Breeze, Mist, Pine ve Indigo. Her biri farklı İskandinav coğrafyalarından ve dokulardan ilham alıyor. Bu detaylar, EX30’un çevreye duyarlı yaklaşımını gözle görülür kılarken, farklı temalardaki iç mekân alternatifleriyle kişiselleştirme imkânı sunuluyor. Orta konsolun kaydırılabilir yapısı, akıllı saklama alanları ve sadeleştirilmiş arayüz hem sürücü hem de yolcular için ferah ve konforlu bir atmosfer sağlıyor.
Ayrıca sabit panoramik cam tavan, IR kaplamalı cam teknolojisiyle daha serin ve aydınlık bir kabin sunuyor. Yeni kare tasarımlı direksiyon simidi, otomatik kararan çerçevesiz iç dikiz aynası, kablosuz şarj pedi ve dijital anahtar gibi özellikler yer alıyor.
Volvo EX30’un yüksek donanım seviyelerinde yer alan ambiyans aydınlatmaları da İsveç doğasından ilhamla hazırlanmış beş farklı temayı içeriyor: Nordic Twilight, Midsummer, Northern Light, Archipelago ve Forest Bath.
Kompakt gövdesi ile Volvo’nun SUV’larında sunulan teknolojilerin pek çoğunu barındıran EX30,12,3 inçlik merkezi ekran, Google entegrasyonlu bilgi-eğlence sistemi, kablosuz Apple CarPlay ve gelişmiş ses sistemiyle üst segment konforunu daha erişilebilir bir formatta sunuyor. Modelde kullanılan Soundbar hoparlör sistemi, araç içi ses deneyimini yeniden tanımlarken iç mekânda daha fazla alan yaratıyor.
EX30: Şehir içi güvenlikten, üstün performans
Volvo EX30, şehir içi sürüşte emniyeti artıran bir dizi yenilikçi özellikle donatıldı. “Kapı Açılma Uyarısı” (Safe Exit) sistemi, yol kenarında bisikletli veya yayalar geçerken oluşabilecek olası kazaları önlemeye yardımcı olurken; yeni nesil Park Pilot Assist, dar alanlara otomatik park imkânı sunuyor. EX30, Volvo’nun bugüne kadar ürettiği en hızlı ivmelenmeye sahip otomobili olarak da dikkat çekiyor: Twin Motor versiyonu 428hp güçle 0’dan 100 km/s hıza yalnızca 3,6 saniyede ulaşarak bugüne kadar üretilmiş en hızlı Volvo otomobili unvanına sahip oldu. Geniş menzil isteyen kullanıcılar için 476 km’ye kadar menzil sunan 204hp’lik Single Extended Range seçeneği de mevcut.
EX30’un Türkiye’de sunulan donanımlı versiyonu olan Ultra seviyesi, standart olarak panoramik cam tavan, 22kW OBC, ısıtmalı ön koltuklar, ısıtmalı direksiyon, anahtarsız giriş, otomatik açılan bagaj, 19” alüminyum elmas kesim jant, 9 hoparlörlü, 1.040W gücünde ve 5.1 Quantum Logic Surround ses deneyimi sunan Harman Kardon soundbar ses sistemi, 360 derece kamera, BLIS kör nokta uyarı sistemi, elektrikli ayarlanabilir koltuklar ve adaptif hız sabitleyici gibi üst segment özellikleri içeriyor. Bu özellikler, EX30’u sınıfında en yüksek donanımlı modellerden biri haline getiriyor
Sürdürülebilirlik yaklaşımı
EX30, Volvo Cars’ın bugüne kadarki en düşük karbon ayak izine sahip modeli. Otomobilin üretiminden kullanım ömrüne kadar her aşamada çevresel etkileri minimize edecek çözümler geliştirildi. EX30, %100 yenilenebilir enerjiyle çalışan tesiste üretiliyor ve toplam karbon ayak izi 27 tonun altına indirildi. Otomobilin gövdesinde %25 geri dönüştürülmüş alüminyum, %17 çelik ve %17 polimer kullanıldı.
Yeni Volvo EX30 Türkiye’de lansman rengi olan Sand Dune’un yanı sıra Cloud Mavi, Vapour Gri, Crystal Beyaz ve Onyx Siyah seçenekleriyle sunuluyor.
-
Araba Bakımı4 hafta önce
Shell’de Yine ve Yeniden Boş Yok!
-
Blog4 hafta önce
Fiat’tan ayda 22 bin lira taksitle otomobil; peşinat yok
-
Blog4 hafta önce
Off-Road SUV JAECOO 7’de Haziran Ayına Özel Finansman Avantajları
-
Blog4 hafta önce
T10X’te haziran ayı avantajlarla başladı
-
Blog4 hafta önce
Haziran indirimleriyle Nissan’ınızı tatile hazırlayın!
-
Blog3 hafta önce
Avenger, Renegade ve Compass’ta Kredi ve Takas Olanakları
-
Blog4 hafta önce
DS Automobiles’te hazirana özel finansman teklifleri
-
Blog3 hafta önce
Skoda tabuları yıktı: 15 bin TL taksitle SUV!