Connect with us

Otomotiv Sektörü

Operasyonel Araç Kiralama Sektöründe Hafif Ticari Araçların Payı Artıyor!

Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER), 2021 yılının 3. çeyreği sonuna ilişkin sektör verilerini açıkladı. Buna göre, operasyonel araç kiralama sektörü yılın 9 aylık bölümünde 12,6 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 47 bin 700 adet aracı filosuna kattı. Sektörün aktif büyüklüğü ise 47,7 milyar TL olarak gerçekleşti.

Bu dönemde, sektörün kiradaki aktif araç sayısı yılın ilk yarısı sonuna göre yüzde 1’in altında azalarak 221 bin 748 adet oldu. Sektörün toplam araç sayısı ise 2020 yılı sonuna göre yüzde 9,1 azaldı ve 239 bin adede geriledi. Öte yandan, operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hafif ticari araç payının yüzde 4,8’e, elektrikli ve hibrit araçların payının ise yüzde 5,9’a çıkması raporda dikkat çeken diğer detaylar arasında yer aldı. Artan hafif ticari araç kiralama trendinin önümüzdeki dönemde de sürmesini beklediklerini belirten TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “Araç bulunurluğunda yaşanan sıkıntılar sektörün araç parkında beklenen büyümeyi, özellikle üçüncü çeyrekte fırsat olmasına rağmen, yakalayamamasına sebep oldu. Yaşanan bu daralma tüm dünyada otomotiv sektörünün ortak krizi oldu. Pazarda yeterli araç bulunamaması dolayısıyla, kiralanan araçların kontratlarını uzatma yöntemi izlenmeye başladı” dedi.

 

Araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliği ile hazırladığı, 2021 yılının 3. çeyrek sonu sonuçlarını içeren “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, operasyonel araç kiralama sektörü yılın 9 aylık bölümünde 12,6 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 47 bin 700 adet aracı filosuna kattı. Sektörün aktif büyüklüğü ise 47,7 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu dönemde, sektörün kiradaki aktif araç sayısı yılın ilk yarısı sonuna göre yüzde 1’in altında azalarak 221 bin 748 adet oldu. Sektörün toplam araç sayısı ise 2020 yılı sonuna göre yüzde 9,1 azaldı ve 239 bin adede geriledi.

 

Hafif ticari araçların payı yüzde 2,9’dan yüzde 4,8’e çıktı

           

Rapora göre, Renault yüzde 22,9 pay ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün en çok tercih edilen markası olmayı sürdürdü. Renault’u yüzde 14,7 ile Fiat, yüzde 10,9’la Volkswagen ve yüzde 10,8’le Ford takip etti. Bu dönemde, sektörün araç parkının yüzde 50,7’si kompakt sınıf araçlardan oluşurken, küçük sınıf araçlar yüzde 26,5 ve üst-orta sınıf araçlar yüzde 18 pay aldı. 2018 yılı sonunda operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki payı yüzde 2,9 olan hafif ticari araçların payı ise 2021 yılının 3. çeyreği sonunda yüzde 4,8’e yükseldi. Diğer yandan, sektörün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araçların payının hızla artmaya devam etmesi de dikkatleri çekti. Buna göre, sektörün araç parkının büyük bölümünü yüzde 74,9 ile dizel yakıtlı araçlar oluşturmayı sürdürürken, benzinli araçların payı yüzde 19,2’ye çıktı. Hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 5,9’a ulaştı. TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “Ticari araç kiralama oranları artış gösteriyor. Bu trendin önümüzdeki süreçte de devam edeceğini öngörüyoruz” dedi.

Sektördeki sedan gövde tipi araçların payı yüzde 66,9 oldu

 

TOKKDER raporuna göre, 2021 yılının 3. çeyreği sonunda operasyonel kiralama sektöründeki gövde tipine göre araç oranlarında sedan birinciliği devam etti. Bu kapsamda, sedan gövde tipine sahip araçlar yüzde 66,9’la birinci sırada yer alırken, hatchback gövde tipine sahip araçlar yüzde 18,6 ile ikinci sırada geldi. SUV araçlar ise yüzde 6,7 ile üçüncü sırada yer aldı. Bu araçları yüzde 2,1 ile station wagon gövde tipine sahip araçlar takip etti. Rapora göre, sektörün toplam araç parkındaki araçların yüzde 68,3’ünü otomatik vitese sahip araçlar oluştururken, manuel vitesli araçların payı yüzde 31,7 olarak gerçekleşti.

 

“Çip krizi, sektördeki potansiyel büyümeyi engelledi”

 

Otomotiv dünyasının yaşadığı çip krizinin Türkiye’ye yansımalarını değerlendiren TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “Kiralama sektöründe ikinci ve üçüncü çeyrekte bir miktar büyüme beklentimiz vardı. Ancak araç bulunurluğunda yaşanan sıkıntılar sektörün araç parkında beklenen büyümeyi, özellikle üçüncü çeyrekte fırsat olmasına rağmen, yakalayamamasına sebep oldu. Yaşanan bu problemler dolayısıyla tüm dünya otomotiv sektöründe bir daralma söz konusu oldu. Çip tedarikindeki sorunun 2022 yılı ortasına kadar devam edeceği öngörülüyor” şeklinde konuştu.

“Ekonomi dengelenirse 2022’de büyüme gerçekleşir”

 

Türkiye otomotiv sektörünü ciddi şekilde etkileyen çip krizi dışında da etkenler olduğunu vurgulayan İnan Ekici, “Otomotiv sektöründeki fiyat artışları ve mali disiplindeki iniş çıkışlardan kaynaklı olarak tüketicinin tercihi ekonomik ve küçük segment araçlara kaymış durumda. 2022 ortasında ise çip krizinin sonlanması ile araç bulunurluğunun da artması ve büyümesi bekleniyor ancak Türkiye’de bu büyümenin yaşanabilmesi için döviz kuru ve ekonomide yaşanan dalgalanmaların durulması gerekiyor” dedi.

 

Günlük kiralamada yabancı turist etkisi

 

Pandemi sebebiyle 2020 yılında günlük kiralama sektörünün ciddi darbe aldığını sözlerine ekleyen İnan Ekici, “Haziran ayı ve sonrasında seyahat engellerinin kalkmasıyla birlikte yerli ve yabancı turist sayısında bir artış oldu, hala geçmiş seviyelerinde değil ancak bir önceki seneye göre ciddi bir artış oldu. Yurt içi yolcu sayısında yaklaşık yüzde 35, yurt dışı yolcu sayısında ise yaklaşık yüzde 75’lik bir artış yaşandı. Bu da günlük kiralama sektörüne, her ne kadar 2019’un halen altında olsa da olumlu yansıdı. Günlük kiralama işi yerli müşteri sayısı yaklaşık yüzde 20 – 25 seviyelerinde büyürken, yabancı müşteri adedi ise yaklaşık yüzde 40 kadar büyüdü. 2022 yılının geçtiğimiz yıllardan, hem aşılanma hem de koronavirüs salgını seyri açısından, çok daha iyi yönetilen bir yıl olacağını öngörerek turizm açısından daha hareketli bir yıl bekliyoruz. 2022’de, yabancı turist kaynaklı bu yıl yakalanan iyileşmenin trend olarak devam edeceğini söyleyebilirim” açıklamasında bulundu.

 

Sözleşmelerin büyük bölümü 30-42 ay süreli

 

Operasyonel kiralama sektörü, 2021 yılının ilk 9 ayını kapsayan dönemde ekonomiye önemli oranda vergi girdisi sağlamaya da devam etti. TOKKDER’in hazırladığı rapora göre, sektörün 2021 yılının ilk 9 ayında ödediği vergi tutarı toplamda 6,6 milyar TL’yi buldu. Sektördeki kiralama sürelerine bakıldığında ise, yılın 3. çeyreği sonunda Türkiye’deki operasyonel kiralamaların yüzde 46,5’ini 30-42 ay süreli sözleşmelerin oluşturduğu görüldü. Bu sözleşmelerden sonra en çok tercih edilen operasyonel kiralama süresi yüzde 20 ile 43 ay ve üzeri sözleşmeler olurken, 18-30 aylık sözleşmeler yüzde 18,4 oranında tercih edildi. 18 ayın altındaki kiralama sözleşmeleri ise kontratların yüzde 15,1’ini kapsadı. Kontrat sürelerini de yorumlayan İnan Ekici, “Araç bulunurluğu problemi kontrat sürelerini de etkiledi, şirketler ellerindeki araçları bırakmak istemiyorlar bu sebeple var olan kontratlarını uzatmayı tercih ediyorlar” dedi.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

“Otonom Araç Yönetmeliği Türkiye İçin Yeni Fırsatlar Sunuyor”

Türkiye, otomotiv sektöründe geleceğin teknolojilerine uyum sağlama yolunda önemli bir adım attı. 1 Aralık 2024’te yürürlüğe giren “Tam Otonom Araçların Otonom Sürüş Sistemine İlişkin Yönetmelik”, otonom araç teknolojilerinin geliştirilmesi ve düzenlenmesi açısından bir kilometre taşı niteliği taşıyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, bu düzenlemenin Türkiye’nin otomotiv sanayisini uluslararası arenada rekabetçi kılacak bir fırsat sunduğunu vurguladı ve “Düzenleme, ülkemizin Avrupa Birliği standartlarıyla uyumunu güçlendirecek. Ancak, başarı için altyapının geliştirilmesi, AR-GE yatırımlarının artırılması ve yerli üreticilerin desteklenmesi şart. Türkiye’nin bu alandaki hukukçular ve uzmanlarla çalışarak daha sağlam bir zemin oluşturması gerekir. “Türkiye’nin ihracat potansiyelini artırmak için otonom otobüsler ve toplu taşıma çözümleri gibi niş alanlarda inovatif uygulamalara yönelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Avrupa’da otonom otobüs kullanımı giderek artıyor ve Türkiye’nin bu pazara odaklanması büyük fırsatlar sunabilir.” açıklamasında bulundu.

Geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete ’de duyurulan yönetmelik, otonom araçların güvenlik standartları, çevresel etkiler ve veri güvenliği gibi kritik alanlarda önemli gereklilikler belirliyor. “Avrupa Birliği standartlarıyla uyumlu düzenleme, ülkemizi otomotiv teknolojilerinde bir adım öne taşıyacak. Ancak, bu dönüşümün başarıya ulaşması için yerli üreticilere yönelik teşviklerin artırılması ve altyapının güçlendirilmesi kritik öneme sahiptir,” diyen Aşçı, sektörün bu fırsatı değerlendirmek için üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti ve “Otonom araç teknolojileri, sadece mobiliteyi değil, ekonomiyi ve yaşam kalitesini de dönüştürecek.” dedi.

Hukuki altyapı ve Avrupa standartları otonomda önemli unsurlar

Otonom araç gündemi ve gelişimi, birçok hukuki tanımlama ve çerçeveyi de beraberinde getirdi. Aşçı, bu alanda Avrupa standartları ve değerlendirmeleri çerçevesinde Türkiye’deki hukukçuların da derinlemesine çalışmalar yapması gerektiğini aktardı: “Hukuki altyapının netleşmesi hem üreticiler hem de kullanıcılar için güvence sağlayacaktır. Özellikle araç kazalarında sorumluluğun belirlenmesi, veri güvenliği ve sistem arızalarına yönelik yasal çerçevelerin oluşturulması, bu dönüşümün sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.”

Türkiye bu yönetmelikle ihracat potansiyelini artırabilir

Otonom araç teknolojilerinin küresel pazardaki büyüklüğü hızla artıyor. 2023’te 30 milyar doları aşan sektörün, 2030’a kadar %23,2 yıllık bileşik büyüme oranıyla büyümesi bekleniyor. Almanya gibi ülkeler, otonom araç test merkezlerine yaptıkları yatırımlarla bu alandaki liderliklerini pekiştirirken, Çin ve ABD gibi devler de AR-GE süreçleri ve tüketici odaklı inovasyonlarla dikkat çekiyor. “Türkiye, bu yönetmelikle uluslararası standartlara uyum sağlayarak ihracat potansiyelini artırabilir. Örneğin, Avrupa’da toplu taşımada kullanılan otonom otobüs sayısı 2022’de 500’ü geçti. Türkiye’nin bu alandaki inovatif uygulamalara öncülük etmesi hem ekonomiye hem de sürdürülebilirliğe katkı sağlayacaktır,” diyen Aşçı, sektörün geleceğine dair umutlarını dile getirdi.

Trafik kazalarını azaltma potansiyeli küçümsenmemeli

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl 1,35 milyon insan trafik kazalarında hayatını kaybederken, 50 milyon kişi yaralanıyor. Bu kazaların %95’i insan hatasından kaynaklanıyor. Aşçı, “Otonom araçlar, insan hatalarını minimize ederek bu kayıpları azaltma potansiyeline sahip. Güvenlik odaklı bu inovasyonlar, sadece sürüşü değil, yaşam kalitesini de iyileştirecek. Otonom araç teknolojileri, sadece kazaları önlemekle kalmayacak, aynı zamanda trafik akışını iyileştirerek yaşam kalitesini artıracak.  Şarj altyapısı ve yenilenebilir enerji entegrasyonu hızlandırılmalı.” ifadelerini kullandı.

Öncülük edersek sektöre yön veririz

Öte yandan Motor Aşin CEO’su Aşçı, yönetmelikteki teknik terimlerin ve kısaltmaların son kullanıcı tarafından anlaşılır hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, çevresel sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi hedeflerine dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı: “2030’a kadar küresel otonom araçların %60’ının elektrikli olması bekleniyor. Türkiye’nin bu sürece öncülük etmesi, çevre dostu teknolojilere liderlik etmemizi sağlayacaktır. Kısacası Yönetmelik, Türkiye için bir başlangıç. Bundan sonra yapılacak her hamle, ülkemizi geleceğin otomotiv teknolojilerinde güçlü bir konuma taşıyacaktır.”

Continue Reading

Blog

OİB’den mobilitede fark yaratan dört girişime 2 milyon TL ödül

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), İTÜ Çekirdek Big Bang Start-up Challenge etkinliğinde otomotiv sektöründeki dört girişim projesine toplam 2 milyon TL ödül verdi. OİB, Türkiye otomotiv endüstrisinin dünya çapında mobilite ekosisteminin güçlü bir parçası olmasını sağlayacak yenilikçi projeleri sektöre kazandırmayı hedefliyor. Bu doğrultuda OİB, girişimcilerin desteklendiği Türkiye’nin en büyük girişimcilik etkinliği olan Big Bang Start-up Challenge’da 2015 yılından bu yana ödül veriyor. Bu yıl OİB’in 2 milyon TL değerindeki ödüllerini OİB Denetim Kurulu Üyesi ve OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu açıkladı. Buna göre OİB ödüllerine Pomeco, BBA Vtol, Genoride ve Infotainment Studio girişimleri layık görüldü.

OGTY ve Big Bang destekli girişimler hızla büyüyor

Etkinlikte konuşan OİB OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu, otomotiv endüstrisinin dijital dönüşümün merkezinde olduğunu, araçların yazılım ve teknolojinin entegre olduğu bir nevi mobil bilgisayarlar olduğunun altını çizdi. Burhanoğlu “Yapay zeka, otonom sürüş teknolojileri, yeşil enerji çözümleri, hepsi bu yeni dalganın parçası. Bu gündem yeni iş modelleri yaratıyor. Özellikle şehir içi hareketlilik, dünya genelinde karbon salınımının en büyük nedenlerinden biri. Bu bilinçle, OİB olarak 2012 yılından bu yana her yıl düzenlediğimiz Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışmasını (OGTY)bu sene Şehir İçi Hareketlilik temasıyla gerçekleştirdik. Bu yıl ilk beş girişimciye 3 milyon TL ödül verdik. OGTY’de desteklediğimiz projelerin bugüne dek aldığı yatırım tutarı 50 milyon dolara ulaştı, 20 milyon dolardan fazla ciroya ve bin 810 kişilik istihdama ulaştı. Bugünkü değerlemeleri 400 milyon dolara yakın. Çok önemli bir nokta da destek verdiğimiz girişimcilerin yüzde 60’ından fazlasının şirketleşmiş olması. Hepsiyle gurur duyuyoruz. OGTY girişimcileri, ülkemizin en önemli girişimcilik etkinliği İTÜ Çekirdek Big Bang Startup Challenge etkinliğine katılma hakkı da kazandılar. OİB olarak, İTÜ Çekirdek ile birlikte girişimcileri, start up’ları harekete geçirmek ve başarılı kılmak için her türlü imkanı sağlamaya gayret ediyoruz. İTÜ ARI Teknokent ile iş birliğimizin başladığı 2015 yılından bugüne Big Bang sahnesinde 613 bin dolar nakdi ödül verdik. Bu yıl da toplam 2 milyon TL’lik ödül verdik” dedi.

OİB Ödülleri

Pomeco500 bin TL

BBA Vtol350 bin TL

Genoride700 bin TL

Infotainment Studio450 bin TL

Continue Reading

Blog

Opel’in Amiral Gemisi Yeni Grandland Türkiye’de Ön Talep Almaya Başlıyor!

Alman otomobil üreticisi Opel’in amiral gemisi yeni Grandland, aralık sonu itibarıyla Türkiye’de ön talep almaya başlıyor. 2025 yılının ocak ayında ilk teslimatları gerçekleştirilecek olan yeni Grandland, ilk etapta hem 504 km’lik WLTP menzile sahip elektrikli seçeneği hem de 48V Hybrid teknolojisine sahip versiyonuyla Türk tüketicilerle buluşacak. Opel’in cesur, yalın ve büyüleyici SUV modeli olan yeni Grandland, markanın “Alman Enerjisi” anlayışını ortaya koyarken 50.000’den fazla ayrı hücreden oluşan yeni Intelli-Lux HD LED® sistemi ile Opel’in aydınlatma teknolojileri konusundaki öncülüğünü pekiştiriyor. Yeni Grandland, iç mekanında yolcuları konforlu bir ortamda cesur ve yalın tasarımıyla karşılıyor. Model, 16“lik bilgi-eğlence ekranı ve tamamen dijital 10” gösterge panel ile sürücünün sürüş keyfine odaklanmasına imkan tanırken Intelli-HUD “head-up display” (sanal gösterge paneli) sayesinde sürücünün gözlerini yoldan ayırmasına gerek kalmıyor. Ayrıca Opel’in ödüllü ergonomik AGR koltukları, önemli bir itibara sahip ve yeni Grandland bu geleneği devam ettiriyor. Alman mühendisliğiyle tasarlanan ve geliştirilen yeni Grandland, tasarım aşamasından itibaren elektrikli araçlar için geliştirilen yeni STLA Medium platformu üzerinde yükseliyor.  Bu ve çok daha fazla yenilikçi özellikleriyle yeni Grandland, Opel’in Türkiye’deki SUV ve elektrikli portföyünde zirveyi temsil ederek geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyor.

 

Opel, 125 yıldır Alman mühendisliği mirasından ilham alarak geliştirdiği yeni nesil Grandland modeli için Türkiye’de ön talep almaya başlıyor. İlk teslimatların Ocak 2025’te gerçekleşmesi planlanan yeni Grandland, başlangıçta iki yenilikçi motor seçeneği ile kullanıcılarla buluşacak. Hybrid versiyonu, 1.2 litre 136 hp turbo benzinli motoru, 28 hp (21 kW) elektrikli motoru ve 6 ileri çift kavramalı elektrikli şanzımanı biraraya getiriyor. Tamamen elektrikli versiyonu ise 73 kWsa (net kapasite) bataryasıyla yaklaşık 504 kilometre menzil (WLTP’ye göre) sunuyor ve 210 hp güç üretiyor. Yeni Grandland, şık tasarımını, çevre dostu detaylar ve karbon ayak izini azaltan özelliklerle tamamlıyor. Stellantis’in elektrikli araçlar için geliştirdiği STLA Medium platformu üstünde yükselen ilk Opel modeli olan yeni Grandland, yenilikçi şasiyle son derece sağlam bir sürüş deneyimi sunuyor ve düz gövde altı tasarımı sayesinde aracın altındaki hava akışı optimize ediliyor.

 

Cesur ve yalın tasarımı ile özgüvenli bir duruş sergiliyor!

Cesur ve yalın tasarıma sahip olan yeni Grandland, 19” alaşım jantlarıyla (Elektrikli versiyonda 20” alaşım janlar standarttır) Opel’in SUV portföyünün zirvesindeki yerini alıyor. Opel’in ikonik vizör tasarımı, yeni 3D uygulamasıyla Grandland’e daha sade ve modern bir görünüm kazandırıyor. Aydınlatmalı logo zerafeti arttırken, Opel mühendislerinin geliştirdiği sınıfının lideri Intelli-Lux HD LED® teknolojisi, aydınlatmada yeni bir dönemi başlatıyor. İlk kez Yeni Grandland’de yer alan bu yenilikçi sistem, her bir tarafta 25.600 olmak üzere toplamda 50.000’in üzerinde LED hücresiyle yüksek çözünürlüklü ve homojen bir ışık dağılımı sağlıyor. Trafik durumunu algılayan bir kamera sayesinde, bu teknoloji ilerideki nesneleri standart Matrix Light sistemlerinden daha parlak, net ve etkili bir şekilde aydınlatıyor. Arka tarafta, ilk kez bir seri üretim modelde kullanılan aydınlatmalı “OPEL” “Compass” imzası, Grandland’in özgün tasarımını vurguluyor. Ayrıca çevreci inovasyon yaklaşımı doğrultusunda, otomobilin adı artık krom harflerle değil, bagaj kapağına zarif bir baskı şeklinde işlenmiş durumda. Bu detay, Opel’in sürdürülebilir tasarıma olan bağlılığını bir kez daha ortaya koyuyor.

 

İç mekanda yeni nesil teknolojilerle detoks etkisi!

Yeni Grandland, iç mekanında yolcuları konforlu bir ortamla birlikte cesur ve yalın tasarımıyla karşılıyor. Hafifçe sürücüye dönük olarak konumlandırılmış 16”lik bilgi-eğlence ekranı ve yüksek orta konsol modern ve sportif bir atmosfer yaratıyor. Direksiyonun arkasında yer alan geniş ve tamamen dijital gösterge paneli, temel bilgileri sağlayarak sürücünün sürüş keyfine odaklanmasına imkan tanırken Intelli-HUD “head-up display” (sanal gösterge paneli) sayesinde sürücünün gözlerini yoldan ayırmasına gerek kalmıyor. Sürücüler, Pure Mod’u manuel veya otomatik olarak etkinleştirerek gösterge panelini sadeleştirme seçeneğine de sahip. Ayrıca iç tasarım, Opel’in yalın ve kullanıcı dostu detoks felsefesini yansıtırken; markanın ödüllü ergonomik AGR koltukları sürüş konforunu bir üst seviyeye taşıyor. Yeni Grandland’de sürücü koltuğuna isteğe bağlı olarak havalandırma ve masaj özellikleri de eklenebiliyor. Standart olarak sunulan Intelli-Seat teknolojisi, omurilik üzerindeki baskıyı azaltarak otobanlardaki uzun yolculuklarda dahi olağanüstü bir rahatlık sağlıyor. Sürdürülebilirliği merkeze alan Opel,  “Greenovation” yaklaşımı doğrultusunda, tüm kumaşlarını %100 geri dönüştürülmüş malzemeden elde ediyor. Yeni Grandland, Pixel Box’tan ön koltuk sırtlıklarındaki telefon ceplerine ve orta konsolun altında bulunan 12 V prizin de yer aldığı büyük saklama alanına kadar toplamda 35 litreden fazla hacme sahip iç saklama bölmeleri sunuyor. Arka koltuklar dik pozisyondayken 550 litre, koltuklar yatık pozisyonda ise 1,645 litre bagaj hacmi sunan yeni Grandland, yükleme alanı konusunda da sınıf beklentilerini karşılıyor.

 

Elektrikli ve 48V  Hybrid teknolojisi sahip versiyonlar ile seçim özgürlüğü

 

Yeni Grandland Elektrik, Türkiye’de ilk etapta satışa sunulacak versiyonunda 73 kWsa (net kapasite) batarya ile birlikte yaklaşık 504 kilometre menzil (WLTP’ye göre) sunacak. 210 hp (157 kW) güç ve 345 Nm doğrudan tork üreten elektrik motoru, sessiz sürüş deneyimi sunuyor. Yeni Opel Grandland Elektrik, ayrıca ısı pompası gibi enerji tasarrufu özellikleri verimliliği arttırarak menzil avantajı sağlıyor. Bununla birlikte yeni Grandland Elektrik, hızlı şarj istasyonlarında bataryasını %80 seviyesini yaklaşık 29 dakika doldurabilme özelliği ile pratik bir kullanım imkanı tanıyor.

 

Müşteriler, tamamen elektrikli seçeneğinin yanı sıra 48V Hybrid teknolojisine sahip versiyonu da tercih edilebilecek. 136 hp(100 kW) güç üreten; 1,2 litrelik turbo benzinli motor, 28 hp (21 kW) elektrikli motor ve 6 ileri çift kavramalı elektrikli şanzıman ile donatılan kompakt sistem, günlük kullanımda akıllı ve ekonomik bir sürüş çözümü olarak da birçok avantaj sunuyor. 48V hibrit teknolojisi ile donatılan model, içten yanmalı motora sahip benzer bir araca kıyasla yakıt tüketimini ve karbon emisyonunu azaltırken aynı zamanda sürüş konforunu önemli ölçüde artırıyor.

 

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.