Otomotiv Sektörü
Otomotiv Sanayi, Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı – IAEC 2023’te Yeşil ve Dijital Geleceği Masaya Yatırdı!

Otomotiv mühendisliği alanında en yeni teknolojilerin ve gelişmelerin mercek altına alındığı ‟Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı – IAEC”, Yeşil ve Dijital Gelecek temasıyla gerçekleştirildi. Bu yıl sekizincisi düzenlenen IAEC 2023’e alanında uzman yerli, yabancı sektör temsilcileri ile, dünyanın önde gelen şirketlerin yöneticileri katıldı. Konferansın açılışında konuşan Konferans Başkanı ve Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tankut Acarman, “Günümüzdeki araçların yazılımı ve donanımı dağıtık gömülü sistem olarak gerek sürüş açısından gerekse yazılımsal olarak sunulan ileri seviye sürüş destek sistemleri, buna otonom sürüş de dahil edilebilir güvenilir olmalıdır. Ürünlerin çevre ile dost, emisyon salımının azaltılması hatta sıfırlanması açısından çevreci yani yeşil, üretimi aşamasında aynı miktarda çıktının ekolojik etkisini azaltmak üzere yeniden dönüşümü hedefleyen eko-verimli süreçlere tabi olması hedeflenmektedir. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat girişimi doğrultusunda 2050 yılına gelindiğinde neredeyse tüm otomobiller, kamyonetler, otobüsler ve kamyonların sıfır emisyonlu olması hedeflenmektedir. Daha yakın bir tarih olarak 2030’a kadar Avrupa yollarında en az 30 milyon sıfır emisyonlu araç kullanılacak. Otonom sürüş de büyük ölçekte yaygınlaşacaktır. Bu hedefler Türkiye’de de takip ediliyor. Ekim 2023’te satılan her 5 araçtan biri elektrikli araç olmuştur. Daha enerji verimli, daha güvenli ve hızlı ulaşımı sağlamak üzere dijitalleşme önemli bir rol üstlenecektir” dedi. Konferansta konuşan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu ise, tüm dünyada otomotiv sektöründe önemli değişim ve dönüşüm yaşandığını, elektrikli araçlara geçişin hızlandığını kaydetti. Küresel elektrikli araç pazarının hızla büyüdüğünü vurgulayan Ömer Abdullah Karagözoğlu, “2022 yılında küresel elektrikli araç satışında bir önceki yıla göre yüzde 108’lik bir artış olduğunu görüyoruz. Otonom araç teknolojisinde ise istatistikler 2022 yılında küresel olarak 100 milyar doların üzerinde yatırım yapıldığını gösteriyor” dedi.
Konferansın ana konuşmacısı SAE International® (SAE), Performance Review InstituteSM (PRI) ve SAE ITC ortak girişimi olan Fullsight’ın CEO’su David Schutt ise, “Türkiye otomotiv endüstrisi, lokal ekonomideki rolünün yanı sıra araç üreticilerinin ve sektör uzmanlarının küresel network’ünün de bir parçası. Gelecek için Türk otomotiv endüstrisinin araç üretimi, tasarımı konusundaki değerli katkılarını bekliyoruz. Bu organizasyonun mobilite sektörünün içerisindeki paydaş ve uzmanlarımızın bilgi ve deneyimlerinden faydalanıldığı değerli bir organizasyon olduğunu düşünüyorum. Bir arada bulunarak sektöre yönelik bilgi ve deneyimimizi paylaşmak çok önemlidir” diye konuştu.
Her yıl alanında uzman yerli ve yabancı isimleri Türkiye’de bir araya getiren “Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı – IAEC”nin sekizincisi İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu yılki ana teması “Yeşil ve Dijital Gelecek” olan ve iki gün süren konferansa, Bekir Okan Kültür, Sanat ve Gösteri Merkezi ev sahipliği yaptı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Otomotiv Teknoloji Platformu (OTEP), Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) tarafından Amerikan Otomotiv Mühendisleri Birliği’nin (Amerikan Society of Automotive Engineers-SAE International) iş birliği ile düzenlenen organizasyon, Türkiye ve dünyadan alanında uzman çok sayıda ismi ağırladı.
Ekim ayında satılan 5 araçtan 1’i elektrikli!
IAEC 2023’ün açılışını, konferans başkanı Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tankut Acarman yaptı. Yeni nesil araçların çok yüksek teknolojiye sahip olduğunu söyleyen Tankut Acarman, “Günümüzdeki araçların yazılımı ve donanımı dağıtık gömülü sistem olarak gerek sürüş açısından gerekse yazılımsal olarak sunulan ileri seviye sürüş destek sistemleri, buna otonom sürüş de dahil edilebilir güvenilir olmalıdır. Çevre ile dost, emisyon salımının azaltılması hatta sıfırlanması açısından çevreci yani yeşil, üretimi aşamasında aynı miktarda çıktının ekolojik etkisini azaltmak üzere yeniden dönüşümü hedefleyen eko-verimli süreçlere tabi olması hedeflenmektedir. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat girişimi doğrultusunda 2050 yılına gelindiğinde neredeyse tüm otomobiller, kamyonetler, otobüsler ve kamyonların sıfır emisyonlu olması hedeflenmektedir. Daha yakın bir tarih olarak 2030’a kadar Avrupa yollarında en az 30 milyon sıfır emisyonlu araç kullanılacak, otonom sürüş de büyük ölçekte yaygınlaşacaktır” dedi. Bu hedeflerin Türkiye’de de takip edildiğine işaret eden Tankut Acarman, “Ekim 2023’te satılan her 5 araçtan biri elektrikli araç olmuştur. Daha enerji verimli, daha güvenli ve hızlı ulaşımı sağlamak üzere dijitalleşme önemli bir rol üstlenecektir. Yapay zekâ kullanımı gerek otonom sürüş gerekse siber güvenlik uygulamaları için kullanılacaktır. Araçlarla ilgili her bir dijital veri ayrı bir değer olacaktır. Ve nihai olarak tecrübeye dönüşerek dijitalleşme otomotiv mühendisliğini her alanda destekleyecektir” diye konuştu.
Türkiye çevre dostu dönüşümün öncü ülkelerinden!
Konferansın açılışında bir konuşma yapan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu ise, tüm dünyada otomotiv sektöründe önemli değişim ve dönüşüm yaşandığını, elektrikli araçlara geçişin hızlandığını kaydetti. Küresel elektrikli araç pazarının hızla büyüdüğünü vurgulayan Ömer Abdullah Karagözoğlu, “2022 yılında küresel elektrikli araç satışında bir önceki yıla göre yüzde 108’lik bir artış olduğunu görüyoruz. Otonom araç teknolojisinde ise istatistikler 2022 yılında küresel olarak 100 milyar doların üzerinde yatırım yapıldığını gösteriyor. Bu yeni otomotiv çağında şüphesiz yazılımın önemi göz ardı edilemez. Yazılım çözümleri ile gelişmiş sürücü destek sistemleri, bilgi eğlence sistemleri ve bir dizi bağlantılı araç sistemleri destekleniyor. 2022 yılında otomotiv yazılımına yapılan küresel harcamanın 50 milyar doların üzerinde olduğu kaydediliyor. Otomotiv endüstrisinin dünya ekonomisine büyük katkı sağladığını ve hem doğrudan hem de dolaylı olarak 100 milyondan fazla insanın gelir kaynağı olduğunu belirten Ömer Abdullah Karagözoğlu, “Türk otomotiv sanayisinin önemli başarılara imza attığını görmek bizleri mutlu ediyor. Türkiye 2022 yılında 1,35 milyon adet üretimi ile dünyanın en büyük 13. otomotiv üreticisidir. Aynı yıl ihraç ettiği 970 bin araçla ülkemiz Avrupa’nın en büyük otomotiv ihracatçılarından biri konumunda yer alıyor. Özellikle Türk otomotiv üreticilerinin 2022 yılında 30 binden fazla elektrikli araç üretecek geleceği kucakladığını ve sürdürülebilir mobiliteye doğru bir rota çizdiğini görüyoruz.” dedi.
Yaşanan dijital dönüşümün otomotiv üreticilerine yeni inovasyon alanlarının da kilidini açtığını belirten Ömer Abdullah Karagözoğlu, şöyle devam etti: “Otonom araçlar mobilitenin geleceğine uzanan bir köprü vazifesi görüyor. Dijital dönüşüm ile araçlar kontrol üniteleri ve sensörlerin yardımıyla bulunduğu ortamı algılayarak sürücünün daha rahat ve güvenli yolculuk yapmasını sağlıyor. Akıllı araçlar kablosuz iletişim ağları, uydular ve şehrin altyapısını kullanıyor. Bu anlamda ülkemizde alternatif ve her geçen gün gelişen alt yapılar ile tüm sektörlerin gelişimine güç veriyoruz. Fiber altyapı uzunluğu 536 bin km’yi aşmış durumda. Güçlü, sabit, mobil ve uydu teknolojilerimiz ile her an her yerde bağlantılı hayatlar yaşıyoruz. 2022 yılında yapılan toplam yatırım tutarının 31,1 milyar TL olduğunu görüyoruz. Bu yatırımlar gerek vatandaşımıza daha iyi hizmet sunabilmek gerekse ülkemizi gelmekte olan yeni teknolojilere hazırlamak için oldukça önem arz ediyor. Bu başarılar devletimizin kararlı politikaları ve desteği ile ve özel sektörümüzün çabaları ile yapılan yatırımların birer sonucudur.’’
Otonom ve bağlantılı sürüş için 5G’nin öneminden bahseden Ömer Abdullah Karagözoğlu, “5G güvenilir bağlantı sağlaması ile araçların iletişim zafiyeti olmadan araçların güvenli bir şekilde etkileşimde olmasına olanak tanıyor. BTK olarak ülkemizde yerli ve milli 5G altyapısının kurulmasına büyük önem veriyoruz ve çalışmalara devam ediyoruz.” dedi. Cumhuriyetimizin 100. yılının kutlandığı bu günlerde konferansın gelecek yüzyıllara yaşanabilir bir dünya bırakmak noktasında önemli katkıları olacağına inancını belirten Ömer Abdullah Karagözoğlu, “Konferansta iki gün boyunca paylaşılacak görüşler ve kurulan ortaklıklar hiç şüphesiz otomotiv endüstrisinin geleceğini şekillendirecektir” dedi.
Türk endüstrisinden değerli katkılar bekliyoruz!
Bu yılki konferansın ilk gün ana konuşmacısı olan SAE International® (SAE), Performance Review Institute SM (PRI) ve SAE ITC ortak girişimi olan Fullsight CEO’su David Schutt, SAE Sürdürülebilir Mobilite çözüm grubunun taşımacılık sektörünü sıfır emisyona doğru yönlendirdiğine vurgu yaparak, “Analojik araç altyapısına odaklanarak ve aynı zamanda iş gücünün geliştirilmesine yönelik partnerlerle birlikte çalışarak önümüzdeki yüzyılda liderlik yolculuğumuza hep birlikte hareket etmeyi umuyoruz. Bu bağlamdaki sıfır emisyon amacımızı gerçekleştirmeyi taahhüt ediyoruz. Misyonlarımızdan bir tanesi yeni batarya teknolojilerine adanmış olmamız. Avrupa batarya pasaport programının katılımcısıyız. Bu program kapsamlı ve çok disiplinli bir program olmasının yanı sıra mühendislere, teknisyenlere, akademisyenlere başta batarya ve altyapı konuları olmak üzere çeşitli imkanlar sağlıyor. Bu bağlamda elektrikli araçla alakalı kanun ve yönetmeliklere de uyumluluğu sağlıyoruz” diye konuştu. Türkiye otomotiv endüstrisinin, lokal ekonomideki rolünün yanı sıra araç üreticilerinin ve sanayi uzmanlarının küresel iş ağının da bir parçası olduğunu ifade eden David Schutt, şunları söyledi: “Gelecek için Türk otomotiv endüstrisinin araç üretimi, tasarımı konusundaki değerli katkılarını bekliyoruz. Bu organizasyonun mobilite sektörünün içerisindeki paydaş ve uzmanlarımızın bilgi ve deneyimlerinden faydalanıldığı değerli bir organizasyon olduğunu düşünüyorum. Bir arada bulunarak sektöre yönelik bilgi ve deneyimimizi paylaşmak çok önemlidir” diye konuştu.
Sanayinin karbonsuzlaştırılması ele alındı!
IAEC 2023, daha sonra “Elektrikli Araçlar ve Yeni Yakıt Teknolojileri” başlıklı oturumla devam etti. İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Özgül Keleş’in moderatörlüğünü üstlendiği oturumda; Tofaş Türk Otomobil Fabrikaları Araç Mühendisliği Direktörü Sabri Erkan Polat, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Dijital Teknolojiler Dairesi Başkanı Emre Dabak ve TEMSA Kuzey Amerika/Avrupa Pazar Ürün Pazarlama ve Yönetimi lideri Osman Dündar panelist olarak yer aldı. Öğleden sonraki ilk etkinlik, Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sinem Çöleri’nin moderatörlüğünü yaptığı “Otomotivde Siber Güvenlik ve Bağlanabilirlik” oturumu oldu. Bu oturumda, Oyak Renault Bağlantılı Araçlar & Servisler Program Müdürü İrem Koçelli, Otomotiv Siber Güvenlik Bağımsız Danışmanı Orhun Süzer ve Numesys İş Geliştirme Ekibi Direktörü Tahsin Öztürk panelist olarak görev aldı. Konferansın birinci günü, “Sanayinin Karbonsuzlaştırılması” başlıklı oturumla son buldu. Moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fazilet Vardar Sukan’ın üstlendiği son oturumun panelistleri ise Ford Otosan Sürdürülebilirlik Lideri Dicle Kocaoğlu, Yazaki EMEA Global Maliyet Mühendisliği Başkanı Mehmet Ali Öztopçu, Kordsa Sürdürülebilirlik ve Pazarlama İletişimi Direktörü Nevra Aydoğan Gürsoy ve Toyotetsu Enerji Yönetimi Müdür Yardımcısı Onur Bademci oldu.
IAEC 2023’te ikinci gün!
IAEC 2023’ün ikinci günü Konferans Başkanı Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tankut Acarman’ın konuşmasıyla başladı. Ardından ana konuşmacı olarak Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi, Aspilsan Enerji AŞ Yönetim Kurulu Üyesi ve TÜBİTAK RUTE Başuzman Araştırmacı Dr. Mehmet Nurullah Ateş elektrikli araçlar ve menzilleri üzerine bir değerlendirme yaptı. Akabinde moderatörlüğünü INNODARE’in kurucusu Prof. Dr. Orhan Alankuş’un üstlendiği, “Otonom Araçlar” başlıklı oturum gerçekleştirildi. Bu oturumda, Kuartis CEO’su ve Kurucu Ortağı Dr. Ahmet Saraçoğlu, AVL Küresel Segment Müdürü Andrea Leitner, Otokar Otonom Sürüş Teknolojileri Müdürü Elif Toy Aziziagham ve Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Konferans Başkanı Prof. Dr. Tankut Acarman panelist olarak yer aldı.
Öğleden sonraki ilk oturumda, Sabancı Üniversitesi Kompozit Merkezi Akademik Direktörü Doç. Dr. Burcu Saner Okan moderatörlüğünde, “Döngüsel Ekonomi” tartışıldı. Oturumda BASF İnovasyon Teknoloji Merkezi Genel Müdürü Mübahat Akın, Ford Otosan Ürün Sürdürülebilirlik Lideri Özak Durmuş ve Eurotec Yönetici Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi Reha Gür panelist olarak değerlendirmeler yaptı. İkinci günün ve konferansın son oturumu ise “Akıllı Üretim Teknolojileri” başlığında gerçekleştirildi. Farklı üretim yöntemleri, yapay zekâ algoritması gibi konu başlıklarının tartışıldığı oturumda moderatörlüğü EVER İnovasyon ve Teknoloji Kurucu Ortağı Kerim Can Bayar üstlendi. Bu oturumda panelist olarak Fraunhofer Enstitü Dijital Üretim bölümünden Prof. Dr. Carmen Constantinescu, KUKA Türkiye ve Orta Doğu CEO’su Kağan Abidin, TÜBİTAK BİLGEM Yapay Zekâ Enstitü Müdürü Dr. Mehmet Haklıdır ve Microsoft TR Üretim ve Enerji Endüstrisi Teknoloji Stratejisti Onur Günday yer aldı. Konferansın kapanışını ise Konferans Başkanı Prof. Dr. Tankut Acarman gerçekleştirdi.
Otomotiv Sektörü
BYD Türkiye, “Teknoloji Şovu”na TEKNOFEST İstanbul’da Devam Ediyor

BYD Türkiye, Kemerburgaz’da inşa ettiği özel alanda YANGWANG U8 ve YANGWANG U9’un benzersiz yeteneklerini sergilediği nefes kesen teknoloji şovunun ardından, şimdi de bu modelleri ve teknolojik gücünü TEKNOFEST İstanbul’da katılımcılarla buluşturdu.
Dünyanın lider yeni enerji araç üreticisi BYD, Türkiye’nin en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST İstanbul’da yerini aldı. 17-21 Eylül tarihlerinde İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen festival, teknoloji tutkunlarını bir araya getirirken; BYD Türkiye de lüks segment markası YANGWANG U8 ve YANGWANG U9 modellerinin yanı sıra, ODMD (Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği) Ocak – Ağustos verisine göre tüm elektrikli hatchback modeller içerisinde en fazla satış yapan BYD DOLPHIN modelini ziyaretçilerle buluşturdu.
BYD’nin devrim niteliğindeki Blade Batarya, e4 Platform, CTB ve CTC Teknolojisi, BYD DiSus Akıllı Gövde Kontrol Sistemi başta olmak üzere ileri teknolojileri de fuar alanında kurulan özel stand alanında katılımcılara tanıtıldı.
TEKNOFEST’E gelen ziyaretçiler, BYD’nin inovasyon gücüyle donatılmış araçlarını ve ileri teknolojilerini yakından inceledi. Track Edition versiyonu ile dünyanın en hızlı elektrikli süper spor modeli unvanına sahip YANGWANG U9, BYD’nin kurduğu özel stand alanında sergilenirken, amfibi özelliği sayesinde hem karada hem de suda hareket edebilen YANGWANG U8 ise 360 derece Tank Dönüşü performansı ile nefes kesen bir şov sundu.
“BYD Teknoloji Şovu’ndan sonra, ileri teknolojilerimizi TEKNOFEST’te tüm Türkiye ile buluşturuyoruz”
BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun, markanın inovasyona olan güçlü bağlılığını her fırsatta yansıtmaya büyük önem verdiklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye’nin en büyük teknoloji etkinliği olan TEKNOFEST, ülkemizin özellikle havacılık ve savunma sanayi alanında ulaştığı noktayı gösteren son derece değerli bir organizasyon. Ayrıca, gençlerimizin bilim ve teknolojiye olan ilgisini destekleyerek, ülkemizin geleceğine de katkı sunuyor.
DNA’sında teknoloji ve inovasyon olan BYD ise, kendini sürekli gelişime adamış küresel bir teknoloji markası. 120 bini aşkın Ar-Ge mühendisiyle her gün ortalama 40 patent başvurusu gerçekleştiren şirket; bataryadan elektrikli motorlara, süspansiyon sistemlerinden akıllı sürüş teknolojilerine kadar birçok devrim niteliğindeki teknolojiyi otomotiv dünyasına kazandırıyor.
Türk tüketicisi, yeni teknolojilere olan ilgisi ve hızlı adaptasyon yeteneğiyle öne çıkıyor. Biz de BYD Türkiye olarak, 7 farklı modelden oluşan geniş ürün yelpazemizle en son teknolojileri kullanıcılarımızla buluşturuyoruz. Bugün burada teknoloji ve otomobil severlere BYD’nin inovasyon gücünü yakından tanıtmak için bulunuyoruz. 11 Eylül’de Kemerburgaz’da gerçekleştirdiğimiz, Avrupa’da bir ilk olma özelliği taşıyan etkinlikte YANGWANG U8 ve U9 modellerimizi kapsamlı bir teknoloji şovuyla tanıtmıştık. BYD Teknoloji Şovu’ndan sonra şimdi ileri teknolojilerimizle TEKNOFEST’te yer almak ve bu teknolojilerimizi tüm Türkiye ile buluşturmak bizim için ayrı bir mutluluk.”
BYD, teknoloji gücüyle fark yaratıyor
1995’te batarya üreticisi olarak yola çıkan BYD, bugün elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji ve akıllı teknolojiler alanında geliştirdiği çözümlerle daha temiz ve sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyor. 2022’de fosil yakıtlı araç üretimini tamamen sonlandıran ilk otomotiv şirketi olan BYD, bugün dünyanın lider yeni enerjili araç üreticisi konumunda bulunuyor.
Batarya, elektrik motorları ve elektronik kontrol üniteleri gibi elektrikli araçların kalbinde yer alan bileşenlerdeki uzmanlığıyla öne çıkan BYD, son yıllarda geliştirdiği Blade Batarya, DM-i Süper Hibrit Teknolojisi, e4 Platform, CTB ve CTC Teknolojisi, BYD DiSus Akıllı Gövde Kontrol Sistemi ve DMO Süper Hibrit Sistemi gibi yenilikler, markayı sektörün öncüleri arasına taşıyor. Bir teknoloji lideri olarak BYD, yalnızca otomobil üretmekle kalmıyor; mobilitenin geleceğini yeniden tanımlıyor. YANGWANG U8 ve U9 modelleri, bu vizyonun en çarpıcı örneklerini temsil ediyor.
DOLPHIN: Gelişmiş teknoloji, uzun menzilli batarya gücü
Okyanus serisinin öne çıkan modellerinden BYD DOLPHIN, deniz yaşamından ilham alan tasarım detaylarıyla şık ve modern bir görünüm sunuyor. Gelişmiş teknolojisini uzun menzilli batarya gücüyle birleştiren BYD DOLPHIN, konfor ve verimlilik odaklı bir sürüş deneyimi sağlıyor.
Geniş iç hacmi ve yüksek teknoloji donanımlarıyla segmentinde öne çıkan BYD DOLPHIN, 2024 AutoBest Ödülü’nü kazanarak kalite ve verimliliğini tescilledi. BYD’nin kendi geliştirdiği e-Platform 3.0 üzerinde yükselen model, Lityum Demir Fosfat (LFP) teknolojisine sahip 60.4 kWsa kapasiteli Blade Batarya ile güvenlik, dayanıklılık ve performans konusunda yüksek standartlar sunuyor.
204 PS güç ve 310 Nm tork üreten elektrik motoruyla 0-100 km/s hızlanmasını 7 saniyede tamamlayan DOLPHIN, 160 km/s maksimum hıza ulaşabiliyor. WLTP ölçümlerine göre 427 km WLTP menzil ve 15.9 kWsa karma enerji tüketimi sunan model, 110 kW DC hızlı şarj desteği sayesinde bataryasını yüzde 30’dan yüzde 80’e 26 dakikada şarj edebiliyor. Gelişmiş enerji tasarrufu sağlayan ısı pompası sistemi ise standart olarak sunuluyor.
Euro NCAP’ten 5 yıldız alan BYD DOLPHIN, markanın diğer modellerinde olduğu gibi uzaktan bağlantı özellikleriyle kullanıcılarına üst düzey konfor sunuyor. Türkiye’deki BYD sahipleri ise uzaktan güncelleme (OTA) sistemi sayesinde araçlarını servise gitmeye gerek kalmadan güncelleyerek her zaman en güncel teknolojiye sahip olabiliyor.
YANGWANG U8: BYD’nin lüks ve son teknoloji SUV’u
YANGWANG markasının ilk seri üretim modeli olan U8, BYD’nin 20 yılı aşkın AR-GE birikiminin ve inovasyon vizyonunun bir sonucu olarak ortaya çıktı. Performans, güvenlik ve ileri teknolojiyi bir arada sunan U8, lüks SUV segmentinde “fütüristik teknoloji, olağanüstü off-road kabiliyeti ve premium yaşam alanı” kombinasyonu ile öne çıkıyor. YANGWANG’ın temeli, 2004’te tanıtılan BYD ET konseptine dayanıyor. ET, dört motorlu bağımsız aktarma sistemini dünyaya ilk kez tanıtmıştı. 20 yıl sonra bu vizyon, e4 platformu ile seri üretime taşındı.
Markanın logosu, “elektrik” anlamına gelen en eski Çince hiyerogliflerden Dian’dan esinlenmiş olup, ilerleme ve bilinmeyene cesurca yol almayı simgeliyor.
Dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden olan IF Tasarım Ödüllü U8’in öne çıkan teknolojileri arasında yüzme kabiliyeti dikkat çekiyor. Araç, bu özelliği sayesinde karada ilerledikten sonra su üzerinde de yol alabiliyor. Bir diğer yenilikçi özellik olan Tank Dönüşü ise dört tekerin ters yönlerde dönmesiyle aracın kendi etrafında 360 derece dönmesine imkân tanıyor.
49,05 kWh Blade Batarya ve CTC (Cell-to-Chassis) entegrasyonu ile 880 kW (1.196 PS) güç ve 1.280 Nm tork sunan araç, 0’dan 100 km/s hıza 3,6 saniyede ulaşıyor ve azami 200 km/s hız yapabiliyor. CLTC protokolünde, aracın karma sürüş menzili 1.000 km, elektrikli sürüş menzili ise 180 km olarak açıklanıyor.
Araç içi uydu iletişimi, gece görüş sistemi ve opsiyonel drone kitiyle donatılmış olan U8, aynı zamanda VtoL enerji paylaşımı ve 15+1 kişiselleştirilebilir off-road modu gibi özelliklerle de dikkat çekiyor. DiSus-P hidrolik gövde kontrol sistemi, 20 inç dövme alaşım jantlar, su geçirmez hava girişi ve sabit yan basamak gibi donanımlar da araca üstün bir kullanım deneyimi sağlıyor.
YANGWANG U9: BYD’nin elektrikli süper otomobil vizyonu
BYD YANGWANG U9, inovasyon, mühendislik, güvenlik ve estetiği bir araya getiren elektrikli süper spor otomobil vizyonunu temsil ediyor. 360 derece dönüş, zıplama ve dans etme kabiliyetleriyle otomotiv dünyasında yenilikçi bir performans deneyimi sunan bu model, ileri teknoloji ile estetiği bir araya getiriyor. Keskin hatlara sahip Time Gate tasarım dili, Interstellar far tasarımı ve dinamik ışık imzaları ile U9, aerodinamik ve sportif bir duruş sergiliyor. Çift kokpit iç düzen ve 127 renkli ambiyans aydınlatması, sürüş moduna göre değişerek yüksek teknoloji deneyimini pekiştiriyor.
Dört bağımsız motoruyla 1.305 PS güç ve 1.680 Nm tork üreten BYD YANGWANG U9, 0’dan 100 km/s hıza 2,36 saniyede ulaşabiliyor. 80 kWh yeni nesil Blade Batarya ile CLTC protokolünde 450 km menzil sağlayan araç, 500 kW çift girişli ultra hızlı şarj sistemi sayesinde yüzde 30’dan yüzde 80’e yalnızca 10 dakikada ulaşabiliyor.
BYD’nin e4 platformu üzerine inşa edilen U9, bağımsız tork kontrolü, DiSus-X akıllı gövde kontrol sistemi, karbon-seramik diskler ve gelişmiş süspansiyon yapısı ile hem pist performansı hem de günlük sürüş konforu sunuyor. Aerodinamik olarak ayarlanabilir ve opsiyonel karbon fiber “swan neck” spoiler yüksek yere basma kuvveti sağlayarak üstün yol tutuşu sağlarken, araçta ısı pompası ve Cell-to-Body entegrasyonu gibi ileri teknolojiler de yer alıyor.
YANGWANG U8 ve U9 modelleri, BYD’nin Ar-Ge gücünü, mühendislik vizyonunu ve teknoloji liderliğini doğrudan yansıtırken, şu an için Avrupa homologasyonu bulunmadığı için Türkiye pazarında kısa vadede satışa sunulmaları planlanmıyor.
Otomotiv Sektörü
WATT, 500’üncü şarj lokasyonunu açtı

Türkiye elektrikli mobilite sektöründe bir ilk olan şarj istasyon tesisi WAT Şarj HUB, Bodrum-İstanbul yolu üzerinde hizmete açıldı.
WAT’ın 500’üncü şarj lokasyonu olan bu öncü tesis, yalnızca araçlara şarj hizmeti sunmakla kalmıyor; 7/24 açık olan tesiste dinlenme ve aktivite alanları, hijyen standartlarına uygun tuvaletler ve yiyecek-içecek otomatları bulunuyor. Böylece yolcular, aileler ve evcil hayvanlar için keyifli bir mola noktası oluşturuyor. Ayrıca, 4 adet 180 kW ve 2 adet 360 kW ultra hızlı şarj istasyonuyla aynı anda 12 araca enerji sağlama kapasitesine sahip ve güneş enerjisi destekli altyapısıyla sürdürülebilirliği merkeze alan bu öncü tesis, şehir içi ve şehirler arası yollarda yaygınlaştırılması hedeflenen projelere de güçlü bir örnek teşkil ediyor.
Türkiye’de elektrikli araç şarj noktalarını, yalnızca enerji alınan duraklar olmaktan çıkararak kullanıcı alışkanlıklarını yeniden şekillendirecek bir deneyim alanına dönüştürmeyi hedefleyen Koç Topluluğu şirketi WAT Mobilite, bu vizyon doğrultusunda Türkiye’de bir ilk olan WAT Şarj HUB tesisini ve aynı zamanda 500’üncü şarj lokasyonunu Bodrum-İstanbul yolu üzerinde hayata geçirdi. Proje, sürdürülebilirlik yaklaşımıyla kullanıcı konforunu birleştirerek yolculuk deneyimini yeniden tanımlıyor.
WAT Şarj HUB, yalnızca araçların şarj edildiği bir nokta değil; yolculukların daha konforlu hale geldiği yeni bir durak olarak tasarlandı. 7/24 hizmet veren tesiste dinlenme ve aktivite alanları, temel ihtiyaçların giderileceği hijyenik tuvaletler ve yiyecek-içecek otomatları elektrikli araç kullanıcıları haricinde tüm ziyaretçilerine sosyal bir deneyim alanı sunuluyor. Yerel toplulukları destekleme vizyonu doğrultusunda, bölgeye özgü zeytinyağı üretimine katkı sağlıyor. Sezon dönemlerinde, tesiste zeytinyağı satışına ayrılmış özel alanlar bulunacak. Şarj süreci boyunca kullanıcılar yalnız bırakılmıyor; sahada bulunan WAT Mobilite sorumluları, destek ve yönlendirme sağlayarak güvenli ve keyifli bir deneyim yaşatıyor. Böylece elektrikli araç kullanıcıları için şarj molası, artık sadece beklemek değil; ailelerin, yolcuların ve evcil hayvanların da faydalanabildiği yeni nesil bir yolculuk alışkanlığına dönüşüyor.
Yılda 48.469 kWh temiz enerji üretiliyor
520 ağaca eşdeğer fayda sağlanıyor
WAT Şarj HUB, 4 adet 180 kW ve 2 adet 360 kW ultra hızlı şarj istasyonuyla aynı anda 12 araca yüksek performansla şarj hizmeti sunuyor. Şarj istasyonlarının ve tesisin enerji ihtiyacı güneş enerjisiyle destekleniyor. Bu sayede yılda 48.469 kWh temiz enerji üretilerek; dizel araç ile 70.619 km seyahate eş değer 18.926 kg CO₂ salınımı engelleniyor, 520 ağacın korunmasına eşdeğer çevresel fayda sağlanıyor. Böylece güçlü teknolojik altyapı, sürdürülebilir gelecek vizyonuyla buluşuyor. WAT Mobilite’nin Fenerbahçe Kalamış Marina ve Bodrum Koçtaş’ta hayata geçirdiği güneş enerjisi destekli şarj noktalarıyla başlayan bu yaklaşım, WAT Şarj HUB ile bir adım daha öteye gidip şehirlerarası yolculuklara taşınıyor ve kullanıcı deneyimini üst seviyeye çıkarıyor.
Benzer projeler şehirlerarası ve şehir içlerinde uygulanacak
Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen bu konsept, elektrikli araç kullanıcılarının yolculuk deneyimini geliştirmeyi amaçlıyor. WAT Şarj HUB, artık yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılayan bir tesis değil; aynı zamanda geleceğin yolculuk alışkanlıklarını şekillendiren yeni bir standart sağlıyor. Milas-Muğla’da açılan bu ilk tesisin ardından, önümüzdeki dönemde benzer projeler hem şehirlerarası hem de şehir içi yollarda hayata geçirilecek. Şarj molalarını yalnızca enerji dolumu değil, yolculuk deneyimini zenginleştiren bir fırsata dönüştürüyor. Tesis, 6 Eylül’den itibaren ilk ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.
Alp Karahasanoğlu: “Yeni nesil bir alışkanlığın öncüsü oluyoruz.”
WAT Şarj HUB ile elektrikli araç kullanıcılarının yolculuk deneyimini tamamen yeniden tanımladıklarına dikkat çeken WAT Mobilite & WAT Motor Genel Müdürü Alp Karahasanoğlu, “Türkiye’de bir ilk olan ve WAT Mobilite’nin 500’üncü şarj lokasyonu olarak devreye alınan bu tesisimiz, yalnızca araçları şarj etmekle kalmıyor; aynı zamanda ailelerin, yolcuların ve evcil hayvanların keyifle vakit geçirebileceği, modern ve konforlu bir durak sunuyor. Güneş enerjisi destekli altyapımız sayesinde sürdürülebilirliği merkeze alıyor, çevresel etkileri azaltarak şehirlerarası yolculuklarda yeni nesil bir alışkanlığın öncüsü oluyoruz. Bodrum-İstanbul yolu üzerinde hayata geçirdiğimiz bu öncü tesis, önümüzdeki dönemde şehirlerarası ve şehir içi yollarımızda yaygınlaşacak projelerimiz için de ilham verici bir örnek teşkil ediyor.”
Otomotiv Sektörü
JAECOO 7’de Eylül Ayına Özel 1 Milyon TL’ye Varan Finansman Fırsatı!

JAECOO, eylül ayında Türk tüketicilere premium off-road SUV modeli JAECOO 7’de dikkat çekici finansman teklifleri sunuyor. Bu kapsamda JAECOO, 1 milyon TL’ye varan cazip kredi seçenekleri ve avantajlı fiyatlar ile yeni bir otomobil satın almak isteyen kullanıcılara avantajlar sağlıyor.
İlk premium off-road SUV modeli JAECOO 7 ile Türkiye’de 1 yıl gibi kısa sürede önemli bir satış başarısı elde eden JAECOO, eylül ayında sunduğu avantajlı finansman olanakları ile bir kez daha dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Bu kapsamda üstün teknolojisi ve benzersiz arazi sürüş fonksiyonları ile Türkiye arazi SUV pazarına yeni bir soluk getiren JAECOO 7’nin Evolve (4×4) versiyonu, ticari müşterilere özel 400.000 TL 6 ay yüzde 0 faizli kredi veya 1 milyon TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 2,81 faizli kredi avantajlarıyla 2.725.000 TL’den başlayan fiyatlardan yararlanabiliyor. JAECOO 7’nin Revive 4×2 versiyonu ise eylül ayına özel 2.550.000 TL’den başlayan fiyatlarla yeni kullanıcılarını bekliyor.
Maceraya hazır premium SUV JAECOO 7!
Premium, şehirli off-road SUV modeli JAECOO 7, iddialı tasarımı ve üstün off-road performansıyla Türk kullanıcısının dikkatini çekmeyi başardı. JAECOO 7, “Klasikten Gelen, Klasiğin Ötesine” sloganıyla modern şehir tarzını off-road estetiği ile birleştiren iddialı çizgilerle, klasik tasarım öğelerini miras alıyor. Modern tasarımlı ön ızgarası ve matris LED farları ile güçlü bir görünüm ortaya koyarken, 19 inçlik jantları zarafeti güçlü görünümle birleştiriyor.
Buna ek olarak JAECOO 7, off-road sürüşlerinde devrim yaratan ARDIS- Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile donatılıyor. Kum, kar ve off-road da dahil olmak üzere yedi sürüş modu sunan bu sistem, farklı sürüş gereksinimlerine mükemmel bir çözüm sunuyor. Üst düzey kalite ve mükemmel sürüş deneyimiyle öne çıkan JAECOO 7’nin akıllı kokpiti ise üstün tepki hızı, akıcı performansı ve gelişmiş kullanım özellikleri için sektördeki en gelişmiş Snapdragon 8155 çiple donatıldı. Modelin 14,8 inçlik bilgi-eğlence ekranı, gelişmiş ve sürükleyici bir teknolojik deneyim sağlıyor. Yeni sektör lideri sanal gösterge paneli ve 540° gelişmiş görüş sistemi ile sürücülerin çevreleriyle ilgili bilgilere zahmetsizce erişmelerini sağlayarak sürüş güvenliğini artırırken, kullanıcılara sorunsuz bir off-road yolculuğu sağlıyor. Ayrıca benzersiz 8 hoparlörlü SONY surround ses sistemi ile 64 renkli ortam aydınlatması bir araya gelerek sürükleyici bir sürüş deneyimi yaratıyor.
-
Hava Yolu3 hafta önce
SunExpress’e Youth Awards 2025’te Çifte Ödül
-
Otomotiv Sektörü4 hafta önce
BYD Türkiye, “Teknoloji Şovu”na TEKNOFEST İstanbul’da Devam Ediyor
-
Otomotiv Sektörü4 hafta önce
Hyundai’nin Beklenen Modeli i30 Türkiye’de Yeniden Satışta
-
Kara Yolu4 hafta önce
Türkiye’nin Stratejik Otoyolunda Güvenlik TCK by Kıraç A.Ş.’ye Emanet
-
Otomotiv Sektörü2 hafta önce
Yenilenen Kia Sportage Türkiye’de
-
Ulaşım4 hafta önce
Türkiye’nin Ulaşım Haritası Yeniden Çiziliyor: Raylı Sistemler ve Otomobilde Yeni Dönem
-
Deniz Yolu4 hafta önce
KRUVAZİYER TURİZMİNDE KIŞ AYI REKORU! 3 YILDA 6 KAT ARTIŞ
-
Hava Yolu6 gün önce
İGA İstanbul Havalimanı Yine “Dünyanın En İyisi”