Connect with us

Otomotiv

Renault Group ve Geely, güç aktarma şirketi kurdu

Renault Group ve Geely’nin 11 Temmuz 2023’te imzaladıkları anlaşmanın ve ilgili otoritelerden alınan onayların ardından, her iki grubun yeni şirkette %50 hisseye sahip olduğu HORSE Powertrain Limited, resmen kuruldu.

Renault Group ile Geely Holding Group (Geely Holding) ve Geely Automobile Holdings Limited
(Geely Auto) şirketleri geçtiğimiz 11 Temmuz tarihinde imzalanan ortak girişim anlaşmasının ardından gerekli onayların alınmasıyla merkezi Londra’da olan HORSE Powertrain Limited’i resmen kurdu.

Renault Group CEO’su Luca de Meo konuyla ilgili şunları söyledi: “Bugün, otomotiv sektörünün karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri olan karayolu taşımacılığının karbondan arındırılması konusunda önemli bir adım atılmıştır. Geely gibi lider bir şirketle ortaklık kurarak ultra düşük emisyonlu içten yanmalı motorlar ve yüksek ekonomili hibrit teknolojileri geliştirme kabiliyetine ve uzmanlığına sahip yeni bir oyuncu yaratmak gelecek için kilit önem taşıyor. HORSE Powertrain sayesinde Renault Group, işinin %80’inden fazlasını temsil eden bir sektörde dünya çapında liderlik elde edebilir. Birlikte, öncelikli faaliyetlerimizin içinde yer alan inovasyon ile karbondan arındırma zorluğunun üstesinden geleceğiz.

Geely Holding Yönetim Kurulu Başkanı Eric Li ise şöyle konuştu: “Sektörün önümüzdeki yıllarda net sıfır emisyona ulaşabilmesi için küresel sinerjiler, çoklu teknolojiler ve uzmanlık paylaşımı büyük önem taşıyor. Bu nedenle Renault Group ile ortaklığımızın bugün ticari gerçekliğe ulaşmasından memnuniyet duyuyoruz. HORSE Powertrain Limited, yarının otomotiv endüstrisinin talep ettiği düşük emisyonlu çözümleri sunacak portföye, ölçeğe ve kapasiteye sahip olacak. Bugünkü lansman, sürdürülebilir mobilite alanında yeni bir sayfa açıyor ve Geely olarak biz de bunun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz.

Renault Group ve Geely, 2040 yılına kadar üretilen araçların yarısından fazlasının hala içten yanmalı motorlara dayanmasının beklendiği bir dünyada başarılı bir karbonsuzlaştırma için yüksek verimli içten yanmalı motorlar (ICE), daha düşük karbonlu e-yakıtlar ve hidrojen dahil olmak üzere çeşitli güç aktarma teknolojilerinin bir kombinasyonunun gerekli olduğuna inanıyor.

Oyunun şeklini değiştirecek ve ultra düşük emisyonlu hibrit ve içten yanmalı teknolojilerin önünü açacak yeni bir oyuncu.

HORSE Powertrain Limited, motorlar, şanzımanlar, hibrit sistemler ve aküler de dahil olmak üzere en son teknolojilere sahip tüm hibrit ve yanmalı güç aktarım sistemi çözümlerini ve sistemlerini tasarlayacak, geliştirecek, üretecek ve satacak.

Bu proje sayesinde, hem Renault Group hem de Geely anında ölçek etkisinden ve pazar kapsamının genişletilmesinden yararlanacak. Fikri mülkiyetin Renault Group ve Geely’den devredilmesiyle desteklenen HORSE Powertrain Limited, özellikle yeşil metanol, etanol ve hidrojen gibi alternatif yakıtlar alanında tüm pazar beklentilerini karşılayabilecek şekilde geleceğin güç aktarma organları teknolojilerini geliştirmede artık tamamen özerk. Ortak girişimin tamamlayıcı ürün portföyü ve bölgesel ayak izi, büyüyen küresel hibrit ve içten yanmalı güç aktarma organları pazarının %80’i için çözümler sunabilir.

HORSE Powertrain, Renault Group, Geely Auto, Volvo Cars, Proton, Nissan ve Mitsubishi Motors Company dahil olmak üzere çok sayıda endüstriyel müşteriye tedarik sağlayacak. Şirket, güç aktarım teknolojilerinde uçtan uca çözümlerle destek olmak için dünyanın dört bir yanındaki müşterileri ve ortaklarıyla iş birlikleri kurarak değer zincirini daha da güçlendirecek ortaklıklara hazır.

HORSE Powertrain Limited, kurulduğu ilk günden itibaren hibrit ve yanmalı güç aktarma organları çözümlerinde dünya lideri oldu:

  • 17 küresel tesis
  • 130 ülkede 9 müşteri
  • 5 AR-GE merkezi
  • Yaklaşık 19.000 çalışan
  • Yıllık yaklaşık 15 milyar avro gelir
  • Yılda yaklaşık 5 milyon adet güç aktarma organı üretimi
  • Tam hibritler ve uzun menzilli plug-in hibritlerin yanı sıra etanol, metanol, LPG, CNG, H2 vb. alternatif yakıtlar kullanan içten yanmalı motorlar gibi tüm hibrit çözüm türlerini kapsamaktadır.

Yönetim yapısı:

Renault Group ve Geely, güç aktarım şirketinin fon sağlayan hissedarları olarak, HORSE Powertrain Limited’in küresel yönetim planını ve stratejik atamalarını onayladı.

Matias Giannini, HORSE Powertrain Limited’ın CEO’su oldu.

Lee Ma ve Juan Ferrera sırasıyla HORSE Powertrain Limited’ın CFO’su ve CHRO’su olarak atandı.

Aurobay ve Horse’un oluşturduğu iki alt grubun yönetimi, her iki şirketin endüstriyel bilgi birikimini ve varlıklarını bir araya getirecek şekilde değişmeden kalacak.

Her iki şirketin endüstriyel know-how’ını ve varlıklarını bir araya getiren iki alt grup olan Aurobay ve Horse’un yönetimi değişmeden aynı kaldı: Aurobay’ın CEO’su olan Ruiping Wang, Hangzhou Körfezi’nde (Çin) bulunan merkezinde, Horse’un CEO’su olan Patrice Haettel ise Madrid’de (İspanya) bulunan merkezinde görevlerine devam edecek. Her ikisi de doğrudan Matias Giannini’ye rapor verecek.

HORSE Powertrain Limited’in yönetim kurulu 6 üyeden oluşuyor:

  • Geely’den üç direktör: Daniel Li (Geely Auto Genel Başkan Yardımcısı ve Geely Holding CEO’su) Yönetim Kurulu Başkanı olacak, Jerry Gan (Geely Auto Group CEO’su) ve Joe Zhang (Geely Holding CFO’su).
  • Renault Group’tan üç direktör: François Provost (Satın Alma, Ortaklıklar ve Halkla İlişkiler Direktörü), Gilles Le Borgne (CTO) ve Denis Le Vot (Dacia CEO’su ve Tedarik Zinciri Sorumlusu).

31 Mayıs 2024 tarihinden itibaren HORSE Powertrain Limited’in ilgili işletme birimleri olan Horse ve Aurobay, sırasıyla Renault Group ve Geely’den ayrıştırılacak.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

Egea Cross ile daha güvenli ve konforlu bir sürüş deneyimi

Egea Cross’un SUV özelliğini destekleyen, sürüş performansını zorlu zeminlerde ve arazi koşullarında daha da ileri taşıyan bu sistemle kullanıcılara keyifli bir sürüş deneyimi vaat ediliyor.

Yeni genel güvenlik standartlarının tamamını karşılayan ve ilave güvenlik özellikleri eklenen Egea Cross modellerinde Şerit Takip Asistanı, Otomatik Acil Durum Freni, Trafik İşareti Tanıma Sistemi, Geri Görüş Kamerası ve Yorgunluk Asistanı giriş seviyesinden itibaren tüm versiyonlarda standart olarak sunuluyor.

Türkiye otomotiv pazarının en çok tercih edilen otomobillerinden biri olan, tasarımı, yerden yüksekliği, ileri teknolojik özellikleri ve sürüş dinamikleriyle müşterilerin beğenisini toplayan Egea Cross modelinde Traction+ çekiş sistemi standart donanım olarak devreye alındı.

Egea Cross’un SUV özelliğini destekleyen, sürüş performansını zorlu zeminlerde ve arazi koşullarında daha da ileri taşıyan bu sistemle kullanıcılara keyifli bir sürüş deneyimi vaat ediliyor.

Zorluk Tanımayan Elektronik Çekiş Sistemi

Egea Cross’un tüm versiyonlarında standart olarak sunulan Traction+ özelliği ile yağmurlu, çamurlu ve benzeri zorlu zeminler ile arazi koşullarında güçlü çekiş sağlanıyor.

Traction+ teknolojisi, çekiş gücünün düşük olduğu tekerleği tespit ederek motor torkunu efektif bir şekilde tutunabilen tekerleğe doğru aktarıyor. Bu sayede fren ve motor gücü yönlendirmeleri ile patinajı önlüyor ve güvenli bir şekilde yola devam edilmesini sağlıyor. Egea Cross’un Limited versiyonunda standart olarak sunulan All-Season (Dört Mevsim) lastikler sayesinde, zorlu yol koşullarında daha da iyi yol tutuşu sağlanıyor. Egea Cross’un Traction+ donanımı dış tasarımda da Traction+ logosu ile görünür hale geliyor.

Daha güvenli ve konforlu bir sürüş deneyimi

Yeni güvenlik standartlarını tüm versiyonlarda karşılayan ve ilave güvenlik özellikleri eklenen Egea Sedan ve Egea Cross modellerinde giriş seviyesinden itibaren gelişmiş sürücü destek sistemleri standart olarak sunuluyor.

Konforlu ve güvenli bir sürüş deneyimini sağlayan bu özellikler arasında, yollardaki hız tabelalarını algılayarak sürücüye görsel ve sesli uyarılar veren trafik işareti tanıma ve akıllı hız destek sistemi, sinyal verilmeden istem dışı şerit değiştirme durumunda devreye giren şerit takip asistanı, çarpışma riski tespit edildiğinde uyaran ve gerekli durumlarda otonom frenleme yapan otomatik acil durum freni, aracın hareketlerini izleyerek yorgunluk belirtilerini algılayan ve sürücüyü uyaran yorgunluk asistanı, daha güvenli park ve parktan çıkış sağlayan geri görüş kamerası ile aracın belirli bir hızın üzerinde gitmesini önleyen hız sınırlama sistemi gibi donanımlar öne çıkıyor.

Egea Cross modelinde giriş seviyesinden itibaren standart olarak sunulan bu özelliklere ilaveten, Lounge ve Limited versiyonlarda “Akıllı Uzun Farlar” standart olarak sunuluyor.

 

Continue Reading

Blog

Avrupa’daki En Büyük JAECOO 7 Teslimatı Türkiye’de!

Çinli Off-Road SUV markası JAECOO, Türkiye’deki marka tanıtım etkinliğinin ardından Çin’den yola çıkan JAECOO 7 araçlar, temmuz ayının ikinci yarısında Türkiye’ye ulaşıyor. Dalian Limanı’ndan yola çıkan ve Avrupa’daki en yüksek hacimli JAECOO 7 siparişi olan teslimatın ardından marka, ağustos ayı başında İstanbul’da kapsamlı bir ürün tanıtımı yapmaya hazırlanıyor. Markanın Türkiye’deki ilk kentsel off-road SUV modeli olarak JAECOO 7, Türk tüketicilere yeni bir sürüş deneyimi yaşatacak. Markanın Türkiye’de tanıtacağı ilk şehir içi off-road SUV modeli JAECOO 7, Türk tüketicisine tamamen yeni bir sürüş deneyimi sunarak Türkiye pazarında yeni bir şehir içi Off-Road yaklaşımı sunacak.

Off-Road SUV segmentinin yeni neslini temsil eden JAECOO, kısa bir süre önce gerçekleştirdiği lansmanla Türkiye pazarına giriş yaptı. “Klasikten Gelen, Klasiğin Ötesine” temasıyla gerçekleştirilen Türkiye marka lansmanının ardından Çin’in Dalian kentinden yola çıkan ilk parti JAECOO 7’ler temmuz ayının ikinci yarısında Türkiye’ye giriş yapıyor.

Ürün tanıtımı ağustosta!

Avrupa’nın en yüksek hacimli teslimatıyla yeni araçların showroom’larda yerini alması ile beraber JAECOO, ağustos ayı başında İstanbul’da yeni JAECOO 7 modeli için kapsamlı bir ürün tanıtımı gerçekleştirecek. Böylece üst düzey off-road markası JAECOO, Türkiye pazarına resmi olarak giriş yapmış olacak. Markanın Türkiye’deki ilk kentsel Off-Road SUV modeli olan JAECOO 7, Türk tüketicilere yeni bir sürüş deneyimi yaşatacak. Markanın Türkiye’de tanıtacağı ilk şehir içi Off-Road SUV modeli JAECOO 7, Türk tüketicisine tamamen yeni bir sürüş deneyimi sunarak Türkiye pazarında yeni bir şehir içi Off-Road yaklaşımı oluşturacak.

JAECOO 7 mükemmel arazi performansıyla öne çıkıyor!

JAECOO’nun ilk üst düzey arazi aracı olan JAECOO 7, mükemmel arazi performansıyla öne çıkıyor. Off-Road ve teknolojiye odaklanan JAECOO 7, markanın “Klasikten Gelen, Klasiğin Ötesine” felsefesine dayanıyor ve JAECOO tarafından geliştirilen ARDIS-Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile donatıldı. Bu sistem, kum ve çamur da dâhil olmak üzere araca 7 ana sürüş senaryosunda üstün hareket kabiliyeti kazandırarak, kullanıcılara her türlü sürüş senaryosunda kontrollü bir sürüş ve engelleri sorunsuz aşma olanağı sağlıyor. Aynı zamanda Qualcomm Snapdragon 8155 çip, W-HUD, 14,8 inç sky screen ekran, 540° şeffaf şasi gibi dört akıllı kokpit teknolojisiyle de donatılmış durumda. Bu da kullanıcılara sadece çok sayıda yüksek algı yapılandırması sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda “Klasiğin Ötesinde” akıllı sürüş deneyimini sezgisel olarak yorumluyor. 5 Yıldızlı küresel güvenlik standartlarını karşılayacak şekilde tasarlanan JAECOO 7, yenilikçi bir şekilde enerji emici uzay kafes yapısına, yüzde 80’in üzerinde yüksek dayanımlı çelik gövdeye ve akıllı sürüş destek sistemlerine sahip. Bununla birlikte model, klasik arazi performansına sadık kalırken, klasiğin ötesine geçerek üst sınıf bir güvenlik sağlıyor.

Sürdürülebilir kalkınma JAECOO’nun önceliği!

Markanın JAECOO 7 modeli için 31 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirdiği ilk test sürüşü etkinliği ve görkemli marka tanıtım gecesi, konukları ve test sürüşüne gelen basın mensuplarını etkilemeyi başardı. Test sürüşüne katılanlar, JAECOO 7’nin mükemmel yol tutuşu, üstün arazi performansı ve verimli güç-aktarma sisteminin yarattığı farkı bizzat yaşayarak JAECOO 7’nin günümüz Off-Road modelleri arasında benzersiz bir ürün olduğunu deneyimledi. JAECOO 7, sadece geleneksel arazi araçlarının üstün arazi performansını sunmakla kalmıyor, aynı zamanda geleneksel arazi SUV modellerinin sahip olmadığı yenilikçi teknoloji ve çözümleri de kullanıma sunuyor. JAECOO’nun yeni marka konseptini, pazar stratejisini ve küresel yapılanmasını göstermek üzere düzenlediği marka tanıtım gecesi, birçok ünlü ismi bir araya getirdi. Şehrin yeni elitleri için benzersiz ürünler sunan JAECOO, şehirde olduğu gibi 7 farklı sürüş modu ile Off-Road şartlarında da sürüş keyfini daha özgürce yaşamalarına olanak sağlıyor. Böylece araç kullanıcısına sürüş keyfinin ve çok yönlü yaşamın tadını çıkarma olanağı tanıyor. Buna ek olarak JAECOO, sürdürülebilir kalkınmayı ve çevre dostu geleceği öncelik olarak belirliyor ve yeni enerjili Off-Road stratejisinin tam olarak uygulanmasını hızlandıracak şekilde yeni enerji teknolojileri geliştirmeye odaklanıyor.

Kullanıcılara benzersiz bir deneyim yaşatacak!

Ağustos ayının başlarında, JAECOO’nun ürün tanıtımı İstanbul’da yapılacak. Böylece tanıtım etkinliği sadece JAECOO 7’nin daha fazla ürün özelliğini ortaya koymakla kalmayacak, aynı zamanda markanın Türkiye’deki itibarını ve etkisini daha da güçlendirerek Türkiye pazarındaki gelişimi için sağlam bir temel oluşturacak.

JAECOO’nun Türkiye’deki yerelleşme yaklaşımının inşası da hız kesmeden devam ediyor ve kullanıcılar için yeni otomobil satın alma deneyimleri oluşturuyor. Bununla birlikte marka, satış ve servis ağının Türkiye’nin merkez illerini ve ticari bölgelerini de kapsamasını ve tüketicilere kapsamlı hizmet sunulmasını sağlayacak. JAECOO 7, Türkiye pazarına sunulduğunda markanın “Klasikten Gelen, Klasiğin Ötesine” yaklaşımıyla bir cross-country fırtınası yaratacak ve Türk kullanıcılara tamamen yeni bir deneyim yaşatacak.

Continue Reading

Blog

Elektrikli Araç Yangınlarında Yapılması Gerekenler!

Toksit gazın solunması veya ten ile teması öldürücü olabilir.

Elektrikli araç yangınlarında ne yapmalı?

Elektrikli araç ekosistemi hızla gelişirken, bu araçlara ilişkin riskler de artıyor. Son dönemlerde sık sık görmeye başladığımız ve zor söndürülen elektrikli araç yangınları kullanıcıları ve itfaiye ekipleri için büyük tehlike içeriyor. Endüstriyel yangın ve itfaiye hizmetleri veren Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner ‘’ Her 100 bin elektrikli araçtan 25’i yangın riski ile karşı karşıya. Her geçen gün elektrikli araç sayısı artıyor. Yollarda daha çok bu yangınlardan göreceğiz. Ancak, geleneksel araç yangınlarından farklı olarak, bu tür vakalarda risk daha yüksek, lityum pillerinin söndürülmesi çok daha zor. Bu tür yangınlara müdahale ederken güvenli yöntemler kullanılmalı’’ dedi.

14 Temmuz 2024, İstanbul

2030 yılına gelindiğinde dünyada satılan araçların yüzde 60’ından fazlasının elektrikli olması beklenirken, Türkiye’nin 2035’te elektrikli araç sayısının 4 milyon 214 bin 273’e, ulaşacağı öngörülüyor. Ayrıca şu an itibariyle Türkiye’de 100 binin üzerine elektrikli araç yollarda.

Elektrikli otomobiller giderek daha da popüler hale gelirken son dönemlerde sıkça görülmeye başlanan ve zor söndürülen elektrikli araç yangınları ise insanları bu otomobiller konusunda endişelendiriyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın hesaplamalarına göre her 100 bin araçtan hibritlerde 3474, benzin ve motorinle çalışanlarda 1529, elektriklilerde ise 25’inde yangın çıkıyor. Bununla birlikte yıl 5 bine yakın elektrikli aracın alev aldığı tahmin ediliyor.

Elektrikli araçların çevre ve insan sağlığı açısından olumlu etkileri bulunmasına rağmen, yangın ve yüksek voltaj tehlikeleri gibi potansiyel riskleri de buluyor. Bununla birlikte bu araçlarda kullanılan batarya sistemleri, lityum bazlı piller riskleri daha da artıyor. Endüstriyel yangın ve itfaiye hizmetleri veren Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner ‘’ Benzinle- motorinle çalışan araçların aksine, elektrikli arabalar yanıcı elektrolitler içeren yüksek voltajlı lityum iyon piller kullanır. Bu, elektrikli araba yangınlarının söndürülmesini zorlaştırır. Bir elektrikli araç alev aldığında, pilin yüksek voltajı termal kaçak yaratabilir; bu durumda pil takımı aşırı ısınır ve diğer hücreleri tutuşturarak yoğun ve uzun süreli bir yangına yol açar. Bu termal kaçak, itfaiyeciler için ciddi bir risk oluşturan büyük miktarda ısı, zehirli gaz ve kimyasal toksit açığa çıkarabilir. Toksik gaz denildiğinde en çok korktuğumuz madde hidrojen florürdür (HF). Solunması ve hatta ten ile teması öldürücü olabilen bu gaz su ile buluştuğunda (havadaki ya da tendeki nem, ıslak zeminler, itfaiye suyu, vb.) hidroflorik asite dönüşür. Doğaya asla karışmaması gerekir. Bu yüzden sokaktaki elektrikli araçlara müdahale çok kafa karıştırıcıdır. Bu nedenle itfaiyeciler elektrikli araç yangınlarını güvenli bir şekilde ele almak için belirli yangın söndürme tekniklerini ve ekipmanlarını kullanmak üzere eğitilmelidir. Ayrıca elektrikli arabaların karmaşık elektrik sistemleri ve su kaynaklarına yakınlıkları elektrik çarpması tehlikesi oluşturabilir ve yangın söndürme sürecini daha da karmaşık hale getirebilir. Bu tür yangınları suyla söndürmek, normal içten yanmalı motorlu arabalardan alışık olduğumuz sonuçları vermez. Konteynere daldırma şu an en iyi çözüm gibi görünüyor ’’ dedi

Ne yapılmalı?

Yangın veya kaza durumda elektrik kaçaklarının oluşması nedeniyle müdahalede bulunan ekiplerin, elektriğe kapılması sonucunda yaralanma veya ölümlerin meydana geldiğini ifade eden Yamaner, olay yerine intikal eden itfaiye ekiplerinin öncelikle aracın elektrikli mi yoksa geleneksel araç mı olduğunu tespit etmeleri gerektiğini söyledi. Yamaner ‘’Benzinli veya dizel bir araba itfaiyeciler tarafından yaklaşık 20 dakikada çok hızlı şekilde söndürülebiliyor. Çünkü yanan şey plastikler, yanıcı maddeler ve bazen de yakıt. İtfaiyeciler 100 yıldır bunu yapıyor, ne yapacağını biliyor. Ancak elektrikli araçlar yeni ve piller çok uzun süre yanabilir. Bu hiç de kolay değil ve uzmanlaşmış bir yaklaşım gerekiyor’’ dedi.

Anıl Yamaner, elektrikli araç yangınlarında nasıl müdahale edilmesi gerektiğini şöyle açıkladı;

1İtfaiyeyi arayın: Aracınızda tutuştuğunu görürseniz, yapılacak en iyi şey itfaiyeyi aramaktır. Lityum yangınını söndürmek ilk etapta zor olmakla kalmaz, aynı zamanda ilk yangından günler sonra bile aniden yeniden alevlenmeye son derece yatkındır. Yangından çıkan dumanın özellikle zehirli olduğunu da hesaba katarsanız, güvenli bir mesafeye gidip profesyonellerin ilgilenmesine izin vermek daha iyi olur.

2-Soğutma: İtfaiyeciler genel sıcaklığı düşürmek için yanan araca su püskürtür. Kesinlikle köpük uygulaması yapılmamalı. Bu tür yangınlarda ortalama 11-30 ton su kullanılması ve suyun direk batarya sistemine işlenmesi gerekir. Bu yaklaşımın dezavantajı, çok miktarda su kullanılması ve potansiyel toksik akıntının oluşmasıdır.

3- Yangının kendi kendine sönmesine izin vermek: Bu yöntem hızlı ve makul derecede etkilidir ancak araba yanarken havaya çok fazla zehirli duman salar. Ayrıca, alevler söndüğünde arabadan geriye pek bir şey kalmaz.

4- Yanan aracı suya daldırmak: Bu yaklaşımla, itfaiyeciler yanan aracı suyla dolu büyük bir metal konteynere koyabilirler. Bu yöntem toksik akış sorununu da ortadan kaldırır ve genellikle sadece su püskürtmekten daha etkilidir. Konteynere daldırma şu an en iyi çözüm.

5- Yangın battaniyeleri: Yangın battaniyeleri de elektrikli araç yangınlarında faydalı olacaktır

6-Tecrit mesafesi: Kazaya uğramış veya yanmış araç, güvenli ortama taşındıktan sonra 300 metre tecrit mesafesi sağlanır. Araç yakınında en az 15 metre alanda yanıcı maddeler bulunmaması gerekir.

7- Termal Kamera kullanımı: Söndürme işlemi bittikten sonra tekrar alev alma ihtimaline karşı 24 saat boyunca termal kamera ile sıcaklık seviyeleri gözlemlenir.

8- Yüksek voltaj levhası: Elektrikli araç yangınlarına müdahale sırasında aracın üstüne ve en az 10 metre uzaklığa yüksek voltaj levhası konulur.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.