Otomotiv Sektörü
Stellantis’ten Kapsamlı Yazılım Stratejisi!

Çatısı altındaki yenilikçi ve teknolojik markalarla dünyanın en büyük otomotiv gruplarından olan Stellantis, yazılım destekli ürünler ile aboneliklerden 2026’ya kadar yıllık yaklaşık 4 milyar Euro, 2030’a kadar da 20 milyar Euro gelir elde etmeyi hedefliyor.
Stellantis NV (NYSE / MTA / Euronext Paris: STLA) (“Stellantis”) yatırımlarına aralıksız devam ediyor. Dünyanın en büyük otomotiv gruplarından Stellantis, müşterilerinin araçlarıyla olan etkileşimini dönüştürmek ve 2030’a kadar yıllık yaklaşık 20 milyar Euro’nun üzerinde gelir elde etmek için bağlantılı araç teknolojileri kapsamında yeni nesil teknoloji platformları hayata geçirmek üzere yazılım stratejisini planladı. Bu dönüşümle; Stellantis’in araçlarını günümüzün özel elektronik altyapılarından müşterilerin dijital yaşamlarıyla bütünleşen açık yazılım tanımlı bir özel platforma taşıması amaçlanıyor. Böylece, araçların üretildikten yıllar sonra bile düzenli güncellemelerle (OTA) yeni, heyecan verici ve güncel kalabilmesi hedefleniyor. Ayrıca müşterilerin de aracına yenilikçi özellikler ve hizmetler ekleyebilmesi, kısacası her açıdan verimliliğin artırılması amaçlanıyor.
Sınıfının en iyi, tamamen elektrikli çözümleri…
Stellantis, yazılım ve elektrikliye geçiş dönüşümü için 2025’e kadar 30 milyar Euro’nun üzerinde yatırım yapmayı planlıyor. Stellantis yazılım stratejisi; 2030’a kadar Avrupa’daki araç satışlarının yüzde 70’inden fazlasının, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki araç satışlarının ise yüzde 40’ından fazlasının düşük emisyonlu araçlar (LEV) olmasını hedefleyen şirketin elektrikliye geçiş planlarıyla birlikte ilerliyor. Grubun 14 ikonik markasının her biri, sınıfının en iyi ve tamamen elektrikli çözümlerini sunmayı hedefliyor.
“Hız ve çeviklik kazanacağız”
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Stellantis CEO’su Carlos Tavares, “Elektrikliye geçiş ve yazılım stratejilerimiz, kablosuz özellikler ve hizmetlerle ilgili ticari büyümeden yararlanıp, müşterilerimize en iyi kullanıcı deneyimini sunarak, sektöre öncülük eden sürdürülebilir bir ulaşım teknolojisi şirketi olma hedefimizi destekliyoruz. Dört STLA araç platformunda kullanmak üzere 2024’te pazara sunacağımız, yapay zeka destekli üç yeni teknoloji platformuyla, donanım ve yazılım döngülerini ayrıştırarak hız ve çeviklik kazanacağız” dedi.
Foxconn ile çip ortaklığı!
Foxconn ile imzalanan ve bağlayıcı olmayan mutabakat, Stellantis ile üçüncü parti müşterileri desteklemek için bir mikro denetleyici çip ailesi tasarlamayı amaçlıyor. Ortaklık ile şirketin mikro denetleyici ihtiyacının yüzde 80’inden fazlasının karşılanması, tedarik zincirini büyük ölçüde basitleştirmeye yardımcı olacak dört çip ailesinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Ürünlerin, 2024’e kadar Stellantis araçlarına adapte edilmesi ve uygulanması hedefleniyor.
Waymo ile gerçekleştirilen özel projelere devam ediliyor!
Stellantis, Waymo ile gerçekleştirdiği projelerine de devam ediyor. Waymo Driver ile donatılan Chrysler Pacifica Hybrid’lerin Phoenix, ABD Arizona’da binlerce tam otonom sürüşü tamamlamasının ardından, Stellantis ve Waymo da ortaklıklarını yerel dağıtım hizmetlerine odaklanmak üzere genişletti. Stellantis’in hafif ticari araçlardaki liderliğini ve elektrikliye geçiş için yaptığı yatırımı esas alan ortaklık, ticari gelişime odaklanan iş akışlarına yönelik iş birliği yapıyor. Mühendislik ekiplerinin, 2022’de Stellantis prototiplerini tanıtması amaçlanıyor. Stellantis, yazılım ve bağlantılı hizmetlere yönelik iş hacmini beş temel başlık altında geliştirmeyi amaçlıyor. Bu konuların arasında ise “Hizmetler ve Abonelikler”, “İhtiyaca Yönelik Özellikler”, “Hizmet Olarak Veri ve Filo Hizmetleri”, “Araç Fiyatlandırması ve Yeniden Satış Değeri” ve “Kazanımlar, Hizmeti Elde Tutma ve Çapraz Satış” yer alıyor.
Stellantis’in dünya genelinde 12 milyon adet bağlantılı otomobili bulunuyor. 2026’a kadar bu rakamın 26 milyon araca ulaşarak yaklaşık 4 milyar Euro gelir elde etmesi ve 2030’a kadar 34 milyon araca ulaşarak, yaklaşık 20 milyar Euro yıllık gelir elde etmesi bekleniyor. Stellantis, 2022’de veri toplama becerilerini kullanarak, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki kendine ait finans kolları üzerinden kullanıcı odaklı bir sigorta programı başlatacak.
2024’te üç yeni teknoloji platformu geliyor!
Tüm bunlarla birlikte 2024’te üç yeni teknoloji platformunun geliştirilmesi amaçlanıyor. Söz konusu teknoloji platformlarının 2024’te pazara sürülerek takip eden iki yıl içinde Stellantis’in dört araç platformunda geniş ölçekte kullanılması hedefleniyor. Yeni elektrik/elektronik (E/E) ve yazılım mimarisi STLA Brain, müşteri odaklı hizmetlere dönüşümün kalbini oluşturuyor. Günümüzdeki 10 modül yerine 30 modüle sahip olan STLA Brain, tamamen havadan güncelleme (OTA) yeteneğine sahip. Bu özelliği de onu oldukça esnek hale getiriyor. Bu, “araç içindeki elektronik kontrol ünitelerini aracın merkezi yüksek performanslı bilgisayarı (HPC) ile yüksek hızlı bir veri yoluyla birbirine bağlayan bulutla entegre hizmet odaklı bir mimari” olarak tanımlanıyor.
Kişiselleştirilebilir üçüncü bir yaşam alanı!
STLA Brain yazılımı üzerine inşa edilen STLA SmartCockpit ise kişiselleştirilebilir bir üçüncü yaşam alanı yaratmak için araç yolcularını dijital yaşamlarıyla sorunsuz bir şekilde bütünleştiriyor. Araştırmalar, müşterilerin hayatlarının ortalama dört yılını araçlarında geçirdiğini ve bu sürenin giderek arttığını gösteriyor. Stellantis ve Foxconn ortak girişimi Mobile Drive tarafından desteklenen STLA SmartCockpit; navigasyon, sesli yardım, e-ticaret ve ödeme hizmetleri gibi yapay zeka tabanlı uygulamalar sunuyor. BMW ile ortaklaşa geliştirilen STLA AutoDrive’ın da Seviye 2, Seviye 2+ ve Seviye 3 otonom sürüş becerileri sunacak ve OTA ile sürekli olarak güncellenmesi planlanıyor. Stellantis, yazılım ve isteğe bağlı özellikler sayesinde, OTA güncellemeleriyle müşterilere araçlarını gereksinim ve isteklerine göre uyarlama olanağı sağlıyor. Böylece Stellantis bünyesindeki markaların benzersiz niteliklerinin daha da artması, araç ile sürücü arasındaki bağın daha da güçlenmesi hedefleniyor.
Stellantis, bugüne kadar 6 milyonun üzerinde araca, havadan kablosuz güncelleme sağladı. Şirket, 2026’ya kadar en az üç ayda bir sürüm sunmayı planlıyor. Stellantis’in bağlantılı araçları, 3 trilyondan fazla veri noktası sağlayarak, zamanında ve eyleme geçirilebilir veriler üretiyor. Stellantis mühendislerinin bu bilgiyi, araç iyileştirme döngüsünü kısaltmak, müşteri memnuniyetini artırmak ve 2030’a kadar verimliliği 1,1 milyar Euro artırmak için kullanması amaçlanıyor.
Çok katılımcılı yazılım ve veri akademisi!
Stellantis, bu dönüşümü desteklemek için bünyesindeki 1000’in üzerinde mühendisi, birden fazla görevde yeniden eğitmek ve yazılım topluluğunu geliştirmek için bir “yazılım ve veri akademisi” oluşturuyor. Stellantis, 2024 yılına kadar 4 bin 500 verimlilik odaklı yazılım mühendisine sahip olmayı ve dünya genelinde yetenek merkezleri oluşturmayı hedefliyor. Söz konusu mühendislerin Stellantis’in yazılım hedeflerinin yürütülmesine destek sağlaması ve Stellantis ortaklıkları tarafından oluşturulan ekosistem içinde çalışması planlanıyor.
Blog
Elektrikli otomobil sadece bir tasarruf modeli değil, sürdürülebilir geleceğin inşasında büyük bir adım!

Elektrikli araç kiralama alanında Türkiye’nin ilk ve öncü markası olan Metafleet, SDN Tech Expo 2025 kapsamında elektrikli otomobillerin geleceğinin konuşulduğu “Teknolojiyle Yola Çık: Yeni Nesil Mobilite Ekosistemi” başlıklı panelin konuşmacıları arasında yerini aldı. Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, şehir içi ulaşımın elektrikli araçlarla nasıl dönüşüm geçirdiğini, sürdürülebilirliğin kurumsal filolar için neden vazgeçilmez bir stratejiye dönüştüğünü ve bu süreçte dijitalleşmenin sağladığı avantajları vurguladı.
Elektrikli araç kiralama alanında Türkiye’nin ilk ve öncü markası olan Metafleet, SDN Tech Expo 2025’te düzenlenen, moderatörlüğünü ünlü otomobil gazeteci ve sosyal medya influencer’ı Doğan Kabak’ın yaptığı “Teknolojiyle Yola Çık: Yeni Nesil Mobilite Ekosistemi” paneline damgasını vurdu. Panelin önemli isimlerinden biri olan Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, elektrikli araçların şehir içi ulaşıma etkilerinden, kurumsal filolar için sürdürülebilirliğin neden bir zorunluluk haline geldiğine kadar birçok başlıkta görüşlerini paylaştı. Günal ayrıca, dijitalleşmenin kurumsal filo yönetiminde nasıl katma değer yarattığını örneklerle anlatarak, mobilitenin geleceğine dair güçlü mesajlar verdi.
“Elektrikli araçlar artık bir tercih değil, zorunluluk”
Panelde, şehir içi ulaşımın elektrikli araçlarla nasıl yeniden şekillendiğini değerlendiren Tevfik Günal, şarj altyapısındaki gelişmeler ve elektrikli otomobil sürüş dinamiklerindeki farklılıklar öğrenildikçe kullanıcıların menzil kaygısının azalacağını vurguladı. Günal, “Elektrikli otomobillerin sunduğu teknolojik imkanlar, kullanıcı deneyimi açısından içten yanmalı motorlara göre çok daha ileri noktada. Şehir içi ulaşımda hava kirliliği ve gürültü kirliliğini azaltmak adına artık bu dönüşüm bir lüks değil, zorunluluk” dedi.
“Bizim işimiz araç kiralama ötesinde geleceği inşa etmek”
Günal, Metafleet’in yalnızca bir filo kiralama firması olmadığını da vurguladı. “Elektrikli araçları sadece tasarruf odaklı değerlendirmek büyük bir eksiklik olur. Biz Metafleet olarak işimizin özünü sürdürülebilirlik olarak tanımlıyoruz. Kurumsal firmaların Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda verdikleri taahhütleri yerine getirebilmeleri için onlara doğru aracı, doğru kullanım senaryosuyla sunuyoruz,” şeklinde konuştu.
“Veri odaklı filo yönetimi ile %75’e varan tasarruf sağlanabiliyor”
Panelde dijitalleşmenin filo yönetimindeki önemine de dikkat çeken Tevfik Günal, elektrikli otomobillerin teknolojik altyapılarının şirketlere değerli içgörüler de kazandırdığını belirtti. “Kiraladığınız aracın izlediği rotaları, yolculuk başına düşen enerji tüketimini, yapılan her seyahatin karbon emisyonundaki azalma oranını ve hatta şarj etaplarının trafik yoğunluğuna göre nasıl optimize edilebileceğini analiz edebiliyoruz. Bu veriler sayesinde firmalar gerçek ihtiyaçlarına göre optimizasyon yapabiliyor ve %75’e kadar maliyet avantajı sağlayabiliyor” dedi.
Tevfik Günal’ın açıklamaları, sadece bugünün değil, geleceğin mobilite vizyonuna da ışık tutuyor. Metafleet, teknolojiyi ve sürdürülebilirliği odağına alarak, Türkiye’de elektrikli araçların daha geniş kitlelere ulaşmasında öncü rolünü pekiştirmeye devam ediyor.
Metafleet Hakkında:
Türkiye’nin ilk ve tek tamamen elektrikli araç kiralama şirketi Metafleet, sürdürülebilirlik odaklı bir anlayışla sektöründe yeni standartları belirlemeyi hedefleyerek 2020 yılında faaliyetlerine başladı. 2022 yılında güçlü finansal yapıya sahip olan Ekol Filo’nun %50 ortaklığıyla sektöre adım atan Metafleet, 12 ila 60 ay arasında değişen uzun dönemli kiralama seçenekleri sunuyor. Şirket, binek ve hafif ticari elektrikli araç filosuyla müşterilerinin ihtiyaçlarına cevap verirken sigorta, bakım ve onarım gibi operasyonel süreçleri üstlenerek kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. Elektrikli araçlarla filosunu yenilemek isteyen, sürdürülebilirlik konusunda öncü olmayı hedefleyen, kurumsal sosyal sorumluluk projelerine önem veren ve çevre dostu filo çözümleri arayan tüm kuruluşlara kapsamlı hizmetler sunuyor.
Blog
İkinci El Aracı Avrupa’ya Göre 2,5 Kat Daha Pahalıya Satın Alıyoruz!“20 Yaşındaki Otomobillerde Fark 5 Kata Çıkıyor”

ÖTV düzenlemesi tekrar gündemdeyken, LenaCars önemli bir araştırmayı ortaya koydu. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de sıfır kilometre araç fiyatları, Avrupa’ya göre ortalama yüzde 70’in üzerindeyken, 0-5 yaş arası otomobillerde bu fark 2,5 kata çıkıyor. 20 yaş ve üzeri otomobillerde ise Türkiye’deki tüketiciler, Avrupa’ya oranla 5 kat daha pahalıya satın alıyor. Aradaki farkın vergilendirme sistemi nedeniyle ortaya çıktığına dikkat çeken LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, “Otomotiv sektöründe var olan vergilendirme sistemimiz güncelliğini yitirmiş durumda. Gerçek piyasa koşullarına ve çevre düzenlemelerine göre uyarlanması, yerli üretici ve yatırımcılar için olumlu sinyal verecektir. Aynı zamanda Türkiye’nin araç penetrasyon oranını OECD ortalamasına yaklaştırır.” diyor.
Yüksek vergi yükü, Türkiye’de otomotiv pazarının büyüme ivmesini yavaşlatırken, ÖTV ile ilgili olası düzenlemeler tekrar gündeme geldi. “Sıfır araç satışları rekor kırdı” haberlerini her geride bıraktığımız ay okusak da LenaCars’ın yaptığı kapsamlı araştırmalara göre, Türkiye’nin nüfusa kıyasla araç sahipliğinde OECD ülkeleri arasında geride olduğu tespit ediliyor. 2024 yılında her 1000 kişiye 354 motorlu araç düşerken, AB ülkelerinde her 1000 kişiye ortalama 570 motorlu araç düşüyor.
Almanya’ya göre sıfır otomobiller ortalama yüzde 70 daha pahalı
Yapılan kapsamlı araştırmalara ilişkin önemli açıklamalarda bulunan LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, Almanya’ya oranla, Türkiye’deki sıfır otomobillerin ortalama yüzde 70 daha pahalı olduğunu belirtti ve “Sıfır kilometre araç fiyatlarının Avrupa’ya kıyasla bu denli yüksek olması; vergi politikalarının gözden geçirilmesi, dengeli, sürdürülebilir bir vergi politikasının ortaya konması ve tüketicinin vergi yükü altında ezilmemesi gerektiğini ortaya koyuyor. ÖTV düzenlemesi gerçekleştirilirken bu durumun da göz önünde bulundurulmasını umut ediyoruz.” dedi.
Avrupa ülkelerindeki otomobil vergilendirme sistemleri bu şekilde
Almanya: Tam elektrikli araçlar (BEV), ilk tescillerinden itibaren 5 yıl motorlu taşıt vergisinden (Kfz-Steuer) muaf. Hibrit araçlar ise CO₂ emisyon değerine doğrudan bağlı yıllık vergiye tabi.
Fransa: “Bonus–Malus” sistemi uygulanıyor; düşük emisyonlu BEV/PHEV’lere alım desteği, yüksek emisyonlu içten yanmalı araçlara ek vergi getiriliyor.
Birleşik Krallık: 2022’de hibrit alım teşvikleri sona erdi; 2025 sonrası sıfır emisyonlu araçlara yönelik araç vergisi indirimleri kaldırılıyor.
Danimarka: Kayıt vergisi modelinde BEV’ler için yaklaşık %40, PHEV’ler için %50 oranları uygulanıyor.
Türkiye dışında başka bir Avrupa ülkesinde ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) gibi ilave bir vergi bulunmuyor. Vergilendirme emisyona; yani araçların çevreye verdiği kirliliğe göre yapılıyor.
İkinci elde fiyat farkları 2,5 kattan 5 kata kadar çıkıyor
Güncelliğiniarındaki her 4 araçtan birinin 21 yaş ve üzeri olduğunu aktaran LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, alım gücü ve matrah tandanslı güncelliğini yitirmiş vergilendirme sistemi nedeniyle eski araçlara olan talebin yüksek olduğunu ve fiyatlarının da bu etkenlerle çok yüksek seviyede kaldığını söyledi. Nazik, “Almanya’da 2000 Euro olan 20 yaşındaki bir Opel Astra’yı, Türkiye’de 10.000 Euro’ya satın alabiliyoruz. Daha yeni modellerde, 0-5 yaş arasındaki ise ikinci el araç fiyatlarının Türkiye’de 2,5 kat daha pahalı olduğu görülüyor. Temeldeki etken vergilendirme sistemimiz, yüksek vergi yükü, her satışta ikinci el araca da transfer edilmiş oluyor.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’de Yüzde 10 ÖTV Dilimine Giren Elektrikli Modeller
Resmî kriterlere göre, motor gücü ≤ 160 kW ve matrah ≤ 1.450.000 TL olan EV modelleri %10 ÖTV’ye tabi modellerden bazıları:
BYD Atto 3 Design
Fiat 500e La Prima HB
Hyundai Kona Electric (100 kW Progressive)
Peugeot e 2008 GT
Renault Zoe Intense (~100 kW)
Togg T10X V2 RWD (Uzun Menzil)
Skoda Elroq (giriş versiyon)
Kia EV3 Elegance
VW ID.3 (giriş/orta pak.)
Tesla Model Y Juniper (150 kW)
BYD Seal Sedan
Citroen e-C4 X Shine Bold
Türkiye’de Hibrit Modeller ve %30 / %60 ÖTV Dilimleri
Resmî düzenlemeye göre:
- %30 ÖTV:
o BYD Seal U DM- i: %80’ten %30’a gerileme
- %60 ÖTV:
o BMW X1 xDrive30e
o DS 9 Opera E Tense 250
o Skoda Superb PHEV
Yeni kanun teklifinde bazı üst segment hibritlerde ÖTV oranlarının yeniden artabileceği gündemdeyken, teşvik dengesine dikkat çeken Nazik, “Yüzde 10’luk dilim, orta segmente alım teşviki sunarken, üst dilimler hâlâ yüksek vergi altında. Matrah ve dilim aralıklarının güncellenmesi, gerçek piyasa koşullarına ve çevre düzenlemelerine uyarlanması otomotiv sektörünün ve tüketici güveninin önünü açacaktır. Enflasyonist ortamda matrah bazlı vergi sisteminin terk edilmesi, daha stabil, dengeli bir vergi reformu yapılması ihtiyaç. Aksi durumda piyasada vergi bazlı sürekli dalgalanmalar görmeye devam edeceğiz.” dedi.
Blog
Volvo’nun En Kompakt ve Tamamen Elektrikli SUV’u EX30 Türkiye Yollarında

Volvo’nun şimdiye kadar ürettiği en kompakt ve en çevreci SUV modeli EX30, gelişmiş teknolojileri, yüksek güvenlik seviyesi ve sürdürülebilir tasarımıyla Temmuz ayından itibaren Türkiye’de yollarda olacak.
EX30, Volvo Cars’ın tamamen elektrikliye geçiş yolculuğundaki en önemli kilometre taşlarından biri olmasının yanı sıra, şimdiye kadar ürettiği en düşük karbon ayak izine sahip model olarak öne çıkıyor.
İskandinav tasarım anlayışını sürdürülebilir malzemelerle harmanlayan iç mekânı, kullanıcı dostu dijital arayüzü ve segmentindeki öncü güvenlik teknolojileriyle EX30, şehir içi mobiliteye çağdaş ve çevreci bir yorum getiriyor.
Kendi sınıfının en üst donanım seviyesiyle sunulan EX30, Volvo Car Türkiye’nin her yıl büyüme hedeflerine ciddi katkı sağlayacak stratejik bir model olarak konumlanıyor. B segmentinde önemli bir oyuncu olmaya hazırlanan EX30’un pazara girişiyle birlikte, Volvo Car Türkiye premium SUV segmentindeki liderlik hedefine bu sene bir adım daha yaklaşıyor.
Türkiye pazarına özel olarak geliştirilen 150 kW’lık arkadan itişli motorun üretimi Belçika Gent fabrikasında gerçekleştiriliyor. Fabrikanın ilk haftalardaki üretiminin neredeyse tamamının Türkiye pazarı için önceliklendirmesi sayesinde, modelin Nisan ayından itibaren toplanan müşteri talepleri ile hızlıca buluşması sağlanacak. Segmentinde dikkat çekici bir fiyat seviyesinde konumlandırılan EX30’un Türkiye’ye özel donanım seviyesi için fiyatı 1.913.000 TL* olarak belirlendi.
(*MTV, plaka masrafları ve trafik sigortası dahil değildir)
“Segmentinin ötesine geçen EX30 ile liderliğe bir adım daha yaklaşıyoruz”
Volvo Car Türkiye Genel Müdürü Alican Emiroğlu, EX30’un Türkiye pazarındaki stratejik önemine şu sözlerle dikkat çekti:
“EX30’un Türkiye pazarına girişi, Volvo Car Türkiye’nin istikrarlı büyüme hedefleri açısından önemli bir dönüm noktası. Segmentinin çok üzerinde bir donanım seviyesi sunan EX30, aynı zamanda markamızın sürdürülebilirlik vizyonunu da en güçlü şekilde temsil ediyor.
Bu modelle birlikte yalnızca elektrikli mobiliteye geçişte değil, premium SUV segmentinde liderliğe giden yolda da önemli bir adım atıyoruz. Türkiye’ye özel olarak geliştirilen motor seçeneği ve üretim önceliği, bu hedef doğrultusunda ülkemizi stratejik pazarlardan biri haline getiriyor.”
Kullanıcı dostu iç tasarım ve İskandinav ferahlığı
EX30’un iç mekânında denim, keten, yün gibi sürdürülebilir ve geri dönüştürülmüş malzemelerle tasarlanan dört farklı ‘iç oda’ alternatifi sunuluyor: Breeze, Mist, Pine ve Indigo. Her biri farklı İskandinav coğrafyalarından ve dokulardan ilham alıyor. Bu detaylar, EX30’un çevreye duyarlı yaklaşımını gözle görülür kılarken, farklı temalardaki iç mekân alternatifleriyle kişiselleştirme imkânı sunuluyor. Orta konsolun kaydırılabilir yapısı, akıllı saklama alanları ve sadeleştirilmiş arayüz hem sürücü hem de yolcular için ferah ve konforlu bir atmosfer sağlıyor.
Ayrıca sabit panoramik cam tavan, IR kaplamalı cam teknolojisiyle daha serin ve aydınlık bir kabin sunuyor. Yeni kare tasarımlı direksiyon simidi, otomatik kararan çerçevesiz iç dikiz aynası, kablosuz şarj pedi ve dijital anahtar gibi özellikler yer alıyor.
Volvo EX30’un yüksek donanım seviyelerinde yer alan ambiyans aydınlatmaları da İsveç doğasından ilhamla hazırlanmış beş farklı temayı içeriyor: Nordic Twilight, Midsummer, Northern Light, Archipelago ve Forest Bath.
Kompakt gövdesi ile Volvo’nun SUV’larında sunulan teknolojilerin pek çoğunu barındıran EX30,12,3 inçlik merkezi ekran, Google entegrasyonlu bilgi-eğlence sistemi, kablosuz Apple CarPlay ve gelişmiş ses sistemiyle üst segment konforunu daha erişilebilir bir formatta sunuyor. Modelde kullanılan Soundbar hoparlör sistemi, araç içi ses deneyimini yeniden tanımlarken iç mekânda daha fazla alan yaratıyor.
EX30: Şehir içi güvenlikten, üstün performans
Volvo EX30, şehir içi sürüşte emniyeti artıran bir dizi yenilikçi özellikle donatıldı. “Kapı Açılma Uyarısı” (Safe Exit) sistemi, yol kenarında bisikletli veya yayalar geçerken oluşabilecek olası kazaları önlemeye yardımcı olurken; yeni nesil Park Pilot Assist, dar alanlara otomatik park imkânı sunuyor. EX30, Volvo’nun bugüne kadar ürettiği en hızlı ivmelenmeye sahip otomobili olarak da dikkat çekiyor: Twin Motor versiyonu 428hp güçle 0’dan 100 km/s hıza yalnızca 3,6 saniyede ulaşarak bugüne kadar üretilmiş en hızlı Volvo otomobili unvanına sahip oldu. Geniş menzil isteyen kullanıcılar için 476 km’ye kadar menzil sunan 204hp’lik Single Extended Range seçeneği de mevcut.
EX30’un Türkiye’de sunulan donanımlı versiyonu olan Ultra seviyesi, standart olarak panoramik cam tavan, 22kW OBC, ısıtmalı ön koltuklar, ısıtmalı direksiyon, anahtarsız giriş, otomatik açılan bagaj, 19” alüminyum elmas kesim jant, 9 hoparlörlü, 1.040W gücünde ve 5.1 Quantum Logic Surround ses deneyimi sunan Harman Kardon soundbar ses sistemi, 360 derece kamera, BLIS kör nokta uyarı sistemi, elektrikli ayarlanabilir koltuklar ve adaptif hız sabitleyici gibi üst segment özellikleri içeriyor. Bu özellikler, EX30’u sınıfında en yüksek donanımlı modellerden biri haline getiriyor
Sürdürülebilirlik yaklaşımı
EX30, Volvo Cars’ın bugüne kadarki en düşük karbon ayak izine sahip modeli. Otomobilin üretiminden kullanım ömrüne kadar her aşamada çevresel etkileri minimize edecek çözümler geliştirildi. EX30, %100 yenilenebilir enerjiyle çalışan tesiste üretiliyor ve toplam karbon ayak izi 27 tonun altına indirildi. Otomobilin gövdesinde %25 geri dönüştürülmüş alüminyum, %17 çelik ve %17 polimer kullanıldı.
Yeni Volvo EX30 Türkiye’de lansman rengi olan Sand Dune’un yanı sıra Cloud Mavi, Vapour Gri, Crystal Beyaz ve Onyx Siyah seçenekleriyle sunuluyor.
-
Araba Bakımı4 hafta önce
Shell’de Yine ve Yeniden Boş Yok!
-
Blog4 hafta önce
Fiat’tan ayda 22 bin lira taksitle otomobil; peşinat yok
-
Blog4 hafta önce
Off-Road SUV JAECOO 7’de Haziran Ayına Özel Finansman Avantajları
-
Blog4 hafta önce
T10X’te haziran ayı avantajlarla başladı
-
Blog4 hafta önce
Haziran indirimleriyle Nissan’ınızı tatile hazırlayın!
-
Blog3 hafta önce
Avenger, Renegade ve Compass’ta Kredi ve Takas Olanakları
-
Blog4 hafta önce
DS Automobiles’te hazirana özel finansman teklifleri
-
Blog3 hafta önce
Skoda tabuları yıktı: 15 bin TL taksitle SUV!