Deniz Yolu
Vapur Donatanları Derneği’nden “ordino” Açıklaması
Son zamanlarda ,Yürürlükteki yasal düzenlemeleri ve ilgili Danıştay ve İstanbul BİM Daire kararlarını tanımaz şekilde işleviz / etkisiz kılma çabalarınız gözlemlenmektedir. 26 05 2021 tarihinde bir duyurunuz elimiz ulaşmıştır burada şirketimize ait bir mahkeme kararı emsal gösterilmektedir.. Haliyle yönetiminize uyarı yapmak zaruri olmuştur ;
Elden ele dolandırdığınız mahkeme kararındaki olaylar 2009 yılında cereyan etmiş, Nisan 2013 yılında sonuçlanmıştır. Karar gerekçesinde 6762 Sayılı mülga eski TTK hükümlerine dayanılmış buna göre gümrüklü sahada yük tesliminde Gümrük İdaresi yetkisizdir ( ! ),Gümrük İdaresi antrepoculuktan çekilmiş bu iş limanlara bırakılmış ( ! ) Liman işletmesi taşıyanın ifa yardımcısıdır, yükü kime ver der ise işletme o şahsa verir ( ! ) denilmiştir…
Elbette mesnedi olmayan bu gerekçe ile yükün yasal yollardan teslim alınması ortadan kalktığı için HMK 46 uyarınca Hazineye ve hakime rücu edilmek üzere tazminat davası açılmış , verdiği kararın gerekçesine göre gümrük ambarındaki malın GÜMÜK BELGELERİ olmaksınız, GÜMRÜK İDARESİNDEN bağımsız taşıyan kime teslim et derse o şahsa teslim edilirse bu usulsüz ( söz gelimi kaçakçılık ) teşkil eder ve bu gerekçe usulsüzlüğü meşru kılmaktadır vs dediğimizde Sayın Hakim hatasını anlamış ve dosyaya beyanında “ yük gümrüklü ise GÜMRÜK İDARESİ ( gümrük işlemlerinden sonra ) yükü teslim eder “ demiş buna göre elinizdeki kararın gerekçesini ortadan kaldırmıştır …
Zaten 10 sene evvelki o karar Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği haricinde bile sadece bugün yürürlükteki 6102 Sayılı TTK 1178 3 ( c ) madde karşısında geçersizdir ;
) 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Taşıyanın Sorumluluğu ve Hakları başlıklı maddesini ( MADDE 1178- (3 ) c) Boşaltma limanında geçerli kanun ve düzenlemeler uyarınca eşyanın kendilerine teslimi zorunlu makamlara veya üçüncü kişilere teslim edildiği ana kadar taşıyanın hâkimiyetinde sayılır. ) (Burada söz edilen resmi makam GÜMRÜK İDARESİ olup yükü TCGB ve ekindeki orijinal konşimento ve resmi teslim belgesi T.C Çıkış Kontrol Fişi ( ambar çıkış fişi ) ile teslim eder
Yönetmeliğin 79.No ekindeki taahhütname karşılığında gümrük idaresinden alındığı, idareye bağlı alt birim olduğunu,
Bu bağlamda Gümrük Kanunu, Yönetmeliğine uymayı , 11 madde 2 fıkrasına göre “ Keza, buralara eşya konulması, çıkarılması veya sayılması, ölçülmesi gibi sair işlemlere ait formaliteleri de Gümrük Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yerine getirmeyi,” taahhüt etmiş olup ,
Acentelerin herhangi bir üst norma ( Kanun ,Yönetmelik vb gibi ) dayalı olmayan kendi keyfiyetlerince düzenledikleri hukuken geçersiz , lüzumsuz , itibar edilemeyecek bir takım belgelere imza attırılıp güya eşyayı teslim ediyormuş gibi yersiz uydurma formalitelerinin yasa dışı olduğu aşikardır .
Esasen eşyanın teslimi başka ordino daha başka amaçları barındırmaktadır ; Eşyanın teslimi için yasal düzenlemeler var iken 22 sene evvel kaldırılan ordino 10 sene evvel Yük Teslim Talimat Formu adıyla yeniden ortaya çıkmıştır. Ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2016/2991 E. 2018/5551 K.ile düzenlendiği tarihten geçerli olmak üzere iptal edilmiştir. ordinoya ilişkin herhangi bir düzenleme olmadığı yargı kararlarıyla da kesindir.
Ordino parasal bir meseledir: Bilindiği gibi ordino lobisi buna lokaller ( ! ) adını vermekte olup bu işlerin gümrük işlemleri ve eşyanın teslimi ile hiçbir ilişkisi yoktur . Uygulamada ise ordino sanki gümrük işlemlerinin bir parçası ve yanıltıcı şekilde eşyanın teslim edilmesi için gerekli bir belge gibi algılatılmaktadır. Bu husus yargı kararları ve gerekçelerinde ortaya konulduğu gibi İzmir Ekonomi Üniversitesince Lojistik , Taşımacılık ve Deniz Hukuku alanlarında tarafsız bağımsız uzman 3 Prof. Dr. 5 Doç. Dr. düzeyinde 8 akademisyenden oluşan bir bilim ekibine inceletmiş , ilgili ulusal kanun , yönetmelik , tebliğ ve İNCOTERMS ile kapsamında yasal bir dayanağının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Taşıyanın veya acentesinin yük sahibinden bir alacağı var ise , bunu tahsil etmesi için ordinoyu dayatmasına gerek yoktur , temel e -faturasını düzenler sistemden iletir karşı taraf bankaya talimat verir çok kısa sürede alacağı ihtilaflı değilse parasını alır. Taşıyan firma ile taşıtan firma arasında navlun ücreti ödemesi konusunda bir ihtilaf yaşanması halinde taraflar arasındaki navlun sözleşmesi uyarınca taşıyan firma taleplerini taşıtana veya gönderilene yöneltebilecektir.
Nitekim 4458 Sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra, önceki kanunda ibrazı istenen ordino kaldırılınca, Gümrük İdaresi 09.03.2000 tarihli tasarruflu yazısında “ …Ordino ise, konişmento veya yük senetlerine göre düzenlenen bir belgedir ve taşıma senetlerinde yer alan tüm bilgileri ihtiva etmektedir. Hukuki açıdan bakıldığında eşyanın mülkiyetinin devri yani teslimi için taşıma senedinin gümrük idaresine ibrazı yeterlidir. Zira, taşıma senedinde eşyanın göndereni ve gönderileni bellidir, bu senetle eşyanın alıcıya teslim edileceği garanti altına alınmıştır. Kaldı ki ordino ile ilgili ne Türk Ticaret Kanununda ne de Gümrük Kanununda bir hüküm bulunmamakta ve hukuki açıdan bir değer taşımamaktadır. Ordino, işlemlerin bir aşamadan diğer bir aşamaya geçerken, önceki aşamaların tamamlanıp tamamlanmadığının kontrolünü sağlamak amacıyla yürürlüğe konulmuş bir belge iken, zaman içinde bu belgeye taşıyıcılar tarafından farklı fonksiyonlar yüklenmiştir. Oysa bu kontrol taşıma senedi ile de sağlanabilir ki, özellikle gümrük işlemlerinin bilgisayar ortamında yapılacağı idarelerde iş akımları BİLGE sistemi tarafından kontrol edilebileceğinden, ordino bu yönüyle de anlamını yitirmektedir.
….Gümrük mevzuatımızı uyarlamakla yükümlü olduğumuz hiçbir Avrupa Birliği ülkesinde ordino gibi bir belge kullanılmadığı hususu da dikkate alındığında gerek Türk Ticaret Kanununda gerekse Gümrük Kanununda yer almayan bu belgenin kaldırılmasında gümrük mevzuatı açısından bir sakınca bulunmamaktadır.” Denilmiştir.
YARGI KARARLARI ;
**Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 17.12.2018 Tarihli 2016/2991 E. 2018/5551 K. Sayılı karar ile : “‘Olayda, Gümrük Müsteşarlığınca, Türkiye – AB Ortaklık Konseyi’nin 1/95 Sayılı kararı gereğince gümrük işlemlerini basitleştirmek ve gümrük mevzuatını AB gümrük mevzuatı ile uyumlu hale getirmek amacıyla hazırlanan Gümrük Kanunu ile, gümrük işlemlerinde kullanılan belge sayısının azaltılmasının amaçlandığı, mevzuatta ordino gibi bir belgeye yer verilmediği, gümrük idarelerinde ordino yerine taşıma senedinin alıcı nüshası üzerinden işlem yapılmakta olduğu, geçici depolama yeri veya antrepolara konulan yüklerin alıcılarına tesliminde tanzim edilmesi öngörülen yük teslim talimat formu uygulamasının gümrük mevzuatına aykırı olduğu yönünde görüş beyan edildiği görülmektedir. … Yukarıda anılan düzenlemelerle, gümrüklü saha içerisinde mal teslimine ilişkin düzenlemeler yapma ve/veya kural koyma, istenecek belgeleri belirlemek, eşyayı ilgilisine teslim etme yetkisi açıkça Gümrük Müsteşarlığı’na verilmiş ve hatta Gümrük Yönetmeliği’nin 559. maddesi ile, Yönetmelikte öngörülmeyen sorunların ortaya çıkması halinde bunları inceleyerek sonuçlandırmaya da Müsteşarlık’ın yetkili olduğu açıkça düzenlenmiştir… Ayrıca; deniz yoluyla ithal edilerek geçici depo veya antrepoya konulan eşyanın teslimi sırasında ibraz edilmesi gereken belgelerin belirlenmesi konusunda 491 sayılı Kanun Hükmün de Kararname ile davalı idareye verilmiş bir yetki de bulunmamaktadır. Bu nedenle; davalı idarece, Gümrük Yönetmeliğinde taşıyanın sorumluluğunu gözeten ve pratikte yaşanan sorunları çözecek bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle yetki alanı dışında düzenleme yapılmasında hukuka uyarlılık bulunmamaktadır… “ denilerek, Deniz Ticaret Genel Müdürlüğünün yetki alanı dışında düzenleme yaptığı tespiti ile ordinonun temelini oluşturan idari işlemin iptaline karar verilmiştir . Böylelikle uygulamada taşıyan firmaların haksız olarak talep ettiği belgelerin dayanağı olarak gösterilen Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Yük Teslim Formu düzenlenmesi gerektiğine dair düzenlemenin hukuka aykırı olduğu tespit edilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına rağmen gümrük idareleri salt taşıyan firmaların beyanları doğrultusunda hareket etmeye devam ederek alıcıların eşya teslim talepleri sırasında ordino, yük teslim formu gibi haksız belgelerin Geçici Depolama İşletmelerine sunulması istenmekte olup işbu durum açıkça kanuna ve yerleşik içtihatlara aykırıdır.
İlgili kararın akabinde de idarenin Karar Düzeltme başvurusu reddedilerek ; Danıştay İDDK 2019/2250 Esas, 2020 /812 K. Sayılı karar) buna bağlı olarak düzenlemenin geriye yönelik 17.05.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iptali kararı kesinleşmiştir. Yasa gereği, Denizcilik Genel Müdürlüğü 24.07.2020 tarihli 41015 Sayılı yazısı ile 17.05.2011 tarih ve 14765 Sayılı Yük Teslim Talimat Uygulamasının mahkeme kararı ile KALDIRILMIŞ OLDUĞUNU başta Liman Başkanlığı, işletmelere ve tüm ilgililere DUYURMUŞTUR. Bu yönde Ticaret Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Gn. Müd. tarafından 31.08.2020 tarihinde duyuru yapılmıştır .
Böylelikle uygulamada taşıyan firmaların haksız olarak talep ettiği belgelerin dayanağı olarak gösterilen Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Yük Teslim Formu düzenlenmesi gerektiğine dair düzenlemenin hukuka aykırı olduğu tespit edilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına rağmen gümrük idareleri salt taşıyan firmaların beyanları doğrultusunda hareket etmeye devam ederek alıcıların eşya teslim talepleri sırasında ordino, yük teslim formu gibi haksız belgelerin Geçici Depolama İşletmelerine sunulması istenmekte olup işbu durum açıkça kanuna ve yerleşik içtihatlara aykırıdır.
**Danıştay 10. Dairesinin 12.11.2020 tarihli 2020 /4485 Esas – 2020/4828 Karar Sayılı kararı ile: “… Yukarıda anılan düzenlemelerle, gümrüklü saha içerisinde mal teslimine ilişkin düzenlemeler yapma ve/veya kural koyma, istenecek belgeleri belirlemek, eşyayı ilgilisine teslim etme yetkisi açıkça Gümrük Müsteşarlığı’na verilmiş ve hatta Gümrük Yönetmeliği’nin 559. maddesi ile, Yönetmelikte öngörülmeyen sorunların ortaya çıkması halinde bunları inceleyerek sonuçlandırmaya da Müsteşarlık’ın yetkili olduğu açıkça düzenlenmiştir.”denilmiş ve yük teslim talimat formu ( ordino ) uygulamasının hukuka uyarsız olduğu GÜMRÜKLÜ EŞYANIN TESLİMİNDE GÜMRÜK İDARESİNİN YETKİLİ OLDUĞU tespit olunarak Yük Teslim Talimat Form düzenlemesinin İPTALİNE karar verilmiştir .Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından yük teslim talimat formu için konişmento başına 150 TL tavan ücret belirlenmesine ve tavan ücretin her takvim yılı başında bir önceki yılın tüketici fiyat endeksi oranında artacak şekilde uygulanmasına yönelik olarak çıkarılan 03/01/2018 tarih ve 2018/1 sayılı genelgenin iptali için şirketimizin açtığı dava Danıştay 10. Dairesi 12 Kasım 2020 tarihli iki kararla (2018/2041 Esas ve 2020/4825) söz konusu genelgeyi, yine aynı gerekçe ile iptal etmiştir
** Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından yük teslim talimat formu için konişmento başına 150 TL tavan ücret belirlenmesine ve tavan ücretin her takvim yılı başında bir önceki yılın tüketici fiyat endeksi oranında artacak şekilde uygulanmasına yönelik olarak çıkarılan 03/01/2018 tarih ve 2018/1 sayılı genelgenin iptali açtığı dava açmış ve Danıştay 10. Dairesi 12 Kasım 2020 tarihli iki kararla (2018/2041 Esas ve 2020/4825) söz konusu genelgeyi, yine aynı gerekçe ile iptal etmiştir
**İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Onuncu İdari Dava Dairesi 2020/2247 E. 2021/56 K. sayılı karar ile “… Belirtilen maddi ve hukuki durum karşısında davacının gümrük yükümlülüklerini yerine getirip, ekinde fatura ve konşimento sunduğu gümrük giriş beyannamesinin davalı tarafından tescili sonrasında, yine davalı idarenin düzenlediği çıkış kontrol fişine konu eşyanın, taşıyıcının onaylaması gerektiği belirtilen ‘’yük teslim formu ‘’ olmadığından bahisle teslim edilmemesi hukuka aykırı olup, davacının eşyanın teslim edilmemesinden kaynaklanan ve kanıtlanan gerçek zararından davalı idarenin sorumlu tutulması gerektiği açıktır… “ denilerek, alıcı tarafından gümrük yükümlülüklerinin yerine getirilmesine, nihayetinde ilgili gümrük idaresinin düzenlediği çıkış kontrol fişine konu eşyanın Geçici Depolama İşletmeleri tarafından taşıyanın onaylaması gerektiği belirtilen “ yük teslim formu” olmadığından bahisle taşımaya konu eşyaların alıcısına teslim edilmemesinin hukuka aykırılığı tespit edilmiştir. Yine aynı karar ile ithalatçı firmanın taşımaya konu eşyaların teslim edilmemesinden kaynaklanan ve kanıtlanan gerçek zararından ilgili gümrük idaresinin sorumlu olacağı belirtilmiştir. Geçici depolama işletmelerinin gümrük işlemleri sırasında hukuka aykırı sergiledikleri tutumlar gereği gümrük idarelerinin sorumluluğu doğduğunun tespitinden de geçici depolama işletmelerinin ordino taleplerinin haksız olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç ;
Gerçekte acenteler güya bir alacağı var ve ödenmemiş ve tahsil edememe endişesi ile işletmeyi eşyayı teslim etmemesi yönünde usulsüzlüğe teşvik ediyor. Yaptığının farkında ama hukuki ve idari çaresizlik içinde “ uzman görüşü “ altında duyurular yapmakta, ithal eşyanın tesliminde herhangi bir yetkisi bulunmayan UTİKAD adlı bir dernek ( şimdi VDAD da dahil oldu ) tarafından da referans olarak kullanılıp kamu ve özel tüm ilgilileri yanıltıcı ve yasaya aykırı davranmaya özendirici mahiyet taşımaktadır ( Bkz Utikad 13 10 2020 ve 06 05 2021 tarihli duyuruları ) bu referans görüşlerde ordinonun gümrük işlemlerinin bir aşaması imiş gibi algılatma ile gümrük idaresine yasadışı şekilde paralel bir yapılanma içinde ( bkz Gümrük İdaresinin 09.03.2000 tarihli tasarruflu yazısında “… zaman içinde bu belgeye taşıyıcılar tarafından farklı fonksiyonlar yüklenmiştir.” şeklindeki tespiti çok önemlidir ) bu durum KAMU DÜZENİNE hem de HUKUK GÜVENLİĞİ İLKESİNE AYKIRILIK teşkil eder. Nitekim Gümrük İdaresi 26 04 2021 tarihli tasarruflu yazısı ile hukuksuzluğa azmettirici duyuruların etkisinde kalabilecek kişi ve kurumları uyarmaktadır.
Üyelerinize ve Liman İşletmelerine maksatla yanlış bilgilerle yaptığınız duyuruların hiçbir temeli , yasal dayanağı bulunmadığı yargı kararlarıyla da sabittir . Lakin bu haliyle ilgilileri usulsüz işlem yapmaya , suça teşvik etmekte olduğunuz düşünülmektedir .Liman İşletmelerinin sizin bu kötü niyetlerinize alet olmayacaklarına şüphe duymuyoruz , sonuçta kimse mahkemede , savcılıkta hak etmediği bir ortamda olmak istemez… Derneğinizin de kamusal sorumluluğu bulunmaktadır ithal yük tesliminde yasal düzenlemeleri ve yargı kararlarını tanımamak ,işlevsiz / etkisiz hale getirmeye çalışmak işletmeleri usulsüzlüğe azmettirmek adeta KAPİTİLASYONLARI ( dedelerimizin kanlarıyla , canlarıyla kaldırdığı ) yeniden çağrıştırmak gibi başlı başına idari ve cezai yaptırımları / yargılamayı gerektirir…
Bu sebeple işbu ihtar / bilgilendirme yazımızı bilgilerinize ve gerekeni rica ederiz.
Saygılarımızla
Deniz Yolu
KRUVAZİYER TURİZMİNDE KIŞ AYI REKORU! 3 YILDA 6 KAT ARTIŞ

Türkiye, kruvaziyer turizminde tarih yazıyor. “Ölü sezon” olarak bilinen kış aylarında yolcu trafiği 3 yılda 6 kat arttı, Şubat 2025’te 29 bin 826 yolcu ile tüm zamanların kış rekoru kırıldı. 2023’ün Ocak–Şubat döneminde yalnızca 10 bin 480 yolcu ağırlayan Türkiye limanları, 2024’te 24 bin 881’e, 2025’te ise 62 bin 512 yolcuya ulaştı. Kış aylarındaki bu büyük artış, kruvaziyer turizminin artık yılın 12 ayına yayıldığının kanıtı olduğunu belirten Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, ‘‘Bu sadece rakam meselesi değil, bütün bir ekosistemin canlanması demektir. Kruvaziyer artık turizmden öte, milli bir meseledir.” dedi.
Türkiye kruvaziyer turizmi, son üç yılda tarihi bir ivme yakaladı. Özellikle “ölü sezon” olarak bilinen kış aylarında yolcu trafiği 6 kat artarak rekor kırdı. 2023 yılının Ocak-Şubat döneminde 10 bin 480 yolcu ağırlayan Türkiye limanları, 2025’te bu sayıyı 62 bin 512’ye çıkardı. Şubat 2025’te 29 bin 826 yolcu ile tüm zamanların kış rekoru kırıldı. Türkiye kruvaziyer limanları, 2023 Ocak–Ağustos döneminde 906 bin 582 yolcuya ev sahipliği yaparken, 2024’te bu rakam %32 artışla 1 milyon 196 bin 617’ye, 2025’te ise %18,4 artışla 1 milyon 416 bin 398’e ulaştı. Böylece 2023’ten 2025’e toplamda %56’lık bir artış gerçekleşti.
Bir Yolcu Yüzlerce İnsana Dokunuyor
Türkiye genelinde kruvaziyer yolcu sayısı da rekor seviyelere ulaştı. Sektörün yalnızca turistik bir faaliyet değil, ekonomik bir ekosistem olduğuna dikkat çeken Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, bireysel katkısının bile ülke ekonomisinde nasıl çarpan etkisi yarattığını şu sözlerle ifade etti;
‘‘Bugüne kadar 250 bin yolcuyu Türkiye’ye kazandırdım. Bu, sadece rakamlardan ibaret değil; yüz binlerce kişinin işine, esnafın dükkanına, tedarikçilerin kasasına canlılık katmak demek. Çarpan etkisi tam da budur: bir yolcunun bıraktığı her kuruş, zincirleme bir şekilde yüzlerce insana dokunur, hayatlara değer katar. Türkiye’nin Akdeniz’de yeniden parlayan bir cazibe merkezi haline gelmesinin arkasında yalnızca küresel trendler değil, meslektaşlarımızla birlikte inançla verdiğimiz mücadele de var. Kruvaziyer turizmi artık sadece bir sektör değil, ülke ekonomisi için stratejik bir fırsat ve milli bir vizyondur.”
İstanbul ve Kuşadası Zirvede
2025 yılında büyümenin lokomotifi İstanbul ve Kuşadası oldu. Bu iki liman birlikte toplam yolcuların %77’sini karşılarken, 286 bin ek yolcu sağladı. İstanbul, üç yılda yolcu sayısını %89 artırarak 410 bin 577 yolcuya ulaştı ve Türkiye’nin yeni kruvaziyer başkenti olma yolunda ilerledi. Kuşadası ise %27 artışla 144 bin ek yolcu kazandı ve liderliğini pekiştirdi.
Transit yolcular hâlâ baskın olmakla birlikte, gelen/giden yolcu sayısı iki yılda iki kat artarak Türkiye limanlarının homeport olarak kullanılmaya başlandığını ortaya koydu. İstanbul ve Çeşme, bu gelişimde öne çıkan limanlar oldu.
İstanbul Limanları Geliş-Gidiş Yolcu Sayısı ile 3 Yılda %89 Büyüdü
İstanbul, son üç yılda kruvaziyer turizminin yükselen yıldızı haline geldi. 2025’te 400 bini aşan yolcu ve artan liman kapasitesiyle Türkiye’nin yeni kruvaziyer başkenti olma yolunda ilerliyor. Transit yolculardan daha hızlı artan geliş-gidiş trafiği, üç yılda %89 büyüme sağladı. 2023’te 217.337 yolcu ağırlayan şehir, 2024’te 268.227’ye, 2025’te ise 410.577 yolcuya ulaştı. Gelen ve giden yolcu sayısı 47.736’dan 140.187’ye çıkarak üç kat artış gösterdi. Transit yolcu sayısı ise 169.601’den 270.390’a yükseldi. Bu da yüzde 59’luk bir artışa denk geliyor.
Deniz Yolu
MSC Cruises ve Explora Journeys Gemileri Aynı Anda İstanbul’da

MSC Grubu’nun iki farklı markası, MSC Cruises ve Explora Journeys filolarına ait iki gemi, programları 2025 yaz sezonu kapsamında İstanbul’a demir attı.
İstanbul, 23 Ağustos 2025 – MSC Grubu’nun Gemi Seyahatleri Bölümü çatısı altında faaliyet gösteren çağdaş markası MSC Cruises ve ultra lüks yaşam tarzı seyahat markası Explora Journeys filolarına ait gemiler aynı anda İstanbul’a geldi.
MSC Fantasia ve EXPLORA I, 2025 yaz programları kapsamında 23 Ağustos Cumartesi günü İstanbul Limanı’na demirleyerek Boğaz’a görkem kattı.
MSC Fantasia ile İstanbul hareketli keşifler
2025 yaz sezonunda İstanbul hareketli programlarını gerçekleştiren MSC Fantasia, 9 gece 10 gün süren Ege & Adriyatik turlarıyla İtalya’nın Trieste/Venedik ve Bari; Yunanistan’ın Korfu, Katakolon, Pire/Atina limanlarını ziyaret ediyor, ardından Kuşadası/Efes’e uğrayarak yeniden İstanbul’a dönüyor.
7 Mayıs – 16 Ekim tarihleri arasında 19 kez İstanbul’a uğrayacak olan gemi, 4.363 yolcu kapasitesiyle sezon boyunca yaklaşık 90.000 misafiri Türkiye’ye taşıyarak ülke ekonomisine önemli katkı sağlayacak.
Dünya mutfaklarından lezzetler sunan restoranları, her yaştan misafire hitap eden eğlence ve aktiviteleri, çocuk kulüpleri, MSC Aurea Spa, spor salonu ve dinlenme alanlarıyla beş yıldızlı yüzen otel konforu sunan MSC Fantasia, ayrıca lüks ve ayrıcalıklı deneyim isteyenler için MSC Yacht Club konseptiyle “gemide gemi” deneyimi yaşatıyor. Misafirler, tüm yolculuk boyunca kendilerine özel tahsis edilen butler hizmeti, ayrıcalıklı alanlara erişim ve lüks suitlerde konaklama gibi her şey dahil özel bir deneyimin tadını çıkarıyor.
MSC Fantasia, 2026 yaz sezonunda da İstanbul hareketli programlar gerçekleştirmeye devam edecek.
EXPLORA I: Ultra lüksün yeni tanımı
İstanbul’a gelen diğer gemi EXPLORA I, Ağustos 2023’te Explora Journeys markasının ilk gemisi olarak ilk seferini gerçekleştirdi. MSC Grubu’nun 300 yıllık denizcilik mirasından doğan Explora Journeys; seçkin, yeni nesil lüks seyahat severler için okyanus yolculuğunu yeniden tanımlama vizyonuyla ultra lüks segmentte hizmet veriyor ve misafirlerini denizle, kendileriyle ve benzer yaşam tarzına sahip kişilerle buluşturmayı hedefliyor. Süperyat konseptiyle tasarlanan Explora Journeys gemileri, en popüler destinasyonları daha az keşfedilmiş niş limanlarla, uzun süreli ve geceleme konaklamalarıyla harmanlayarak her açıdan keşif duygusunu besleyen rotalar sunuyor.
EXPLORA I, 2025 yaz sezonunda 5 Mayıs – 9 Ekim tarihleri arasında 21 kez Türkiye limanlarına uğrayacak. İstanbul’dan 9 kez biniş imkanı sunmasının yanı sıra Bodrum, Bozcaada, Kuşadası, Antalya ve Marmaris limanları da programlarında yer alıyor.
Tamamı teraslı ve okyanus manzaralı olarak “denizdeki ev” konseptiyle tasarlanan 461 suit, penthouse ve rezidans, 6 restoran ve 11 farklı gastronomi deneyimi, 12 bar ve lounge, 4 yüzme havuzu, özel kabanalı geniş teras alanı, wellness ve seçkin eğlence imkanlarıyla cruise dünyasına bambaşka bir soluk getiriyor. 920 yolcu kapasitesi ve 640 mürettebatıyla kişiselleştirilmiş ve üst düzey bir hizmet kalitesiyle misafirlerini ağırlıyor.
Explora Journeys filosu, 2028 yılına kadar toplam 6 gemiyle hizmet verecek. 16 Eylül 2024’te ilk seferini gerçekleştiren filonun ikinci gemisi EXPLORA II, 2026 yaz sezonu kapsamında Mayıs ayından itibaren Türkiye limanlarında olacak.
“Türk turizmine katkımızı artıracağız”
MSC Cruises ve Explora Journeys Türkiye Ülke Müdürü Işın Hekimoğlu, şu açıklamada bulundu:
“Her iki markamıza ait gemilerimizi aynı anda İstanbul’da görmekten büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Bu tablo, Türkiye’ye olan güvenimizin ve yatırımlarımızın en somut göstergesidir. Gemilerimizin yıl boyunca Türk limanlarına düzenli olarak uğraması, ülkemizi küresel cruise haritasında daha da görünür kılmaktadır.
Türk misafirlerimizin cruise tatillerine olan ilgisinin her geçen gün arttığını memnuniyetle gözlemliyoruz. Bizim hedefimiz, bu tatil biçiminin sunduğu benzersiz avantajları daha geniş kitlelere anlatmak. Evlerinden çıkıp kendilerine en yakın limandan, yüzen bir otele adım atarak; her sabah farklı bir ülke ve şehirde uyanmak, birinci sınıf eğlence ve aktivitelerden yararlanmak, dünya mutfaklarından lezzetler tatmak misafirlerimizin beklentilerinin çok ötesinde bir deneyim sunuyor.
Yaz sezonunda MSC Cruises markamızla İstanbul hareketli MSC Fantasia’nın yanı sıra Kuşadası hareketli MSC Divina gemimiz ve Explora Journeys markamızla EXPLORA I’ı limanlarımızda ağırlarken, kış sezonunda da her hafta İstanbul ve İzmir hareketli MSC Lirica gemimizle Türkiye’de olacağız. Yıl boyunca kesintisiz sürdürdüğümüz seferlerimizle Türk turizmine sağladığımız katkıdan gurur duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde de yatırımlarımızı artırarak, hem misafirlerimize daha fazla seçenek sunmayı hem de ülkemizin cruise turizmindeki konumunu güçlendirmeyi amaçlıyoruz.”
Deniz Yolu
CUMHURBAŞKANLIĞI 6. ULUSLARARASI YAT YARIŞLARI ÇANAKKALE ETABI SONA ERDİ BÜYÜK ÖDÜL ANGELS OF CMC HOLDİNG’İN OLDU

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın katkıları, Çanakkale Valiliği, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) iş birliğiyle, İstanbul Açık Deniz Yat Yarış Spor Kulübü tarafından DHL Express ana sponsorluğunda düzenlenen Cumhurbaşkanlığı 6. Uluslararası Yat Yarışları, Çanakkale Zafer Kupası etabı görkemli bir törenle sona erdi.
Çanakkale etabı, 22 Ağustos’ta İstanbul’dan verilen startla başladı. 230 sporcu, 140 deniz mili süren rotada 25 saat boyunca zorlu mücadele verdi. Tarihimizin fedakârlık ve kahramanlıkla örülü destanına bir saygı duruşu niteliği taşıyan yarışlar, 24 Ağustos’ta da Çanakkale Boğazı’ndaki güçlü rüzgarla devam etti. Eski Kordon’dan başlayan yarış, 10 deniz mili süren zorlu mücadele sonunda görkemli bir ödül töreniyle taçlandı.
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve protokol üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen tören, Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları Organizasyon Komitesi Başkanı Ekrem Yemlihaoğlu’nun konuşmasıyla başladı.
Yemlihaoğlu, bu yıl daha önce tarihte hiç denenmemiş etapların düzenlendiğini belirterek, “19 Mayıs’ta Bandırma Vapuru’nun izinde Samsun’a yelken bastık. 20 Temmuz’da Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümünde Marmaris’ten Kıbrıs’a gittik. Bugün de bir ulusun tarihinin baştan yazıldığı Çanakkale’de aynı gururu yaşıyoruz. Bizlere böyle büyük bir onuru yaşama şansı veren Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Gençlik ve Spor Bakanımıza, Sayın Kültür ve Turizm Bakanımıza, her an sahada yanımızda olan Sayın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’na, Sayın Çanakkale Valimize, Sayın Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanımız İsmail Kaşdemir’e sonsuz teşekkürler borçluyuz” dedi.
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ise Çanakkale’nin tarihi günlerinden birine tanıklık ettiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Çanakkale herkesin ortak paydası. Çanakkale dendiği zaman Türk milletin kalbi başka atmaya başlar. Çanakkale dendiği zaman akan sular durur. Böylesi bir atmosferde bugün çok harika bir yarışma gerçekleştirildi ve muhteşem rüzgarda, muhteşem atmosferde, harika bir doğada, harika bir boğazda yelkenlilerimiz görüldüğü zaman bütün Çanakkale heyecanlanmaya başladı.
Gerçekten tarihi bir gün yaşadık. Çanakkale Boğazı zaten güzeldir. Bugün daha da güzel oldu, rüzgar daha anlamlı esti. Tabii ki bu kupanın Çanakkale Zafer kupası olması daha da anlamlı. Çünkü Çanakkale Zaferi’nin mimarları işte burada müsabakalar yapılsın, Türk milletinin evlatları daha özgür dolaşsın, Çanakkale Boğazı hür aksın, bu toprakların üzerinde rüzgar özgürce essin diye canlarını feda ettiler. O kahramanları bir kez daha hayırla yad ettik. Rahmetle andık ve onları asla unutmayacağımızı bir kez daha dünyaya ilan ettik. “
Konuşmaların ardından kazanan takımlara kupaları takdim edildi.
En İyi Düzeltilmiş Zaman Ödülü Oğuz Ayan yönetimindeki Angels of CMC Holding’in oldu. Game Changer teknesiyle yarışan ekibe ödülünü Alan Başkanı Kaşdemir takdim etti.
İstanbul’dan Çanakkale’ye 140 deniz mili süren yarışı ilk önce tamamlayan Berkay Dim yönetimindeki Beymetal Team Linea Rossa Tok Sailing Takımı “Line Honours” ödülünün sahibi oldu.
ORC O kategorisinde Murat Yavuzcan yönetimindeki Deniz Harp Okulu Ariva birinci olurken, Berkay Dim yönetimindeki Beymetal Team Linea Rossa Tok Sailing Takımı ikinci, İlayda Şenay Yemlihaoğlu yönetiminde IOYC International Offshore Yacht Club Takımı üçüncülüğü elde etti.
ORC 1 kategorisinde ise Kerem Gökhan Bulut yönetimindeki Escape Sailing Samsun Yelken Kulübü birinci, Berkcan Arat yönetimindeki Lexus Sailing Team ikinci oldu.
ORC A kategorisinde de Oğuz Ayan yönetiminde Angels of CMC Holding Takımı birinci, Murat Tan yönetimindeki Milliyet Takımı/CDT ikinciliği elde etti.
Gezgin Sınıf A birinciliği Muhammet Ali Şahin yönetimindeki Deniz Harp Okulu takımı Akova alırken, Burak Bige yönetimindeki Atak Sailing Team ikinci oldu.
Gezgin Sınıf B kategorisinde ise Can Tunay yönetimindeki Team Shine Away birinciliğe, Ali Erdoğan yönetimindeki Sarı 1 Sailing Team ikinciliğe, Ahmet Rasim Kahraman yönetimindeki İNBO Teknik takımı üçüncülüğe layık görüldü.
ORC Kategorisindeki Üniversite Takımları Özel Ödülü birincisi ise Murat Yavuzcan yönetimindeki Deniz Harp Okulu Ariva takımı birinci, İlayda Şenal Yemlihaoğlu yönetiminde IOYC International Offshore Yacht Club Takımı ikinci oldu.
Gezgin Sınıf Üniversite Takımı Özel Ödülü’ne de Muhammet Ali Şahin yönetimindeki Deniz Harp Okulu takımı Akova layık görüldü.
Gezgin Sınıf Kadın Yelken Takımı Özel Ödülü’nün sahibi ise Elif Özge Taşköy yönetimindeki Verita-Rüzgarın Peşinde takımı oldu.
Kazanan takımlara kupalarının yanı sıra takım kaptanlarına da ayrıca Jacques Philippe tarafından saat hediye edildi.
-
Hava Yolu3 hafta önce
SunExpress’e Youth Awards 2025’te Çifte Ödül
-
Otomotiv Sektörü3 hafta önce
BYD Türkiye, “Teknoloji Şovu”na TEKNOFEST İstanbul’da Devam Ediyor
-
Otomotiv Sektörü3 hafta önce
Hyundai’nin Beklenen Modeli i30 Türkiye’de Yeniden Satışta
-
Kara Yolu3 hafta önce
Türkiye’nin Stratejik Otoyolunda Güvenlik TCK by Kıraç A.Ş.’ye Emanet
-
Ulaşım3 hafta önce
Türkiye’nin Ulaşım Haritası Yeniden Çiziliyor: Raylı Sistemler ve Otomobilde Yeni Dönem
-
Deniz Yolu3 hafta önce
KRUVAZİYER TURİZMİNDE KIŞ AYI REKORU! 3 YILDA 6 KAT ARTIŞ
-
Otomotiv Sektörü2 hafta önce
Yenilenen Kia Sportage Türkiye’de
-
Kamyon-Çekici6 gün önce
Volvo Trucks, Euro NCAP Ağır Ticari Araç Güvenlik Değerlendirmesinde İkinci Kez 5 Yıldız Aldı!