Connect with us

Deniz Yolu

Vapur Donatanları Derneği’nden “ordino” Açıklaması

Son zamanlarda ,Yürürlükteki yasal düzenlemeleri  ve ilgili Danıştay ve İstanbul BİM Daire kararlarını tanımaz şekilde işleviz / etkisiz kılma çabalarınız gözlemlenmektedir. 26 05 2021 tarihinde bir duyurunuz elimiz ulaşmıştır burada şirketimize ait bir mahkeme kararı emsal gösterilmektedir.. Haliyle yönetiminize uyarı yapmak zaruri olmuştur ;

Elden ele dolandırdığınız  mahkeme kararındaki olaylar 2009 yılında cereyan etmiş, Nisan 2013 yılında sonuçlanmıştır. Karar gerekçesinde 6762 Sayılı mülga eski TTK hükümlerine dayanılmış buna göre gümrüklü sahada yük tesliminde Gümrük İdaresi yetkisizdir ( ! ),Gümrük İdaresi antrepoculuktan çekilmiş bu iş limanlara bırakılmış ( ! )  Liman işletmesi taşıyanın ifa yardımcısıdır, yükü kime ver der ise işletme o şahsa verir ( ! )  denilmiştir…

Elbette mesnedi olmayan bu gerekçe ile yükün yasal yollardan  teslim alınması ortadan kalktığı için  HMK 46 uyarınca Hazineye ve hakime rücu edilmek üzere tazminat davası  açılmış , verdiği kararın gerekçesine göre gümrük ambarındaki malın GÜMÜK BELGELERİ olmaksınız, GÜMRÜK İDARESİNDEN bağımsız taşıyan kime teslim et derse o şahsa teslim edilirse bu usulsüz ( söz gelimi kaçakçılık ) teşkil eder ve bu gerekçe   usulsüzlüğü meşru kılmaktadır vs dediğimizde  Sayın Hakim  hatasını anlamış ve dosyaya  beyanında  “ yük gümrüklü ise GÜMRÜK İDARESİ ( gümrük işlemlerinden sonra )  yükü teslim eder “ demiş buna göre elinizdeki kararın gerekçesini ortadan kaldırmıştır …

Zaten 10 sene evvelki o  karar  Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği haricinde bile sadece bugün yürürlükteki  6102 Sayılı TTK 1178 3 ( c )  madde karşısında geçersizdir ;

)  6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Taşıyanın Sorumluluğu ve Hakları başlıklı maddesini (  MADDE 1178- (3 )  c) Boşaltma limanında geçerli kanun ve düzenlemeler uyarınca eşyanın kendilerine teslimi zorunlu makamlara veya üçüncü kişilere teslim edildiği ana  kadar taşıyanın hâkimiyetinde sayılır. ) (Burada söz edilen resmi makam GÜMRÜK İDARESİ olup yükü TCGB ve ekindeki orijinal konşimento ve resmi teslim belgesi T.C Çıkış Kontrol Fişi ( ambar çıkış fişi ) ile teslim eder

Yönetmeliğin 79.No ekindeki  taahhütname karşılığında gümrük idaresinden alındığı, idareye   bağlı alt birim olduğunu,

Bu bağlamda  Gümrük Kanunu, Yönetmeliğine uymayı , 11 madde 2 fıkrasına göre  “ Keza, buralara eşya konulması, çıkarılması veya sayılması, ölçülmesi gibi sair işlemlere ait formaliteleri de Gümrük Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yerine getirmeyi,”  taahhüt etmiş olup ,

Acentelerin herhangi bir üst norma ( Kanun ,Yönetmelik vb gibi ) dayalı olmayan  kendi keyfiyetlerince  düzenledikleri   hukuken geçersiz , lüzumsuz , itibar edilemeyecek   bir takım belgelere imza attırılıp güya eşyayı teslim ediyormuş gibi yersiz uydurma  formalitelerinin  yasa dışı olduğu aşikardır .

Esasen  eşyanın teslimi  başka ordino daha başka amaçları barındırmaktadır ; Eşyanın teslimi için yasal düzenlemeler var iken 22 sene evvel  kaldırılan ordino  10 sene evvel Yük Teslim Talimat Formu adıyla yeniden ortaya çıkmıştır. Ve  Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2016/2991 E. 2018/5551 K.ile  düzenlendiği tarihten geçerli olmak üzere iptal edilmiştir. ordinoya   ilişkin herhangi bir düzenleme olmadığı  yargı kararlarıyla da kesindir.

Ordino parasal bir meseledir: Bilindiği gibi ordino lobisi  buna lokaller ( ! ) adını vermekte olup bu işlerin gümrük işlemleri ve eşyanın teslimi ile  hiçbir ilişkisi yoktur . Uygulamada ise ordino  sanki gümrük işlemlerinin bir parçası ve yanıltıcı şekilde  eşyanın teslim edilmesi için   gerekli bir belge gibi algılatılmaktadır.  Bu husus  yargı kararları ve gerekçelerinde ortaya konulduğu gibi İzmir   Ekonomi Üniversitesince Lojistik , Taşımacılık ve Deniz  Hukuku alanlarında tarafsız bağımsız uzman   3 Prof. Dr. 5 Doç. Dr. düzeyinde  8 akademisyenden oluşan bir bilim ekibine inceletmiş , ilgili ulusal  kanun , yönetmelik , tebliğ ve İNCOTERMS ile kapsamında yasal  bir dayanağının bulunmadığı tespit edilmiştir.

Taşıyanın veya acentesinin yük sahibinden bir alacağı var ise ,  bunu tahsil etmesi için ordinoyu dayatmasına gerek yoktur ,  temel e -faturasını düzenler  sistemden iletir karşı taraf bankaya talimat verir çok kısa sürede alacağı ihtilaflı değilse parasını alır. Taşıyan firma ile taşıtan firma arasında navlun ücreti ödemesi konusunda bir ihtilaf yaşanması halinde taraflar arasındaki navlun sözleşmesi uyarınca taşıyan firma taleplerini taşıtana veya gönderilene  yöneltebilecektir.

Nitekim 4458 Sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra, önceki kanunda ibrazı istenen ordino kaldırılınca, Gümrük İdaresi  09.03.2000 tarihli  tasarruflu yazısında  “ …Ordino ise, konişmento veya yük senetlerine göre düzenlenen bir belgedir ve taşıma senetlerinde yer alan tüm bilgileri ihtiva etmektedir. Hukuki açıdan bakıldığında eşyanın mülkiyetinin devri yani teslimi için taşıma senedinin gümrük idaresine ibrazı yeterlidir. Zira, taşıma senedinde eşyanın göndereni ve gönderileni bellidir, bu senetle eşyanın alıcıya teslim edileceği garanti altına alınmıştır. Kaldı ki ordino ile ilgili ne Türk Ticaret Kanununda ne de Gümrük Kanununda bir hüküm bulunmamakta ve hukuki açıdan bir değer taşımamaktadır. Ordino, işlemlerin bir aşamadan diğer bir aşamaya geçerken, önceki aşamaların tamamlanıp tamamlanmadığının kontrolünü sağlamak amacıyla yürürlüğe konulmuş bir belge iken, zaman içinde bu belgeye taşıyıcılar tarafından farklı fonksiyonlar yüklenmiştir. Oysa bu kontrol taşıma senedi ile de sağlanabilir ki, özellikle gümrük işlemlerinin bilgisayar ortamında yapılacağı idarelerde iş akımları BİLGE sistemi tarafından kontrol edilebileceğinden, ordino bu yönüyle de anlamını yitirmektedir.

….Gümrük mevzuatımızı uyarlamakla yükümlü olduğumuz hiçbir Avrupa Birliği ülkesinde ordino gibi bir belge kullanılmadığı hususu da dikkate alındığında gerek Türk Ticaret Kanununda gerekse Gümrük Kanununda yer almayan bu belgenin kaldırılmasında gümrük mevzuatı açısından bir sakınca bulunmamaktadır.” Denilmiştir.

YARGI KARARLARI ;

**Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 17.12.2018 Tarihli 2016/2991 E. 2018/5551 K. Sayılı karar ile  : “‘Olayda, Gümrük Müsteşarlığınca, Türkiye – AB Ortaklık Konseyi’nin 1/95 Sayılı kararı gereğince gümrük işlemlerini basitleştirmek ve gümrük mevzuatını AB gümrük mevzuatı ile uyumlu hale getirmek amacıyla hazırlanan Gümrük Kanunu ile, gümrük işlemlerinde kullanılan belge sayısının azaltılmasının amaçlandığı, mevzuatta ordino gibi bir belgeye yer verilmediği, gümrük idarelerinde ordino yerine taşıma senedinin alıcı nüshası üzerinden işlem yapılmakta olduğu, geçici depolama yeri veya antrepolara konulan yüklerin alıcılarına tesliminde tanzim edilmesi öngörülen yük teslim talimat formu uygulamasının gümrük mevzuatına aykırı olduğu yönünde görüş beyan edildiği görülmektedir. … Yukarıda anılan düzenlemelerle, gümrüklü saha içerisinde mal teslimine ilişkin düzenlemeler yapma ve/veya kural koyma, istenecek belgeleri belirlemek, eşyayı ilgilisine teslim etme yetkisi açıkça Gümrük Müsteşarlığı’na verilmiş ve hatta Gümrük Yönetmeliği’nin 559. maddesi ile, Yönetmelikte öngörülmeyen sorunların ortaya çıkması halinde bunları inceleyerek sonuçlandırmaya da Müsteşarlık’ın yetkili olduğu açıkça düzenlenmiştir… Ayrıca; deniz yoluyla ithal edilerek geçici depo veya antrepoya konulan eşyanın teslimi sırasında ibraz edilmesi gereken belgelerin belirlenmesi konusunda 491 sayılı Kanun Hükmün de Kararname ile davalı idareye verilmiş bir yetki de bulunmamaktadır. Bu nedenle; davalı idarece, Gümrük Yönetmeliğinde taşıyanın sorumluluğunu gözeten ve pratikte yaşanan sorunları çözecek bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle yetki alanı dışında düzenleme yapılmasında hukuka uyarlılık bulunmamaktadır… “ denilerek, Deniz Ticaret Genel Müdürlüğünün yetki alanı dışında düzenleme yaptığı tespiti ile ordinonun temelini oluşturan idari işlemin iptaline karar verilmiştir . Böylelikle uygulamada taşıyan firmaların haksız olarak talep ettiği belgelerin dayanağı olarak gösterilen Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Yük Teslim Formu düzenlenmesi gerektiğine dair düzenlemenin hukuka aykırı olduğu tespit edilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına rağmen gümrük idareleri salt taşıyan firmaların beyanları doğrultusunda hareket etmeye devam ederek alıcıların eşya teslim talepleri sırasında ordino, yük teslim formu gibi haksız belgelerin Geçici Depolama İşletmelerine sunulması istenmekte olup işbu durum açıkça kanuna ve yerleşik içtihatlara aykırıdır.

İlgili kararın akabinde de idarenin Karar Düzeltme başvurusu reddedilerek ; Danıştay İDDK 2019/2250 Esas, 2020 /812 K. Sayılı karar) buna  bağlı olarak düzenlemenin  geriye yönelik 17.05.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere  iptali  kararı kesinleşmiştir. Yasa gereği, Denizcilik Genel Müdürlüğü 24.07.2020 tarihli 41015 Sayılı yazısı  ile 17.05.2011 tarih ve 14765 Sayılı Yük Teslim Talimat Uygulamasının mahkeme kararı ile KALDIRILMIŞ OLDUĞUNU başta Liman Başkanlığı, işletmelere ve tüm ilgililere DUYURMUŞTUR. Bu yönde Ticaret Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Gn. Müd. tarafından 31.08.2020 tarihinde duyuru yapılmıştır .

Böylelikle uygulamada taşıyan firmaların haksız olarak talep ettiği belgelerin dayanağı olarak gösterilen Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Yük Teslim Formu düzenlenmesi gerektiğine dair düzenlemenin hukuka aykırı olduğu tespit edilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına rağmen gümrük idareleri salt taşıyan firmaların beyanları doğrultusunda hareket etmeye devam ederek alıcıların eşya teslim talepleri sırasında ordino, yük teslim formu gibi haksız belgelerin Geçici Depolama İşletmelerine sunulması istenmekte olup işbu durum açıkça kanuna ve yerleşik içtihatlara aykırıdır.

 

**Danıştay 10. Dairesinin 12.11.2020 tarihli 2020 /4485  Esas – 2020/4828 Karar Sayılı kararı ile: “… Yukarıda anılan düzenlemelerle, gümrüklü saha içerisinde mal teslimine ilişkin düzenlemeler yapma ve/veya kural koyma, istenecek belgeleri belirlemek, eşyayı ilgilisine teslim etme yetkisi açıkça Gümrük Müsteşarlığı’na verilmiş ve hatta Gümrük Yönetmeliği’nin 559. maddesi ile, Yönetmelikte öngörülmeyen sorunların ortaya çıkması halinde bunları inceleyerek sonuçlandırmaya da Müsteşarlık’ın yetkili olduğu açıkça düzenlenmiştir.”denilmiş ve yük teslim talimat formu ( ordino ) uygulamasının hukuka uyarsız olduğu GÜMRÜKLÜ EŞYANIN TESLİMİNDE GÜMRÜK İDARESİNİN YETKİLİ OLDUĞU  tespit olunarak  Yük Teslim Talimat Form düzenlemesinin  İPTALİNE karar verilmiştir .Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından yük teslim talimat formu için konişmento başına 150 TL tavan ücret belirlenmesine ve tavan ücretin her takvim yılı başında bir önceki yılın tüketici fiyat endeksi oranında artacak şekilde uygulanmasına yönelik olarak çıkarılan 03/01/2018 tarih ve 2018/1 sayılı genelgenin iptali için şirketimizin  açtığı dava  Danıştay 10. Dairesi 12 Kasım 2020 tarihli iki kararla (2018/2041 Esas ve 2020/4825) söz konusu genelgeyi, yine aynı gerekçe ile iptal etmiştir

** Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından yük teslim talimat formu için konişmento başına 150 TL tavan ücret belirlenmesine ve tavan ücretin her takvim yılı başında bir önceki yılın tüketici fiyat endeksi oranında artacak şekilde uygulanmasına yönelik olarak çıkarılan 03/01/2018 tarih ve 2018/1 sayılı genelgenin iptali açtığı dava açmış ve Danıştay 10. Dairesi 12 Kasım 2020 tarihli iki kararla (2018/2041 Esas ve 2020/4825) söz konusu genelgeyi, yine aynı gerekçe ile iptal etmiştir

**İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Onuncu İdari Dava Dairesi 2020/2247 E. 2021/56 K. sayılı karar ile “… Belirtilen maddi ve hukuki durum karşısında davacının gümrük yükümlülüklerini yerine getirip, ekinde fatura ve konşimento sunduğu gümrük giriş beyannamesinin davalı tarafından tescili sonrasında, yine davalı idarenin düzenlediği çıkış kontrol fişine konu eşyanın, taşıyıcının onaylaması gerektiği belirtilen ‘’yük teslim formu ‘’ olmadığından bahisle teslim edilmemesi hukuka aykırı olup, davacının eşyanın teslim edilmemesinden kaynaklanan ve kanıtlanan gerçek zararından davalı idarenin sorumlu tutulması gerektiği açıktır… “  denilerek, alıcı tarafından gümrük yükümlülüklerinin yerine getirilmesine, nihayetinde ilgili gümrük idaresinin düzenlediği çıkış kontrol fişine konu eşyanın Geçici Depolama İşletmeleri tarafından taşıyanın onaylaması gerektiği belirtilen “ yük teslim formu” olmadığından bahisle taşımaya konu eşyaların alıcısına teslim edilmemesinin hukuka aykırılığı tespit edilmiştir. Yine aynı karar ile ithalatçı firmanın taşımaya konu eşyaların teslim edilmemesinden kaynaklanan ve kanıtlanan gerçek zararından ilgili gümrük idaresinin sorumlu olacağı belirtilmiştir. Geçici depolama işletmelerinin gümrük işlemleri sırasında hukuka aykırı sergiledikleri tutumlar gereği gümrük idarelerinin sorumluluğu doğduğunun tespitinden de geçici depolama işletmelerinin ordino taleplerinin haksız olduğu anlaşılmaktadır.

Sonuç ;   

Gerçekte acenteler  güya bir alacağı var ve ödenmemiş ve  tahsil edememe endişesi ile işletmeyi eşyayı teslim etmemesi yönünde usulsüzlüğe teşvik ediyor. Yaptığının  farkında ama hukuki ve idari çaresizlik içinde   “ uzman görüşü “ altında duyurular yapmakta,  ithal eşyanın tesliminde herhangi bir yetkisi bulunmayan UTİKAD adlı bir dernek ( şimdi VDAD da dahil oldu )  tarafından da referans olarak kullanılıp  kamu ve özel tüm  ilgilileri yanıltıcı ve  yasaya aykırı davranmaya özendirici mahiyet taşımaktadır ( Bkz  Utikad 13 10 2020 ve 06 05 2021 tarihli duyuruları  ) bu referans görüşlerde ordinonun gümrük işlemlerinin bir aşaması imiş gibi algılatma ile gümrük idaresine  yasadışı şekilde paralel bir yapılanma içinde ( bkz  Gümrük İdaresinin   09.03.2000 tarihli  tasarruflu yazısında  “… zaman içinde bu belgeye taşıyıcılar tarafından farklı fonksiyonlar yüklenmiştir.” şeklindeki tespiti çok önemlidir )   bu durum KAMU DÜZENİNE  hem de HUKUK GÜVENLİĞİ İLKESİNE AYKIRILIK teşkil eder.  Nitekim  Gümrük İdaresi 26 04 2021 tarihli tasarruflu yazısı ile hukuksuzluğa  azmettirici duyuruların  etkisinde  kalabilecek kişi ve kurumları uyarmaktadır.

Üyelerinize ve Liman İşletmelerine  maksatla  yanlış bilgilerle yaptığınız duyuruların hiçbir temeli , yasal dayanağı bulunmadığı  yargı kararlarıyla da sabittir . Lakin bu haliyle ilgilileri usulsüz işlem yapmaya , suça teşvik etmekte olduğunuz düşünülmektedir .Liman İşletmelerinin sizin bu kötü niyetlerinize alet olmayacaklarına şüphe duymuyoruz , sonuçta kimse mahkemede , savcılıkta hak etmediği bir ortamda olmak istemez… Derneğinizin de kamusal sorumluluğu bulunmaktadır ithal yük tesliminde yasal düzenlemeleri ve yargı kararlarını tanımamak ,işlevsiz / etkisiz hale getirmeye  çalışmak işletmeleri usulsüzlüğe azmettirmek  adeta KAPİTİLASYONLARI ( dedelerimizin kanlarıyla ,  canlarıyla kaldırdığı ) yeniden çağrıştırmak gibi  başlı başına idari ve  cezai yaptırımları / yargılamayı gerektirir…

Bu sebeple işbu ihtar / bilgilendirme yazımızı bilgilerinize ve gerekeni  rica ederiz.

Saygılarımızla

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Deniz Yolu

“Ulaşan ve Erişen Türkiye 2053” Gençler, 1 milyon 625 bin liralık ulaştırma projeleri için yarışacak

Bakan Uraloğlu, “Yarışma karayolu, demiryolu, denizcilik, havacılık ve uzay, haberleşme gibi stratejik alanlarda gençlerimizin vizyoner fikirlerini hayata geçirmeleri için fırsat sunuyor. Kazananlara toplam 1 milyon 625 bin lira ödül vereceğiz” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi (UDHAM) tarafından düzenlenen ikincisi düzenlenecek olan “Ulaşan ve Erişen Türkiye 2053” Üniversiteler Arası Ar-Ge Projeleri Fikir Yarışması’nın başvuru sürecinin 31 Ocak 2025 tarihine kadar süreceğini açıkladı. Bakan Uraloğlu, “Yarışma, üniversite öğrencilerinin Türkiye’nin ulaşım ve altyapı alanlarında yenilikçi fikirler geliştirmelerini teşvik etmeyi amaçlıyor.” ifadelerini kullandı.

Kategorilerde Büyük Ödüller

Bakan Uraloğlu, yarışmanın karayolu, demiryolu, denizcilik, havacılık ve uzay, haberleşme olmak üzere 5 ayrı kategoride düzenleneceğini ve her kategoride birinciye 150 bin lira, ikinciye 100 bin lira üçüncüye 75 bin lira ödül verileceğini belirtti. Uraloğlu, “Yarışma neticesinde kazananlara toplam 1 milyon 625 bin lira ödül vereceğiz. Değerlendirme kurulunun belirlediği alanlarda ayrıca mansiyon ödülü de verilecek.” dedi.

Başvurular Çevrimiçi Alınıyor

Bakan Uraloğlu, yarışmaya katılmak isteyen öğrencilerin başvurularını fikiryarismasi.uab.gov.tr adresi üzerinden çevrimiçi olarak gerçekleştirebileceklerini kaydederek “1 Kasım 2024’te başlayan başvuru süreci 31 Ocak 2025’te sona erecek.” bilgisini paylaştı.

Türkiye’nin 2053 Hedeflerinde Önemli Bir Adım

Bakan Uraloğlu, bu tür yarışmaların gençlerin bilimsel ve teknik projelerde daha aktif rol almalarını sağlayacağını belirterek, “Türkiye’nin 2053 hedeflerine ulaşmasında gençlerimizin katkısı büyük olacak, onların yenilikçi fikirlerine alan açıyoruz. Yarışma, karayolu, demiryolu, denizcilik, havacılık ve uzay, haberleşme gibi stratejik alanlarda gençlerimizin vizyoner fikirlerini hayata geçirmeleri için büyük bir fırsat sunuyor.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: LOJİPORT

Continue Reading

Deniz Yolu

Turizmde Sürdürülebilirlik İçin Türk Bayraklı Gemilere İhtiyacımız Var!

2024 yılının son çeyreği, Türkiye’nin kruvaziyer turizminde önemli büyüme kaydettiği bir yıl oldu. Yıl boyunca artan kruvaziyer gemi seferleri, Türkiye’nin kıyılarını yerli ve yabancı turistler için cazip bir destinasyon haline getirdi. Ancak, yüksek enflasyon oranları ve artan maliyetleri belirten Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, ‘‘Ülkemizde yabancı bayraklı bir yolcu gemisini işleten ilk firmayız. Artık daha çok Türk bayraklı kruvaziyer gemileri görmek istiyoruz. Fakat mevcut yüksek enflasyon oranları, bu hedeflere ulaşmamızı zorlaştırıyor.” şeklinde ifade etti.

Kruvaziyer turizmi, Türkiye ekonomisi için giderek daha fazla önem kazanıyor. Coğrafi konumu sayesinde kruvaziyer turizminde stratejik bir merkez olan Türkiye, limanlarındaki gelişmiş altyapı ve teknik imkanlarla birlikte, sahip olduğu özellikleriyle de dünya kruvaziyer turizminde öne çıkma yolunda hızla ilerliyor. Türkiye’nin kültürel ve doğal zenginliklerini tanıtma ve yerel ekonomiyi canlandırma fırsatını beraberinde getirdiğini belirten Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, “Türkiye, eşsiz güzellikteki kıyıları ve tarihi zenginlikleri ile kruvaziyer turizmi için ideal bir destinasyon. Kıyılarımız, her yıl artan seferlerle birlikte daha fazla turist çekiyor. Bu hem yerel esnafımız hem de ülkemiz için büyük bir fırsat. Ancak artan enflasyon seyahat maliyetlerini artırarak, turistlerin harcama alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilemeye başladı.’’ dedi.

Yüksek Enflasyon Turizm Potansiyelini Tehdit Ediyor

Kruvaziyer turizmi, yerel esnafa ve bölge ekonomisine sağladığı katkılarla dikkat çekiyor. Yolcular, her durakta yerel ürünleri deneyimleyerek, kültürleri yakından tanıma fırsatı buluyor. Türkiye’nin karşılaştığı yüksek enflasyon, bu potansiyeli tehdit ediyor. Son dönemlerde, rezervasyonların altı ay önceden planlandığını ve bu süreçte %30’luk bir azalma yaşandığını gözlemlediğini belirten Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, ‘‘Gemimizde bulunan şikayet kutularına yapılan geri dönüşler, ‘Ülkeniz çok pahalı’ şeklinde bir sonuç ortaya koydu. Bu durum, turizm sektöründeki endişeleri artırıyor ve turistlerin seyahat etme isteğini olumsuz yönde etkiliyor. Ülkemizin enflasyon oranında en iyisini olmasını istiyoruz. Armatörlere, daha fazla devlet bazında ve kredisel bazda destek sağlanmalı. Türk bayraklı kruvaziyer gemilerinin sayısının artması, sektördeki sürdürülebilirliği sağlayacaktır.” açıklamasını yaptı.

Enflasyonun Düşmesi ve Devlet Desteği Şart

Türkiye’de yabancı bayraklı gemi işleten tek firma olarak, Türk bayraklı kruvaziyer gemilerinin sayısını artırmak için devlet desteğine ihtiyaç duyduklarını ifade eden Çavuşoğlu, “Ülkemizdeki enflasyon oranının düşmesini ve armatörlerin devlet destekleri ile teşvik edilmesini istiyoruz. Bu destekler, Türk bayraklı kruvaziyer gemileri için büyük bir adım olacaktır.” dedi.

Ayrıca, kruvaziyer turizminin yerel ekonomiye sağladığı katkıyı da önemseyen Çavuşoğlu, “Kruvaziyer yolcuları, her gün yeni bir şehirde, farklı kültürlerde ve lezzetlerde deneyim yaşama fırsatına sahip. Bu da yerel esnaf için önemli bir gelir kaynağı oluşturuyor. Bir otele gelen turist, alışveriş ve gezme imkânı sınırlıyken, kruvaziyer turizmiyle birlikte bu sınırlar ortadan kalkıyor. Her gün yeni bir güzelliği keşfetmeyi, farklı sahilleri görmeyi ve yerel ürünleri deneyimlemeyi mümkün kılıyor.” ifadelerini kullandı.

‘‘2025 Hedefimiz Daha Fazla Türk Bayraklı Gemi’’

Coğrafik açıdan ülke olarak özel bir konumda bulunduğumuzu söyleyen Çavuşoğlu, 2025 yılına yönelik hedeflerini açıkladı. Çavuşoğlu, önümüzdeki yıllarda Türk bayraklı kruvaziyer gemilerinin sayısını artırmayı planladığını belirterek, ‘‘2025 yılına kadar Türkiye’de daha fazla Türk bayraklı gemi görmek istiyoruz. Bu hedef hem yerel ekonomi hem de turizm sektörü için kritik bir öneme sahip. Önümüzdeki dönemde 1 veya 2 yeni yolcu gemisi almayı düşünüyoruz. Belki de daha küçük olan gemimizi Türkiye içinde çalıştıracağız. Şu anki gemimizi ise Avrupa kıyısında çalıştırmayı planlıyoruz. Tabi şartlar değişirse ve imkanlar iyileşirse biz de esnek bir durum alabiliriz. Bu, piyasanın taleplerine göre şekillenecektir.’’ dedi.

Continue Reading

Deniz Yolu

“Sigortası olmayan deniz aracı sefere çıkamayacak”

Türk P&I Genel Müdürü Ufuk Teker, 12 ve üzeri yolcu taşıyan, deniz turizminde kullanılan gezi teknelerinin zorunlu sigorta kapsamına alındığını belirtti. Sigortası olmayan deniz araçları sefere çıkamayacak diye ekledi.

Yolcu taşıyan tüm deniz araçlarının olası kazalarda yolcuların ve mürettebatın uğrayacakları bedeni zararlara, üçüncü şahıslara verilebilecek zararlara ve teknelerin çevreye verecekleri zararlara karşı sorumluluk sigortası ile zorunlu sigortalanmaları gerektiğini ifade eden Teker, “Geçen yıl yapılan düzenlemeyle gezi teknelerine sigorta zorunluluğu getirildi. Sigortası olmayan tekneler sefere çıkamayacak.

Artık bütün deniz araçları sigortasını yaptırmak zorunda. Sezonun başındayız. Gezi tekneleri liman başkanlarından denize elverişlilik belgesini almak zorunda. Bu belgeler arasında sorumluluk sigortası da bulunuyor. Liman başkanları sıkı takibini yapıyor. Liman başkanları gerekli teminata sahip olmayan deniz araçlarının seferlerine müsaade etmiyor” dedi.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.