Connect with us

Otomotiv Sektörü

Emobilite Operatörleri Derneği (E-MOD) Başkanı Murat Pınar: Şarj istasyonu kurmak kolaylaşmalı

Emobilite Operatörleri Derneği (E-MOD) Başkanı Murat Pınar, şarj ağı operatörlerinin belediyelere ödediği bedeller ile otoyol üzeri alanlardaki yüksek kiraların düşürülmesini istedi, sektörde şirket evililikleri beklendiğini söyledi.

Şarj istasyonu kurmak kolaylaşmalı

Enerji Günlüğü – Elektrikli araçlar ve onlara enerji sağlayan şarj altyapısı giderek yayılıyor. Konuya ilgi de öyle. Yeni araç almayı düşünen her birey elektrikli otomobili de seçenekler arasında tutuyor artık. Ancak daha gidilecek çok yol var. Peki bu konuda insanlığı nasıl bir yol haritası bekliyor? Elektrikli araç şarj istasyonu işletme ağı ile alt yapısının ve elektrikli araç şarj hizmetinin geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulan Emobilite Operatörleri Derneği EMOD’un Başkanı Murat Pınar, Enerji Günlüğü’nün sorularını cevapladı.

sarj-istasyonu.JPGE-mobilite denilince tam olarak ne anlamalıyız?

Elektrikli mobilite veya kısaca e-mobilite denilince genel olarak elektrik enerjisiyle çalışan taşıtların ve bunların altyapısının kullanımını anlamalıyız. Bu terim, elektrikli araçlar, şarj istasyonları, enerji depolama sistemleri ve ilgili teknolojilerin geliştirilmesi, kullanımı ve entegrasyonuyla ilgili bir dönüşüm sürecini ifade ediyor.

Son zamanlarda neden herkesin dilinde, önemi nereden geliyor?

E-mobilite kavramı; çevresel etkileri azaltma, enerji verimliliğini arttırma, fosil yakıtlardan kaynaklanan kirliliği azaltma ve sürdürülebilirlik gibi hedeflere ulaşma çabalarının önemli bir parçası. Elektrikli araçlar, içten yanmalı motorlu araçlara göre genellikle daha düşük karbon emisyonlarına sahip ve enerji kullanımı açısından daha verimli. Bu da hem verimlilik hem de doğaya minimum etki açısından oldukça kritik. Dolayısıyla konunun hem Türkiye’nin hem de dünyanın odak noktalarından biri olması buradan ileri geliyor.

Konunun enerji dışı yönleri yok mu?

Var elbette. Örneğin e-mobilitenin en büyük faydalarından biri, daha fazla insan için erişilebilir ulaşım anlamına gelmesi. Hem sürdürülebilir kalkınma amaçlarına hizmet eden enerji yapısı hem de enerji verimliliği sayesinde getirdiği ekonomik tasarruf, bir tercih noktası haline geliyor.

Bu alandaki veriler nasıl ve bize ne söylüyor?

2022 yılında 10 milyon adedin üzerine çıkan dünya genelindeki elektrikli araç satışları 2023’te 14 milyon seviyelerinde gerçekleşti. 2023 sonu itibarıyla dünya genelinde 40 milyondan fazla elektrikli otomobil yollardaydı, bu da yüzde 40’lık bir artışı temsil ediyor.

Bu alanda önümüzdeki yıllarda neler bekleniyor?

Dünyanın 2030 net sıfır hedefi doğrultusunda ulaşılması gereken elektrikli araç satışı 59 milyon adet olarak hesaplanıyor. Bu da toplam satışların yüzde 67’sine tekabül ediyor. World Energy Outlook 2023 analizine göre 2030’da her iki araçtan birinin elektrikli olması bekleniyor. Yani 2035 için bahsettiğimiz senaryo mümkün.

Türkiye’deki eğilim nasıl?

Ülkemizde 2022 yılında satılan tüm araçlar içinde elektrikli araçların payı yüzde 1.7 iken 2023 yılında bu oran yüzde 13.5 ile rekor kırmıştı. 2023 sonu itibarıyla ülkemizde yaklaşık 80 bin adet elektrikli araç var. Hem global markaların elektrikli araç opsiyonları hem TOGG’un yayılımı, artışta etkili oldu ve bu etki daha çok hissedilecek gibi gözüküyor.

Şarj altyapısında durum nedir?

EPDK verilerine göre, 2023ün başında Türkiye çapında 1.719 olan şarj istasyonu sayısı 6.640’a, 3.081 olan şarj noktası (soketi) sayısı ise 14.859 adede yükseldi. Devam eden ve planlanan yatırımlarla, şarj istasyonu sayısının 2024 sonuna kadar 12.000’e yaklaşması, şarj noktası sayısının ise 25.000’i geçmesi bekleniyor.

Araç sayısı ile şarj noktası arasındaki denge nasıl?

Ülkemizde şarj istasyonu başına yaklaşık 5.3 araç düşerken Avrupa’da bu sayı 14 seviyesinde. Avrupa ölçeğinde araç başına düşen şarj istasyonu sayısında da, hızlı şarj noktası sayısında da birinciyiz. Şu an hızlı bir yatırım, dönüşüm sürecindeyiz. Şarj alt yapımız araç sayısındaki artışı karşılayabilecek bir ivme ile büyümeye devam ediyoruz. Araç başına düşen şarj istasyonu sayısında ülkemiz, Avrupa ülkeleri arasında birinci durumda. Türkiye’nin Avrupa’daki kritik konumunu ileride de koruyacağını düşünüyoruz.

Daha gidilecek çok yol var sanırım…

Henüz yolun başında olduğumuzu söyleyebilirim. Dünyanın net sıfır hedeflerine ulaşabilmesi için 2030 yılında 59 milyonu bulmamız gerekiyor. Bu da tüm dünyanın hızla bir dönüşüm geçirmesi, şarj istasyon ağı ve altyapısının bu dönüşüme hazırlıklı olmasını gerektiriyor. Hem ekosistemdeki oyuncuların hem de ilgili kamu kurum ve kuruluşlara önemli roller düşüyor. Otomotiv firmaları daha uzun menzil sağlayabilen ve hızlı şarjlanan araçlar konusunda büyük ölçekli yatırımlarına devam ediyor. Hem yaygınlığın hem daha hızlı şarjlanma imkanının artırılması için çalışmalar sürüyor. Bu konularda regülasyon ve teşvikler önemli.

Ne tür regülasyonlardan söz ediyoruz?

Şarj ağında coğrafi açıdan dengeli bir yaygınlık sağlanması, özellikle karayollarında yüksek güçlü şarj cihazlarına erişim için gerekli planlamanın yapılması ve yüksek hizmet kalitesini garanti edecek sektörel standartlar getirilmesi ve denetlenmesi kritik öneme sahip.

Yurtdışı pazarına göre Türkiye’de halka açık alanlardaki şarjlanma ihtiyacı çok daha yüksek. Türkiye coğrafyası çok geniş ve 81 ilde rahatça yolculuk yapılabilmesi için gerekli yatırım ve şarj noktasına ulaşılması gerekiyor. Özellikle global markaların yeni elektrikli araç modelleri ve yerli otomobilimiz TOGG ile birlikte tüm Türkiye’de yaygınlaşma ekstra önem kazanıyor. Şehirler arası yollar ve yoğun güzergâhlar için mevcut istasyonların arttırılmasına ihtiyaç var.

E-mobilite yatırımcılara ne tür fırsatlar sunuyor?

Elektrikli araç parkının büyümesi, yatırımcılara sektörün üretim, servis ve işletmecilik tarafında pek çok imkân sunuyor. Bu yıl araç sayısının mevcut sayının iki katını aşması bekleniyor. Buradaki en kritik nokta, yatırım planlarını yaparken gelişen pazarda uzun vadeli ve sürdürülebilir iş modelleri oluşturabilmek ve tüketicinin ihtiyacı olan çözümleri güvenli ve kolay ulaşılır sunabilmek. Ayrıca, çeşitli dönemlerde kamu destek ve teşviklerinden de faydalanmak mümkün. İstihdam tarafında da yüksek nitelikli işgücü ve teknik personel talebi bulunuyor. Elektrikli araçların servis ve bakımı, şarj istasyonlarının kurulum, devreye alma ve saha yönetimi alanlarında yetişmiş işgücü ihtiyacı, yeni istihdam olanakları yaratıyor ve önümüzdeki dönemde de artarak devam edecektir.

Şarj ağı işletmeci sayısına dair neler söylemek istersiniz?

Bazılarının iptal edilmesinden sonra şarj ağı işletmeci lisansı sayısı şu anda 176. Bunların 50’ye yakını henüz şarj ağı oluşturma yükümlülüğünü yerine getirmemiş durumda. Artan denetimler ve mevzuatsal değişiklikler ile artan rekabet nedeniyle yakın zamanda lisanlı işletmeci sayısının 100’ün altına ineceğini öngörüyoruz. Son yıllarda otomotiv sektöründe olduğu gibi şarj operatörleri arasında da şirket evlilikleri görecek gibiyiz.

Mevzuat eksiği var mı? Varsa neler?

Ekosistemin büyümesi ve elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması için hem araç üretim ve satış süreçlerini hem de şarj istasyonu üretimi ve şarj ağı kurulumunu kapsayan teşvikler sektörün hızla büyümesi için en önemli unsurlar. Şarj hizmeti ile ilgili düzenlemeler kapsamında ayrıca şarj ağı işletmeci lisansına sahip şirketlerin kurmakla yükümlü oldukları istasyon sayılarında bu yıl içinde değişikliğe gidilmesini bekliyoruz. EPDK tarafından lisans sahibi şirketlere ilişkin mevcut düzenlemede yer alan yükümlülükler ve kurulması gerekli ünite sayılarına ilave olarak, kademeli bir şekilde belli sayıda şarj ünite/soketi adetlerine ulaşma yükümlülüğünün getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bunu neden gerekli görüyorsunuz?

Bu düşüncemizin temelinde sektördeki gerçek yatırımcılarla yükümlülüklerini yerine getirmeyen şirketlerin ayrışması ihtiyacı ile elektrikli araç satışlarının 2024 yılında çok yüksek bir büyüme göstermesi beklentisi yatıyor. Bu kapsamda EPDK tarafından, şimdilik 15 lisansın sonlandırıldığı ve ilerleyen süreçte de yükümlülüklerini yerine getirmeyen lisans sahipleri hakkında benzer sonlandırma işlemlerinin yapılacağı ifade ediliyor.

Sayı artsın isteniyorsa istasyon kurmayı kolaylaştırmak gerekmez mi?

Lisans sahibi şirketleri yatırım süreçlerinde zorlayan şartlar var. Yüksek kira giderleri ve diğer yatırım maliyetleriyle özellikle belediyelere ödenen yüksek bedeller nedeniyle lisans sahiplerinin ciddi zorluklarla karşılaştığını belirtmem gerekir. Bu konuda kamudan yatırım süreçlerini kısaltacak ve maliyetleri azaltacak yasal düzenlemeler konusunda destek taleplerimizi ilgili kurumlara iletmiş durumdayız. Bu arada otoyollarda şarj istasyonlarına ayrılan özel alanlardaki alt yapı maliyetlerinin oldukça yüksek olması nedeni ile devlet desteğinin sağlanması da önem arz ediyor.

Bu alanda sağlıklı büyüme için neler yapılmalı?

Büyük bir ekosistemden bahsediyoruz. Şarj operatörlerinden dağıtım şirketlerine, yatırımcılardan kamu kuruluşlarına, düzenleyicilerden onlara doğru yönlendirme yapacak STK ve akademisyenlere kadar aslında çok büyük bir zincirden ve etki alanından bahsediyoruz. Doğru dönüşümü en optimum şekilde tamamlamak ve Türkiye’yi şarj ağları ile donatmak için hep beraber uyum içinde sağlamak durumundayız.

Peki kimlere ne görevler düşüyor?

Dağıtım şirketlerine düşen başlıca görev şebekeyi e-mobilite dönüşümünün getirdiği elektrifikasyona hazır hale getirmek. Otomotiv distrübütörlerinin yeteri kadar araç geçirmesi, yerli otomobil TOGG’un yaygınlaşması bir ihtiyaç doğuruyor ve bunun en iyi şekilde karşılanması da tekrar otomotiv firmalarının cesaretle Türkiye’de yaygınlaşmasını sağlıyor. Müşterilerin elektrikli araçlara inanması ve gelişen teknoloji ile hem menzil artırımı hem hızlı şarj konusunda iyi tecrübeler edinmesi çok önemli. Sadece istasyon sayısının artırılması yetmeyecek, müşteri memnuniyetini artıracak aksiyonlarla; örneğin dinlenme alanından sadece birkaç dakikada şarja, hızlı ve 7/24 ulaşılabilir destek hatlarına ihtiyaç var. Operatörlerin yaygınlaşma kadar bunlara da önem vermesi gerekiyor.

 

Mehmet KARA – Enerji Günlüğü

Kaynak: Pınar: Şarj operatörleri arası evlilikler bekleniyor

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

YENİ ÖTV MUAFİYETİ DÜZENLEMESİYLE ÖNE ÇIKAN RENAULT’NUN YERLİ MODELLERİ: CLIO VE MEGANE SEDAN

  • Yeni ÖTV muafiyeti düzenlemesiyle getirilen en önemli şartlardan biri, yüzde 40 yerlilik oranı şartı olarak öne çıkıyor.
  • Renault, Clio ve Megane Sedan modelleriyle yüzde 40 yerlilik oranı şartını sağlayan sınırlı sayıdaki markalar arasında yer alıyor.

 

ÖTV Muafiyetli Modellerde Yeni Düzenleme: Yüzde 40 Yerlilik Oranı Şartı

Yeni yıl öncesi Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile engelli bireylerin Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) muafiyetine ilişkin yeni düzenlemeler getirildi. Bu düzenlemeler kapsamında, ÖTV muafiyetinden faydalanılabilecek otomobiller için yüzde 40 yerlilik oranı taşıma şartı getirildi. 2024 yılında 1 milyon 561 bin 255 TL olarak uygulanan ÖTV muafiyetli araç üst limiti ise 1 Ocak 2025 itibarıyla 2 milyon 290 bin 200 TL olarak güncellendi. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, 2024 yılında otomobil satışlarındaki yerli model payı yüzde 29 olarak gerçekleşmişti. İlgili düzenlemeyle yerli üretimin teşvik edilmesi ve yerlilik payının yükseltilmesi amaçlanıyor.

Otomobilin üretiminde kullanılan malzemelerin, parçaların ve iş gücünün yerli kaynaklardan sağlanmasıyla elde edilen yerlilik oranı, yeni düzenlemeyle birlikte özellikle Türkiye’de üretim yapan otomobil markaları açısından avantaj sağlıyor.

Türkiye’de aktif olarak üretim yapan Oyak Renault Otomobil Fabrikaları, yıllık 400 bine yakın üretim kapasitesiyle yerli üretime önemli katkılar sağlıyor. Renault markasının Clio ve Megane Sedan modelleri, yüzde 40 yerlilik oranını yakalayan sınırlı sayıdaki modeller arasında yer alıyor.

Clio ve Megane Sedan, Renault’nun Türkiye binek pazarındaki liderliğini pekiştiren önemli iki modeli arasında bulunuyor. Bu iki model, yıl boyunca gerçekleşen binek model satışlarında liderliği elinde bulunduran ilk üç model arasında konumlanıyor. Yeni çıkan kararla Clio ve Megane Sedan modellerinin, ÖTV muafiyetine yönelik en güçlü tercihler olarak öne çıkması bekleniyor.

 

MAİS Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, “Clio ve Megane Sedan, ürün gamımızın en çok satan modelleri olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin severek kullandığı, binek satışlarının ilk üç sırasında yer alan bu iki modelimizi hâlihazırda caddelerde sıklıkla görüyoruz. Türkiye’de üretilen ve önemli yerlilik oranlarına sahip olan bu modellerimiz, ÖTV muafiyetine ilişkin yeni getirilen düzenlemelerle, engelli vatandaşlarımızın kullanımına sunulmaya devam edecek. Bu modellerimizle hem engelli vatandaşlarımızın ulaşım ihtiyaçlarına destek olmaya hem de yerli üretimin teşvik edilmesine katkıda bulunmaya devam edeceğimiz için mutlu ve gururluyuz” dedi.

 

En Sevilen Binek Model: Renault Clio

2024 yılını 50.891 adet satışla kapatan Renault Clio, Türkiye’de en çok sevilen ve tercih edilen binek modellerin başında geliyor. Renault’nun binek satışlarındaki liderliği sırtlayan Clio modeli, aynı zamanda binek pazarında en çok satılan ikinci model olarak konumlanıyor. B-HB segmentinde bulunan Clio’nun 145 hp hibrit motor seçeneği, 10 inç dijital gösterge ekranı, 9,3 inç multimedya ekranı  ve sınıfında standartları zorlayan 391 litrelik bagaj hacmi, Renault Clio’nun ayırt edici özellikleri olarak öne çıkıyor. Sportif Esprit Alpine versiyonu, Clio’nun maceracı ruhunu ön plana çıkarıyor. Benzin otomatik ve düşük yakıt tüketimine sahip hibrit motor seçenekleri bulunan Renault Clio, tüm versiyonlarıyla yeni ÖTV düzenlemelerine uygun modeller arasında yer alıyor.

 

Ailelerin, İş Sahiplerinin ve Filoların Tercihi: Megane Sedan

Renault’nun Türkiye yollarında en çok görmeye alışık olduğumuz modelleri arasında bulunan Renault Megane Sedan, bu özelliğine yakışacak şekilde Türkiye’nin en çok satan 3. binek modeli olarak konumlanıyor. 2024 yılında 40.077 adet satarak önemli bir satış başarısı elde eden Megane Sedan; dinamik dış tasarımı, geniş iç mekanı, büyük bagaj hacmi ve kolay kullanımıyla Türkiye’deki birçok kesimin tercihi oluyor. Benzinli versiyonu için yüksek motor gücüne ulaşırken dizel otomatik versiyonu için düşük yakıt tüketimi sağlıyor. Renault Megane Sedan da Renault Clio gibi tüm versiyonlarıyla yeni ÖTV düzenlemelerini karşılayan modeller arasında bulunuyor.

Continue Reading

Blog

BENZERSİZ KONFOR SUNAN CITROËN MODELLERİNDE YENİ YIL FIRSATLARI!

Citroën, üstün konforlu ve gelişmiş teknolojiye sahip modellerini ocak ayında da birbirinden özel kredi koşulları ve fiyat teklifleriyle sunuyor. Kampanya kapsamında, kendi segmentlerinde fark yaratan üstün donanımlarıyla Citroën C4 ile kompakt sınıfta 4 kapılı sedan ve SUV genlerini buluşturan C4 X modellerinde 250 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi avantajından faydalanılabiliyor. Ocak ayının avantajlı kampanyalarından biri de üstün konfor ve sıfır emisyonlu sürüş deneyimi ile öne çıkan elektrikli Citroën modellerinde sunuluyor. Bu kapsamda Citroën C4 ve C4 X’in yüzde 100 elektrikli versiyonları ë-C4 ve ë-C4 X satın almak isteyenler, 250 bin TL için 12 ay yüzde 0 faizli cazip kredi imkanından yararlanabiliyor. SUV segmentinde rakiplerinden üstün konfor ve teknolojik özellikleriyle ayrılan Citroën C5 Aircross modelinde 250 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi imkanından faydalanılabiliyor. Citroën’in, konfor özelliklerinin yanı sıra üstün teknolojisiyle de fark yaratan ve geçtiğimiz yıl yenilenen hafif ticari araç modelleri Berlingo Kombi ve Berlingo Van ise 250 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 2,99 faizli kredi avantajıyla dikkat çekiyor. Ayrıca Citroën’in 2025 model yılına sahip tüm hafif ticari araç modellerinde 200 bin TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 1,99 faizli kredi veya 400 bin TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 2,99 faizli kredi imkanları sunuluyor.

 

Citroën’in hayata konfor ve renk katan otomobilleri, ocak ayındaki finansman kampanyalarıyla, yeni bir binek veya hafif ticari Citroën modeli satın almak isteyen sürücüleri bekliyor. Kendi segmentlerinde fark yaratan üstün donanımlarıyla Citroën C4 ile kompakt sınıfta 4 kapılı sedan ve SUV genlerini buluşturan C4 X modellerinde ocak ayında sunulan 250 bin TL için 12 ay ve yüzde 0 faizli kredi avantajı Citroën sahibi olmak isteyenleri hayalindeki modele bir adım daha yaklaştırıyor. Citroën’in konfor, tasarım ve işlevselliği bir araya getiren SUV modeli C5 Aircross modelinde 250 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi imkanıyla Citroën showroomlarında yeni sahiplerini bekliyor.

 

Citroën hafif ticari model ailesinde benzersiz fırsatlar!

Citroën’in tasarım, pratiklik ve modülerliğin yanı sıra 1.5 BlueHDI 130 HP yeni nesil motoru sayesinde performans ve verimliliğiyle de öne çıkan ve konfor özellikleriyle sürüş deneyimini bir üst seviyeye çıkartan Berlingo Kombi ve kombivan sınıfının öncüsü olarak modüler tasarımıyla dikkat çeken Berlingo Van modelleri 250 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vadeli ve yüzde 2,99 faizli kredi fırsatlarıyla Citroën showroomlarında yeni sahiplerini bekliyor. Profesyonel yolcu taşımacılığının yanı sıra kalabalık seyahatleri konforlu ve ferah bir deneyime dönüştüren Jumpy Spacetourer, 250 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vadeli ve yüzde 2,99 faizli kredi seçeneği ile satın alınabiliyor. Citroën, yüksek kapasite ve konforu bir arada sunan Jumper modelini 250 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vadeli ve yüzde 2,99 faizli kredi fırsatıyla kullanıcılarla buluşturuyor. Citroën Jumpy modeline ise 250 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vadeli ve yüzde 2,99 faizli kredi imkanları ile sahip olunabiliyor. Ayrıca Citroën’in 2025 model yılına sahip tüm hafif ticari araç modellerinde 200 bin TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 1,99 faizli kredi veya 400 bin TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 2,99 faizli kredi imkanları buluyor.

 

Elektrikli Citroën modellerinde sıfır faiz avantajı sürüyor!

Ocak ayının avantajlı kampanyalarından biri de üstün konfor ve sıfır emisyonlu sürüş deneyimi ile öne çıkan elektrikli Citroën modellerinde sunuluyor. Bu kapsamda Citroën C4 ve C4 X’in yüzde 100 elektrikli versiyonları ë-C4 ve ë-C4 X satın almak isteyenler, 250 bin TL için 12 ay yüzde 0 faizli cazip kredi teklifiyle geleceğin Citroën teknolojilerine bugünden ulaşabiliyor. Citroën’in pratik, çok yönlü ve şehirli mobilite aracı olan Citroën Ami One, Citroën Ami Tonic ve Citroën Ami Peps modelleri ocak ayında 200 bin TL için 20 ay vadeli ve yüzde 0 faizli kredi olanağı sunuyor.

Continue Reading

Blog

BMW, CES 2025’te Geleceğin Sürüş Deneyimini Tanıttı: Yeni BMW Panoramic iDrive ve BMW İşletim Sistemi X

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği BMW, MINI ve BMW Motorrad markalarını bünyesinde barındıran BMW Group, 7 – 11 Ocak tarihleri arasında Las Vegas’ta düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı’nda (CES), geleceğin sürüş ve kullanıcı deneyimini tanımlayan Yeni BMW iDrive ve BMW İşletim Sistemi X’i tanıttı.

BMW Panoramic Vision’ın odak noktasını oluşturduğu Yeni BMW iDrive, üretime yakın versiyonu ile ilk kez CES 2025’te teknoloji meraklılarının deneyimine sunuldu. Yeni BMW iDrive’ın temelini oluşturan yeni İşletim Sistemi X ise yeni ekran ve işletim sisteminin merkezindeki beyin olarak görev yapıyor. Modern tasarımıyla dikkat çeken bütünsel sistem, 2025’in sonundan itibaren BMW’nin tüm yeni modellerinde sunulacak.

Dört Öge, Tek Hedef: Karakteristik BMW Tarzında Sürücü Odaklılık
Yeni BMW iDrive; BMW Panoramic Vision, BMW 3D Head-Up Display, Merkezi Ekran ve Yeni Çok Fonksiyonlu Direksiyon olmak üzere dört merkezi ögeyi eşsiz bir konseptte birleştiriyor.

BMW’nin yeni Head-Up Display konsepti BMW Panoramic Vision, sürüş bilgilerini ön camın alt kısmında köşeden köşeye uzanan siyah bir yüzeye, tüm yolcuların da görebileceği şekilde yansıtıyor. En önemli sürüş bilgileri ise direksiyon üzerinden, doğrudan sürücünün görüş hattına veriliyor. Sürücü, Merkezi Ekran üzerinden orta ve sağ bölgede yer alacak içeriği kişiselleştirebiliyor. BMW Panoramic Vision’ın entegre görüntüsü sürücü ve yolcular için 3 boyutlu bir etki oluşturuyor.

Opsiyonel olarak sunulan BMW 3D Head-Up Display, BMW Panoramic Vision’ın üzerinde yer alıyor. BMW 3D Head-Up Display, sürücünün görüş alanına doğrudan entegre edilmiş navigasyonu ve otomatik sürüş bilgilerini gösteriyor.

Matrix Arka Aydınlatma Teknolojisine sahip Merkezi Ekran, dokunmatik olarak işlevlerin ve içeriğin optimal şekilde kullanılmasını sağlayan bir menü yapısı sunuyor. Direksiyonun yakınında ideal bir konumda bulunan ekran önemli kullanım kolaylığı sağlıyor. Seçilen içerikler, Merkezi Ekran’dan BMW Panoramic Vision’a bir kaydırma hareketiyle aktarılabiliyor.

BMW’nin shy-tech yaklaşımıyla Yeni Çok Fonksiyonlu Direksiyondaki düğmeler, mevcut işlevleri vurgulamak için aydınlatılıyor. Uygun fonksiyonlar, ihtiyaç duyulduğunda butonlarda görünür hale geliyor. Ana fiziksel kontrol aracı olan direksiyonun düğmeleri aktif dokunsal geri bildirim sağlıyor. Düğmelerin kabartmalı yüzeyleri sayesinde sürücüler, dikkatlerini yoldan ayırmadan kolaylıkla kumanda edebiliyor.

Bu dört ögenin kombinasyonu, “eller direksiyonda, gözler yolda” yaklaşımını yeniden yorumlayarak sürücü odaklılığı ile öne çıkan BMW’nin sezgisel, kullanıcı dostu ve ergonomik olarak optimize edilmiş işleyişine yeni bir boyut kazandırıyor.

BMW’nin işletim konseptlerindeki çeyrek asırlık öncülük ve teknolojik liderliğinin Yeni BMW Panoramic iDrive’a aktarıldığını belirten BMW AG Yönetim Kurulu Üyesi, Geliştirme Sorumlusu Frank Weber, “Yüksek teknolojiyi, üst düzey sezgisellik ile buluşturduk. Bu teknolojinin temellerini oluşturan yeni İşletim Sistemi X ile dünyanın en iyi ve en kapsamlı bilgi-eğlence sistemlerinden birine daha da büyük bir yetenek kazandırarak ve çok modlu etkileşimde sektör standardını bir kez daha belirliyoruz. Bu yılın sonundaki ilk seri üretim Neue Klasse modeli başta olmak üzere yeni Panoramic iDrive gelecekteki tüm BMW modellerinin ayrılmaz bir parçası olacak.” diyor.

Sürücüye doğru bilgiyi doğru yer ve zamanda sunan BMW Panoramic iDrive, analog ve dijital etkileşimlerin optimal bir kombinasyonu sunma yaklaşımını devam ettiriyor. Silecekler, sinyal lambaları, dış dikiz aynaları, ses kontrolü, vites seçicileri ve buz çözücüler dokunsal düğmelerle kumanda edilirken medya kontrol, navigasyon, sürüş asistanı, ekran kişiselleştirme, MyModes seçimi gibi diğer işlevler ise dokunma/ses kontrolü ya da Çok Fonksiyonlu Direksiyon aracılığıyla optimize ediliyor.

BMW Panoramic iDrive‘ın geliştirilme aşamasında, 22 milyon bağlantılı BMW otomobilden elde edilen veriler üzerinden gerçekleşen öğrenme sürecinin yanı sıra BMW laboratuvarlarında yaklaşık 3.000 müşterinin katıldığı sayısız çalışma yapıldı. Bu sayede işletim mantığına yönelik her karar, veriye dayalı bir şekilde alınarak kullanıcı deneyimi, müşteri tercihleri ve gereksinimleriyle uyumlu hale getirildi.

BMW İşletim Sistemi X: Akıllı, Çok Yönlü, Geleceğe Uygun
Tamamı BMW tarafından geliştirilen Yeni BMW İşletim Sistemi X, BMW modellerinin birçoğunda kullanılan mevcut işletim sisteminin bir güncellemesi olarak sunuluyor. Yeni BMW İşletim Sistemi X, bir önceki sistemden daha büyük bir güncelleme sunmasıyla hem geçmişle uyumlu hem de geleceğe yönelik bir altyapı olarak öne çıkıyor.

BMW Group Bağlantılı Şirketlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Stephan Durach, “Yeni BMW Panoramic iDrive’ın genel konsepti, Yeni BMW İşletim Sistemi X ile gelen büyük bir teknolojik sıçrama sayesinde mümkün oldu. Sezgisel bir kullanım, duygusal açıdan etkileyici deneyimler ve mükemmel derecede kişiselleştirme sunan Yeni BMW iDrive; Yeni BMW İşletim Sistemi X sayesinde yazılım tabanlı bir aracın potansiyelini ortaya koyuyor.” diyor.

BMW İşletim Sistemi X’in genişletilmiş zekası, Merkezi Ekran ve Çok Fonksiyonlu Direksiyonun fiziksel ve dijital deneyimlerini birleştirmeyi mümkün kılıyor. Örneğin, gelen bir arama ilk olarak BMW Panoramic Vision’da gösteriliyor ve direksiyon üzerindeki butonlar ile aramayı kabul veya reddetme seçeneği sunuluyor.

Bir navigasyon hedefi, dokunmatik kontrol veya sesli komutla girildiğinde, rota yönlendirme uyarıları BMW 3D Head-Up Display’de; yollar ve kavşaklar hakkındaki daha fazla bilgi ise BMW Panoramic Vision’da gösteriliyor. Bunun yanı sıra Merkezi Ekran üzerinde daha geniş ölçekli bir harita görünümü de sunulabiliyor.

BMW İşletim Sistemi X ile kişiselleştirmeyi yeni bir seviyeye taşıyan BMW Panoramic Vision’daki ekranlar, kişisel tercihlere göre uyarlanabiliyor. Sürücüler artık “My Mode”da çeşitli sürüş özellikleri için kendi ayarlarını seçebiliyor. Ayrıca, kullanıcı tarafından seçilen görseller, Merkezi Ekran için arka plan olarak yüklenebiliyor ve Ortam Aydınlatması ile kullanıcı arayüzü tasarımının renkleri, sürücünün özel tercihlerine göre ayarlanabiliyor.

BMW Akıllı Kişisel Asistanı ile Maksimum Konfor
Çok Fonksiyonlu Direksiyondaki ilgili düğmeye basılarak veya “Hey BMW” komutuyla devreye alınabilen BMW Akıllı Kişisel Asistanı’nın yetenekleri sürekli olarak geliştiriliyor. Bu teknolojinin Büyük Dil Modellerinin (LLM) entegrasyonu sayesinde Neue Klasse için tamamen yeni bir seviyeye taşınması hedefleniyor. BMW Akıllı Kişisel Asistanı, başlangıçta navigasyona odaklanacak ve müşterinin “Beni en yakın şarj istasyonuna götür.”, “Yakında hangi restoran var?” gibi daha kapsamlı sesli komutlar vermesini sağlayacak.

BMW Akıllı Kişisel Asistanı, BMW’nin mevcut bilgi-eğlence sistemlerinde olduğu gibi kullanıcı davranışına dayalı olarak proaktif önerilerde bulunabiliyor. Bu özellik, BMW İşletim Sistemi X ile bir üst seviyeye taşınarak ilgili durumlarda sürücünün nadiren kullandığı sürücü destek sistemlerini vurguluyor. Örneğin, sürücü daha önce bağımsız olarak Spor Modu’nu etkinleştirmişse, sistem uygun rotalarda Spor Modu’na geçmeyi öneriyor. Eğer sürücü, bu önerilere birkaç kez yanıt vermezse sistem öneride bulunmayı sonlandırıyor.

Tasarımı ve Teknolojisiyle Eşsiz Bir Deneyim: BMW Panoramic iDrive

Sürüş deneyimi ön planda tutularak sürücünün rahat hissetmesi ve araç üzerinde tam kontrol sahibi olması hedeflenen Yeni BMW Panoramic iDrive‘ın tasarımı da bu amaca uygun olarak geliştirildi. Kullanıcı arayüzü, mümkün olduğunca sezgisel ve uyumlu bir şekilde tasarlanarak kesintisiz etkileşim sağlamak amacıyla detaylara özel bir önem verildi. Bunun sonucunda ses, ışık ve yenilikçi tasarımın uyumlu birleşimiyle zenginleştirilmiş bütünsel bir deneyim ortaya çıktı. Tüm yolculukları insan ile araç arasında özel bir bağ kurma anına dönüştüren Yeni BMW Panoramic iDrive, 2025 sonundan itibaren tüm yeni BMW modellerine entegre edilebilecek.

 

BMW Group Kıdemli Tasarım Başkan Yardımcısı Adrian van Hooydonk, “Teknoloji ve müşteri tercihlerinin değişimi her zamankinden daha hızlı. Dijital deneyimlerin ve sesin tasarımı giderek daha önemli bir rol oynuyor. Yeni BMW Panoramic iDrive, sadece araçlarımızı daha akıllı ve kullanıcı dostu hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda çok daha geniş kişiselleştirme imkânı sunarak her yeni BMW’yi kullanıcının kendisine ait bir otomobile dönüştürüyor.” diyor.

Yeni HypersonX ses deneyimi, Yeni BMW Panoramic iDrive tarafından sunulan bütünsel deneyimin bir diğer ögesi olarak öne çıkıyor. BMW Group Ses Tasarımı Stüdyosu tarafından geliştirilen ve Neue Klasse modellerinde bulunan bu sistem, Li3 ses sinyalleri ile Kişisel Mod ve Spor Modu için özel sürüş seslerini içeriyor. Çok boyutlu spektrum, sesleri mevcut sürüş durumuna tam uyarlayarak sürücü ile BMW arasında duygusal bir etkileşim yaratıyor.

 

 

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.