Connect with us

Otomotiv Sektörü

Emobilite Operatörleri Derneği (E-MOD) Başkanı Murat Pınar: Şarj istasyonu kurmak kolaylaşmalı

Emobilite Operatörleri Derneği (E-MOD) Başkanı Murat Pınar, şarj ağı operatörlerinin belediyelere ödediği bedeller ile otoyol üzeri alanlardaki yüksek kiraların düşürülmesini istedi, sektörde şirket evililikleri beklendiğini söyledi.

Şarj istasyonu kurmak kolaylaşmalı

Enerji Günlüğü – Elektrikli araçlar ve onlara enerji sağlayan şarj altyapısı giderek yayılıyor. Konuya ilgi de öyle. Yeni araç almayı düşünen her birey elektrikli otomobili de seçenekler arasında tutuyor artık. Ancak daha gidilecek çok yol var. Peki bu konuda insanlığı nasıl bir yol haritası bekliyor? Elektrikli araç şarj istasyonu işletme ağı ile alt yapısının ve elektrikli araç şarj hizmetinin geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulan Emobilite Operatörleri Derneği EMOD’un Başkanı Murat Pınar, Enerji Günlüğü’nün sorularını cevapladı.

sarj-istasyonu.JPGE-mobilite denilince tam olarak ne anlamalıyız?

Elektrikli mobilite veya kısaca e-mobilite denilince genel olarak elektrik enerjisiyle çalışan taşıtların ve bunların altyapısının kullanımını anlamalıyız. Bu terim, elektrikli araçlar, şarj istasyonları, enerji depolama sistemleri ve ilgili teknolojilerin geliştirilmesi, kullanımı ve entegrasyonuyla ilgili bir dönüşüm sürecini ifade ediyor.

Son zamanlarda neden herkesin dilinde, önemi nereden geliyor?

E-mobilite kavramı; çevresel etkileri azaltma, enerji verimliliğini arttırma, fosil yakıtlardan kaynaklanan kirliliği azaltma ve sürdürülebilirlik gibi hedeflere ulaşma çabalarının önemli bir parçası. Elektrikli araçlar, içten yanmalı motorlu araçlara göre genellikle daha düşük karbon emisyonlarına sahip ve enerji kullanımı açısından daha verimli. Bu da hem verimlilik hem de doğaya minimum etki açısından oldukça kritik. Dolayısıyla konunun hem Türkiye’nin hem de dünyanın odak noktalarından biri olması buradan ileri geliyor.

Konunun enerji dışı yönleri yok mu?

Var elbette. Örneğin e-mobilitenin en büyük faydalarından biri, daha fazla insan için erişilebilir ulaşım anlamına gelmesi. Hem sürdürülebilir kalkınma amaçlarına hizmet eden enerji yapısı hem de enerji verimliliği sayesinde getirdiği ekonomik tasarruf, bir tercih noktası haline geliyor.

Bu alandaki veriler nasıl ve bize ne söylüyor?

2022 yılında 10 milyon adedin üzerine çıkan dünya genelindeki elektrikli araç satışları 2023’te 14 milyon seviyelerinde gerçekleşti. 2023 sonu itibarıyla dünya genelinde 40 milyondan fazla elektrikli otomobil yollardaydı, bu da yüzde 40’lık bir artışı temsil ediyor.

Bu alanda önümüzdeki yıllarda neler bekleniyor?

Dünyanın 2030 net sıfır hedefi doğrultusunda ulaşılması gereken elektrikli araç satışı 59 milyon adet olarak hesaplanıyor. Bu da toplam satışların yüzde 67’sine tekabül ediyor. World Energy Outlook 2023 analizine göre 2030’da her iki araçtan birinin elektrikli olması bekleniyor. Yani 2035 için bahsettiğimiz senaryo mümkün.

Türkiye’deki eğilim nasıl?

Ülkemizde 2022 yılında satılan tüm araçlar içinde elektrikli araçların payı yüzde 1.7 iken 2023 yılında bu oran yüzde 13.5 ile rekor kırmıştı. 2023 sonu itibarıyla ülkemizde yaklaşık 80 bin adet elektrikli araç var. Hem global markaların elektrikli araç opsiyonları hem TOGG’un yayılımı, artışta etkili oldu ve bu etki daha çok hissedilecek gibi gözüküyor.

Şarj altyapısında durum nedir?

EPDK verilerine göre, 2023ün başında Türkiye çapında 1.719 olan şarj istasyonu sayısı 6.640’a, 3.081 olan şarj noktası (soketi) sayısı ise 14.859 adede yükseldi. Devam eden ve planlanan yatırımlarla, şarj istasyonu sayısının 2024 sonuna kadar 12.000’e yaklaşması, şarj noktası sayısının ise 25.000’i geçmesi bekleniyor.

Araç sayısı ile şarj noktası arasındaki denge nasıl?

Ülkemizde şarj istasyonu başına yaklaşık 5.3 araç düşerken Avrupa’da bu sayı 14 seviyesinde. Avrupa ölçeğinde araç başına düşen şarj istasyonu sayısında da, hızlı şarj noktası sayısında da birinciyiz. Şu an hızlı bir yatırım, dönüşüm sürecindeyiz. Şarj alt yapımız araç sayısındaki artışı karşılayabilecek bir ivme ile büyümeye devam ediyoruz. Araç başına düşen şarj istasyonu sayısında ülkemiz, Avrupa ülkeleri arasında birinci durumda. Türkiye’nin Avrupa’daki kritik konumunu ileride de koruyacağını düşünüyoruz.

Daha gidilecek çok yol var sanırım…

Henüz yolun başında olduğumuzu söyleyebilirim. Dünyanın net sıfır hedeflerine ulaşabilmesi için 2030 yılında 59 milyonu bulmamız gerekiyor. Bu da tüm dünyanın hızla bir dönüşüm geçirmesi, şarj istasyon ağı ve altyapısının bu dönüşüme hazırlıklı olmasını gerektiriyor. Hem ekosistemdeki oyuncuların hem de ilgili kamu kurum ve kuruluşlara önemli roller düşüyor. Otomotiv firmaları daha uzun menzil sağlayabilen ve hızlı şarjlanan araçlar konusunda büyük ölçekli yatırımlarına devam ediyor. Hem yaygınlığın hem daha hızlı şarjlanma imkanının artırılması için çalışmalar sürüyor. Bu konularda regülasyon ve teşvikler önemli.

Ne tür regülasyonlardan söz ediyoruz?

Şarj ağında coğrafi açıdan dengeli bir yaygınlık sağlanması, özellikle karayollarında yüksek güçlü şarj cihazlarına erişim için gerekli planlamanın yapılması ve yüksek hizmet kalitesini garanti edecek sektörel standartlar getirilmesi ve denetlenmesi kritik öneme sahip.

Yurtdışı pazarına göre Türkiye’de halka açık alanlardaki şarjlanma ihtiyacı çok daha yüksek. Türkiye coğrafyası çok geniş ve 81 ilde rahatça yolculuk yapılabilmesi için gerekli yatırım ve şarj noktasına ulaşılması gerekiyor. Özellikle global markaların yeni elektrikli araç modelleri ve yerli otomobilimiz TOGG ile birlikte tüm Türkiye’de yaygınlaşma ekstra önem kazanıyor. Şehirler arası yollar ve yoğun güzergâhlar için mevcut istasyonların arttırılmasına ihtiyaç var.

E-mobilite yatırımcılara ne tür fırsatlar sunuyor?

Elektrikli araç parkının büyümesi, yatırımcılara sektörün üretim, servis ve işletmecilik tarafında pek çok imkân sunuyor. Bu yıl araç sayısının mevcut sayının iki katını aşması bekleniyor. Buradaki en kritik nokta, yatırım planlarını yaparken gelişen pazarda uzun vadeli ve sürdürülebilir iş modelleri oluşturabilmek ve tüketicinin ihtiyacı olan çözümleri güvenli ve kolay ulaşılır sunabilmek. Ayrıca, çeşitli dönemlerde kamu destek ve teşviklerinden de faydalanmak mümkün. İstihdam tarafında da yüksek nitelikli işgücü ve teknik personel talebi bulunuyor. Elektrikli araçların servis ve bakımı, şarj istasyonlarının kurulum, devreye alma ve saha yönetimi alanlarında yetişmiş işgücü ihtiyacı, yeni istihdam olanakları yaratıyor ve önümüzdeki dönemde de artarak devam edecektir.

Şarj ağı işletmeci sayısına dair neler söylemek istersiniz?

Bazılarının iptal edilmesinden sonra şarj ağı işletmeci lisansı sayısı şu anda 176. Bunların 50’ye yakını henüz şarj ağı oluşturma yükümlülüğünü yerine getirmemiş durumda. Artan denetimler ve mevzuatsal değişiklikler ile artan rekabet nedeniyle yakın zamanda lisanlı işletmeci sayısının 100’ün altına ineceğini öngörüyoruz. Son yıllarda otomotiv sektöründe olduğu gibi şarj operatörleri arasında da şirket evlilikleri görecek gibiyiz.

Mevzuat eksiği var mı? Varsa neler?

Ekosistemin büyümesi ve elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması için hem araç üretim ve satış süreçlerini hem de şarj istasyonu üretimi ve şarj ağı kurulumunu kapsayan teşvikler sektörün hızla büyümesi için en önemli unsurlar. Şarj hizmeti ile ilgili düzenlemeler kapsamında ayrıca şarj ağı işletmeci lisansına sahip şirketlerin kurmakla yükümlü oldukları istasyon sayılarında bu yıl içinde değişikliğe gidilmesini bekliyoruz. EPDK tarafından lisans sahibi şirketlere ilişkin mevcut düzenlemede yer alan yükümlülükler ve kurulması gerekli ünite sayılarına ilave olarak, kademeli bir şekilde belli sayıda şarj ünite/soketi adetlerine ulaşma yükümlülüğünün getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bunu neden gerekli görüyorsunuz?

Bu düşüncemizin temelinde sektördeki gerçek yatırımcılarla yükümlülüklerini yerine getirmeyen şirketlerin ayrışması ihtiyacı ile elektrikli araç satışlarının 2024 yılında çok yüksek bir büyüme göstermesi beklentisi yatıyor. Bu kapsamda EPDK tarafından, şimdilik 15 lisansın sonlandırıldığı ve ilerleyen süreçte de yükümlülüklerini yerine getirmeyen lisans sahipleri hakkında benzer sonlandırma işlemlerinin yapılacağı ifade ediliyor.

Sayı artsın isteniyorsa istasyon kurmayı kolaylaştırmak gerekmez mi?

Lisans sahibi şirketleri yatırım süreçlerinde zorlayan şartlar var. Yüksek kira giderleri ve diğer yatırım maliyetleriyle özellikle belediyelere ödenen yüksek bedeller nedeniyle lisans sahiplerinin ciddi zorluklarla karşılaştığını belirtmem gerekir. Bu konuda kamudan yatırım süreçlerini kısaltacak ve maliyetleri azaltacak yasal düzenlemeler konusunda destek taleplerimizi ilgili kurumlara iletmiş durumdayız. Bu arada otoyollarda şarj istasyonlarına ayrılan özel alanlardaki alt yapı maliyetlerinin oldukça yüksek olması nedeni ile devlet desteğinin sağlanması da önem arz ediyor.

Bu alanda sağlıklı büyüme için neler yapılmalı?

Büyük bir ekosistemden bahsediyoruz. Şarj operatörlerinden dağıtım şirketlerine, yatırımcılardan kamu kuruluşlarına, düzenleyicilerden onlara doğru yönlendirme yapacak STK ve akademisyenlere kadar aslında çok büyük bir zincirden ve etki alanından bahsediyoruz. Doğru dönüşümü en optimum şekilde tamamlamak ve Türkiye’yi şarj ağları ile donatmak için hep beraber uyum içinde sağlamak durumundayız.

Peki kimlere ne görevler düşüyor?

Dağıtım şirketlerine düşen başlıca görev şebekeyi e-mobilite dönüşümünün getirdiği elektrifikasyona hazır hale getirmek. Otomotiv distrübütörlerinin yeteri kadar araç geçirmesi, yerli otomobil TOGG’un yaygınlaşması bir ihtiyaç doğuruyor ve bunun en iyi şekilde karşılanması da tekrar otomotiv firmalarının cesaretle Türkiye’de yaygınlaşmasını sağlıyor. Müşterilerin elektrikli araçlara inanması ve gelişen teknoloji ile hem menzil artırımı hem hızlı şarj konusunda iyi tecrübeler edinmesi çok önemli. Sadece istasyon sayısının artırılması yetmeyecek, müşteri memnuniyetini artıracak aksiyonlarla; örneğin dinlenme alanından sadece birkaç dakikada şarja, hızlı ve 7/24 ulaşılabilir destek hatlarına ihtiyaç var. Operatörlerin yaygınlaşma kadar bunlara da önem vermesi gerekiyor.

 

Mehmet KARA – Enerji Günlüğü

Kaynak: Pınar: Şarj operatörleri arası evlilikler bekleniyor

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

Autorola Türkiye: “2. el araç pazarını dijitalleştiriyoruz”

İkinci el araç pazarında dijital satış kanallarının ivmesi hız kazanmaya devam ediyor. Piyasaya 360 derecelik çözümler sunan uluslararası şirket ise, hazırladığı video serisiyle sektörün nabzını tutarken sundukları markaların süreçlerini dijitalleştirdikleri hizmet ve çözümleri de anlattı. 

 

Otomobil satışlarında süregelen düşüş eğilimine karşın, ikinci el online araç satışlarının ivmesi duraksamadan yükseliyor. Indicata’nın açıkladığı verilere, göre 2023 yılının ilk 6 ayında Türkiye’de çevrim içi kanallardan 1 milyon 4 bin 721 adet ikinci el araç satılırken, 2024’ün ilk 6 ayına bakıldığında ise geçen yılın aynı dönemine göre 9 bin 987 adet daha fazla satış yapıldığı kaydediliyor.

Tüm bulgular, ülkemizde tüketicilerin araç satın alırken artık çevrim içi kanalları giderek daha fazla tercih ettiğini ortaya koyarken, Autorola Türkiye ise 4 markasıyla birlikte ikinci el araç sektörüne 360 derecelik çözümlerle yön veriyor. 25 yıllık otomotiv deneyimlerini bugünün teknolojisiyle harmanlayarak online açık artırma, araç değerleme ve araç filo yönetim yazılımları, araç alım-satımı, pazar analizleri gibi hizmetler sunan uluslararası şirket, faaliyetlerini açıkladığı video serisiyle çevrimiçi ikinci el araç piyasasının nabzını da tuttu.

Müşterilerimize büyük bir ekosistem sunuyoruz”

Video serisinin ilk bölümünde konuşan Autorola Türkiye Genel Müdürü Oğuzhan Saygı, “Türkiye’de ikinci el otomobil piyasasında daha önce denenmemiş yeni bir iş modelini uygulamak için çıktığımız yolda, müşterilerimize büyük bir dijital ekosistem sunuyoruz. Yalnızca çevrimiçi açık artırmayla ikinci el araç satışına aracılık yapmıyor, müşterilerimize kendi ikinci el araçlarının yönetimi için yazılım ve operasyonel çözümler de sunuyoruz. Yapay zeka ürünümüzün pazar analizleriyle de sektörde fark yaratıyoruz. Girişimci, yenilikçi ve dinamik bir yaklaşımı benimseyen Aurora’nın çok sayıda ülkede bulunuyor olması, bize de global iş modellerini kendi müşterilerimize sunmamıza fırsat veriyor” dedi.

Bizi farklı kılan en önemli unsur sektörümüzü dijitalleştirme gayretimiz”

Öne çıkan yazılım ve teknolojilerine değinen Autorola Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Aslı Şentürk Göker ise “Açık artırma platformumuz Autorola Marketplace, araç süreç yönetimi çözümleri barındıran Autorola Solutions, pazar analizi ve ikinci el araç değerlemesi sunan Indicata ve araç alım-satımı yapan Autocom markalarımızla ikinci el araç piyasasına her yönden ışık tutuyoruz. Sektörün değişen ihtiyaçlarına yönelik yazılımlarımıza yeni özellikler ekleyerek, yeni sürümleri devreye alarak ve dijital iş modelleri üreterek endüstrinin de gelişmesine katkıda bulunuyoruz. Tüm yazılımlarımız 24 yıl üzerindeki otomotive dair bilgi birikimi ve deneyimimize dayanıyor. Bizi farklı kılan en önemli unsur, sektörümüzü dijitalleştirme gayretimiz” şeklinde konuştu.

Sektörde yeni bir kültür oluşturduk”

Autorola Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tarhan da ikinci el araçların çevrim içi ihalede satılması süreçlerine dair şu bilgileri verdi: “Autorola Marketplace ile kurumsal alıcı ve satıcılar arasında ikinci el çevrim içi ticareti başlatarak sektörde ‘yerinde pazarlama’ kavramını ilk kez kullandık. Çevrim içi ihale sistemi ile müşterilerimizin hem zamandan hem de maliyetten tasarruf etmesini sağlıyoruz. Ayrıca araç satışlarını daha kurumsal boyuta taşıyarak, şeffaf ve adil süreçler oluşturulmasına olanak tanıyoruz. Artık pazarda bir iş yapış şekli, araç sunum formatı ortaya çıktı. Pazara yeni giren veya benzer iş modeli geliştirmeye çalışanların kendilerini ifade etmek için kullandıkları ‘Autorola gibi’ tabiri, bu kültürü oluşturduğumuzun bir göstergesi.”

“Kısa sürede doğru bilgiyle sonuca ulaştırıyoruz”

Autorola Türkiye’nin ikinci el araç alım-satımında en güvenilir markası Autocom’un marka yolculuğunu ve iş modelini aktaran Autocom Müdürü Tezcan Hocaoğlu da şu açıklamada bulundu: “Tüm süreçlerimizi müşterilerimizin memnuniyeti doğrultusunda geliştirip şeffaf bir şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Bireysel müşterilerimizin araçlarını satın alma ve araç sahibi olmak isteyen müşterilerimize satış yapmak üzere iki farklı hizmet sunuyoruz. Autorola Türkiye’nin perakende markası olarak, araç alım-satım süreçlerimizi en şeffaf, kolay ve hızlı şekilde müşterilerimizin memnuniyeti doğrultusunda yönetmeye çalışıyoruz.”

 

Continue Reading

Blog

Operasyonel Araç Kiralama Sektörünün Aktif Büyüklüğü İlk Çeyrekte 194 Milyar TL’ye Ulaştı!

Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), 2024 yılının 1. Çeyreğine ilişkin sektör verilerini açıkladı. Bu kapsamda; operasyonel araç kiralama sektörü yılın ilk çeyreğinde 22,3 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 18 bin aracı filosuna kattı. Operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hafif ticari araç payının yüzde 7,2’ye, elektrikli ve hibrit araçların payının ise yüzde 9,4’e çıkması da raporda dikkat çeken diğer detaylar arasında yer aldı. Sektörün özkaynaklarının 95 milyar TL’ye ulaştığını söyleyen TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Bu da sektörümüzün aktif toplamının neredeyse yarısı anlamına geliyor. Sektörümüz ihtiyaç duyduğu finansmanın yarısını özkaynakları ile karşılıyor. Sektörün takipteki alacaklar oranının (NPL Oranı) yüzde 1’in altında olması ise sağlıklı bir yapının göstergesi” dedi. Türkiye’de iş amaçlı olarak kullanılan 2 milyon 500 bin motorlu kara taşıtı olduğunu ifaden eden Kağan Yaşa, “Verimlilik, tasarruf ve risk yönetimi açısından sunduğu birçok avantaja rağmen, ülkemizde iş amaçlı kullanılan araçların ancak yüzde 10 kadarı operasyonel kiralama yöntemiyle finanse edilmiş durumda. Avrupa Birliği ülkelerinde ise şirket araçlarının finansmanında operasyonel kiralamanın payı son 7 yıl içinde yüzde 48’den yüzde 57’ye çıktı. Tüm bu verilere dayanarak ülkemiz operasyonel araç kiralama sektörünün önümüzdeki dönemde sağlam adımlarla ve sürdürülebilir şekilde büyüyeceğini söyleyebilirim” diye konuştu.

 

Araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliği ile hazırladığı, 2024 yılı 1. çeyrek sonuçlarını içeren “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, operasyonel araç kiralama sektörü 2024 yılının ilk 3 ayında 22,3 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 18 bin adet aracı filosuna kattı. Sektörün aktif büyüklüğü 194 milyar TL’ye ulaştı.

 

Hibrit ve elektrikli araçların yükselişi sürüyor

Rapora göre, Renault yüzde 17,8 pay ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün en çok tercih edilen markası olmayı sürdürdü. Renault’yu yüzde 17,4’le Fiat, yüzde 10,8 ile Toyota, yüzde 10,2 ile Volkswagen ve yüzde 9,3’le Ford takip etti. Sektörün araç parkının yüzde 46,9’u kompakt sınıf araçlardan oluşurken, küçük sınıf araçlar yüzde 30 ve üst-orta sınıf araçlar yüzde 11,2 pay aldı. 2018 yılı sonunda operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hafif ticari araçların yüzde 2,9 olan payı ise 7,2’ye yükseldi. Diğer yandan, sektörün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araçların payının artmaya devam etmesi de dikkat çekti. Buna göre, sektörün araç parkının yüzde 52,1’lik bölümünü benzinli araçlar oluştururken, dizel araçların payı yüzde 38,4’e geriledi. Hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 9,4’e yükseldi.

 

Sedan yine birinci sırada

TOKKDER raporunda yer alan bir başka veri ise, operasyonel araç kiralama sektöründeki gövde tipine göre araç tercih sıralamasında sedan birinciliğinin devam etmesi oldu. Bu kapsamda, sedan gövde tipine sahip araçlar yüzde 50,5 ile birinci sırada, hatchback gövde tipine sahip araçlar ise yüzde 22 ile ikinci sırada yer aldı. SUV araçlar ise yüzde 17,6 ile üçüncü sırada yer aldı. Bu araçları yüzde 0,9 ile station wagon gövde tipine sahip araçlar takip etti. Sektörün toplam araç parkının yüzde 78,8’ini otomatik vitese sahip araçlar oluştururken, manuel vitesli araçların payı ise yüzde 21,2 olarak gerçekleşti.

 

Sektörün ilk çeyrekte ödediği vergi tutarı 12,1 milyar TL

Operasyonel kiralama sektörü 2024 yılında da ekonomiye önemli oranda vergi girdisi sağlamaya devam etti. Sektörün yılın ilk çeyreğinde ödediği vergi tutarı toplamda 12,1 milyar TL’yi buldu. Sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunan TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Değişen tüketici tercih ve beklentilerine paralel olarak, sektörümüz günümüzde müşterilerinin mobilite ihtiyacını karşılamak adına A’dan Z’ye birçok hizmeti sunar hale geldi. Biz de bu bilinçle, Genel Kurul’umuzun aldığı kararla derneğimizin ismine ‘mobilite’yi ekledik. Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği mobilite alanındaki gelişmeleri yakından takip ederek, müşterilerine kaliteli, kapsamlı ve ihtiyaca özel en iyi hizmeti vermek için çaba sarf eden sektörümüzün sürdürülebilir gelişimine katkı sağlamaya devam edecek” dedi.

 

2,5 milyon araç iş amaçlı kullanılıyor

Operasyonel araç kiralama sektörünün 2024 yılı ilk çeyrek sonuçlarını da değerlendiren Kağan Yaşa, şöyle devam etti: “TOKKDER’in NielsenIQ iş birliği ile yürütmekte olduğu araştırmanın 2024 yılı ilk çeyrek sonuçlarını içeren TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu verilerine göre operasyonel kiralama sektörünün aktif büyüklüğü 194 milyar TL’ye, toplam araç sayısı ise 254 bine ulaştı. Banka dışı finansal kuruluşlarla kıyaslandığında, sektörümüzün aktif büyüklüğü oldukça önemli bir noktaya gelmiş durumda. Sektörümüzün özkaynakları ise 95 milyar TL’ye, sektörümüzün aktif toplamının neredeyse yarısına ulaştı. Sektörümüz ihtiyaç duyduğu finansmanın yarısını özkaynakları ile karşılıyor. Sektörümüzün takipteki alacaklar oranının (NPL Oranı) yüzde 1’in altında olması ise sağlıklı bir yapının göstergesi. Her ne kadar sektörümüzün araç parkı son 2 yıldır yüzde 3-4 seviyesinde büyüse de, gerçekte sektörümüz çok daha büyük bir büyüme potansiyeline sahip. 2022 yılı verilerine göre, Avrupa Birliği’nde 1.000 kişi başına düşen otomobil sayısı 560 iken, ülkemizde bu sayı ancak 167’ye ulaşmış durumda. Bunun yanı sıra, ülkemizde iş amaçlı olarak kullanılan 2 milyon 500 bin motorlu kara taşıtı olduğunu tahmin ediyorum. Verimlilik, tasarruf ve risk yönetimi açısından sunduğu birçok avantaja rağmen, ülkemizde iş amaçlı kullanılan araçların ancak yüzde 10 kadarı operasyonel kiralama yöntemiyle finanse edilmiş durumda. Avrupa Birliği ülkelerinde ise şirket araçlarının finansmanında operasyonel kiralamanın payı son 7 yıl içinde yüzde 48’den yüzde 57’ye çıktı. Tüm bu verilere dayanarak ülkemiz operasyonel araç kiralama sektörünün önümüzdeki dönemde sağlam adımlarla ve sürdürülebilir şekilde büyüyeceğini söyleyebilirim.”

Continue Reading

Blog

Üreticiler Yılın Üçüncü Çeyreğinde Sektörün Gidişatında Değişiklik Beklemiyor!

Otomotiv satış sonrası pazarı, temkinli başladığı 2024 yılında, durgun seyrini ikinci çeyrekte de sürdürdü. 2024 yılının ikinci çeyreğinde satış ve ihracatı düşen sektör, istihdamını korudu. Sektör yılın üçüncü çeyreğinde yurt içi satışlarda dolar bazında yüzde 2,5 artış bekliyor. Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği’nin (OSS) 2024 Yılı 2. Çeyrek Sektörel Değerlendirme Anketi’ne göre; yılın ikinci çeyreğinde, 2023’ün aynı dönemine göre yurt içi satışlarda dolar bazında ortalama yüzde 2,67’lik gerileme yaşandı. Üretici üyelerin yüzde 13’ü önümüzdeki üç ayda yatırım planlarken, 2024’ün ikinci çeyreğinde de gözlemlenen problemlerin başında “maliyetlerdeki aşırı artış” yer aldı. Ankete göre, “nakit akışında yaşanan problemler” öncelikli sorunlar arasında öne çıktı. OSS Derneği Başkanı Ali Özçete, “Derneğimiz bünyesinde düzenli olarak her çeyrek dönemde gerçekleştirdiğimiz anket sonuçlarına göre tüketici taleplerinde daralmanın beklentinin de üstünde çıkmış olduğunu görüyoruz. Her ne kadar geçen yılın aynı çeyreğine  göre bu durum bekleniyor olsa da, beklentinin de üzerinde çıkması sektör paydaşlarını tedirgin etmiştir. Özellikle nakit akışında yaşanan daralmanın tahsilat problemlerine yansıdığını ikinci çeyrek anket sonuçlarında daha net bir şekilde görmekteyiz. Kapasite kullanım oranlarındaki düşüş beklentinin üzerinde olup geleceğe yönelik  kaygıları artırmaktadır. Bununla birlikte maliyet artışları ve nakit akışı sorunlarına rağmen, istihdamımızı koruyarak önemli bir başarıya imza attığımızı söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.

Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS), otomotiv satış sonrası pazarı özelinde 2024 yılının ikinci çeyreğini, üyelerinin katılımıyla düzenlediği bir anket çalışmasıyla değerlendirdi. OSS Derneğinin 2024 Yılı İkinci Çeyrek Sektörel Değerlendirme Anketi’ne göre; otomotiv satış sonrası pazarı 2024’ün ikinci çeyreğinde durgun bir seyir izledi. Ankete göre; 2024’ün ikinci çeyreğinde, 2023 yılının ikinci çeyreğine göre yurt içi satışlar dolar bazında ortalama yüzde 2,67 geriledi. Bu dönemde dağıtıcı üyelerin satışlarında dolar bazında yüzde 3,11 artış görülürken, üretici üyelerde dolar bazında yüzde 11,96 seviyesinde düşüş yaşandı.

Üçüncü çeyrekte satışlarda dolar bazında yüzde 2,5 artış bekleniyor!

Ankette, 2024 yılının üçüncü çeyreğiyle ilgili beklentilere de yer verildi. Buna göre sektörde 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yurt içi satışlarda dolar bazında ortalama yüzde 2,5 oranında artış beklendiği gözlemlendi. 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 47,7 olan tahsilat süreçlerinin 2024’ün ikinci çeyreğinde yüzde 40,9 seviyesinde gerçekleştiğini ifade eden OSS Derneği üyelerinden yüzde 8,3’ü tahsilat sürecinin daha iyi hale geldiğini, yüzde 45’i ise daha kötüye gittiğini belirtti.

Üretici istihdam gücünü korudu!

Ankete katılan üyelerin yüzde 31,7’si 2024 yılının ilk çeyreğine göre istihdamını artırdı. Üyelerin yüzde 48,3’ü söz konusu dönemde istihdamını korudu. 2024’ün ilk çeyreğine kıyasla istihdamının azaldığını belirten üye oranı ise yüzde 20 seviyesinde kaldı. Üretici ve dağıtıcı üyelerin istihdamları birbirine yakın seyretti.

Maliyetlerdeki artış açık ara en büyük problem!

Anketin en dikkat çekici bölümlerinden birini de sektördeki problemler oluşturdu. Üyelerin, 2024’ün ikinci çeyreğinde gözlemlediği problemlerin başında yüzde 78,3 ile “Maliyetlerdeki aşırı artış” gelirken, “Nakit akışında yaşanan problemler” yüzde 61,7 ile ikinci sırada yer aldı. Üyelerin yüzde 48,3’ü “İş ve ciro kaybı”, yüzde 40’ı ise “kargo maliyeti ile teslimat problemleri” ve “istihdamda yaşanan problemler”i sektör için en büyük dördüncü sıkıntı olarak nitelendirdi. Ankete katılanların yüzde 23,3’ü mevzuat değişikliklerine, yüzde 21,7’si de gümrüklerde yaşanan problemlere işaret etti. Ayrıca katılımcıların yüzde 20’si tedarik problemlerini önemli sorunlar arasında sıraladı.

Gelecek 3 ayda yatırım planlayanlar yüzde 20’de kaldı!

Anket ile birlikte sektörün yatırım planları da mercek altına alındı. Ankete göre önümüzdeki üç ayda yeni yatırım yapmayı düşünen üyelerin oranı yüzde 20 ile son dönemin en düşük seviyesinde kaldı. Bir önceki ankette üretici üyelerin yüzde 26,7’si yatırım planlarken, yeni ankette bu oran yüzde 13’e düştü. Dağıtıcı üyelerde ise bu oran yüzde 36,7’den yüzde 24,3’e geriledi. Ankete katılan üyelerin yüzde 43,3’ü önümüzdeki üç ayda sektörün aynı kalacağını, yüzde 25’i daha iyiye gideceğini, yüzde 31,7’si ise daha kötüye gideceği yönünde görüş bildirdi.

Üretimde kapasite kullanım oranı yüzde 75,22!

Üreticilerin 2024 yılının ikinci çeyreğinde kapasite kullanım oranı ortalaması yüzde 75,22 olarak gerçekleşti. Bu oran 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 77,33 idi. 2024’ün ikinci çeyreğinde üyelerin üretimi 2023’ün aynı çeyreğine göre yüzde 2,17 oranında azaldı. 2024 yılının ikinci çeyreğinde üyelerin ihracatı, 2023 yılının ikinci çeyreğine göre dolar bazında yüzde 1,3 geriledi.

OSS Derneği Başkanı Ali Özçete konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Derneğimiz bünyesinde düzenli olarak her çeyrek dönemde gerçekleştirdiğimiz anket sonuçlarına göre tüketici taleplerinde daralmanın beklentinin de üstünde çıkmış olduğunu görüyoruz. Her ne kadar geçen yılın aynı çeyreğine  göre bu durum bekleniyor olsa da, beklentinin de üzerinde çıkması sektör paydaşlarını tedirgin etmiştir. Özellikle nakit akışında yaşanan daralmanın tahsilat problemlerine yansıdığını ikinci çeyrek anket sonuçlarında daha net bir şekilde görmekteyiz. Kapasite kullanım oranlarındaki düşüş beklentinin üzerinde olup geleceğe yönelik  kaygıları artırmaktadır. Bununla birlikte maliyet artışları ve nakit akışı sorunlarına rağmen, istihdamımızı koruyarak önemli bir başarıya imza attığımızı söyleyebiliriz. Her ne kadar kısa ve orta vadede tablolar kötümser olsa da sıfır araç satışlarında gerçekleşen pozitif oran uzun vade beklentilerini güçlü tutmaktadır. Ayrıca enflasyonla mücadele kapsamında yürütülen politikalar çerçevesinde döviz kurlarında yaşanan stabilizasyon ile birlikte yedek parça fiyatlarında gözlemlenen dengelenme ile enflasyonla mücadelenin  karşılık bulmaya başladığını görmekteyiz” dedi.

 

 

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.