Connect with us

Kara Yolu

Kapıkule Hızlı Olsa Ne fayda, Bulgaristan Sınır Kapısı Yavaş

   Fransa’dan Ömer Bedir Aydınlık Gazetesine ulaşarak Türkiye’den sipariş ettiği malların Kapıkule’de beklediğini, TIR kuyruğuna bir anlam veremediklerini belirterek, “Nedir bu sıkıntının nedeni?” diye sordu. Konu esasen Türk lojistik sektörü ve ihracatçıları için yeni değil. İki yıl önce 24 Kasım 2018’de “İhracatçı denizleri aşıyor Kapıkule’yi aşamıyor” başlığı ile Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı Zeki Sarıbekir’in yaşanan sıkıntılara ilişkin görüşlerini sizlere aktardık.

O zamandan bu yana gerek TOBB gerekse Ticaret Bakanlığı sorunların aşılması TIR’ların gümrüklerden daha hızlı geçmesi için modernizasyon başta olmak üzere bir dizi tedbiri uygulamaya koydular. Ancak bu yılın mart ayında başlayan salgın ile birlikte sınır kapılarında kuyruklar yeniden uzamaya başladı. Haliyle ihracatçı da yurt dışında malını bekleyen alıcı da gecikmelerden şikayet eder hale geldi.

TİM VE UTİKAD HEYETİ KAPIDAN MESAJ VERDİ

Sorunlar aylardır sürüyor. Ekim ayının son haftası Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Heyeti Kapıkule, Hamzabeyli ve İpsala Gümrük Müdürlüklerini ziyaret ederek sorunları yerinde inceledi. Ziyaret sonrası açıklama yapan UTİKAD Başkanı Emre Eldener, Kapıkule’de randevu sisteminin devreye alındığını ancak dört gün sonraya verilen randevular nedeniyle TIR’ların Hamzebeyli’ye yöneldiğini burada da 14 kilometreyi bulan araç kuyruklarının oluştuğunu bildirdi. TİM’in sitesinde yer alan bilgi notunda ise “Bulgaristan tarafında geçişlerin hızlandırılmasını teminen Kapıkule Sınır Kapısı’nın karşısında yer alan Kapitan Andreevo Sınır Kapısı’nın girişinde frigorifik TIR’lar için ayrı bir hattın oluşturulması, Hamzabeyli Sınır Kapısı’nın karşısında yer alan Lesovo Sınır Kapısı’ndaki üç peronun aktif olarak kullanılması ve Dereköy Sınır Kapısı’nın karşısında yer alan Malko Tarnovo Sınır Kapısı’nın TIR trafiğine açılması için Bulgaristan makamlarıyla görüşmeler ve Bulgaristan gümrük sahasında fiziki iyileştirmelerin devam ettiği” ifade edildi.

TÜRKİYE HIZLI BULGARİSTAN YAVAŞ

Sektör uzmanları ile konuştuğumuzda kuyrukların uzamasının birkaç nedeni var. En önemli neden siparişler artınca Türkiye’den giden araç sayısında artış var ancak karşı taraf aynı hızla araç alımı yapmıyor. Yani Türkiye’den 10 kapıdan geçiş oluyorsa karşı taraf üç kapı ile alım yapıyor. Bu yüzden geçiş süreleri uzuyor. Bir diğer neden Avrupalı ülkelerin transit geçiş konusunu ağırdan almaları. En son Macaristan ile olan sorunun çözüme kavuşturulduğunu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı duyurdu. Bakanlık duyurusunda, 2021 ile sorunun çözüleceği, ayrıca üç bin adet olan ikili geçiş belgesinin toplam beş bin adede çıkarılacağını, bu şekilde Macaristan’dan temin edilecek toplam transit geçiş belgesi sayısının 110 bine yükseleceği kaydedildi. Bir başka sorun ise TIR’ların gümrüksüz yakıt alımları nedeniyle bu alanlarda yoğunluk oluşturmalarıydı fakat bu sorun yakın zamanda çözüme kavuşturulmuş. Bunun yanında hurda ithalat ve ihracatı konusunda TIR’lara uygulanan yönetmelikten kaynaklanan bir birikme olduğu da ifade edilse de lojistik sektörüne göre bu başat bir mesele değil. Yani son dönemdeki temel sorun Türkiye’den ziyade diğer ülkelerin işi ağırdan almasından kaynaklanıyor. Türkiye daha çok geçiş için yatırım yaptığı halde Bulgaristan tarafı buna karşılık verecek iyileştirmeleri yapmadı.

KAPIKULE’DEN GEÇİŞ 2 BİNE HAMZABEYLİ’DE BİNE ÇIKABİLİR

Nakliyecilere konuyu sorduğumuzda Bulgaristan’ın yatırım yaparak iyileştirme yapmasını beklediklerini ancak yapılamadığını bildirdiler. Türkiye’nin ihracatının son dönemde hızlı arttığına işaret eden nakliyeciler, geçen yıl günlük geçen araç sayısı 900 civarında iken sayının dün itibarıyla bin 260’a çıktığı bilgisini veren nakliyeciler, Kapıkule’de bekleyen araç sayısının 2 bin 340 olduğunu bildirdiler. Ticaret Bakanlığı’nın ihracatın artırılması ve gümrükler konusunda önemli atılımlar ve iyileştirmeler yaptığına işaret eden nakliyeciler, “Ancak Bulgar tarafında iyileşme yapılmadığı için performans yavaş. Bulgaristan kontrol tarafında sadece iki polis var. Bir darboğaz oluyor. Biz Dereköy Gümrük Kapısı’nın da TIR’lara açılmasını istiyoruz. Hamzabeyli tarafında ise Bulgaristan tarafında iki kantar olduğu halde biri çalışıyor. Kapasite ikiye çıkabilir. Bulgaristan tarafında peronlar boş, personel yok. Hamzabeyli’den geçen araç sayısı da 400. Bekleyen araç 940. Hamzabeyli’de kapasite bine, Kapıkule’de 2 bine çıkabilir. Birçok insan mal göndermiyor. Çünkü gecikme olursa ceza yer diye.”

MİKTAR BAZINDA ARTIŞ SÜRÜYOR

Ticaret Bakanlığı verilerine göre Türkiye’nin ihracatı Ocak-Kasım 2020 döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 8.31 oranında azaldı. TİM verilerine göre miktar bazında ihracat Ocak-Kasım 2020 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.5 artarak 139 milyon tona çıktı.

Salgın kısıtlamaları yüzünden ihracat 11 aylık dönemde miktar bazında çok artmıyor görünse de son aylara baktığımızda; kasımda yüzde 7.9, ekimde yüzde 9.1, eylülde 11.1 oranında arttı.

Recep ERÇİN – AYDINLIK

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kara Yolu

Türkiye’nin Stratejik Otoyolunda Güvenlik TCK by Kıraç A.Ş.’ye Emanet

Türkiye’nin ulaşım altyapısında yeni bir dönem başlıyor. Ankara–Kırıkkale–Delice Otoyolu Yap-İşlet-Devret Projesi, Başkenti Kırıkkale ve Delice üzerinden Karadeniz ve Doğu Anadolu’ya bağlayarak ülkenin lojistik, ekonomik ve ticari gücünü artıracak.

Yaklaşık 380 kilometre uzunluğundaki otoyol, seyahat süresini önemli ölçüde kısaltırken ülke ekonomisine yıllık 5,2 milyar TL tasarruf sağlayacak. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen proje, yalnızca hız ve verimlilik değil, aynı zamanda yol güvenliği standartlarını da üst seviyeye çıkaracak.

Bu stratejik projede yol güvenliği bariyer sistemlerinin üretimi ve teslimatı için TCK by Kıraç A.Ş. tercih edildi. Yapılan anlaşma kapsamında Şirket, ilk faz olarak 8 milyon ABD doları tutarında, gidiş geliş olmak üzere toplam 380 km’lik otokorkuluk üretimini üstlenecek.

TCK by Kıraç A.Ş. Yönetimi’nden Açıklama

“Ülkemizin stratejik ulaştırma projelerinden birine katkı sunmaktan gurur duyuyoruz.” diyen TCK by Kıraç A.Ş. Genel Müdürü Serkan MALÇOK, “Yol güvenliği, bariyer sistemlerindeki uzmanlığımız, yüksek teknolojiye sahip tesislerimiz ve sürdürülebilirlik yaklaşımımızla bu projede yer almak, yalnızca Şirketimizin değil, Türkiye’nin de geleceğine hizmet etmektedir. Ayrıca ISO 39001 Yol Trafik Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikası için başvurumuzu tamamladık. Bu sertifikayı alarak, yalnızca ulusal değil, uluslararası yol güvenliği standartlarında üretim ve hizmet verme taahhüdümüzü belgelendirmiş olacağız.” dedi.

Türkiye Kazanacak

Ankara–Kırıkkale–Delice Otoyolu, yalnızca şehirler arası mesafeyi kısaltmakla kalmayacak; Türkiye’ye ekonomik, güvenlik ve çevresel faydalar da sağlayacak. Ankara–Kırıkkale arasındaki yolculuk süresi 80 dakikadan 43 dakikaya düşerken, ülke ekonomisine yıllık 5,2 milyar TL tasarruf kazandıracak. Modern otokorkuluk sistemleriyle kazaların etkisi azaltılacak, yol güvenliği en üst seviyeye taşınacak. Daha az yakıt tüketimi sayesinde karbon emisyonları düşecek ve sürdürülebilir bir ulaşım altyapısı hayata geçirilecek.

TCK by Kıraç A.Ş. Kimdir?

TCK by Kıraç A.Ş., yol güvenliği bariyer sistemleri, enerji altyapı çözümleri ve savunma sanayii uygulamaları için çelik sistemler üreten, Türkiye’nin öncü mühendislik ve üretim şirketlerinden biridir. Bursa ve Bozüyük’te yer alan modern üretim tesislerinde yüksek teknoloji, otomasyon ve çevre dostu süreçlerle faaliyet gösteren şirket, bugün 21’den fazla ülkeye ihracat yapmaktadır.

Uluslararası yol güvenliği standartlarını benimseyen TCK by Kıraç A.Ş., ISO 39001 Yol Trafik Güvenliği Yönetim Sistemi ile küresel ölçekte referans bir marka olmayı hedeflemektedir.

Continue Reading

Blog

Murat Lojistik, Yolda Teknolojisi ile dijitalleşiyor

Yolda.com’un teknolojisini kendi bünyesine entegre eden Murat Lojistik, dijitalleşme alanında attığı yeni adımla sektördeki gücünü daha da artırmayı hedefliyor.

Yolda.com’un teknolojisini kendi bünyesine entegre eden Murat Lojistik, dijitalleşme alanında attığı yeni adımla sektördeki gücünü daha da artırmayı hedefliyor.

İşletmelerin karayolu taşımacılık süreçlerini dijitalleştiren Yolda.com’un geliştirdiği yenilikçi teknoloji altyapısını devralan Murat Lojistik, stratejik bir anlaşmaya imza attı. Bu teknoloji devri, Murat Lojistik’in operasyonlarını daha verimli yönetmesine ve müşterilerine daha hızlı ve entegre çözümler sunmasına olanak sağlayacak.

Yurtiçi lojistik sektörünün öncü firmalarından Murat Lojistik, 1959 yılından bu yana Türkiye’nin yükünü taşımaya devam ediyor. Geniş dağıtım ağı, güçlü öz mal filosu, genç ve dinamik ekibi ile yatırımlarını sürdürerek büyüyen Murat Lojistik, 3.500’den fazla öz mal ve kiralık filomuzla soğuk, donuk, kuru gıda ve gıda dışı gönderileri, Türkiye’nin her noktasına tam zamanında prensibine göre ulaştırıyor.

Murat Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yüksel Yolda.com’un teknoloji transferi ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yolda.com’un teknoloji altyapısını satın alarak dijital dönüşüm hedeflerimizi hızlandırıyoruz. Bu altyapı sayesinde süreçlerimizi daha hızlı ve etkili bir şekilde yönetebileceğiz. Yolda.com’un teknoloji gücünü Murat Lojistik bünyesine katmaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Murat Lojistik Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Elif Sude Yüksel ise şunları söyledi: “Yolda.com’un teknoloji altyapısını bünyemize katarak dijitalleşme yolculuğumuzda büyük bir adım daha attık. Bu teknoloji sayesinde hem operasyonlarımızda hız ve verimliliği artıracağız hem de müşterilerimize daha şeffaf ve izlenebilir çözümler sunacağız.”

Yapılan anlaşma ile Yolda.com, dijital dönüşüm yolculuğunda edindiği deneyim ve bilgi birikimini Murat Lojistik’e aktardı. Yolda.com’un geliştirdiği teknoloji sayesinde, rut optimizasyonu, sipariş yönetimi, izlenebilirlik ve analitik raporlama gibi pek çok alanda Murat Lojistik’in dijital altyapısı güçlenecek.

Continue Reading

Blog

Bisiklet bataryalarına dikkat! Akülü bisikletleri gece boyu şarjda bırakmayın!

Uzmanlar, son dönemde kullanımı yaygınlaşan ve gece boyu şarjda bırakıldığı için patlama meydana gelen elektrikli bisiklet bataryalarının güvenli şarj edilmesine ilişkin uyarıyor. İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan,Cihazların üzerinde şarj tamamlandığında elektriği kesen bir düzen olmalı. Şarj takip edilmeli, cihaz tek başına şarjda bırakılmamalıdır.” dedi. Yeni alınacak pilli cihazlarda; Lityum Demir Fosfat (LiFePO4) piller tercih edilmesi gerektiğine de vurgu yapan Dr. Uçan, “Bu yeni teknik piller, lityum iyon pillere göre daha uzun ömürlü ve güvenlidir. Bu da pilden oluşacak yangın ve patlama riskini azaltır.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, elektrikli bisiklet bataryalarının güvenli şarj edilmesi ve bataryaların patlama riski üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Sıcaklık ve şarj kontrolü önemli

Lityum-iyon pillerin 5 ile 40 derece arasındaki sıcaklık aralığında çalışması gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Doğrudan güneş ışığı veya ortamın çok sıcak olması da lityum iyon pil taşıyan cihazın yangın ve patlama gibi tehlikelere yol açabileceği unutulmamalıdır. Cihazların üzerinde şarj tamamlandığında elektriği kesen bir düzen olmalı. Şarj takip edilmeli, cihaz tek başına şarjda bırakılmamalıdır. Eğer bir patlama gerçekleşirse başlangıç aşamasındaki yangını söndürmek daha kolaydır. Başlayan yangını erken haber almak için yangın duman dedektörü kullanılması uygun olabilir.” dedi.

Yeni teknik piller daha güvenli

Yeni alınacak pilli cihazlarda; Lityum Demir Fosfat (LiFePO4) piller tercih edilmesi gerektiğine de vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Bu piller enerji depolama teknolojisinde önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor ve onları geleneksel Lityum pil türlerinden ayıran bir dizi avantaj sunuluyor. Katot malzemesi olarak lityum demir fosfat kullanılan bu yeni teknik piller, lityum iyon pillere göre daha uzun ömürlü ve güvenlidir. Bu da pilden oluşacak yangın ve patlama riskini azaltır.” diye konuştu.

Düşük kaliteli bataryalılarda risk daha yüksek

Batarya patlamalarının başlıca nedenlerine de değinen Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Lityum iyon Pil hücresindeki ısı üretimi, ısı dağıtma kapasitesini aştığında termal kaçak meydana gelir. Bataryada ekzotermik reaksiyonları tetikleyebileceği için termal kaçak genellikle yüksek sıcaklıklarda meydana gelir. Reaksiyonlar daha fazla ısı ürettiğinden ve pil sıcaklığının arttığından pilin şişmesine, tahrip olmasına, yangın ve patlamalara yol açmasına sebep olabilir. Elbette düşük kaliteli bataryalılarda risk daha yüksektir.” şeklinde de konuştu.

Yanan bataryaya su dökmeyin!

Evde ve iş yerinde elektrikli araç bataryalarının şarjı için güvenli alanların nasıl tasarlanması gerektiğine de dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yanan bir lityum iyon pil taşıyan bir cihazı söndürmek için asla su kullanılmamalıdır. Otomatik sping sisteminden uzak tutulmalıdır. Su yangını daha da büyüterek yaygınlaşmasına sebep olur. D sınıfı (metal) yangınların kontrolü oldukça zordur. Lityum gibi alkali metallerin yangınlarının, yayılmaması için özel önlemler alınmalı, söndürülmesi için özel söndürücüler kullanılması gerekir.” dedi.

Elektrik araç şarj istasyonları açık havada olmalı

Evde şarj yapılan yerlerin civarında yanıcı madde bulunmamasına dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Pil yangını sırasında çıkacak öldürücü gazlara dikkat edilmelidir. Elektrik araç şarj istasyonlarının açık havada olmasına dikkat edilmelidir. Pratikte şarj yapılan yerde özel söndürücü yoksa kum bulundurulması uygun olabilir. Kapalı garajlarda elektrikli araçlar için diğer araçlardan betonla ayrılmış özel bölüm yapılması uygun olabilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.