Connect with us

Lojistik

Düzce e-ticaretin Lojistik Merkezi Olma Yolunda

  Dünyanın önemli bir e-ticaret devi yatırım için Düzce’yi markajına aldı. 80 bin metrekare alan ile başlayacak yatırımın Ankara ve İstanbul hattındaki önemli bir noktada bulunan Düzce’yi e-ticarette lojistik merkez olmaya hazırlayacak.

DÜNYA Gazetesi Üst Yöneticisi Hakan Güldağ, Genel Koordinatör Vahap Munyar ve Yazıişleri Müdürü Handan Sema Ceylan sordu; Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Şahin ve Düzce Ticaret Borsası Başkanı Nurettin Karslıoğlu cevapladı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde DÜNYA 81 ildeki oda ve borsalarla bir araya gelecek. “Başkanlar Konuşuyor” adlı bu projede ikinci kent Düzce oldu. 81 plaka numarasını alan Türkiye’nin en genç kenti Düzce, 1999 depreminden sonra vilayet oldu. Sanayisiyle öne çıkan kentin iddiası, tarım ve turizm olacak. Kentte orman ürünleri de göz dolduruyor.

13 yabancı sermayeli firmaya yenileri ekleniyor

TUNCAY ŞAHİN
DÜZCE TİCARET VE SANAYİ ODASI BAŞKANI

tuncay-sahin.jpgÖzellikle 1999’da Düzce depremiyle beraber şehrin yüzde 95’i yıkıldı en genç illerden bir tanesiyiz. Şimdi gündemimizde e-ticaret var. Dünyanın dev bir e-ticaret firması Ankara-İstanbul arasındaki avantajlı yerimiz için geldi. Biliyorsunuz Kuzey Marmara Otoyolu Hendek’e kadar geliyor. Bu dev firmanın çok önemli bir yatırım yapmasını sağlayacağız. Ayrıca Namet’e 222 dönem yer verdik. Endüstri 4.0’a göre çok teknolojik bir yatırım yapıyorlar. Gelen yatırımcı önce bize geliyor. Sayın valimize sayın bakanımıza götürüyoruz. Çok hızlı bir şekilde evrakını, sorununu çözüyoruz. 1. OSB’mizde çok çekmiştik. Artık idmanlıyız, yatırımlarımızı kentimizin lider isimleri sayesinde hızla devreye alıyoruz. En büyük yatırımcılarımızdan Düzcecam yine bir yatırım yapmak için 50 dönüm yer istiyor. Başka bir firmamız 200 dönüm yer istiyor. Bir İranlı yatırımcımız 100 dönüm yer talep etti.

Yerimiz kısıtlı artık biz burada 3 bin liranın altında işçi çalıştırmayacak yatırımlara öncelik veriyoruz. Yatırımcıların hepsinin yatırımı 100 milyon liradan fazla. Dünya hızla değişiyor. Biliyorsunuz 85 milyon mesleğin yok olacağı, 97 milyon yeni mesleğin doğacağı söyleniyor. Almanya’ya düzenlediğimiz bir geziden sonra KOBİ’lerin neler yapması ile ilgili kritik bilgiler edindim. Düzce’deki arkadaşlara hemen söyledim. Dijitalleşmeyi, ihracatı hiç deneyimlememiş iş insanlarını merceğimize aldık. Dış Ticaret İstihbarat Birimi kurduk. Düzce’de yüzde 100 yabancı sermayeli 13 firma var.

Bizim eğitimlerimize onlar da destek veriyor. Tahkimden tutun proje geliştirmeye kadar eğitimler sunuyoruz. Gümrükçülük de değişiyor. Biz Türkiye’nin 3. Teknolojik gümrüğünü kuracağız. Artık kargo gümrükçülüğü hizmeti de vereceğiz. Küçük meblağlı ihracatlar için de hazırız. Düzce’nin en önemli avantajı kentin önde gelen tüm liderlerinin birlikte çalışması. Bakanımız Faruk Özlü, Belediye Başkanımız oldu. Kentimize önemli hizmetleri var. Valimiz, rektörümüz çok çalışkan, çok uyumlu bir ekibiz. Düzce’yi birlikte yönetiyoruz. İddialıyım, 5 yıl sonra Düzce’yi bambaşka bir nokta göreceğiz. İhracatımız en az 5 milyar dolar olur. Şu anda 1.6 milyon dolar ihracat yapıyoruz. Ama başka kentlerden gittiği için resmiyette sanki 400 milyon dolar ihracat yapıyormuşuz gibi gözüküyor. Bu konunun çözülmesi için girişimlerimiz var.

BİR TURİST NE ARARSA HEPSİ DÜZCE’DE VAR

Beş yıl sonra turizm gelirimiz en az 1 milyar TL’nin üzerine çıkar. Şu anda yılda bize 300 bin kişi raftinge geliyor. Gelişen bir turizmimiz var. Gölyaka’da Efteni Gölü var. Burası kuş cenneti olarak geçer. Şu anda oraya 70 milyon lira yatırım yapılıyor. Etrafına golf sahaları yapacağız. Kardüz Kayak Merkezimiz var. Kartalkaya’dan, Uludağ’dan daha iyi. Şelalelerimiz, mağaralarımız 30 kilometre ötede denizimiz var. Bir turist ne ararsa bizde onların hepsi var. Karavancılık da yapıyoruz, antik kentimiz de var.

EŞİ CEZAEVİNDEKİ KADINLAR İÇİN PROJE

Tarıma gelince alternatif tıpta iddialıyız. Eşi cezaevinde olan hanımefendilere meslek edindireceğiz. Onların tarımda çalışmasını sağlayacağız ve alım garantili üretim yapmalarının önünü açacağız. 5 dönüm yerden 15 bin TL para kazanacaklar. Burada tarım işçilerinin yaş ortalaması 58. Daha doğuya gittiğinizde 62. Gençler masa başı iş istiyor. Ama makine görmemiş makine mühendisleri gördü bu gözler. Önemli olan severek bir mesleği yapmak ve ondan para kazanmak. İstanbul’da bir binadan oluşan üniversiteler var. Tarım sayesinde işsizliğimiz de azalır. Bir de tarım toprakları miras yoluyla çok parçalandı. Toprak reformu şart. Yeni dünyanın savaşları yapay zeka, tarım ve su üzerine olacak. Türkiye buna çok iyi hazırlanmalı.

MANDACILIK DERSİ BİR BİZDE VAR BİR AFYON’DA

5 OSB’miz var. O yüzden artık tarım ve turizme yöneleceğiz. Tarım ve hayvancılık alanında kendimizi geliştirebileceğimiz en önemli alanlardan biri mandacılık. Veterinerlik yüksekokulunda mandacılık dersi var. Bu ders sadece Afyon’da bir üniversite ile bizde var. Mandaya devlet 1200 lira destek veriyor. Burada Hollandalı bir firmadan destek alıyoruz, bir tarım OSB kuracağız. Daha butik bir OSB olacak ama para edecek ürünler ekeceğiz.

AĞAÇ KUYUMDAN DAHA DEĞERLİ

Orman endüstrisi alanında çok geliştik. MDF firmalarımız dünya çapında. Ağaç sektörümüz şuanda daha iyi kuyumculuktan daha iyi. Amerika dahil uzak coğrafyalara ihracat yapıyoruz.

NURETTİN KARSLIOĞLU
DÜZCE TİCARET BORSASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI

nurettin-karslioglu.jpgDüzce son yıllarında fındıkla öne çıktı, çünkü üretim alanları çoğaldı. Oysa bundan 20-25 yıl önce Düzce dendiği zaman akla kereste şehri olarak gelirdi. Düzce’miz sanayiden sonra tarım ve turizm şehridir. Esasında sanayi için kentimiz yeterince doldu. Bundan sonra turizme ve tarıma ağırlık vereceğiz. Düzce’mizde bir de üniversitemiz var. Onun da kentimize katkıları var. Ancak aşırı göç alıyoruz. Ankara’yla İstanbul’un ortasında olmamız, köylerden insanları bize itiyor. Aslında Düzce de çok göç almaya müsait bir şehir değil. Kentimizin arazilerinin yüzde 60’ı tarım toprağı. Ancak biz sadece fındık ekiyoruz. Düzce’nin çok kıymetli bir ova toprağı var. Senede birkaç defa ürün alınabilecek çok verimli bir toprak bu. Ürün çeşitliliği sağlayabiliriz. Bunun için de ürün bazlı teşvikler verilebilir. Bu ürünler yılda iki kez hasadı olabilecek ürünler olabilir, hatta endüstri ile birlikte planlayabiliriz. Gıda endüstrisinin burada yatırım yapmasını sağlayacak ürünler yetiştirilebilir. Örnek vermek için anlatayım. İzmirli bir firma burada ahududu üretilmesi için köylerle anlaştı. Çok güzel üretim olmuştu. Ama İzmirli firma bir süre sonra bu işi bıraktı. Köylüler açıkta kaldı. Ama bu iş gelişseydi bambaşka bir üretimimiz olabilirdi. İstenince hemen bir ürün üretilebiliyor. Kivi de üretebiliriz, ahududu da bunların hepsine toprağımız müsait. Yeter ki bir sanayici gelsin istesin.

BALKABAĞINDA SAKARYAİLE ÇARPIŞIRIZ

Biliyorsunuz artık meşhur restoranların menülerinde daha çok balkabaklı ürünler var. Bizim ürettiğimiz balkabağı, Sakarya’nın sahip çıktığı balkabağıyla çarpışır. Çünkü toprağımız daha kaliteli. Ben Düzce’nin toprağının Sakarya toprağından daha iyi olduğu kanaatindeyim. Düzce Ovası’nın toprağı 50-60 yıl önceki depremlerden dolayı kesme kesme helva gibi olmuş.

250 ÜRÜN İŞLEM GÖRÜYOR AMA İŞLEMİN YÜZDE 95’İ FINDIK

400 faal üyemiz var. Toplamda üye sayımız 500 civarında. Borsamızda 200-250 tane ürün çeşidi var ancak ürünümüzün yüzde 95’i yine fındık. Kereste olsun, mısır olsun, hayvancılık olsun, bunların hepsi var işlem görüyor ama hepsi hem rakamsal olarak hem kilo bazında düşük kalıyorlar. Düzce’mizde bir de akredite gıda laboratuvarımız var. Bu laboratuvarı ihracata giden fındıkların afl atoksin kontrolü için kurmuştuk. Şu an ihracata giden fındıkların tüm kontrollerini burada yaptırıyoruz. 6 tane mühendisimiz var. Ancak Avrupa Birliği alfatoksin çalışmalarını isteğe bağlı hale getirince laboratuvarımız için ani bir fren oldu. İnşallah başka ürünlerle takviye olur diye ümit ediyoruz.

KAYNAK: DÜNYA GAZETESİ

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lojistik

Orta Koridor: Küresel Ticaretin Yeni Güzergâhı ve Türkiye’nin Kritik Rolü

Son yıllarda küresel ticaretin dengeleri, jeopolitik olaylar ve çevresel baskılar nedeniyle sarsılıyor. Avrupa ile Asya arasındaki ana ticaret rotaları olan Süveyş Kanalı ve Kuzey Koridor, artan riskler ve maliyetlerle mücadele ediyor. Bu durum, dikkatleri daha güvenli, hızlı ve ekonomik bir alternatif olan Orta Koridor‘a çeviriyor. Türkiye, bu stratejik hattın en kritik halkası olarak ön plana çıkıyor. Lanes Lojistik Operasyon Direktörü Ali Demircan, Orta Koridor’un küresel ticaretin geleceğini nasıl şekillendirdiğini ve Türkiye için sunduğu fırsatları değerlendirdi.

Jeopolitik Değişimler ve Yeni Rota İhtiyacı

 

Rusya-Ukrayna savaşı, Rusya üzerinden geçen Kuzey Koridor’u neredeyse devre dışı bıraktı. Aynı zamanda, deniz taşımacılığının ana arterlerinden biri olan Süveyş Kanalı’ndaki belirsizlikler ve AB’nin getirdiği yüksek karbon vergileri, denizyolunu daha az cazip bir seçenek haline getirdi. Bu sorunlar, tedarik zincirlerini daha esnek ve güvenilir hale getirme ihtiyacını doğurdu.

Çin’den başlayıp Orta Asya üzerinden Hazar Denizi’ni geçerek Türkiye’ye ve oradan Avrupa’ya uzanan Orta Koridor, bu ihtiyaca en güçlü yanıtı veriyor. Ali Demircan, bu rotanın sadece malların taşınmasını hızlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’yi uluslararası bir lojistik merkezi konumuna yükselttiğini belirtiyor. “Türkiye artık sadece bir geçiş ülkesi değil, ticaretin akışını yöneten bir aktör haline geliyor,” diyor Demircan.

Zaman, Maliyet ve Çevre Açısından Avantajlar

 

Orta Koridor’un en büyük çekim noktalarından biri, sunduğu somut avantajlardır:

  • Zaman Tasarrufu: Denizyoluyla ayları bulan teslimat süreleri, Orta Koridor’un demiryolu ağı sayesinde 20 günden daha az bir süreye düşüyor. Bu, özellikle zaman hassasiyeti olan sektörler için devrim niteliğinde.
  • Ekonomik Rekabetçilik: Yükselen yakıt ve operasyonel maliyetler, deniz taşımacılığını zorlarken, demiryolu daha düşük ve öngörülebilir navlun fiyatları sunuyor.
  • Sürdürülebilirlik: Avrupa Birliği’nin sıkılaşan çevre düzenlemeleri karşısında, demiryolu taşımacılığı karayoluna kıyasla çok daha düşük karbon ayak izine sahip. Bu da şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor.

Türkiye’nin Dijitalleşme Hamlesi

 

Orta Koridor’un tam potansiyeline ulaşması için fiziki altyapı yatırımlarının yanı sıra dijital entegrasyon da büyük önem taşıyor. Türkiye, gümrük süreçlerini kolaylaştıran dijital çözümler, blokzincir tabanlı güvenli belge yönetimi ve gerçek zamanlı yük takip sistemleri ile bu hattın verimliliğini artırmayı hedefliyor.

Bu dijital hamleler, Türkiye’yi sadece bir transit noktası olmaktan çıkarıp, küresel ticaretin en önemli veri ve bilgi akış merkezlerinden biri haline getiriyor. Kısacası, Orta Koridor sadece bir demiryolu hattı değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğe yönelik stratejik bir lojistik yatırımı ve bölgedeki konumunu pekiştiren güçlü bir araç olarak öne çıkıyor.

Continue Reading

Blog

Kâmil Koç, 100. yılına Mercedes-Benz Türk otobüsleriyle ilerliyor

Türkiye’nin en çok tercih edilen lider seyahat markası Kâmil Koç, 100. yılına yaklaşırken yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Global iş ortağı Flix’in desteğiyle filosuna güçlendirmeye devam eden Kâmil Koç, yolcularına eşsiz bir seyahat deneyimi sunmak amacıyla araç filosuna 20 adet Mercedes-Benz Türk Tourismo 16 2+1 model otobüs kattı. Kâmil Koç, üstün donanım ve konfor özellikleriyle seyahatin vazgeçilmezi olan yeni son model otobüsleri Ankara’da düzenlenen bir törenle teslim aldı.

Bir asra yaklaşan köklü geçmişiyle seyahat sektöründe Türk halkının ilk tercihi olan Kâmil Koç, sektördeki öncülüğünü yalnızca geniş hizmet ağıyla değil, aynı zamanda araç filosundaki kalite ve teknoloji seviyesiyle de sürdürüyor. Global iş ortağı Flix’ten aldığı güçle hizmet kalitesini Türkiye’nin dört bir yanına taşımaya devam eden Kâmil Koç, bu kez yolculukların vazgeçilmez markası Mercedes-Benz Türk’ün yıldızına yatırım yaptı. Firma, yeni araç yatırımı kapsamında, filosunu toplam 20 adet Tourismo 16 2+1 model araçla güçlendirdi.

Kâmil Koç, Mercedes-Benz Türk Koluman Bayisi aracılığıyla satın aldığı toplam yeni otobüsleri Ankara’da düzenlenen törenle teslim aldı. Törene Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Çağatay Kepek, İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Direktörü Mehmet Türkyılmaz, Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy, Koluman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Türkay Saltık, Otobüs Grup Satış Müdürü Fevzi Kaplan ile her şirketten yönetici ve çalışanlar katıldı.

“Eşsiz bir seyahat deneyimi için Mercedes-Benz Türk’e yatırım yaptık”

Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Çağatay Kepek, hizmet kalitelerini Türkiye’nin her yerine taşımak için çalıştıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Kâmil Koç olarak 100. yıl hedeflerimiz doğrultusunda yolcu memnuniyetini ön planda tutarak, konforlu ve kaliteli seyahat deneyimine yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bir taraftan yeni iş birlikleriyle hizmet kalitemizi ülkemizin dört bir yanına taşırken, diğer yandan da filomuzu en son teknolojiyle donatılmış araçlarla yenileyerek yolcularımıza benzersiz bir seyahat deneyimi sunmaya gayret ediyoruz. Bugün de bu yaklaşım doğrultusundan sektörünün küresel markası Mercedes-Benz Türk otobüsleriyle bu yatırımlarımıza bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Mercedes-Benz Türk, yolcu ve kaptan memnuniyetini odağına alan teknolojileriyle küresel ölçekte fark yaratan bir marka. Özellikle yolculukların vazgeçilmezi haline gelen ve bugün filomuza kattığımız yeni Tourismo modeli; yolcu konforunu, dayanıklılığı ve sürüş teknolojilerini bir arada sunan özellikleriyle seyahat sektörünün ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt veriyor. Yeni otobüslerimizin, yolcularımıza sunduğumuz yüksek hizmet standartlarımızı daha da ileriye taşımamızda bize önemli katkılar yapacağına inanıyoruz. Filomuza değer katan yeni yıldızlarımızın markamıza ve tüm yolcularımıza hayırlı olmasını dileriz.”

“Kâmil Koç ile iş ortaklığımız güçlenerek sürüyor”

Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy da konuşmasında şunları kaydetti:

“Mercedes-Benz Türk olarak, müşterilerimizin, kaptanlarımızın beklentilerini ürünlerimize yansıtmak için çalışıyoruz. Kâmil Koç ile geçmişten bugüne uzanan iş ortaklığımız, bu anlayışın güzel bir örneğidir. Markamıza duydukları güven ve iş ortaklığımıza verdikleri değer için kendilerine gönülden teşekkür ediyorum. Biz her zaman neleri daha iyi yapabiliriz, her geçen gün kendimizi nasıl daha ileriye taşıyabiliriz ve araçlarımızla kaptanlarımıza, müşterilerimize, yolcularımıza nasıl daha iyi hizmet sunabilirizin çabası içerisinde oluyoruz. Bugün teslimatını gerçekleştirdiğimiz 20 adet Tourismo 16 2+1 model otobüsümüz, şehirler arası yolcu taşımacılığında yüksek konfor, güvenlik ve işletme verimliliği gibi önemli kriterleri üst düzeyde karşılayacak şekilde üretildi. Bu araçların, Kâmil Koç’un hizmet kalitesine ve müşteri memnuniyeti vizyonuna katkı sunacağına yürekten inanıyorum.”

“Sektörde değer üretiyor, bu değerler ile yolumuza devam ediyoruz.”

Koluman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Türkay Saltık ise şöyle konuştu:

“Mercedes-Benz Türk’ün yetkili bayisi Koluman Motorlu Araçlar olarak, güçlü mirasımız, yenilikçi yaklaşımımız ve müşteri odaklı iş modelimizle müşterilerimizin daima yanında olmaya devam ediyoruz.  Bugün Kâmil Koç firmasına 20 adet Mercedes-Benz Tourismo 16 2+1 model otobüsün teslimatını gerçekleştirmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Sektörde değer üretiyor, bu değerler ile yolumuza devam ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu önemli teslimatta bunun altını bir kez daha çiziyor, Türkiye’nin her bölgesinde seyahat eden yolculara hizmet kalitesini ulaştıran kıymetli iş ortağımız Kâmil Koç’a yeni araçlarının hayırlı olmasını diliyorum.”

Continue Reading

Blog

Yedek Parça Sektöründe Rekor Büyüme!

Yeni Bakım Alışkanlıkları ve Araç Parkının Yaşlanması  Yedek Parçayı Otomotivin Merkezine Aldı”

 

Otomotiv sektöründe yaşanan dönüşümün en güçlü etkilerinden biri, yedek parça ve bakım pazarında kendini gösteriyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, sektördeki hızlı büyümeye dikkat çekerek, “Yedek parça artık sadece bir ihtiyaç değil, stratejik bir yatırım” dedi. 2020’de 24,2 milyon olan araç parkı 2025’te 28,5 milyona çıkarak %17,7 büyüme gösterdi. Bu büyüme, yılda ortalama 300 USD parça ihtiyacıyla birleşince yedek parça pazarında 1,3 milyar USD’lik ek potansiyel oluşturdu.

 

Araç Parkının Büyümesi Yedek Parça İhtiyacını Artırdı

Türkiye’deki toplam araç sayısı 2020’de 24,2 milyonken, 2025 itibarıyla 28,5 milyona ulaştı. Bu yaklaşık %17,7’lik artış, parça tüketimini doğrudan etkiledi. Motor Aşin verilerine göre, ortalama bir araç yılda 250–350 USD’lik yedek parça ihtiyacı doğuruyor. Bu da pazarın toplam büyüklüğünü 8,55 milyar USD seviyesine çıkardı.

Elektrikli Araçlarla Parça Profili Değişiyor

2025’te araç parkının %3’ünü elektrikli araçlar oluşturuyor. “Egzoz, debriyaj, yağ filtresi gibi geleneksel parçalara olan talep azalırken; batarya, inverter, elektronik modül gibi parçalarda %80’i aşan talep artışı gözleniyor” İfadelerine yer veren Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “2030’da bu oranın %15’e çıkmasıyla birlikte bu değişimin daha da hızlanacağını öngörüyoruz” dedi.

Yedek Parçada İhracat Hız Kazandı, Dış Ticaret Açığı Azaldı

İhracat verilerine de değinen Aşçı, “2020’de 7,8 milyar USD olan yedek parça ithalatı, 2025 yılında 9,5 milyar USD’ye ulaştı. Buna karşılık, ihracat %35,3 artışla 8,8 milyar USD seviyesine geldi. Böylece dış ticaret açığı 1,3 milyar USD’den 0,7 milyar USD’ye düşerek daha dengeli bir yapı oluştu. Bu gelişme, Türkiye’nin güçlü üretim kabiliyeti ve markalaşma stratejileri sayesinde sağlandı. 2025’te yedek parça ihtiyacının %47’si yerli kaynaklarla karşılanırken, bu oranın 2030’da %55’e ulaşması bekleniyor. Özellikle ön takım, fren sistemleri, aydınlatma ve iç trim parçalarında Türkiye merkezli üreticilerin yatırımları hız kazandı” açıklamasında bulundu.

Tüketici Eğilimleri Değişiyor: Uzun Ömürlü Araç, Kaliteli Parça

Tüketicilerin pandemi sonrası 5 yılda zaman içerisinde sıfır araç temininde yaşadığı zorluklar, mevcut araçlarını daha uzun süre kullanmaya yönlendirdiğini aktaran Aşçı “Bu da bakım ve onarıma olan talebi artırdı. 2024’te otomobil tamir ustalarının iş hacmi %50’ye varan oranda artarken, kullanıcılar orijinal ve sertifikalı parçaya yönelerek bakım kalitesine önem vermeye başladı” değerlendirmesini yaptı ve geri dönüşüm, hurda parça ve sürdürülebilirlik konuları özelinde sektöre çağrıda bulundu.

Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “Yedek parça sektörü sadece araçlar için değil, ekonomi için de stratejik bir kaldıraçtır. Ar-Ge, yerli üretim ve geri dönüşüm ekosistemi ile bu alanı güçlendirmek zorundayız. Elimizdeki veriler, sadece büyüklüğü değil, derinliği de gösteriyor. Bugün Türkiye’de ortalama araç yaşı 14’ü aştı. Bu yaşlı araç parkı, yedek parçayı sadece bakım değil, aynı zamanda emniyet ve sürdürülebilirlik eksenine taşıyor.” dedi. Ayrıca hurda parça geri dönüşümü konusunda özel sektör, STK ve kamunun birlikte çalışması gerektiğinin altını çizdi.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.