Connect with us

Lojistik

Kargo Sektörü, Kapasitesini Son Bir Yılda İkiye Katladı

Türkiye Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği (KARİD) Başkanı Fatih Önyol, kargo sektöründe son dönemde yapılan yatırımlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. 1998 yılında kurulan ve aynı yıl faaliyetlerine başlayan dernekte sektörün önemli kargo, kurye ve lojistik şirketlerinin yer aldığını belirten Önyol, üye kuruluşların personel sayısının 200 binden fazla olduğunu ifade etti.

Sektörün gerek personel sayısı, gerek teknolojik altyapısı, gerek araç mevcudu ile çok daha güçlü bir hale geldiğine dikkat çeken Önyol, şuan mevcut taşınan kargonun iki katını dahi taşıyabilecek noktaya gelindiğini belirtti. Geçtiğimiz bir yıl içinde sektör olarak 10 milyar TL’nin üzerinde yatırım yapıldığını ifade eden Önyol, sektörün Kasım kampanyalarına hazır olduğunu söyledi.

Yurtiçi Kargo Genel Müdürlüğü görevini de sürdüren Fatih Önyol 20 yıldır sektörde yer aldığını belirterek, “İşin temelinden geliyorum. Sektörde denetmenlik, Bölge Müdürlüğü, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Genel Müdür yardımcılığı gibi görevlerde bulundum. Karid’de de Genel Sekreterlik, Başkan yardımcılığı pozisyonlarında görev aldım” ifadelerini kullandı.

fatih-onyol.jpg“Kargo sektörü 200 binden fazla insana istihdam sağlıyor”
Kargo sektöründe 200 binden fazla insanın istihdam edildiğini belirten Önyol sözlerine şöyle devam etti: “Sektörde görev yapan 200 bin arkadaşımız her gün tam 15 milyondan fazla adrese hizmet veriyor. 50 bin araç günde ortalama 8 milyon kilometre yol yapıyor. Sektörün büyüklüğünü gözünüzde canlandırabilmeniz için bu rakamları ifade ediyorum. Yapılan bu faaliyetlerin tamamının aslında ticari faaliyetlerin bir tamamlayıcısı olduğunu unutmayın. Temelde adresten adrese taşıma olarak gerçekleşen bizim faaliyetimiz, gerçekte başka bir şirketin ticari faaliyetinin tamamlanması için gerçekleşiyor. Bu anlamda ticaretin sağlıklı bir şekilde büyümesi önemli köprü görevini biz üstleniyoruz. Bunu fark ettiğinizde sektörün gelişiminin ne kadar gerekli olduğunu daha iyi algılayabilirsiniz. Kargo, kurye ve lojistik sektörünün gelişimi demek, ülkedeki tüm ticari faaliyetlerin hızlanması ve büyümesi demektir”.

“Pandemi etkilerine çok çabuk uyum sağladık”
Pandemi ile birlikte sektörde yaşananlara da değinen Önyol, “Pandemi bugün de aslında tamamen sona ermiş sayılmaz. İnsanların bir kısmı hala evlerinden çalışıyor ve plazaların birçoğu boş. Bunu unutmayalım. Bunu neden özellikle belirtiyorum? Çünkü bu durum ilk yaşandığında kargo sektörü için gerçekten ciddi bir krizdi. Fakat bugün hiçbir sorun yok. Neden? Çünkü çok kısa sürede uyum sağlamayı başardık. Konuyu biraz daha açmak gerekirse; evet pandemi ile birlikte konut alanlarına gelen kargo adetlerinde bir artış meydana geldi. Ancak sektörümüz için asıl sorun bu değildi. Sorun, kargo artışı ile birlikte dağıtım yapılan alanların da bir anda yer değiştirmesi ile ilgiliydi. Evet, e-ticaret kargoları artıyordu. Ancak salgın sebebi ile fiziki işletmelerde olan faaliyetler maalesef azalmıştı. Bu da B2B olarak adlandırdığımız işletmeden işletmeye giden kargo sayılarında ciddi bir azalma meydana getirmişti. Ayrıca plaza bölgelerinde çalışan vatandaşlarımız görevlerine evlerinde devam ettikleri için; o bölgelerde kargo akışı durma noktasına gelirken, konut bölgelerinde inanılmaz bir yoğunluk yaşanıyordu. İşte temel sorun buydu. Sorunu sadece araç alarak ve personel alarak da çözemezdiniz. Hızlıca yeni projeler geliştirmeli ve bunu hemen sahada uygulamaya başlamalıydınız. Öyle de oldu. Sektörümüz çok kısa sürede bu süreci başarı ile yönetmeyi başardı. Sektör, artan talebe cevap vermek için Pandemi dönemi içerisinde sadece 1 yılda 10 milyar TL’den fazla yatırıma imza attı. Bu sayede kapasitesini 2 katına çıkarmayı başardı. Yurtdışındaki tüm örnekleri yerinde görmüş incelemiş biri olarak belirtmem gerekir ki; Türkiye’deki Kargo Kurye ve Lojistik sektörü, artık dünyadaki rakiplerine göre çok kaliteli ve sorunsuz hizmet vermektedir. Sektörün büyüklüğü ve gelişim hızı dünyanın en gelişmiş ülkelerinde faaliyet gösteren rakiplerimizden geri kalmaz” dedi.

“Kargo sektörü pandemiye karşı büyük bir sorumluluk duygusu ile hareket etti”
Kargo, kurye ve lojistik işletmecilerinin 2021 yılında sergilediği performans hakkında değerlendirmelerde bulunan Fatih Önyol, sektörün her yeni yıl, bir önceki yıla göre daha iyi bir noktaya gelmeyi başardığını belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Gerek personel sayısı ile gerek dağıttığı kargo sayısı ile gerekse teknolojik gelişimi ile bu ilerlemeyi bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Ancak 2021 yılı gerçekten sektörümüz için çok farklı bir yıl oldu. Ölümcül bir tehdit sizi köşeye sıkıştırdığında karşınızda iki ihtimal vardır. Ortası genellikle yoktur. Ya çok daha güçlenerek bu süreci atlatırsınız ya da o sorunun altında sıkışır kalır ve ezilirsiniz. Sektörümüz pandemi ile yüzleştiğinde büyük bir sorumluluk duygusu ile bu yükü sırtlamayı başardı ve pandemiden güçlenerek çıktı. Yani artık eskisine göre çok daha güçlüyüz. Çok daha hızlıyız. Çok daha dijitaliz”.

Önyol, sektörün yaptığı yatırımlar ile şuan mevcut taşıdığı kargonun iki katını dahi taşıyabilecek noktada olduğunu belirterek, “Şuan gerek personel sayısı, gerek teknolojik altyapısı, gerek araç mevcudu ile çok daha güçlü bir kargo sektörü var artık. Kargo sektörü kasım kampanyalarına hazır bunu rahatlıkla ifade edebilirim. Geçtiğimiz 1 yıl içinde sektör olarak 10 milyar TL’yi aşan yatırım yapmış durumdayız ve her yıl bu yatırımlarımıza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Sektör olarak büyümeye devam edeceğiz”
Kargo, kurye ve lojistik sektörünün gelecek hedefleri hakkında da bilgi veren Önyol, “Yaptığımız işi dünyanın farklı yerlerinde, yerinde görmüş, incelemiş analiz etmiş biri olarak ifade ediyorum. Türkiye’deki kargo, kurye ve lojistik sektörünün hizmet kalitesi ve hızı gerçekten çok iyi bir noktada. Ancak bizim için yeterli mi? Hayır. Biz büyümeye devam edeceğiz. Büyürken hizmet kalitemizi de artırmaya devam edeceğiz. Ticari faaliyetlerin destekçisi, yol arkadaşı ve hatta müşteri temsilcisi olmaya devam edeceğiz. Ayrıca önümüzdeki yıl, muhtemelen mayıs ayı içerisinde Türkiye’de bir ilki gerçekleştireceğiz. E-ticaret firmaları ile kargo tedarikçilerini bir araya getirmeyi amaçlayan bir kargo tedarikçileri fuarı organize edeceğiz. Bu fuar yeni dönemin ticaret akışı için çok önemli bir organizasyon olacak” dedi.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lojistik

Orta Koridor: Küresel Ticaretin Yeni Güzergâhı ve Türkiye’nin Kritik Rolü

Son yıllarda küresel ticaretin dengeleri, jeopolitik olaylar ve çevresel baskılar nedeniyle sarsılıyor. Avrupa ile Asya arasındaki ana ticaret rotaları olan Süveyş Kanalı ve Kuzey Koridor, artan riskler ve maliyetlerle mücadele ediyor. Bu durum, dikkatleri daha güvenli, hızlı ve ekonomik bir alternatif olan Orta Koridor‘a çeviriyor. Türkiye, bu stratejik hattın en kritik halkası olarak ön plana çıkıyor. Lanes Lojistik Operasyon Direktörü Ali Demircan, Orta Koridor’un küresel ticaretin geleceğini nasıl şekillendirdiğini ve Türkiye için sunduğu fırsatları değerlendirdi.

Jeopolitik Değişimler ve Yeni Rota İhtiyacı

 

Rusya-Ukrayna savaşı, Rusya üzerinden geçen Kuzey Koridor’u neredeyse devre dışı bıraktı. Aynı zamanda, deniz taşımacılığının ana arterlerinden biri olan Süveyş Kanalı’ndaki belirsizlikler ve AB’nin getirdiği yüksek karbon vergileri, denizyolunu daha az cazip bir seçenek haline getirdi. Bu sorunlar, tedarik zincirlerini daha esnek ve güvenilir hale getirme ihtiyacını doğurdu.

Çin’den başlayıp Orta Asya üzerinden Hazar Denizi’ni geçerek Türkiye’ye ve oradan Avrupa’ya uzanan Orta Koridor, bu ihtiyaca en güçlü yanıtı veriyor. Ali Demircan, bu rotanın sadece malların taşınmasını hızlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’yi uluslararası bir lojistik merkezi konumuna yükselttiğini belirtiyor. “Türkiye artık sadece bir geçiş ülkesi değil, ticaretin akışını yöneten bir aktör haline geliyor,” diyor Demircan.

Zaman, Maliyet ve Çevre Açısından Avantajlar

 

Orta Koridor’un en büyük çekim noktalarından biri, sunduğu somut avantajlardır:

  • Zaman Tasarrufu: Denizyoluyla ayları bulan teslimat süreleri, Orta Koridor’un demiryolu ağı sayesinde 20 günden daha az bir süreye düşüyor. Bu, özellikle zaman hassasiyeti olan sektörler için devrim niteliğinde.
  • Ekonomik Rekabetçilik: Yükselen yakıt ve operasyonel maliyetler, deniz taşımacılığını zorlarken, demiryolu daha düşük ve öngörülebilir navlun fiyatları sunuyor.
  • Sürdürülebilirlik: Avrupa Birliği’nin sıkılaşan çevre düzenlemeleri karşısında, demiryolu taşımacılığı karayoluna kıyasla çok daha düşük karbon ayak izine sahip. Bu da şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor.

Türkiye’nin Dijitalleşme Hamlesi

 

Orta Koridor’un tam potansiyeline ulaşması için fiziki altyapı yatırımlarının yanı sıra dijital entegrasyon da büyük önem taşıyor. Türkiye, gümrük süreçlerini kolaylaştıran dijital çözümler, blokzincir tabanlı güvenli belge yönetimi ve gerçek zamanlı yük takip sistemleri ile bu hattın verimliliğini artırmayı hedefliyor.

Bu dijital hamleler, Türkiye’yi sadece bir transit noktası olmaktan çıkarıp, küresel ticaretin en önemli veri ve bilgi akış merkezlerinden biri haline getiriyor. Kısacası, Orta Koridor sadece bir demiryolu hattı değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğe yönelik stratejik bir lojistik yatırımı ve bölgedeki konumunu pekiştiren güçlü bir araç olarak öne çıkıyor.

Continue Reading

Blog

Kâmil Koç, 100. yılına Mercedes-Benz Türk otobüsleriyle ilerliyor

Türkiye’nin en çok tercih edilen lider seyahat markası Kâmil Koç, 100. yılına yaklaşırken yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Global iş ortağı Flix’in desteğiyle filosuna güçlendirmeye devam eden Kâmil Koç, yolcularına eşsiz bir seyahat deneyimi sunmak amacıyla araç filosuna 20 adet Mercedes-Benz Türk Tourismo 16 2+1 model otobüs kattı. Kâmil Koç, üstün donanım ve konfor özellikleriyle seyahatin vazgeçilmezi olan yeni son model otobüsleri Ankara’da düzenlenen bir törenle teslim aldı.

Bir asra yaklaşan köklü geçmişiyle seyahat sektöründe Türk halkının ilk tercihi olan Kâmil Koç, sektördeki öncülüğünü yalnızca geniş hizmet ağıyla değil, aynı zamanda araç filosundaki kalite ve teknoloji seviyesiyle de sürdürüyor. Global iş ortağı Flix’ten aldığı güçle hizmet kalitesini Türkiye’nin dört bir yanına taşımaya devam eden Kâmil Koç, bu kez yolculukların vazgeçilmez markası Mercedes-Benz Türk’ün yıldızına yatırım yaptı. Firma, yeni araç yatırımı kapsamında, filosunu toplam 20 adet Tourismo 16 2+1 model araçla güçlendirdi.

Kâmil Koç, Mercedes-Benz Türk Koluman Bayisi aracılığıyla satın aldığı toplam yeni otobüsleri Ankara’da düzenlenen törenle teslim aldı. Törene Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Çağatay Kepek, İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Direktörü Mehmet Türkyılmaz, Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy, Koluman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Türkay Saltık, Otobüs Grup Satış Müdürü Fevzi Kaplan ile her şirketten yönetici ve çalışanlar katıldı.

“Eşsiz bir seyahat deneyimi için Mercedes-Benz Türk’e yatırım yaptık”

Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Çağatay Kepek, hizmet kalitelerini Türkiye’nin her yerine taşımak için çalıştıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Kâmil Koç olarak 100. yıl hedeflerimiz doğrultusunda yolcu memnuniyetini ön planda tutarak, konforlu ve kaliteli seyahat deneyimine yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bir taraftan yeni iş birlikleriyle hizmet kalitemizi ülkemizin dört bir yanına taşırken, diğer yandan da filomuzu en son teknolojiyle donatılmış araçlarla yenileyerek yolcularımıza benzersiz bir seyahat deneyimi sunmaya gayret ediyoruz. Bugün de bu yaklaşım doğrultusundan sektörünün küresel markası Mercedes-Benz Türk otobüsleriyle bu yatırımlarımıza bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Mercedes-Benz Türk, yolcu ve kaptan memnuniyetini odağına alan teknolojileriyle küresel ölçekte fark yaratan bir marka. Özellikle yolculukların vazgeçilmezi haline gelen ve bugün filomuza kattığımız yeni Tourismo modeli; yolcu konforunu, dayanıklılığı ve sürüş teknolojilerini bir arada sunan özellikleriyle seyahat sektörünün ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt veriyor. Yeni otobüslerimizin, yolcularımıza sunduğumuz yüksek hizmet standartlarımızı daha da ileriye taşımamızda bize önemli katkılar yapacağına inanıyoruz. Filomuza değer katan yeni yıldızlarımızın markamıza ve tüm yolcularımıza hayırlı olmasını dileriz.”

“Kâmil Koç ile iş ortaklığımız güçlenerek sürüyor”

Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy da konuşmasında şunları kaydetti:

“Mercedes-Benz Türk olarak, müşterilerimizin, kaptanlarımızın beklentilerini ürünlerimize yansıtmak için çalışıyoruz. Kâmil Koç ile geçmişten bugüne uzanan iş ortaklığımız, bu anlayışın güzel bir örneğidir. Markamıza duydukları güven ve iş ortaklığımıza verdikleri değer için kendilerine gönülden teşekkür ediyorum. Biz her zaman neleri daha iyi yapabiliriz, her geçen gün kendimizi nasıl daha ileriye taşıyabiliriz ve araçlarımızla kaptanlarımıza, müşterilerimize, yolcularımıza nasıl daha iyi hizmet sunabilirizin çabası içerisinde oluyoruz. Bugün teslimatını gerçekleştirdiğimiz 20 adet Tourismo 16 2+1 model otobüsümüz, şehirler arası yolcu taşımacılığında yüksek konfor, güvenlik ve işletme verimliliği gibi önemli kriterleri üst düzeyde karşılayacak şekilde üretildi. Bu araçların, Kâmil Koç’un hizmet kalitesine ve müşteri memnuniyeti vizyonuna katkı sunacağına yürekten inanıyorum.”

“Sektörde değer üretiyor, bu değerler ile yolumuza devam ediyoruz.”

Koluman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Türkay Saltık ise şöyle konuştu:

“Mercedes-Benz Türk’ün yetkili bayisi Koluman Motorlu Araçlar olarak, güçlü mirasımız, yenilikçi yaklaşımımız ve müşteri odaklı iş modelimizle müşterilerimizin daima yanında olmaya devam ediyoruz.  Bugün Kâmil Koç firmasına 20 adet Mercedes-Benz Tourismo 16 2+1 model otobüsün teslimatını gerçekleştirmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Sektörde değer üretiyor, bu değerler ile yolumuza devam ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu önemli teslimatta bunun altını bir kez daha çiziyor, Türkiye’nin her bölgesinde seyahat eden yolculara hizmet kalitesini ulaştıran kıymetli iş ortağımız Kâmil Koç’a yeni araçlarının hayırlı olmasını diliyorum.”

Continue Reading

Blog

Yedek Parça Sektöründe Rekor Büyüme!

Yeni Bakım Alışkanlıkları ve Araç Parkının Yaşlanması  Yedek Parçayı Otomotivin Merkezine Aldı”

 

Otomotiv sektöründe yaşanan dönüşümün en güçlü etkilerinden biri, yedek parça ve bakım pazarında kendini gösteriyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, sektördeki hızlı büyümeye dikkat çekerek, “Yedek parça artık sadece bir ihtiyaç değil, stratejik bir yatırım” dedi. 2020’de 24,2 milyon olan araç parkı 2025’te 28,5 milyona çıkarak %17,7 büyüme gösterdi. Bu büyüme, yılda ortalama 300 USD parça ihtiyacıyla birleşince yedek parça pazarında 1,3 milyar USD’lik ek potansiyel oluşturdu.

 

Araç Parkının Büyümesi Yedek Parça İhtiyacını Artırdı

Türkiye’deki toplam araç sayısı 2020’de 24,2 milyonken, 2025 itibarıyla 28,5 milyona ulaştı. Bu yaklaşık %17,7’lik artış, parça tüketimini doğrudan etkiledi. Motor Aşin verilerine göre, ortalama bir araç yılda 250–350 USD’lik yedek parça ihtiyacı doğuruyor. Bu da pazarın toplam büyüklüğünü 8,55 milyar USD seviyesine çıkardı.

Elektrikli Araçlarla Parça Profili Değişiyor

2025’te araç parkının %3’ünü elektrikli araçlar oluşturuyor. “Egzoz, debriyaj, yağ filtresi gibi geleneksel parçalara olan talep azalırken; batarya, inverter, elektronik modül gibi parçalarda %80’i aşan talep artışı gözleniyor” İfadelerine yer veren Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “2030’da bu oranın %15’e çıkmasıyla birlikte bu değişimin daha da hızlanacağını öngörüyoruz” dedi.

Yedek Parçada İhracat Hız Kazandı, Dış Ticaret Açığı Azaldı

İhracat verilerine de değinen Aşçı, “2020’de 7,8 milyar USD olan yedek parça ithalatı, 2025 yılında 9,5 milyar USD’ye ulaştı. Buna karşılık, ihracat %35,3 artışla 8,8 milyar USD seviyesine geldi. Böylece dış ticaret açığı 1,3 milyar USD’den 0,7 milyar USD’ye düşerek daha dengeli bir yapı oluştu. Bu gelişme, Türkiye’nin güçlü üretim kabiliyeti ve markalaşma stratejileri sayesinde sağlandı. 2025’te yedek parça ihtiyacının %47’si yerli kaynaklarla karşılanırken, bu oranın 2030’da %55’e ulaşması bekleniyor. Özellikle ön takım, fren sistemleri, aydınlatma ve iç trim parçalarında Türkiye merkezli üreticilerin yatırımları hız kazandı” açıklamasında bulundu.

Tüketici Eğilimleri Değişiyor: Uzun Ömürlü Araç, Kaliteli Parça

Tüketicilerin pandemi sonrası 5 yılda zaman içerisinde sıfır araç temininde yaşadığı zorluklar, mevcut araçlarını daha uzun süre kullanmaya yönlendirdiğini aktaran Aşçı “Bu da bakım ve onarıma olan talebi artırdı. 2024’te otomobil tamir ustalarının iş hacmi %50’ye varan oranda artarken, kullanıcılar orijinal ve sertifikalı parçaya yönelerek bakım kalitesine önem vermeye başladı” değerlendirmesini yaptı ve geri dönüşüm, hurda parça ve sürdürülebilirlik konuları özelinde sektöre çağrıda bulundu.

Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “Yedek parça sektörü sadece araçlar için değil, ekonomi için de stratejik bir kaldıraçtır. Ar-Ge, yerli üretim ve geri dönüşüm ekosistemi ile bu alanı güçlendirmek zorundayız. Elimizdeki veriler, sadece büyüklüğü değil, derinliği de gösteriyor. Bugün Türkiye’de ortalama araç yaşı 14’ü aştı. Bu yaşlı araç parkı, yedek parçayı sadece bakım değil, aynı zamanda emniyet ve sürdürülebilirlik eksenine taşıyor.” dedi. Ayrıca hurda parça geri dönüşümü konusunda özel sektör, STK ve kamunun birlikte çalışması gerektiğinin altını çizdi.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.