Connect with us

Otomotiv Sektörü

Lexus Limuzini Ulaşılabilir Yaptı: Lexus LM

Premium otomobil üreticisi Lexus, tamamen yeni LM modelinin dünya prömiyerini gerçekleştirdi. Lexus’un Avrupa’daki ürün gamını genişletecek olan yeni LM, marka adına tamamen yeni bir segmentte yer alarak büyük bir fark yaratacak. Yeni LM modeli, Eylül ayından itibaren Türkiye’de de satışa sunulacak.

Üst düzey lüks bir limuzinin özelliklerini geniş bir minivan olarak daha ileriye taşıyan LM, yeni NX, RX ve tam elektrikli RZ SUV’larının ardından Lexus’un yeni dönemini temsil eden dördüncü model oldu. “Luxury Mover”ın kısaltması olan LM’in ismindeki L harfi, LS sedan, LC coupe/convertible ve doğu Avrupa pazarında sunulan LX SUV gibi LM’in de bir Lexus amiral gemisi modeli olduğunu vurguluyor.

Lexus, yeni LM modeliyle birlikte markanın Omotenashi misafirperverlik felsefesini eşsiz bir seviyeye taşıdı. LM’in tüm detayları, araç içerisindekilerin her an kendilerini tamamen evinde gibi hissedecekleri şekilde geliştirildi. Aynı zamanda mobil ofis olmanın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanan LM, her şartta yüksek konfor sağlıyor. Koltuklar mükemmel desteği ve konforu sağlarken araç içerisindeki sıcaklık ve hava kalitesi de her zaman hassasiyetle kontrol edilebiliyor.

LM, tüm Lexus’lar gibi sürüş deneyimi ön plana alınarak geliştirildi. Lexus Sürüş İmzası’nın temel değerleri olan Konfor, Kontrol ve Güven unsurları, yüksek rijitliğe ve alçak ağırlık merkezine sahip GA-K platformuyla elde edildi. Araç içerisindeki yüksek kalitedeki işçilik ve gelişmiş teknolojiler ise, kişiselleştirilmiş lüksün Omotenashi vizyonunu yansıtıyor.

LM ile lüksün, konforun ve teknolojinin zirvesi

Tamamen konfor ve lüks odaklı olarak tasarlanan yeni LM, farklı müşterilerin yaşam tarzına ve ihtiyaçlarına göre geniş bir ürün yelpazesiyle sunulacak. Tamamen en başından itibaren lüks yolcu taşıma aracı olarak üretilen LM, dört ve yedi koltuklu versiyonlarla tercih edilebilecek. Yedi koltuklu modelde orta sıradaki VIP koltuklar hacim ve erişilebilirlik açısından ön planda tutuldu. Ek olarak üçüncü sıra koltuklar, daha fazla yük alanı gerektiğinde ayrı ayrı açılıp/kapanabiliyor.

Dört koltuklu model, çok fonksiyonlu iki arka koltukla beraber lüksün zirvesi olarak dikkat çekiyor. Bu arka koltuklarda her yolculuğu son derece konforlu ve keyifli hale getiren çok sayıda özellik yer alıyor. Bunlar arasında 48 inçlik geniş ekranın yanı sıra karartılabilen cam panel barındıran ön-arka kabin arasında bir bölme bulunuyor. Bu ekran isteğe göre tam ekran olarak veya farklı yolcu tercihlerini karşılamak için sağ/sol ayrı ekranlar olarak kullanılabiliyor. Kullanıcılar, içeriği doğrudan akıllı telefonlarından veya tabletlerinden ekrana yansıtabiliyorlar. Aynı zamanda iki HDMI bağlantı noktası aracılığıyla da ekrana bağlanmak mümkün. Sistem online iş toplantıları için de kullanılabiliyor. Yedi koltuklu modelde ön konsoldan bağımsız olarak çalıştırılabilen 14 inçlik arka multimedya ekranı da yer alıyor.

Özel olarak geliştirilen Mark Levinson 3D Surround Sound Ses Sistemi dört koltuklu modelde 23 hoparlöre ve yedi koltuklu modelde 21 hoparlöre sahip. Ayrıca kabin konforu, ısıtma ve havalandırmayı hassas bir şekilde kontrol etmek ve yönlendirmek için termal sensörler kullanan daha sofistike bir Lexus Climate Concierge özelliğiyle daha ileriye taşınıyor.

Yeni LM modelinde sessizlik de önceliklerden biriydi ve bunun için geliştirilmiş bir ses izolasyonu kullanıldı. Ayrıca gürültüyü azaltan jantlar ve lastiklerin yanı sıra kabinde düşük frekanslı gürültüleri azaltan Aktif Gürültü Kontrolü de yer alıyor.

Tüm hatlarıyla zarif bir tasarım

LM, Lexus’un yeni dönemini temsil eden tasarımına sahip ve zarif bir şıklık temasıyla geliştirildi. Sonuç olarak ortaya eşsiz ve kendinden emin görünen, aynı zamanda kolay manevralar sağlayan bir tasarım çıktı. LM’in uzunluğu 5,130 mm, genişliği 1,890 mm ve yüksekliği 1,945 mm oldu. Cömert genişliği, yüksekliği ve 3,000 mm’lik aks aralığı, arka yolcuların yaşam alanını maksimuma çıkaran kilit noktalar oldu.

Cesur ön bölüm, Lexus’un imzası olan ön panjurla bir araya getirildi. Spindle ön panjur şekli, tamponun altındaki ince açıklıklarla entegre edilerek far tasarımını da birbirine bağlıyor. LM modelinin akıcı hatları, karartılmış ön ve arka sütunlarla vurgulanıyor. Geniş camlar ise ferahlık hissini artırıyor. Büyük kayar kapılar sayesinde araca binmek çok daha kolay hale geldi.

Aracın sürücü kokpiti, tüm diğer yeni Lexus modelleriyle aynı detaylara dikkat edilerek Omotenashi felsefesine uygun olarak tasarlandı. Tüm kontroller, göstergeler ve bilgi ekranları Tazuna konseptine göre konumlandırıldı. Bu sayede sürücünün sadece çok küçük el ve göz hareketleri yapması yeterli oluyor ve tamamen yola odaklanabiliyor. “Tazuna”, bir binicinin dizginleri nazikçe ayarlayarak at üzerinde sahip olduğu aynı türden sezgisel kontrolü tanımlayan Japonca bir kelimeden geliyor.

Lexus LM hibrit motordan güç alıyor

Sürüş konforu ve sürüş memnuniyetini bir araya getiren LM, Avrupa’da LM 350h ismiyle Lexus’un 2.5 litrelik kendi kendini şarj eden hibrit güç ünitesine sahip. Yeni NX 350h ve RX 350h modellerinde de kullanılan hibrit sistem, yüksek verimliliği, sessiz sürüşü ve rafine performansıyla dikkat çekiyor. Toplam gücü 245 HP olan LM 350h, 239 Nm tork üretiyor.

Standart olarak E-Four elektronik dört çeker sistemine sahip olan LM 350h, daha iyi yol tutuş ve arka koltuk konforunu artırmak adına torku otomatik olarak dengeliyor. Sürüş şartlarına göre tork önden arkaya 100:0’dan 20:80 oranına kadar ayarlanabiliyor.

Bununla birlikte LM, yeni NX, RX ve RZ modellerinde de yer alan son nesil Lexus Safety System + aktif güvenlik ve sürücü asistanları sistemleriyle donatıldı. Bu güvenlik paketi daha geniş ölçekte kaza senaryolarını algılayabiliyor. Kazalardan kaçınmaya veya etkisini azaltmaya yardımcı olacak şekilde gerektiğinde uyarı veriyor, yönlendirme, frenleme ve çekiş gücü desteği sağlıyor. Bu güvenlik sistemi, sürücüye doğal hisler verecek şekilde ayarlandı. Çalışma kapsamı aynı zamanda sürüş yükünü de düşürerek yorgunluğun azaltılmasına ve sürücünün her zaman dikkatini korumasına katkı sağlıyor. Ayrıca LM, Acil Direksiyon Yönlendirme Desteği ve Adaptif Hız Sabitleyici içeren Çarpışma Önleyici Sistem ile birlikte, daha yavaş şehir trafiğinde daha güvenli sürüş için Proaktif Sürüş Asistanı’na sahip. Sürücü Monitörü, sürekli olarak sürücünün durumunu takip ederek, tepki verilmediği durumlarda aracı yavaşlatabiliyor veya durdurabiliyor. Arka kayar kapılar dahil olmak üzere kapılarda Lexus’un zarif e-latch elektronik kapı açma sistemi yer alıyor. Güvenli Çıkış Asistanı birlikte çalışan sistem, arkadan gelen trafiği algılayarak kapının açılmasıyla yaşanan kazaların önüne geçiyor.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Araba Bakımı

DİZAYNVIP, yapay zeka ile otomobilleri konuşturacak

DİZAYNVIP’in tamamen yerli ‘Dtec’ adlı yapay zeka asistanı sayesinde, aracınıza bindiğinizde Dtec sizi karşılayacak ve sürüş deneyiminiz boyunca sizinle iletişim kuracak. Sorduğunuz her şey yanıt alabileceksiniz.

35 yıldır yaklaşık 4 bin aracı müşterinin hayaline göre lüks ve özel tasarımlarla yeniden şekillendiren DİZAYNVIP, yenilikçi yaklaşımıyla araçlarda Dtec yapay zeka ve Web3 teknolojileri ile devrim niteliğinde bir yolculuğa başlıyor. Tamamen yerli ‘Dtec’ adlı yapay zeka asistanı sayesinde sürücüler artık araçlarını sesli komutlarla uzaktan kontrol ederek, gelişmiş yapay zeka araç etkileşimleri ve araçları ile diğer akıllı cihazlar arasında sorunsuz iletişim gibi son teknoloji özellikler sağlayacak.
Ödüllü lüks otomobil tasarım şirketi DİZAYNVIP, yapay zeka destekli akıllı mobilite alanında devrim niteliğinde bir ortaklık kurdu. Blok zinciri ve yapay zeka tabanlı teknolojiler kullanan Dtec ile yapılan bu stratejik iş birliği, lüks araç tasarımını Nesnelerin İnterneti (Internet of Things, IoT) entegrasyonu ile birleştirerek sektörde yeni bir dönüm noktasını işaret ediyor.

Bu ortaklık kapsamında, Dtec’in yapay zeka tabanlı “Dtec Assistant” teknolojisi DİZAYNVIP’in lüks araç projelerine entegre edilerek sesli kontrol ve kişiselleştirilmiş yapay zeka deneyimleri sunulacak. Böylece DİZAYNVIP, müşteri taleplerine yanıt olarak araç içi rahatlık, güvenlik ve bağlantılı yaşam deneyimlerini bir üst seviyeye taşıyacak.

Ortaklık, modern ve lüks araçların hem işlevsel hem de estetik yönlerini geliştiren, gelişmiş yapay zeka destekli çözümler yaratmaya odaklanacak. Dtec’in yapay zeka, blok zinciri ve IoT sistemlerindeki uzmanlığı ile DİZAYNVIP’in lüks araç tasarımındaki mükemmelliği bir araya geldiğinde, iş birliği sürücüler ve yolcular için benzersiz deneyimler sunmayı hedefliyor.

dizayn-vip-erbakan-malkoc-4.jpg

Yapay Zeka Tabanlı Akıllı Asistan Lüks Tasarımla Buluşuyor

Dtec, yapay zeka, blok zinciri, Web3 ve IoT teknolojilerinde uzman bir ekip tarafından yönetiliyor ve bu ekip, bağlantılı araçlarla etkileşimi dönüştürme vizyonuyla hareket ediyor. Ekip üyeleri, otomotiv ve teknoloji sektörlerinde çığır açan deneyimlere sahip liderler, Web3 ekonomistleri ve yapay zeka mühendislerinden oluşuyor.

Bu iş birliği sayesinde Dtec’in yapay zeka destekli araç asistanı Dtec Assistant (DtecA) ve IoT ekosistemi DİZAYNVIP’in özel araç projelerine entegre edilecek.

Bu yenilikçi çözümler, araçlarda veri güvenliği ve kullanıcı gizliliğine öncelik verirken, blok zinciri teknolojisi sayesinde şeffaf bir ekosistem sunuyor. Kullanıcılar bu sayede, gelişen bir dijital mobilite sisteminin parçası olmaya davet ediliyor.

dizayn-vip-erbakan-malkoc-1.jpg

“En Akıllı Arabayı Ürettik”

DİZAYNVIP Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç, yapılan iş birliği hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Yapay zeka kullanarak ‘en akıllı arabayı’ ürettik. Aracınıza bindiğinizde Dtec sizi karşılıyor ve sürüş deneyiminiz boyunca sizinle iletişim kuruyor. Sorduğunuz her şeye yanıt alabiliyorsunuz. Bu teknolojiyle milyarlarca Euro’yu ülkemize getirmeyi hedefliyoruz. Dtec ile yaptığımız bu ortaklık, akıllı, lüks araçların geleceğine doğru atılmış güçlü bir adım. Birlikte, tasarım ve işlevsellik açısından mümkün olanın sınırlarını zorluyor ve müşterilerimizin her iki alanın da en iyisini deneyimlemesini sağlıyoruz. DİZAYNVIP ve Dtec iş birliği akıllı, lüks mobiliteye yeni bir soluk getiriyoruz.” Dedi.

Duygusal Bağ Kuruluyor

Dünyadaki cansız en akıllı insanın yapay zeka olduğunu söyleyen Erbakan Malkoç, şu bilgileri verdi: “Sesle mekaniğe komut verdiğimiz, yanıt aldığımız ve araçla duygusal bağ kurduğumuz teknolojiyi zaten uyguluyorduk. Şimdi bunu yapay zeka ile birleştirip, saniyenin 4’te 1’inde 100 bin siteyi birbiriyle kesiştirerek en doğru bilgiyi alıyoruz. Örneğin; bir Japon konuşacak ve ben Türkçe duyacağım. Ben Türkçe konuşacağım, o Japonca duyacak. Anlık olarak çeviri yapıp, insanların karşılıklı olarak iletişim kurmasına olanak sağlayacağız. DTEC sadece bir yapay zeka değil, Türkiye’nin otomotiv sektöründe ne kadar ileri bir noktaya geldiğinin ve dünya çapında lider teknolojiler geliştirdiğinin de kanıtı. Kablolama, yazılım, teknoloji, yapay zeka, ses ve konuşma sistemleri, kısacası bir aracın tüm dijital yapısını yöneten bir sistem. Sadece bir araçta değil, hayatın her alanında kullanılabilir. Bu teknoloji ile aracınızı, evinizi, ofisinizi, garajınızı aklınıza gelebilecek her yerde kullanmak üzere teknoloji asistanınız olarak düşünün. DTEC tamamen yerli ve milli, Türk mühendislerin geliştirdiği, doğal dil işleme (NLP) yetenekleri kendine ait olan bir sistem. Bu durum, Türkiye’nin teknoloji alanındaki yeteneklerini ve potansiyelini gözler önüne seriyor. Uluslararası standartlarda mühendislik ve Ar-Ge çalışmalarını yürüterek, yerli üretimi ve inovasyonu teşvik etmeyi hedefliyoruz.”

Sektör 2 Trilyon Dolara Koşuyor

Günümüzde her sektörün artık yapay zekadan etkilendiğine dikkat çeken DİZAYNVIP Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç şöyle devam etti: “Yapay zeka teknolojileri tüm dünyada hızla gelişiyor. Yapılan araştırmalar 2022 yılında 428 milyar dolar hacme sahip olan küresel yapay zeka pazarının bu yıl 515 milyar doları aşacağını gösteriyor. 2030 yılında ise bu alanın 2 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Yapay zekanın her sektörde yarattığı derin etkiler de günlük yaşantımızda her geçen gün daha fazla kendisini gösteriyor. Alışverişten sağlığa, bankacılıktan lojistiğe kadar pek çok alanda etkisini artıran yapay zeka teknolojisinin otonom araçlarla birleşmesi, akıllı ulaşım sistemlerini de öne çıkarıyor.”

Dtec ile Geleceğin Alışveriş Deneyimi

Dtec olarak, alışveriş deneyiminde de yeni bir dikey oluşturmayı hedeflediklerini belirten DİZAYNVIP Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç, “Gelişmiş doğal dil işleme modelimiz sayesinde kişiler, karşılarında uzman bir satıcı varmış gibi ürünlerle ilgili sorular sorabiliyor, detaylı yanıtlar alabiliyor ve alışverişlerini sadece konuşarak tamamlayabiliyorlar. Ürünleri karşılaştırma, öneride bulunma ve müşteriyi tanıma özelliklerimiz sayesinde, kullanıcılar ihtiyaçlarına tam olarak uyan ürünleri hızlıca bulabiliyor. 22 dil desteği ve donanım bağımsız yapımız sayesinde Dtec’i e-ticaret, online marketler, tatil ve bilet rezervasyonu platformları gibi birçok sektöre entegre edebiliyoruz, bu da hem işlem sayısını hem de alışveriş hızını artırmamıza olanak tanıyor” dedi.

Kaynak: OTOPODYUM

Continue Reading

Blog

“Kadın Ustalar Yetişiyor”

RS Otomotiv Grubu’nun yenilikçi şirketi RS Boyasız Onarım, iş hayatında fırsat eşitliğini sağlamak adına İBB Enstitü İstanbul İSMEK ve İBB Bölgesel İstihdam Ofisi iş birliğiyle kadınlar için eğitim programını hayata geçirdi. 40 saatlik süren eğitimle kadınların da otomotiv sektöründe meslek edinmelerini ve istihdama katılmalarını amaçladıklarını söyleyen RS Otomotiv Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı, yetişecek kadınlar ile satış sonrası hizmetlerde her geçen gün derinleşen istihdam problemini önlemeyi amaçladıklarını ve sektöre katma değer sağlamaya gayret ettiklerini iletti.

RS Otomotiv Grubu İnsan Kaynakları Birimi ve RS Boyasız Onarım’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bölgesel İstihdam Ofisi ve İBB Enstitü İstanbul İSMEK destekleriyle hayata geçirdiği “Kadın Ustalar Yetişiyor” programına başvurular başladı. Kadınlar tarafından yoğun ilgi gören 40 saatlik programda adaylar teorik eğitimin ardından yüz yüze uygulamalı eğitim gördükten sonra sertifikalarını aldı.

İş hayatında fırsat eşitliği için programı açtıklarını kaydeden RS Otomotiv Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı “Otomotiv sektöründe kadınların da meslek edinerek istihdama katılmalarını amaçlayarak bu programı açtık. Kadın iş gücünü artırarak ve teşvik ederek satış sonrası hizmetlerde her geçen yıl büyük bir problem haline gelen istihdam sıkıntısını da önlemeye katkı sağlamak istiyoruz. Edindikleri yeni meslekle kadınlarımız da yüksek gelir elde etme fırsatı elde edebilecekler. Sürece destek veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne de teşekkürlerimizi sunuyoruz.” açıklamasında bulundu.

 

Continue Reading

Araba Bakımı

Elektrikli Araçlarda Yanlış Lastik ve Fren Sistemi Seçimi Yapmayın!

Elektrikli araçların yaygınlaşması otomotiv sektöründe devrim niteliğinde gelişmelerle devam ederken, sürüş dinamikleri ve güvenlik önlemlerine dair pek çok konu yeniden gözden geçiriliyor. Bu çerçevede Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, elektrikli araçların geleneksel araçlardan çok farklı sürüş karakteristiklerine sahip olduğunu belirterek, lastiklerin ve fren sistemlerinin bu değişimden doğrudan etkilendiğine dikkat çekiyor. Yapılan araştırmalara göre de üreticinin tavsiye ettiği normlara sahip olmayan lastik ve fren sistemi kullanımı, direkt olarak sürüş menzilini düşürüyor.

İçten yanmalı motorların aksine aktarmalı bir hızlanma metodolojisine sahip olmayan elektrikli araçlarla ilgili olarak Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı hem sürücüler hem de servisler için belirli tavsiyelerde bulundu. Yüksek tork kapasitesiyle ani hızlanma kabiliyeti çok yüksek olan elektrikli araçlarda özellikle fren sistemi ve lastik taleplerinin tamamen değiştiğini ifade eden Aşçı, “2023 yılında yapılan bir araştırmaya göre, elektrikli araçlarda kullanılan lastiklerin geleneksel araç lastiklerine oranla yüzde 30 daha fazla dayanıklılık ve yüzde 20 daha az yuvarlanma direncine sahip olması gerektiği vurgulanıyor.” açıklamasını yaptı.

Lastik, fren ve yürüyen aksam üreticileri yeni ihtiyaçlara uyum sağlamaya başladı

“Elektrikli araçlar, yüksek performans ve çevre dostu teknolojilerle donatılmış olsa da araçların güvenli ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi için sürüş sistemlerinin de yenilikçi çözümlerle desteklenmesi gerekiyor.” diyen Aşçı; üreticilerin ve tedarikçilerin, lastik, fren ve diğer yürüyen aksam bileşenlerini bu yeni sürüş gereksinimlerine göre optimize etmeye devam ettiğini, yeni ihtiyaçlara uyum sağlamaya başladığını söyledi.

Lastik seçiminde mutlaka araç üreticisinin tavsiyesine uyulmalı

Diğer yandan elektrikli araçların yüksek tork ve beygir gücüne sahip olması, lastik seçiminde üretici firmaların verdiği spesifikasyonlara uyumlu olmayı zorunlu kılıyor. Özellikle yazlık ve kışlık lastik seçiminde, araçların fabrika çıkışıyla belirlenmiş olan kriterlere uygun lastiklerin tercih edilmesi, güvenli sürüş için büyük önem arz ediyor.

 

Elektriklilerde yanlış fren ve lastik seçimi direkt menzili düşürüyor

Elektrikli araçların sahip olduğu rejeneratif frenleme sistemleri, geleneksel fren sistemlerinden farklı çalışıyor ve daha az enerji kaybı sağlayarak hem araç performansını artırmakta hem de çevresel sürdürülebilirliği destekliyor. Öyle ki 2024 verilerine göre rejeneratif frenleme sistemi, elektrikli araçların menzilini ortalama yüzde 10 artırıyor.  Saim Aşçı, bu konuların hem üretici hem de kullanıcı bazında farkındalık oluşturması gerektiğini vurgularken, özellikle elektrikli araç kullanıcılarının lastik ve fren sistemlerine dair bilinçli seçimler yapmasının önemine işaret etti:

“Elektrikli araçların yüksek tork ve ani hızlanma kapasiteleri, sürücü deneyimini daha dinamik hale getirirken, bu araçların güvenli kullanımını sağlamak için lastik ve fren sistemlerinin de aynı oranda gelişmesi gerekli. Geleneksel araçlardan farklı olarak, elektrikli araçlarda enerji verimliliği sadece motor performansıyla değil, lastiklerin yol tutuşu ve frenleme kabiliyetleriyle de doğrudan ilişkilidir. Bu sebeple, sürücülerin hem performans hem de güvenlik için araç üreticilerinin belirttiği teknik kriterlere uygun lastik ve fren seçimleri yapması, servislerin de bu bilinçle hareket etmesi büyük önem taşıyor.”

araçların yaygınlaşması otomotiv sektöründe devrim niteliğinde gelişmelerle devam ederken, sürüş dinamikleri ve güvenlik önlemlerine dair pek çok konu yeniden gözden geçiriliyor. Bu çerçevede Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, elektrikli araçların geleneksel araçlardan çok farklı sürüş karakteristiklerine sahip olduğunu belirterek, lastiklerin ve fren sistemlerinin bu değişimden doğrudan etkilendiğine dikkat çekiyor. Yapılan araştırmalara göre de üreticinin tavsiye ettiği normlara sahip olmayan lastik ve fren sistemi kullanımı, direkt olarak sürüş menzilini düşürüyor.

İçten yanmalı motorların aksine aktarmalı bir hızlanma metodolojisine sahip olmayan elektrikli araçlarla ilgili olarak Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı hem sürücüler hem de servisler için belirli tavsiyelerde bulundu. Yüksek tork kapasitesiyle ani hızlanma kabiliyeti çok yüksek olan elektrikli araçlarda özellikle fren sistemi ve lastik taleplerinin tamamen değiştiğini ifade eden Aşçı, “2023 yılında yapılan bir araştırmaya göre, elektrikli araçlarda kullanılan lastiklerin geleneksel araç lastiklerine oranla yüzde 30 daha fazla dayanıklılık ve yüzde 20 daha az yuvarlanma direncine sahip olması gerektiği vurgulanıyor.” açıklamasını yaptı.

Lastik, fren ve yürüyen aksam üreticileri yeni ihtiyaçlara uyum sağlamaya başladı

“Elektrikli araçlar, yüksek performans ve çevre dostu teknolojilerle donatılmış olsa da araçların güvenli ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi için sürüş sistemlerinin de yenilikçi çözümlerle desteklenmesi gerekiyor.” diyen Aşçı; üreticilerin ve tedarikçilerin, lastik, fren ve diğer yürüyen aksam bileşenlerini bu yeni sürüş gereksinimlerine göre optimize etmeye devam ettiğini, yeni ihtiyaçlara uyum sağlamaya başladığını söyledi.

Lastik seçiminde mutlaka araç üreticisinin tavsiyesine uyulmalı

Diğer yandan elektrikli araçların yüksek tork ve beygir gücüne sahip olması, lastik seçiminde üretici firmaların verdiği spesifikasyonlara uyumlu olmayı zorunlu kılıyor. Özellikle yazlık ve kışlık lastik seçiminde, araçların fabrika çıkışıyla belirlenmiş olan kriterlere uygun lastiklerin tercih edilmesi, güvenli sürüş için büyük önem arz ediyor.

 

Elektriklilerde yanlış fren ve lastik seçimi direkt menzili düşürüyor

Elektrikli araçların sahip olduğu rejeneratif frenleme sistemleri, geleneksel fren sistemlerinden farklı çalışıyor ve daha az enerji kaybı sağlayarak hem araç performansını artırmakta hem de çevresel sürdürülebilirliği destekliyor. Öyle ki 2024 verilerine göre rejeneratif frenleme sistemi, elektrikli araçların menzilini ortalama yüzde 10 artırıyor.  Saim Aşçı, bu konuların hem üretici hem de kullanıcı bazında farkındalık oluşturması gerektiğini vurgularken, özellikle elektrikli araç kullanıcılarının lastik ve fren sistemlerine dair bilinçli seçimler yapmasının önemine işaret etti:

“Elektrikli araçların yüksek tork ve ani hızlanma kapasiteleri, sürücü deneyimini daha dinamik hale getirirken, bu araçların güvenli kullanımını sağlamak için lastik ve fren sistemlerinin de aynı oranda gelişmesi gerekli. Geleneksel araçlardan farklı olarak, elektrikli araçlarda enerji verimliliği sadece motor performansıyla değil, lastiklerin yol tutuşu ve frenleme kabiliyetleriyle de doğrudan ilişkilidir. Bu sebeple, sürücülerin hem performans hem de güvenlik için araç üreticilerinin belirttiği teknik kriterlere uygun lastik ve fren seçimleri yapması, servislerin de bu bilinçle hareket etmesi büyük önem taşıyor.”

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.