Otomotiv Sektörü
Otomotivde Sürdürülebilirlik, Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı – IAEC 2022’de Masaya Yatırıldı
Sanayi Devrimini Yaşamak İçin 250 Yılımız Vardı, Bugünkü Dönüşüm İçin Sadece 20 Yılımız Var!
Otomotiv mühendisliği alanında en yeni teknolojilerin ve gelişmelerin mercek altına alındığı ‟Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı – IAEC”, sürdürülebilirlik temasıyla gerçekleştirildi. Bu yıl yedincisi düzenlenen IAEC 2022’ye alanında uzman yerli, yabancı mühendislerle birlikte, dünyanın önde gelen şirketlerinin yöneticileri katıldı. Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı – IAEC 2022’nin açılışını yapan aynı zamanda Konferans Başkanı da olan Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gündüz Ulusoy, “İklim değişikliğine yönelik öncelikli hedef, küresel ısınmanın endüstrileşme öncesi dönemin 1.5 derece üstüyle sınırlandırılmasıdır. Bu hedefe ulaşabilmek için 2050 yılında net 0 karbon salınımı hedefinin tutturulması yaşamsal öneme sahip. Bu hedefin tutturulmasında da otomotiv sektörüne kritik bir görev düşüyor. Otomobil, kamyon ve hafif ticari araçların egzoz salınımları, tüm mobilitenin karbon salınımının yaklaşık yüzde 75’ini teşkil etmektedir. Bu ise yılda 600 gigaton karbondioksit salınımına karşılık gelir. Diğer bir deyişle dünyanın karbon salınımının yaklaşık yüzde 15’idir. Bu birkaç istatistik bile bize, otomotiv sektörü ve sürdürülebilirliğin nasıl iç içe olduğunu göstermeye yetiyor” açıklamasında bulundu.
Konferansta konuşma yapan SAE International’ın Sürdürülebilir Mobilite Çözümleri Başkanı Frank Menchaca, sürdürülebilirliğin, hareketliliğin geleceği için çok kritik öneme sahip olduğunu söyledi. Sektörde elektrifikasyon gibi teknolojilerle çok büyük bir değişim yaşandığını ifade eden Frank Menchaca, “Bu, her şeyi değiştiriyor. Tedarik zinciri, mühendislik, iş, şirketlerimizi yönetme ve onlara liderlik etme biçimimizi bile değiştiriyor. Son sanayi devrimini düşünecek olursak; yaklaşık 1700 yılında başlamıştı. Son sanayi devrimini yaşamamız için 250 yılımız vardı. Bu dönüşümü yaşamak için 20 yılımız var! Bu, muazzam bir zorluk ama muazzam da bir fırsat” dedi.
Her yıl alanında uzman yerli ve yabancı isimleri Türkiye’de bir araya getiren ‟Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı – IAEC”nin yedincisi İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu yılki ana teması sürdürülebilirlik olan ve iki gün süren konferansa, Sabancı Üniversitesi ev sahipliği yaptı. Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Otomotiv Teknoloji Platformu (OTEP), Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) tarafından Amerikan Otomotiv Mühendisleri Birliği’nin (Amerikan Society of Automotive Engineers- SAE International) iş birliğiyle ve Tofaş’ın altın sponsorluğu kapsamında düzenlenen organizasyon, Türkiye ve dünyadan alanında uzman çok sayıda ismi ağırladı. Etkinliğin gümüş sponsorları Tisan ve A2MAC1 olurken, Cavo, İnfotron ve Vestel ise bronz sponsorluk yaparak konferansı desteklediler.
Sürdürülebilirlik ana teması ile IAEC’22 !
Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı – IAEC 2022’nin açılışını, aynı zamanda konferans başkanı da olan Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gündüz Ulusoy yaptı. Konferansın temasını belirleme aşamasında tüm seçeneklerin kendilerini sürdürülebilirlik konusuna getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Gündüz Ulusoy, “Seçenekler üzerinde dururken bunların hızla sürdürülebilirlik üzerinde yakınsadığını gördük. Sanıyorum bunun bir nedeni de ülkemizde de dünyada da iklim değişikliğinin, bunun olumsuz etkilerinin artık günlük yaşamımızın bir parçası oluşu” dedi.
Son dönemin en büyük dönüşümü!
İklim değişikliğine yönelik öncelikli hedefin, küresel ısınmanın endüstrileşme öncesi dönemin 1.5 derece üstüyle sınırlandırılması olduğunu vurgulayan Ulusoy, “Bu hedefe ulaşabilmek için 2050 yılında net 0 karbon salınımı hedefini tutturulması yaşamsal öneme sahip. Bu hedefin tutturulmasında da otomotiv sektörüne kritik bir görev düşüyor. Otomobil, kamyon ve hafif ticari araçların egzoz salımları, tüm mobilitenin karbon salımının yaklaşık yüzde 75’ini teşkil etmektedir. Bu ise yılda 6 gigaton karbondioksit salımına karşılık gelir. Diğer bir deyişle dünyanın karbon salımının yaklaşık yüzde 15’idir. Bu birkaç istatistik bile bize otomotiv sektörü ve sürdürülebilirliğin nasıl iç içe olduğunu göstermeye yetiyor. O itibarla, otomotivde sürdürülebilirliği yasa ve regülasyonlar vasıtasıyla uymak zorunda olunan kısıtlar değil bilakis sektörün yaşamını gelişerek sürdürebileceği yeni bir ortamın, bir değişimin unsurları olarak yorumlamaya, etkilemeye çalışmak gerekiyor. Bu değişim sürecine yirminci yüzyıl başındaki kitlesel üretime geçişten bu yana otomotiv sektörünün içinde olduğu en büyük dönüşümdür diyebiliriz. Bu dönüşüm, riskleri olduğu gibi fırsatları da beraberinde getiriyor. Faydalanabilenler için yeni oyun sahaları açılıyor. Kısaca ifade ettiğim bu hususlar, sürdürülebilirliğin, sadece bu konferansın değil, önümüzdeki dönemlerde de ana gündem maddelerinden biri olduğunu gösteriyor. Sadece otomotiv sektörünün dönüşümünde değil, bütün dönüşümlerde insan kaynağı en önemli etken olarak ortaya çıkar” diye konuştu. Öğrencilerin sektöre ilgisini uyandırmak ve onları motive etmek için ikinci gün programına Formula Student adlı bir oturum eklediklerini belirten Prof. Dr. Gündüz Ulusoy, 4 üniversiteden öğrenci takımlarının, elektrikli otomobil çalışmalarını konferans sonuna kadar sergileme fırsatı yakaladığını kaydetti.
Dönüşüm için sadece 20 yılımız var!
Açılışın ardından bir konuşma yapan SAE International’ın Sürdürülebilir Mobilite Çözümleri Başkanı Frank Menchaca ise, sürdürülebilirliğin, hareketliliğin geleceği için çok kritik öneme sahip olduğunu söyledi. Sektörde elektriklileşme gibi teknolojilerle çok büyük bir değişim yaşandığını ifade eden Frank Menchaca, “Bu, her şeyi değiştiriyor. Tedarik zinciri, mühendislik, iş, şirketlerimizi yönetme ve onlara liderlik etme biçimimizi bile değiştiriyor. Son sanayi devrimini düşünecek olursak; yaklaşık 1700 yılında başlamıştı. Son sanayi devrimini yaşamamız için 250 yılımız vardı. Bu dönüşümü yaşamak için 20 yılımız var! Bu, muazzam bir zorluk ama muazzam da bir fırsat” dedi.
2030 yılına kadar kömür kullanımı bitmeli!
2020 verilerine göre ABD’de yüzde 27 ile en fazla sera gazı salınımı yapan sektörün taşımacılık olduğunu vurgulayan Frank Menchaca, şunları söyledi: “Dünya genelinde yüzde 25 olması lazım bu oranın. Önümüzdeki güçlük işte bu taşımacılık sektörünü alıp sera gazı salınımımızı azaltmak. Bu, çok büyük bir vazife. Bunu düşünmek için bir dizi aracımız da mevcut. Elektrikli, hidrojen, biyoyakıtlar ve biyokütle gibi. Ve sonrasında gerekli olacak altyapıyı da düşünmemiz lazım. Biz burada düşünme biçimimizi ayrıştırdık. Nasıl yapacağımıza dair. Net sıfıra ulaşmak için farklı yolları anlatacağım. Yüksek elektriklenme var. Yani gerçekten gerçek elektrikli araçlara çok kolay alışıyoruz. Elektriklilerde yenilebilir enerji kullanımı var. Ve bir de statüko var ki bu da kabul edilebilir değil! Birkaç farklı senaryomuz var. Bu araçların ve bu yolların her birini kullanarak net sıfır salımına ulaşılabilir. Bütün buradaki kilit nokta ise; ABD’de çok büyük kilit değişiklikler olması gerekiyor. 2030 yılına kadar kömür kullanımını bırakmış olmamız lazım. Doğalgaz, ABD’nin en büyük ihraç kalemlerinden bir tanesi. 2040 yılına kadar bunu azaltmamız gerekiyor. Yenilebilir enerji payımızı artırmamız gerekiyor. Eğer yüksek oranda elektriklenmeden bahsedeceksek, yüzde 76 daha az petrol ve doğalgaz anlamına geliyor 2020’ye kıyasla. Biraz daha az yüksek elektriklenme olursa; yüzde 64 daha az oluyor. Yenilebilir enerji payını arttırdıkça da azalıyor. Yüzde 56’ya iniyor. Tamamen yenilenebilir enerji ise o zaman çok az miktarda fosil yakıt kalıyor. Bu benim için çok kökten bir değişim. 1750’de başlayan ilk sanayi devrimi kadar kökten bir değişim.”
En büyük sorun şarj altyapısı!
ABD’de 2020’de yaklaşık 5.2 milyon elektrikli aracın olduğunu ifade eden Frank Menchaca, bunun sadece yüzde 2 pay anlamına geldiğini belirtti. 2030 yılına kadar elektrikli araç sayısının 49 milyona ulaşarak payını yüzde 17’ye çıkaracağını vurgulayan Menchaca, “2040’ta 204 milyon adet ve yüzde 64 pay, 2050’de de net sıfıra ulaşmak için 328 milyon adet elektrikli araç. Bu, şu an toplam araç sayısından da fazla bir sayı. Yani çok büyük bir güçlük var karşımızda ve biz SAE olarak bunun beraberinde getirdiği birçok sorunun çözümüne katkıda bulunmaya çalışıyoruz” diye konuştu. ABD’de şarjlar istasyonlarında yüzde 25-30 oranında şarj edememe sorunu olduğunu belirten Frank Menchaca, “Yani şunu bir düşünün biz hepimiz, benzin pompasına gidip benzin almaya alışığız ama o pompanın yüzde 75 oranla çalıştığını hayal edemeyiz! Ama ABD’de şöyle bir gerçeklik var ki, şarj altyapısı yüzde 30 oranında başarısız oluyor. Çok sayıda kategorize edilmeyen hata kodları var. O şirketlerden biri bunu şu şekilde özetledi. Eğer bunu düzeltmezsek, planımız ne kadar iyi olursa olsun hiçbir planımız gerçekleşmez çünkü tüketiciler elektrikli araçları kabullenmez. Yani yüzde 5 kaldıysa aracımızda ve bir şarj istasyonuna geldiğimizde çalışması gerekirken çalışmıyorsa; nasıl güvenebilirsiniz ki” dedi.
Döngüsel ekonomi ele alındı!
IAEC 2022, daha sonra “Döngüsel Ekonomi” başlıklı oturumla devam etti. Toronto Metropolitan Üniversitesi (TMU) Veri Analitiği Master ve Sertifika Programları Direktörü Prof. Dr. Ayşe Başar’ın moderatörlüğünü üstlendiği oturumda; Indra Sas CEO’su Loic-Bey Rozet, SSAB Güney Avrupa, FR & TRMEA Satış Direktörü Pedro M. Rodriguez, MHP Management -und IT- Bertaung GmbH Sürdürülebilirlik ve Hareketlilik Dönüşümü Başkanı Dr. Thilo Greshake ve EXITCOM Genel Müdürü Murat Ilgar panelist olarak yer aldı. Ardından, Boğaziçi Üniversitesi-CARF Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Nilgün Kıran Cılız’ın “Çevresel Etki (Karbon Nötr ve Ürün Yaşam Döngüsü)” isimli oturuma geçildi. Bu oturumda, Ford-Werke GmhB Sürdürülebilirlik İleri Regülasyonlar ve Ürün Uygunluğu Direktörü Dr. Wulf Peter Schmidt, AVL Enerji ve Sürdürülebilirlik Kıdemli Ürün Müdürü Martin Rothbart, Bosch Dijital Dönüşüm & Sürdürülebilirlik Lideri Ersin Öztürk ve VALEO Grup Dış İlişkiler ve Sürdürülebilir Kalkınma Müdürü Jean-Baptiste Burtscher da panelist olarak görev aldı. Konferansın birinci günü, “Dijital Dönüşümün Bugünü ve Gelecek Öngörüleri” başlıklı oturumla son buldu. Son oturumun panelistleri ise ODTÜ-Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ve İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Erdil, ODTÜ BİLTİR Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa İlhan Gökler, Fraunhofer IAO Araştırma Departmanı İleri Sistem Mühendisliği Başkanı ve PDM/PLM Danışmanlık Merkezi Başkanı Dipl. –Ing Mehmet Kürümlüoğlu ve MEXT Teknoloji Merkezi Grup Direktörü Efe Erdem oldu.
IAEC 2022’de ikinci gün!
IAEC 2022’nin ikinci günü; aynı zamanda Konferans Başkanı da Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gündüz Ulusoy’un konuşmasıyla başladı. Ardından ana konuşmacı olarak McKinsey Company Şirket Ortağı ve EMEA Bölgesi Otomotiv ve Dijital üretim Lideri Andras Kadocsa, “Sürdürülebilirlik Yolunda Otomotiv Endüstrisi” başlığıyla bir değerlendirme yaptı. Akabinde moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) Direktöre Bora Şekip Güray’ın üstlendiği, “Alternatif Yakıtlı Araçlar ve Alt Yapısı” başlıklı oturup gerçekleştirildi. Bu oturumda, Hydrogen Europe CEO’su Jorgo Chatzimarkakis, Fraunhofer IAO Enstitü Müdürü ve Akıllı Enerji ve Mobilite Çözümleri Araştırma Bölüm Başkanı Dr. –Ing Daniem Stetter, Ford Otosan Elektronik Sistemler ve Yazılım Direktörü Alper Tekeli ve ACEA Mobilite ve Sürdürülebilir Taşımacılık Direktörü Petr Dolejsi panelist olarak yer aldı. Öğleden sonraki ilk etkinlik, Formula Student oldu. Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alp Tekin Ergenç’in açılışını yaptığı program YTÜ Yarış Takımı, İTÜ Yarış Takımı, Fırat Yarış Takımı ve Sabancı Motorsport’un yer aldığı eğitimle devam etti. İkinci günün ve konferansın son oturumu ise “Elektrikli Araç Şarj Alt Yapısı” başlığında gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Öğrenim Üyesi Prof. Dr. Günay Anlaş’ın yaptığı oturumda, Fev Europe GmbH E-Mobilite Sistemleri Departman Yöneticisi Dr. –Ing Rene Savelsberg, Vestel Kıdemli Ar-Ge Program Müdürü Görkem Özvural, WAT Mobilite Güç Yönetimi Çözümleri İş Birimi Lideri Okan Cicimen panelist olarak katılım sağladı. Konferansın kapanışını ise Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Konferans Başkanı Prof. Dr. Gündüz Ulusoy gerçekleştirdi.
Blog
Porsche’nin Yüzde 100 Elektrikli İlk SUV Modeli Yeni Macan Türkiye’de
Porsche’nin tamamen elektrikli alt yapıya sahip ilk SUV modeli Yeni Macan Porsche Center’larda yerini aldı. Model, Macan 4 ve Macan Turbo olarak iki farklı seçenekle sunuluyor.
Porsche’nin dünya çapında 800 binden fazla kullanıcıya ulaşan modeli Macan, tamamen elektrikli ikinci nesliyle Türkiye’deki Porsche Center’larda satışa sunuldu.
Leipzig’deki Porsche tesislerinde karbon-nötr olarak üretilen yeni Macan 4 ve Macan Turbo, modern tasarımı, karakteristik Porsche performansı, uzun menzili ve günlük kullanım kolaylığı ile lüks SUV beklentilerini karşılamayı hedefliyor.
Yüksek Menzil: 800 Volt Altyapısı ve Gelişmiş Aerodinami
Yeni Macan, 270 kW hızlı şarj kapasitesi, 800 Volt mimarisi ve 100 kWh kapasiteli bataryasıyla dikkat çekiyor. 21 dakikada yüzde 80’e kadar şarj olabilen model, rejenerasyon sırasında 240 kW’a kadar enerji geri kazanılabiliyor.
Porsche Aktif Aerodinamizm (PAA) sayesinde 0,25’lik bir hava sürtünme katsayısına sahip olan Macan’da yer alan aktif arka spoiler ve soğutma kapakları aerodinamik performansı artırıyor. Tüm bu geliştirmeler sayesinde şehir içinde Macan 4 782 km; Macan Turbo ise 762 km’ye kadar menzile ulaşabiliyor.
Yeni Premium Elektrik Platformu
Yeni Macan, Porsche’nin Premium Elektrik Platformu’nda yükselen ilk modeli olarak dikkat çekiyor. Bu yeni platform, aracın artan boyutları, daha keskin hatları ve Porsche Tasarım DNA’sı ile dinamik bir görünüm sunmasını sağlıyor. Coupe tarzı tavan tasarımı, çerçevesiz kapılar ve genişleyen boyutlarıyla sportif bir duruş sergiliyor. 20 ila 22 inç jant seçenekleri, LED gündüz farları ve 3 boyutlu Porsche logosu da öne çıkan detaylar arasında yer alıyor. Artan boyutları sayesinde Yeni Macan, 540 litrelik arka bagaj ve 84 litrelik ön bagaj (‘frunk’) ile toplamda eskisine oranla 127 litre daha fazla bagaj hacmi sunuyor.
Her Koşulda Yüksek Performans
Yeni Macan’ın sürüş dinamizmi ve direksiyon hassasiyetine büyük önem verilmiş. 4 tekerlekten çekiş sistemine sahip Macan 4 ve Macan Turbo’da, hızlı tepki veren Elektronik Porsche Çekiş Yönetimi (ePTM) teknolojisi kullanılıyor. Macan Turbo, Porsche Tork Dağıtımı Plus (PTV Plus) ile yol tutuşunu ve sürüş keyfini daha da artırıyor.
Yenilenmiş Porsche Aktif Süspansiyon Yönetimi (PASM), konfor ve performans arasında geniş bir denge sunuyor. İlk kez sunulan arka aks yönlendirme sistemi, 5 derecelik dönüş açısıyla manevra kabiliyetini ve yüksek hızda sürüş stabilitesini geliştiriyor.
Macan 4, 408 PS; Macan Turbo ise 639 PS gücüyle her türlü zemin koşulunda ve günlük kullanımda üstün performans sağlıyor.
Daha Yüksek Teknoloji
Yeni Macan, kavisli bir tasarıma sahip 12,6 inç dijital gösterge paneli, 10,9 inç merkezi ekran ve opsiyonel olarak alınabilen yolcu ekranıyla birlikte yeni üç ekran ile donatıldı.
Yeni Macan ilk kez, artırılmış gerçeklik teknolojisine sahip bir HUD (Head Up Display) ekranı içeriyor. Navigasyon okları gibi sanal görseller, akıcı bir şekilde gerçek dünyaya entegre ediliyor.
Blog
DS AUTOMOBILES MODELLERİNDE EKİM AYI FIRSATLARI!
Seyahat sanatının temsilcisi DS Automobiles, premium segmentte kullandığı yüksek kaliteli malzemeleri, konfor odaklı yaklaşımı ve teknolojisi ile rakiplerinden ayrılan DS 7’nin avantajlı satış koşullarını ekim ayında da taçlandırmaya devam ediyor. Benzersiz uzmanlığın yüksek teknolojiyle buluşmasından doğan, karizmatik ve güçlü tasarımıyla her an dikkat çeken DS 7 modelleri, 650 bin TL’ye varan 12 ay vadeli %1,99 faizli kredi veya dizel versiyonlarda geçerli olan avantajlı takas desteği fırsatlarıyla yenilikçi teknolojilere tek bir otomobilde sahip olmak isteyenleri hedefliyor. Özgün ve zarif tasarımlı premium hatchback DS 4 Performance Line BlueHDi 130 ve DS 4 Performance Line PureTech 130 modellerinde 850 bin TL’ye 12 ay vadeli %1,99 faizli kredi veya cazip takas desteği fırsatıyla, seyahat sanatını yaşamak isteyenleri DS STORE’lara bekliyor.
Fütüristik zarafet, kusursuz çizgi ve teknolojik mükemmeliyeti seyahat sanatıyla buluşturan DS Automobiles, benzersiz bir premium otomobile sahip olmak isteyenlere özel, cazip satın alma teklifleri sunuyor. DS Automobiles’in ekim ayı teklifleri kapsamında; özel tasarımı ile ilk bakışta otomobil severleri kendisine hayran bırakan, kusursuz bir silüete sahip DS 7 OPÉRA BlueHDi 130, 650 bin TL’ye 12 ay vadeli %1,99 faizli kredi veya cazip takas desteği fırsatları ile sunuluyor. Şarj edilebilir hibrit güç ünitesi ile performans ve verimliliği bir arada sunan DS 7 OPÉRA E-TENSE 4X4 360, 350 bin TL’ye 12 ay vadeli %1,99 faizli kredi fırsatlarıyla premium SUV sınıfında muhteşem yüksek performansı arayanları hedefliyor. Benzersiz uzmanlığın yüksek teknolojiyle buluşmasından doğan karizmatik ve güçlü tasarımlı DS 7 OPÉRA E-TENSE 4X4 300; 300 bin TL’ye 12 ay vadeli %1,99 faizli kredi imkânıyla satın alınabiliyor. DS 7 OPÉRA E-TENSE 225 ise 250 bin TL’ye 12 ay vadeli %1,99 faizli kredi seçeneği ile yeni bir DS Automobiles modeline sahibi olmak isteyenleri DS STORE’lara bekliyor. Fransız seyahat sanatını daha iyi yansıtmak için tasarlanan DS 7 ESPRIT DE VOYAGE E-TENSE 4×4 300, 300 bin TL’ye 12 ay vadeli %1,99 faizli kredi olanaklarıyla satın alınabiliyor. DS 7 ESPRIT DE VOYAGE E-TENSE 225 ise 250 bin TL’ye 12 ay vadeli %1,99 faizli kredi fırsatı ile sürüş keyfini yeniden keşfetmek isteyenleri DS STORE’lara bekliyor. Özgün, zarif ve sportif tasarımıyla farkını belli eden DS 4 PERFORMANCE LINE BlueHDi 130 ve DS 4 PERFORMANCE LINE PureTech 130 modelleri 850 bin TL için 12 ay vadeli ve %1,99 faizli kredi veya cazip takas desteği avantajıyla yeni sahiplerini bekliyor.
DS 7 seyahatleri büyülü hale getiriyor!
DS 7, karakteristik tasarımının yanı sıra ön ve arka detaylarındaki güçlü ve modern çizgileri ile dikkat çekiyor. DS 7’nin ön tasarımında yer alan DS PIXEL LED VISION 3.0 farlar, DS LIGHT VEIL gündüz farlarını da kapsayarak kusursuz bir birleşimle lüks moda ruhunu yansıtıyor. Bu modern SUV, sürüş keyfini yeniden keşfetmeyi arzulayanlar için teknolojik mükemmelliği ve olağanüstü konforu bir araya getirmesinin yanı sıra iç mekanda sunduğu gelişmiş teknolojiler ve ayrıntılara gösterilen özenle, seyahat sanatına ve Fransız bilgi birikimine saygı duruşu olarak boy gösteriyor. DS 7’de ayrıca tamamı otomatik şanzıman ile kombine edilen dört farklı güç seçeneği de sunuluyor. DS 7, 130 BG’ne sahip BlueHDi (Dizel) yanı sıra güç seviyeleri isimlerinde gizli E-TENSE 225, E-TENSE 4×4 300 ve E-TENSE 4×4 360 şarj edilebilir hibrit güç üniteleriyle fütüristik zarafetini yola yansıtıyor.
Modern SUV Coupe ile kompakt hatchback bir arada
Dünya çapında premium segmentteki pazar payını artırmaya devam eden DS Automobiles, DS 4 ile gelişimine hız katıyor. DS 4, kompakt hatchback sınıfında yepyeni bir tasarım anlayışını kullanıcılarıyla buluşturuyor. Gizli kapı kolları, yan tasarımdaki heykelsi yüzeyler ile uyum sağlıyor. Gövde tasarımı ile aerodinamik tasarımlı ve 19 inç’lik jantlara sahip büyük tekerleklerin oranı, DS AERO SPORT LOUNGE konseptinden esinleniyor. DS 4 dışarıdan verdiği premium otomobil hissini, iç mekâna geçildiğinde daha da yukarıya çeken özel bir tasarıma sahip.
Otomotiv Sektörü
Jaguar Land Rover’ın Yeni Çalışma Arkadaşı: Robot Bekçı̇ Köpeğı̇ “Rover”
Jaguar Land Rover (JLR), 18 milyar sterlin yatırım yaptığı Reimagine stratejisiyle gelişmiş robotik kullanımında önemli bir gelişme kaydetti. JLR’ın İngiltere’deki Elektrikli Araç (EV) üretim ve test tesisindeki çalışan ekibine Boston Dynamics üretimi robot bekçi köpeği “Rover” dahil oldu. Rover, yüksek teknolojili ekipmanların standartlara uygun çalışıp çalışmadığını sürekli kontrol ederek operasyonel verimliliği ve güvenliği artırıyor.
Jaguar Land Rover’ın 2030 yılına kadar tüm modellerinin elektrikli bir versiyonunu satışa sunma planında önemli rol oynayan İngiltere’deki elektrikli araç üretim ve test tesisinde, olası operasyonel sorunları ve ekipman yıpranması gibi problemleri erken tespit ederek ekiplerin zamandan tasarruf etmelerine ve çevresel güvenliği artırmaya yardımcı olan robot bekçi köpeği Rover önemli görevler üstleniyor.
Sürekli gözlem gerektiren binlerce objenin bulunduğu test tesisinde Rover’ın bekçi köpeği rolü hem Jaguar Land Rover hem de insan meslektaşları için kritik bir önem taşıyor. Tıpkı bir bekçi köpeği gibi tesiste kendine ait bir kulübesi bulunan Rover, 7 gün 24 saat çalışabiliyor. Görevlerini yerine getirebilmek için tesis genelinde önceden belirlenmiş rotaları takip ederek yapay zeka ile trafiğin yoğun olduğu alanlarda dahi hiç durmadan devriye gezebiliyor. Ayrıca yüksek ses gibi dış etmenlerden de dikkati dağılmıyor.
Rover, Riskleri Ortadan Kaldırıyor
Devamlı ölçümler yapan ve makineleri inceleyen Rover; insan hatası riskini ortadan kaldırırken mühendislerin zamanlarını daha iyi değerlendirmelerine olanak tanıyor. Ekiplerin daha verimli bakım ve onarım yapabilmeleri için analiz edebilecekleri büyük miktarda veriler toplayabiliyor.
Çevresel güvenliği artırmak için test bataryası sıcaklıklarını hızlıca değerlendirebilen Rover, olası operasyon ve ekipman sorunlarını erken tespit ederek yeni elektrikli versiyonların piyasaya sürülmesinden önce test ve geliştirme aşamalarının planlandığı gibi devam etmesini sağlıyor.
Dört bacağının ve robot kolunun sağladığı el becerisi sayesinde görevlerini büyük bir ustalıkla yerine getirebilen Rover, insan kulağının algılayamayacağı potansiyel gaz sızıntılarını duyuyor ve akü sıcaklıklarını hızlı bir şekilde değerlendirmek için termal sensörlerini kullanarak teknisyenlerin işlerine güvenli bir şekilde devam edebilmelerini sağlıyor.
Rover, tehlikeli olabilecek durumları değerlendirmek üzere gidilmesi gereken konuma gönderilebilerek risk seviyesini önceden değerlendirip insan meslektaşlarını önceden uyarabiliyor.
İş yerinde güvenliği ve üretkenliği iyileştirmeye yardımcı olacak yeni nesil akıllı makine kullanımını artırmak için sektör liderleriyle ortaklıkta bulunan Jaguar Land Rover, robot bekçi köpeği sayısını önümüzdeki yıl içinde 10’a çıkarmayı hedefliyor.
-
Blog4 hafta önce
Elektrikli ve Hibrit Araçlarda En Yeni Model ve Teknolojiler 14-15 Eylül’de İstanbul Autodrom’da!
-
Blog3 hafta önce
Chery’den 0 Faizli Kredi veya 100 Bin TL Nakit Alım İndirimi!
-
Elektrikli Araçlar4 hafta önce
Yollardaki elektrikli araçların yüzde 80’i kaskolu
-
Blog3 hafta önce
Markalar elektrikli araç çalışmalarına neden ara verdi: Sektörü ayakta tutan madenin ana tedarikçisinden flaş açıklamalar!
-
Ulaşım4 hafta önce
Demiryolları çevre dostu taşımacılık alternatifi olarak öne çıkıyor
-
Blog3 hafta önce
“Araç Kiralama” Tekrar Mantıklı Hale Geldi
-
Blog3 hafta önce
sigortaladım.com’dan Aracım Acil Destek Ferdi Kaza Sigortası
-
Blog4 hafta önce
1000 Km’nin Üstünde Menzilli Yeni MG HS Ekim’de Geliyor!