Connect with us

Otomotiv Sektörü

Togg fabrikası, üretimde çift vardiyaya geçiyor

Türkiye’nin yerli otomobili Togg’un %90 robot gücüyle çalışan Bursa Gemlik’teki fabrikasının teknik kapasitesi, her 3 dakikada bir araç üretiyor. Togg CEO’su Gürcan Karakaş, çift vardiyaya da geçeceklerini duyurdu.

Türkiye’nin yerli otomobili Togg’un Bursa Gemlik’teki fabrikası eylülde çift vardiyaya geçiyor. Normalde çift vardiyayı öxnümüzdeki yıl devreye almayı plandıklarını söyleyen Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, 12 günde 177 binden fazla sipariş alınca bu yıla çektiklerini, eylülün ortasında başlayacaklarını belirtti. Şimdiye kadar 2 bin otomobil teslimatı yapan şirket, yılsonuna kadar 28 bin siparişe ulaşacak.

200’den fazla robotun bulunduğu Togg fabrikasının yıllık kapasitesinin halen 175 bin olduğunu aktaran Karakaş, hedeflerinin ise 2030 sonu itibarıyla toplam 1 milyon üretime ulaşmak olduğunu söyledi. Üretim teknolojisine önemli yatırımların yapıldığı, yüzde 90 robot gücüyle çalışan Togg’un Gemlik fabrikasının teknik kapasitesinin, her 3 dakikada bir araç üretebilir halde olduğuna değinen Karataş, bu teknik kapasiteye ulaşmanın üretimin başladığı andan itibaren 6 ay sürdüğünü belirterek, “Her yerde böyle. Kademeli olur üretim artışı, tam kapasiteye ulaşma süresi 3 aşağı 5 yukarı aynıdır. Hafta başında günlük üretim 80-100 arasına çıktı. Kademe kademe artırıyoruz. Teknik kapasitemiz günlük 170 araç. Ona da eylülde ulaşmış olacağız. Ağustos ayında da şimdiye kadar ürettiğimiz tüm araçlardan fazla üretmiş olacağız. 28 bin hedefimizi tutturacağız” diye konuştu.

Yeni teknolojilere odaklanıldı

Özellikle kullanıcı deneyimine ve geleceğin teknolojisine odaklanan Togg, cep telefonlarının akıllı cihazlara dönüştüğü zamanları anımsatıyor. Tıpkı akıllı telefonların ilk zamanlarda yarattığı gibi günümüzde pek mümkün gibi görünmeyen, ilerleyen dönemde yaygınlaşması beklenen teknolojilere sahip. Bir arabadan daha fazlası, ‘akıllı cihaz’ olmak istediklerini vurgulayan ve geleceğin bütün teknolojileri ile kullanıcı senaryolarına odaklarını belirten Karataş, “Eskiden otomobil dünyasında değerli olan yüzde 70 motor ve şanzımandı. Yenidünyada batarya ve yazılım yüzde 70’ini oluşturuyor” dedi.

Karataş, “Başlangıçta yoğun uygulamalar yükleyerek, kullanıcıya sunduklarını aracı güncelleyerek uygulamaları kendi tercihlerine göre indirebileceklerini şekilde değiştirdik. Kişiselleştirilmiş tüm hizmetler üzerine çalışıyoruz. Yapay zeka radyo istasyonundan, dijital sanat galerisine kadar… Ayrıca mobilite sisteminde iş birlikleri de yapıyoruz önemli olan kullanıcımızın hizmet alması. Büyük şehirlerde mikro mobilite önemli olmaya başladı” diye konuştu. Scooter girişimi Binbin ve Togg’un Trumore uygulaması kullanıcılarını karşılıklı birbirlerine yönlendirdikleri hizmeti de var.

togg-fabrika.jpgAkıllı cihaz pasaportları geliyor

“Akıllı kontratlar bizim için çok önemli” diyen Karataş bu konuda birkaç yenilik yaptıklarını belirterek, akıllı kontrat yani blok zinciri ile değiştirilemeyen dijital araç pasaportunun ekim ayı itibarıyla kullanılmaya başlayacağını belirtti. Sürdürülebilirlik odaklı blok zinciri Avalanche ile dünyada türünün ilk örneği olan akıllı cihaza entegre dijital varlık cüzdanı yaptı. Kullanıcılar akıllı cihaz pasaportu sayesinde blok zincir üzerinden cihaz parçalarının değişimi, servis bilgileri, tedarik zincirindeki süreçler gibi her türlü bilgiye güvenilir ve kolay bir şekilde erişebilecek. Parçaların nerede üretildiğinden tutun da bakım tarihine kadar akıllı cihaza ait her türlü bilgiye anında sahip olabilecek.

Bataryalarda NMC teknolojisine yatırım yapılacak

Togg’un Farasis Energy ortaklığında kurduğu Siro Silk Road Temiz Enerji Depolama Teknolojileri, halihazırda Togg Teknoloji Kampüsü’ndeki Batarya Teknoloji Merkezi binasında batarya modül ve paketlerinin üretimini yapıyor. Siro, 2026 yılı itibarıyla hücre de dahil olmak üzere entegre bir enerji depolama üreticisi haline gelecek. Böylece Türkiye, az sayıda ülkede bulunan hücre geliştirme ve üretme yetkinliğine sahip olacak. Bataryada hücre üretiminin kritik olduğunu belirterek Karakaş, “Bugün çip krizi var, önümüzdeki dönemde hücre krizi çıkacak. Kendi hücresini üretemeyenler zorlanacak. Biz 2026 yılında hücre üretimine de başlayacağız” dedi. Togg’un yeni nesil batarya ve enerji teknolojileri hakkında stratejilerini anlatan Karakaş, bataryalarda LFP yerine 2026’da NMC teknolojisine yatırım planladıklarını söyledi. LFP (Lityum Demir Fosfat) bataryalar çoğu üretici tarafından elektrikli otomobillerde kullanılıyor olsa da NMC (Nikel Mangan Kobalt) bataryaların elektrikli otomobiller için çok daha uygun olduğu ifade ediliyor. Hydrogen Fuel Cell (Hidrojen Yakıt Hücresi) teknolojisinin binek araçlara gelmesinin vakit alacağını söyleyen Karataş, “Ticari araçlar için uygun. Teknoloji tamam ama maliyetinin de tüketicinin ulaşabileceği noktada olması lazım. Ama çalışıyoruz, opsiyonel olarak yurtdışı ihracatı için olacak” dedi.

Şarj ünite sayısı 650’ye çıkacak

Karakaş’ın verdiği bilgiye göre Togg’un yüzde 100 sahibi olduğu şarj istasyonları Trugo, 81 ilin tamamında 180 kW’nin üzerindeki yüksek hızlı şarj cihazı ile kullanıcılara kesintisiz şarj deneyimi sunuyor. Yıl sonunda ise toplam şarj ünite sayısı 650’ye yükselecek. Trugo’nun şarj cihazlarıyla, bir bataryanın doluluk oranı 30 dakikadan daha kısa sürede yüzde 20’den yüzde 80’e ulaşıyor. Yüksek hızlı cihazlarda yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan elde edilmiş enerji kullanılıyor. Ayrıca kendi servis altyapısını oluşturan ve aynı zamanda Bosch Car Service ile iş ortaklığı da yapan Togg, şu anda 7 bölgede 28 nokta servis hizmeti veriyor.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Otomotiv Sektörü

Hyundai Motor Türkiye, Çocukların Hayallerine Hayat Veriyor

Günümüzde küresel sorunlar ve sürdürülebilirlik, her yaştan bireyin gündeminde önemli bir yer tutuyor. Özellikle çocuklar, doğuştan gelen merakları ve sınırsız hayal güçleriyle bu konulara en özgün ve yaratıcı bakış açılarını kazandırma potansiyeline sahip. Hyundai Motor Türkiye, bu potansiyeli desteklemek ve çocukların dünyayı iyileştirme vizyonlarını sanat yoluyla ifade edebilmelerini sağlamak amacıyla “Hyundai Resim Yarışması: Dünyayı İyileştiren Araçlar” projesini başlattı.

Hyundai ’nin “İnsanlık İçin İlerleme” vizyonu doğrultusunda geliştirilen yarışma, 2024 yılında başlatıldı ve 2025 yılında çocuk çalışmaları alanında uzman bir sosyal girişim olan Bilim Virüsü iş birliğiyle güçlendirildi. Proje, çocukların sürdürülebilir, yenilikçi ve daha iyi bir dünya için çözüm üretebilecek araç fikirlerini hayal güçleriyle buluşturduğu yaratıcı bir platform sunuyor.

Program, üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama olan Fikir Geliştirme Süreci’nde, çocukların Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) hakkında farkındalık kazanmaları, bu amaçlar üzerine düşünmeleri ve hikâyelerini geliştirmeleri hedefleniyor.

Ardından gelen Sanatsal Tasarım Aşaması’nda ise çocuklar, SKA doğrultusunda dünyayı iyileştirecek araç fikirlerini özgün çizimlerle ifade ediyor. Yarışmanın son bölümünü oluşturan İlham Veren Seçim Süreci’nde, alanında uzman jüri üyeleri eserleri yaratıcılık, tema uygunluğu ve sanatsal ifade gücü gibi kriterlere göre değerlendiriyor. Bu doğrultuda proje kapsamında seçkin jüri üyeleri ile şeffaf bir seçim süreci kurgulandı.

 

  • Ahmet Aydemir | Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Bölümü Akademisyeni ve Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
  • Ayça Çizer | Otomotiv Gazetecisi ve İçerik Üreticisi
  • İdil Türkmenoğlu | Yazar, Danışman, Öğretim Görevlisi ve Çocuk Genç Sanat Tiyatro Kurucusu
  • Seydi Murat Koç | Ressam ve Doğuş Üniversitesi Öğretim Görevlisi
  • Yalvaç Ural | Çocuk Edebiyatı Yazarı

 

Bu değerlendirmelerin sonucunda 120 eser finale çıkmaya hak kazanacak. 7-8 yaş, 9-10 yaş ve özel gereksinimli 7-10 yaş kategorilerinden seçilen 9 eser ile birlikte, “Hyundai Özel Ödülü” almaya hak kazanan bir çalışma, Hyundai Motor Türkiye tarafından 3D formatında gerçeğe dönüştürülerek çocukların hayal dünyasına hayat verecek. Bunun yanında da 10 eser sahibine Hyundai tarafından hediye çeki verilecek.

 

Hyundai Motor Türkiye, bu proje ile yalnızca çocukların sanatsal gelişimlerini desteklemekle kalmıyor; aynı zamanda onların toplumsal duyarlılığını artırmayı, sürdürülebilir kalkınma bilincini yaygınlaştırmayı ve geleceğe umutla bakan bir nesil yetiştirmeyi hedefliyor.

 

Yarışma hakkında detaylı bilgi ve başvuru koşulları için http://resimyarismasi.hyundai.com.tr sitesinden bilgi alınabiliyor.

 

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

Continental, Pirinç Kabuğu  Küllerinden Lastik Üretiyor!

 Lastik üretiminde çevresel etkileri azaltmak amacıyla yenilenebilir ve geri dönüştürülmüş hammaddelerin kullanımına yönelik dönüşümü kararlılıkla sürdüren Continental, daha sürdürülebilir malzemelerle üretime odaklanmaya devam ediyor. Continental, pirinç kabuğu küllerinden elde edilen silika ile çevreci üretimde yeni bir adım daha attı. 

Continental 2024 yılında üretimdeki payı ortalama %26 olan çevreci hammaddeleri 2025 sonuna kadar %2 ila %3 oranında artırmayı öngörüyor. Yüksek güvenlik, performans ve kalite standartlarından ödün vermeden 2030 yılına kadar bu oranı %40’ın üzerine taşımak şirketin kısa dönemli hedefleri arasında yer alıyor. Continental Lastikleri Sürdürülebilirlik Direktörü Jorge Almeida, “Continental’de inovasyon ve sürdürülebilirlik birlikte ilerliyor. Güvenlik, kalite ya da performanstan taviz vermeden, lastiklerimizde pirinç kabuğu küllerinden elde edilen silika kullanmamız, tamamen yeni bir yol açtığımızın göstergesi” dedi.

Lastik bileşiminde kritik öneme sahip hammaddeler olan karbon siyahı ve silika, bu sürdürülebilir dönüşümde kilit bir rol üstleniyor. Her iki dolgu maddesi de kauçuğun dayanıklılığını artırarak lastiklerin uzun ömürlü olmasını sağlarken, aynı zamanda frenleme ve yol tutuş gibi temel performans özelliklerine doğrudan etki ediyor.

Silika, optimum kavrama ve düşük yuvarlanma direnci sağlamak amacıyla temel dolgu maddelerinden biri olarak kullanılıyor. Continental, bu malzemeyi geleneksel olarak kullanılan kuvars kumu yerine artık pirinç kabuğu küllerinden temin ediyor. Pirinç kabukları; risotto pirinci gibi ürünlerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan tarımsal bir yan ürün olup başta Asya ve İtalya’da yaygın olarak bulunuyor. Bu biyokütle, ileri işlem teknikleriyle enerji açısından daha verimli yöntemlerle silikaya dönüştürülüyor. İtalya’da Solvay gibi üreticiler tarafından geliştirilen bu silika türü, döngüsel ekonomiyi destekleyerek değer zincirinin her aşamasında daha sürdürülebilir bir katkı sağlıyor.

Continental, bu yenilikçi malzemenin öncülerinden biri olarak, lastik sırt bileşimlerinde silika kullanımı sayesinde fren mesafelerini neredeyse %50 oranında azaltmayı başardı. Aynı zamanda yuvarlanma direncinin düşürülmesiyle, enerji tüketimi ve CO₂ emisyonlarında da önemli kazanımlar elde ediliyor.

Lastiklerin toplam ağırlığının yaklaşık %20’sini oluşturan karbon siyahı ise kauçuğun yapısal dayanıklılığı açısından vazgeçilmez bir dolgu maddesi. Continental, üretimde kullanılan bu malzemenin daha sürdürülebilir versiyonlarını geliştirmek için üç farklı teknolojiye odaklanıyor:

  • Biyo-bazlı üretim: Kağıt endüstrisinin atık ürünü olan tall yağı gibi organik yağlardan elde edilen karbon siyahı, fosil kaynaklara çevreci bir alternatif sunuyor
  • Geri dönüştürülmüş piroliz yağı: Ömrünü tamamlamış lastiklerden elde edilen piroliz yağı, yeniden işlenerek karbon siyahı üretiminde kullanılıyor
  • Doğrudan geri kazanım: Verimli piroliz süreçleri sayesinde hurda lastiklerden karbon siyahı doğrudan geri kazanılıyor

Pyrum İş Birliğiyle Geri Dönüşümde Yeni Ufuklar

Continental, kullanım ömrünü tamamlamış lastiklerin geri dönüştürülmesini optimize etmek amacıyla Pyrum Innovations ile iş birliği yapıyor. Termoliz teknolojisi konusunda uzmanlaşmış Pyrum ile birlikte yürütülen süreç sayesinde, hurda lastiklerden geri kazanılan karbon siyahı, yeniden lastik üretiminde kullanılabiliyor. Continental bu yöntemi ilk olarak forklift lastiklerinde başarıyla uyguladı. Şirket, geri dönüştürülmüş karbon siyahının performans ve güvenlik kriterlerine uygun biçimde binek araç lastiklerinde de yaygınlaştırılmasını hedefliyor.

Continental, çevreye duyarlı hammaddeleri kütle dengesi yaklaşımı ile mevcut üretim süreçlerine entegre etmeye devam ediyor. Böylece fosil kaynakların belirli bir kısmının yerine sürdürülebilir alternatifler kullanılıyor. Nihai ürünlerde bu geçişin pozitif çevresel etkisi açık biçimde görülebiliyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.