Connect with us

Lojistik

Yusuf Öztürk: “Türkiye Lojistikte Tam Bir Köprü Ülkesi Oldu”

DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Avrupalı birçok satıcı, lojistik maliyet artışından dolayı Çin’deki siparişlerini bir yana bırakıp Türkiye’den mal almayı tercih etti. Böylece yıllık ihracatımız 207 milyar doların üzerine çıktı” dedi

90. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında T.C. Ticaret Bakanlığı himayelerinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi koordinesinde düzenlenen İzmir İş Günleri’nde, deniz taşımacılığı ve lojistikte yeni stratejiler ele alındı. İZFAŞ ev sahipliğinde Fuar İzmir’de yapılan “Pandemi Sonrası Deniz Taşımacılığı ve Lojistik Sektöründe Yeni Stratejiler” başlıklı online panelde, Covid-19 pandemisi ile denizciliğin kilit sektör, Türkiye’nin de lojistik köprü haline geldiği vurgulandı. Toplantıda denizcilik ve lojistiğin ana gündemlerinin yeşil denizcilik ve dijitalleşme olduğuna dikkat çekildi.

Toplantının moderatörlüğünü yapan İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, pandemi ile beraber küresel ticarette deniz taşımacılığının kilit sektör olduğunun bir kez daha anlaşıldığını söyledi. Öztürk, “İnsanların ihtiyaçları sonsuz. Dolayısıyla lojistik sektörü katlanarak büyüdü. Türkiye ise lojistikte gerçekten köprü ülke oldu. Avrupalı birçok satıcı, lojistik maliyetteki artıştan dolayı Çin’deki siparişlerini bir kenara bırakıp Türkiye’den mal alma arayışına girdi. Böylece yıllık ihracatımız 207 milyar doların üzerine çıktı. Ülkemizin ihracatının yarısından fazlası Avrupa Birliği’ne gerçekleştiriliyor. Gelecek ek ihracat talebini karşılamak için yeni konteyner ve Ro-ro hatları gündeme gelmelidir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Akdeniz liman şehirleri ile İzmir’i birbirine bağlayacak projelerini önemli buluyoruz” dedi.

7-izmir-isgunleri2.jpgGEMİ FİLOSUNU BÜYÜTELİM

Pandemi sonrası oyunların ve kuralların baştan aşağı değiştiğine ve yeni bir dünyaya adım atıldığına dikkat çeken Öztürk, “Artık kağıtların yeniden dağıtıldığı bir dünya geride kaldı. Artık kağıtların yeniden basıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Yeni stratejiler ve yeni önlemler geliştiriliyor. Yeşil limanlar, çevreci gemiler gündeme gelirken, deniz taşımacılığı hızla değişiyor. Devlet desteği ile Türkiye olarak gemi filomuzu büyütmeliyiz. Konteyner taşımacılığında milli hatlarımızı küresel ölçekte daha iyi noktaya getirmek için atılacak adımları değerlendirmeliyiz. Büyük resmin dışında kalmamalıyız” diye konuştu.

Kruvaziyer sektöründe gelecek birkaç yıl büyük beklenti içinde olmadıklarını ifade eden Öztürk, “Küresel kruvaziyer firmaları bu sezon test sürüşü yaptılar. Sınırlı sayıda yolcu ile belli hatlarda çalıştılar. Ege Ports Kuşadası Limanı’na sezonun ilk gemisi geçtiğimiz günlerde geldi. Sektörde bir kural vardır. Bir gemi gelirse diğerleri onu takip eder. Bu nedenle ülkemiz limanları için iyimserliğimizi koruyoruz. Sağlık açısından yalıtılmış tatil talebi nedeniyle bu sezon yat turizmi altın çağını yaşadı. Marinalarımız iyi bir sezon geçirdi” dedi.

TÜRKİYE’NİN STRATEJİK DEĞERİ ARTTI

Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Durmuş Ali Deveci, ticaret savaşları ve sonrasında pandemi nedeniyle dünya ticaretinde çok büyük düşüş yaşandığını belirterek, “En keskin düşüş ise Ortadoğu’da gerçekleşti. Gelişmekte olan ülkelerin ticaretinde daha hızlı bozulma yaşandı. Küresel gemi /liman uğrakları 2020 ilk yarısında yüzde 8.7, ikinci çeyrekte yüzde 17 azaldı. En çok düşüş ise Avrupa ve Akdeniz limanlarında oldu. Bu ortamda denizciliğin vazgeçilmez olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Krizlere alışık olan denizciler, bu sürece de en hazırlıklı sektördü. O nedenle denizcilik firmaları ve limanlar bu zor dönemi başarılı şekilde atlattı” diye konuştu.

Türkiye’nin Asya, Avrupa ve Afrika üçgeninde tüm ulaştırma koridorları üzerinde olmasının ve bütün taşımacılık modlarından yararlanmasının, ülkenin stratejik konumunu artırdığını belirten Deveci, şöyle devam etti: “Güçlü bir sağlık sistemimiz var. Üretim, dış ticaret ve transit ticaret potansiyeli ve ulaştırma altyapısına yapılan yatırımlar bize güçlü bir lojistik merkez olma imkanı sunuyor. E-ticaret büyümeye devam ediyor. Denizcilik ve lojistikte teknoloji temelli firmaların artışını yakından izliyoruz”.

LOJİSTİK FİRMALARI YEŞİL EKONOMİYİ DESTEKLİYOR

Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Okan Tuna, lojistik sektörünün dijitalleşmenin yanı sıra çevreye duyarlı taşımacılığı da desteklediklerini söyledi. Sektörün yeşil taşımacılığa nasıl baktıklarına yönelik yeni bir araştırma yaptıklarını açıklayan Tuna, “Öncü sonuçlara göre lojistik işletmeler ve dış ticaret firmaları, çevreye duyarlı olan taşıyıcıların ek maliyetini ve transit sürede yaşanacak artışı kabul etmeye hazır. Firmaların yarısından fazlası yeşil projelerle ilgili yatırım yapmak istiyor” dedi.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenler Derneği (UTİKAD) ile geçen yıl yaptıkları beklenti ve eğilimler araştırmasına göre lojistik sektörü temsilcilerinin yüzde 70’inin yeni yatırım planladığını belirten Tuna, “Lojistik sektörü pandemiyi çok iyi algıladı. Büyük esneklik gösterdi. Kriz yönetimini iyi yaptı. Teknoloji ve müşteri ilişkileri konusunda büyük adaptasyon geçirdi” diye konuştu.

Uzakdoğu tersanelerinde siparişi verilen yeni gemilerin suya inmesinin, deniz taşımacılığındaki gemi ve ekipman, konteyner ve yüksek navlun sorununu hemen çözemeyeceğini kaydeden Tuna, taşımacılığın çok boyutlu bir organizasyon olduğunu belirtti. Taşımacılıkta maliyet artmış olsa da birçok sektörün stok yönetimi ve depolamada maliyet düşürücü yöntemleri kullanmaya başladığını belirten Tuna, “Lojistik maliyetler tüketiciye yansıyacak ama artış oranının çok büyük olmasını beklemiyoruz” dedi.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lojistik

Orta Koridor: Küresel Ticaretin Yeni Güzergâhı ve Türkiye’nin Kritik Rolü

Son yıllarda küresel ticaretin dengeleri, jeopolitik olaylar ve çevresel baskılar nedeniyle sarsılıyor. Avrupa ile Asya arasındaki ana ticaret rotaları olan Süveyş Kanalı ve Kuzey Koridor, artan riskler ve maliyetlerle mücadele ediyor. Bu durum, dikkatleri daha güvenli, hızlı ve ekonomik bir alternatif olan Orta Koridor‘a çeviriyor. Türkiye, bu stratejik hattın en kritik halkası olarak ön plana çıkıyor. Lanes Lojistik Operasyon Direktörü Ali Demircan, Orta Koridor’un küresel ticaretin geleceğini nasıl şekillendirdiğini ve Türkiye için sunduğu fırsatları değerlendirdi.

Jeopolitik Değişimler ve Yeni Rota İhtiyacı

 

Rusya-Ukrayna savaşı, Rusya üzerinden geçen Kuzey Koridor’u neredeyse devre dışı bıraktı. Aynı zamanda, deniz taşımacılığının ana arterlerinden biri olan Süveyş Kanalı’ndaki belirsizlikler ve AB’nin getirdiği yüksek karbon vergileri, denizyolunu daha az cazip bir seçenek haline getirdi. Bu sorunlar, tedarik zincirlerini daha esnek ve güvenilir hale getirme ihtiyacını doğurdu.

Çin’den başlayıp Orta Asya üzerinden Hazar Denizi’ni geçerek Türkiye’ye ve oradan Avrupa’ya uzanan Orta Koridor, bu ihtiyaca en güçlü yanıtı veriyor. Ali Demircan, bu rotanın sadece malların taşınmasını hızlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’yi uluslararası bir lojistik merkezi konumuna yükselttiğini belirtiyor. “Türkiye artık sadece bir geçiş ülkesi değil, ticaretin akışını yöneten bir aktör haline geliyor,” diyor Demircan.

Zaman, Maliyet ve Çevre Açısından Avantajlar

 

Orta Koridor’un en büyük çekim noktalarından biri, sunduğu somut avantajlardır:

  • Zaman Tasarrufu: Denizyoluyla ayları bulan teslimat süreleri, Orta Koridor’un demiryolu ağı sayesinde 20 günden daha az bir süreye düşüyor. Bu, özellikle zaman hassasiyeti olan sektörler için devrim niteliğinde.
  • Ekonomik Rekabetçilik: Yükselen yakıt ve operasyonel maliyetler, deniz taşımacılığını zorlarken, demiryolu daha düşük ve öngörülebilir navlun fiyatları sunuyor.
  • Sürdürülebilirlik: Avrupa Birliği’nin sıkılaşan çevre düzenlemeleri karşısında, demiryolu taşımacılığı karayoluna kıyasla çok daha düşük karbon ayak izine sahip. Bu da şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor.

Türkiye’nin Dijitalleşme Hamlesi

 

Orta Koridor’un tam potansiyeline ulaşması için fiziki altyapı yatırımlarının yanı sıra dijital entegrasyon da büyük önem taşıyor. Türkiye, gümrük süreçlerini kolaylaştıran dijital çözümler, blokzincir tabanlı güvenli belge yönetimi ve gerçek zamanlı yük takip sistemleri ile bu hattın verimliliğini artırmayı hedefliyor.

Bu dijital hamleler, Türkiye’yi sadece bir transit noktası olmaktan çıkarıp, küresel ticaretin en önemli veri ve bilgi akış merkezlerinden biri haline getiriyor. Kısacası, Orta Koridor sadece bir demiryolu hattı değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğe yönelik stratejik bir lojistik yatırımı ve bölgedeki konumunu pekiştiren güçlü bir araç olarak öne çıkıyor.

Continue Reading

Blog

Kâmil Koç, 100. yılına Mercedes-Benz Türk otobüsleriyle ilerliyor

Türkiye’nin en çok tercih edilen lider seyahat markası Kâmil Koç, 100. yılına yaklaşırken yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Global iş ortağı Flix’in desteğiyle filosuna güçlendirmeye devam eden Kâmil Koç, yolcularına eşsiz bir seyahat deneyimi sunmak amacıyla araç filosuna 20 adet Mercedes-Benz Türk Tourismo 16 2+1 model otobüs kattı. Kâmil Koç, üstün donanım ve konfor özellikleriyle seyahatin vazgeçilmezi olan yeni son model otobüsleri Ankara’da düzenlenen bir törenle teslim aldı.

Bir asra yaklaşan köklü geçmişiyle seyahat sektöründe Türk halkının ilk tercihi olan Kâmil Koç, sektördeki öncülüğünü yalnızca geniş hizmet ağıyla değil, aynı zamanda araç filosundaki kalite ve teknoloji seviyesiyle de sürdürüyor. Global iş ortağı Flix’ten aldığı güçle hizmet kalitesini Türkiye’nin dört bir yanına taşımaya devam eden Kâmil Koç, bu kez yolculukların vazgeçilmez markası Mercedes-Benz Türk’ün yıldızına yatırım yaptı. Firma, yeni araç yatırımı kapsamında, filosunu toplam 20 adet Tourismo 16 2+1 model araçla güçlendirdi.

Kâmil Koç, Mercedes-Benz Türk Koluman Bayisi aracılığıyla satın aldığı toplam yeni otobüsleri Ankara’da düzenlenen törenle teslim aldı. Törene Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Çağatay Kepek, İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Direktörü Mehmet Türkyılmaz, Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy, Koluman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Türkay Saltık, Otobüs Grup Satış Müdürü Fevzi Kaplan ile her şirketten yönetici ve çalışanlar katıldı.

“Eşsiz bir seyahat deneyimi için Mercedes-Benz Türk’e yatırım yaptık”

Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Çağatay Kepek, hizmet kalitelerini Türkiye’nin her yerine taşımak için çalıştıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Kâmil Koç olarak 100. yıl hedeflerimiz doğrultusunda yolcu memnuniyetini ön planda tutarak, konforlu ve kaliteli seyahat deneyimine yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bir taraftan yeni iş birlikleriyle hizmet kalitemizi ülkemizin dört bir yanına taşırken, diğer yandan da filomuzu en son teknolojiyle donatılmış araçlarla yenileyerek yolcularımıza benzersiz bir seyahat deneyimi sunmaya gayret ediyoruz. Bugün de bu yaklaşım doğrultusundan sektörünün küresel markası Mercedes-Benz Türk otobüsleriyle bu yatırımlarımıza bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Mercedes-Benz Türk, yolcu ve kaptan memnuniyetini odağına alan teknolojileriyle küresel ölçekte fark yaratan bir marka. Özellikle yolculukların vazgeçilmezi haline gelen ve bugün filomuza kattığımız yeni Tourismo modeli; yolcu konforunu, dayanıklılığı ve sürüş teknolojilerini bir arada sunan özellikleriyle seyahat sektörünün ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt veriyor. Yeni otobüslerimizin, yolcularımıza sunduğumuz yüksek hizmet standartlarımızı daha da ileriye taşımamızda bize önemli katkılar yapacağına inanıyoruz. Filomuza değer katan yeni yıldızlarımızın markamıza ve tüm yolcularımıza hayırlı olmasını dileriz.”

“Kâmil Koç ile iş ortaklığımız güçlenerek sürüyor”

Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy da konuşmasında şunları kaydetti:

“Mercedes-Benz Türk olarak, müşterilerimizin, kaptanlarımızın beklentilerini ürünlerimize yansıtmak için çalışıyoruz. Kâmil Koç ile geçmişten bugüne uzanan iş ortaklığımız, bu anlayışın güzel bir örneğidir. Markamıza duydukları güven ve iş ortaklığımıza verdikleri değer için kendilerine gönülden teşekkür ediyorum. Biz her zaman neleri daha iyi yapabiliriz, her geçen gün kendimizi nasıl daha ileriye taşıyabiliriz ve araçlarımızla kaptanlarımıza, müşterilerimize, yolcularımıza nasıl daha iyi hizmet sunabilirizin çabası içerisinde oluyoruz. Bugün teslimatını gerçekleştirdiğimiz 20 adet Tourismo 16 2+1 model otobüsümüz, şehirler arası yolcu taşımacılığında yüksek konfor, güvenlik ve işletme verimliliği gibi önemli kriterleri üst düzeyde karşılayacak şekilde üretildi. Bu araçların, Kâmil Koç’un hizmet kalitesine ve müşteri memnuniyeti vizyonuna katkı sunacağına yürekten inanıyorum.”

“Sektörde değer üretiyor, bu değerler ile yolumuza devam ediyoruz.”

Koluman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Türkay Saltık ise şöyle konuştu:

“Mercedes-Benz Türk’ün yetkili bayisi Koluman Motorlu Araçlar olarak, güçlü mirasımız, yenilikçi yaklaşımımız ve müşteri odaklı iş modelimizle müşterilerimizin daima yanında olmaya devam ediyoruz.  Bugün Kâmil Koç firmasına 20 adet Mercedes-Benz Tourismo 16 2+1 model otobüsün teslimatını gerçekleştirmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Sektörde değer üretiyor, bu değerler ile yolumuza devam ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu önemli teslimatta bunun altını bir kez daha çiziyor, Türkiye’nin her bölgesinde seyahat eden yolculara hizmet kalitesini ulaştıran kıymetli iş ortağımız Kâmil Koç’a yeni araçlarının hayırlı olmasını diliyorum.”

Continue Reading

Blog

Yedek Parça Sektöründe Rekor Büyüme!

Yeni Bakım Alışkanlıkları ve Araç Parkının Yaşlanması  Yedek Parçayı Otomotivin Merkezine Aldı”

 

Otomotiv sektöründe yaşanan dönüşümün en güçlü etkilerinden biri, yedek parça ve bakım pazarında kendini gösteriyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, sektördeki hızlı büyümeye dikkat çekerek, “Yedek parça artık sadece bir ihtiyaç değil, stratejik bir yatırım” dedi. 2020’de 24,2 milyon olan araç parkı 2025’te 28,5 milyona çıkarak %17,7 büyüme gösterdi. Bu büyüme, yılda ortalama 300 USD parça ihtiyacıyla birleşince yedek parça pazarında 1,3 milyar USD’lik ek potansiyel oluşturdu.

 

Araç Parkının Büyümesi Yedek Parça İhtiyacını Artırdı

Türkiye’deki toplam araç sayısı 2020’de 24,2 milyonken, 2025 itibarıyla 28,5 milyona ulaştı. Bu yaklaşık %17,7’lik artış, parça tüketimini doğrudan etkiledi. Motor Aşin verilerine göre, ortalama bir araç yılda 250–350 USD’lik yedek parça ihtiyacı doğuruyor. Bu da pazarın toplam büyüklüğünü 8,55 milyar USD seviyesine çıkardı.

Elektrikli Araçlarla Parça Profili Değişiyor

2025’te araç parkının %3’ünü elektrikli araçlar oluşturuyor. “Egzoz, debriyaj, yağ filtresi gibi geleneksel parçalara olan talep azalırken; batarya, inverter, elektronik modül gibi parçalarda %80’i aşan talep artışı gözleniyor” İfadelerine yer veren Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “2030’da bu oranın %15’e çıkmasıyla birlikte bu değişimin daha da hızlanacağını öngörüyoruz” dedi.

Yedek Parçada İhracat Hız Kazandı, Dış Ticaret Açığı Azaldı

İhracat verilerine de değinen Aşçı, “2020’de 7,8 milyar USD olan yedek parça ithalatı, 2025 yılında 9,5 milyar USD’ye ulaştı. Buna karşılık, ihracat %35,3 artışla 8,8 milyar USD seviyesine geldi. Böylece dış ticaret açığı 1,3 milyar USD’den 0,7 milyar USD’ye düşerek daha dengeli bir yapı oluştu. Bu gelişme, Türkiye’nin güçlü üretim kabiliyeti ve markalaşma stratejileri sayesinde sağlandı. 2025’te yedek parça ihtiyacının %47’si yerli kaynaklarla karşılanırken, bu oranın 2030’da %55’e ulaşması bekleniyor. Özellikle ön takım, fren sistemleri, aydınlatma ve iç trim parçalarında Türkiye merkezli üreticilerin yatırımları hız kazandı” açıklamasında bulundu.

Tüketici Eğilimleri Değişiyor: Uzun Ömürlü Araç, Kaliteli Parça

Tüketicilerin pandemi sonrası 5 yılda zaman içerisinde sıfır araç temininde yaşadığı zorluklar, mevcut araçlarını daha uzun süre kullanmaya yönlendirdiğini aktaran Aşçı “Bu da bakım ve onarıma olan talebi artırdı. 2024’te otomobil tamir ustalarının iş hacmi %50’ye varan oranda artarken, kullanıcılar orijinal ve sertifikalı parçaya yönelerek bakım kalitesine önem vermeye başladı” değerlendirmesini yaptı ve geri dönüşüm, hurda parça ve sürdürülebilirlik konuları özelinde sektöre çağrıda bulundu.

Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “Yedek parça sektörü sadece araçlar için değil, ekonomi için de stratejik bir kaldıraçtır. Ar-Ge, yerli üretim ve geri dönüşüm ekosistemi ile bu alanı güçlendirmek zorundayız. Elimizdeki veriler, sadece büyüklüğü değil, derinliği de gösteriyor. Bugün Türkiye’de ortalama araç yaşı 14’ü aştı. Bu yaşlı araç parkı, yedek parçayı sadece bakım değil, aynı zamanda emniyet ve sürdürülebilirlik eksenine taşıyor.” dedi. Ayrıca hurda parça geri dönüşümü konusunda özel sektör, STK ve kamunun birlikte çalışması gerektiğinin altını çizdi.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.