Connect with us

Lojistik

Lojistikte ‘üniversite-özel sektör’ işbirliği

WeLD Uluslararası Taşımacılık ile Bolelli İnsan Kaynakları Yönetim Danışmanlığı; İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi ile işbirliği protokolü imzaladı..

WeLD Uluslararası Taşımacılık ile Bolelli İnsan Kaynakları Yönetim Danışmanlığı, İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi ile işbirliği protokolü imzaladı. Protokole, İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Okumuş, WeLD Uluslararası Taşımacılık Yönetim Kurulu Üyeleri Çiğdem Cebecigil ve İsmet Pehlivan ile Bolelli İnsan Kaynakları Yönetim Danışmanlığı Yönetim Kurulu Başkanı ve WeLD Akademi kurucusu Doç. Dr. Murat Bolelli imza attı.

Protokole göre her yıl İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi’ne yeni kayıt olan 20 öğrenciye ve ara sınıflarda başarılı 5 öğrenciye üniversite eğitimlerinin bitimine kadar burs verecek olan WeLD, yine her yıl İstanbul Üniversitesi’nin Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi’nden mezun olan öğrencilere istihdam sağlayıp, işbaşı eğitimleri verecek. Ayrıca şirket bünyesinde istihdam edilen bu öğrenciler İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi ve WeLD Akademi işbirliği ile düzenlenen sertifika programına katılacak. Programda gösterdikleri başarı sıralamasına göre de şirketin Yönetim Kurulu Üyelerinden mentorluk programı alarak çalışma olanağı bulacak. En başarılı 3 öğrenci ise yurtdışı tatili ile ödüllendirilecek. Bu amaçla kurulan WeLD Akademi ise ilk mezunlarını geçen ay verdi. Akademi’de üç ay boyunca eğitim gören öğrenciler, başarı sertifikalarını 29 Ekim’de düzenlenen WeLD Cumhuriyet Balosu’nda aldı.

“20 kişilik yeni istihdam açacağız”

WeLD Yönetim Kurulu Üyesi ve Stratejik İş Geliştirme Direktörü Çiğdem Cebecigil istihdam ettikleri yeni mezun 15 kişinin eğitimlerinin tamamlandığını ve Akademi’nin ilk mezunlarını vermenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Cebecigil, “WeLD Akademi’nin ilk mezunlarını vermesinin mutluluğunu yaşıyoruz. Kısa sürede güçlü ve köklü bir kurum olmayı amaçlıyoruz. Hayata geçirdiğimiz sertifika programımıza katılan genç arkadaşlarımıza yönelik verdiğimiz eğitimlerimiz devam ediyor. Akademimizden mezun genç arkadaşlarımızın sayısı gün geçtikçe artacak. Lojistik bölümünden yeni mezun arkadaşlarımız için üç ayda bir, İŞKUR desteği ile 20 kişilik yeni istihdam açacağız. Yıl sonuna kadar 50 yeni mezun arkadaşımızı bu şekilde istihdam etmeye hazırlanıyoruz. Böylece kendi kültürümüz ve vizyonumuz ile onları eğiterek, üç yıl içerisinde planlamış olduğumuz 15 ülkede şubeleşme projemizde konumlandıracağız” dedi.

“Lojistikte yeniliklere öncü olmaya devam edeceğiz”

Cumhuriyet Balosu esnasında mezunlara başarı sertifikalarını veren WeLD Uluslararası Taşımacılık Genel Müdürü İsmet Pehlivan da “Bizler sizlere inandık, sizler de bizlere inanın. Bugüne kadar bu şekilde geldik, bundan sonra da bu şekilde devam edeceğiz. Verdiğiniz emekler ve işinize gösterdiğiniz özen ve değer sektörümüzü hep daha iyiye doğru geliştirmeye devam edecek. Bunun için de bizler hem sektör adına hem de sizin adınıza yeniliklere öncü olmaya devam edeceğiz” diyerek gençlere yeni çalışma alanları yaratacaklarının müjdesini verdi. WeLD Akademi kurucusu Doç. Dr. Murat Bolelli ise “Bir önceki yıl yönetim toplantısında 2021 yılında yapılacaklar listesinde ilk sırada İnsan Kaynakları Departmanı’nın oluşturulması vardı. 65 kişi olarak başladığımız bu yolculukta şimdi baktığımda İstanbul Merkez, İstanbul Havalimanı, Bursa, Mersin, Almanya-Düsseldorf olmak üzere yayılmış bir organizasyona sahip, 120 kişinin üzerinde bir kadrosu bulunan güçlü bir şirket görüyorum. Bunları yaparken çok eğlendik, çok güldük ama çok yorulduk, çok uykusuz geceler geçirdik. Ama adım adım hep ileri doğru gittik. Sizler burada olduğunuz ve Akademi burada olduğu sürece, Akademi mezunları şirket içinde önemli pozisyonlara geldiği sürece her konuda elinizden gelenin en iyisini yapacağınızı ve başaracağınızı biliyorum. Bu yüzden içim çok rahat. WeLD size emanet.” diyerek Akademi’nin ilk mezunlarını kutladı.

“Fakültemizin tercih edilmesi açısından önemli”

Cumhuriyet Balosu’nun ardından, İstanbul Üniversitesi’nde de öğrencilere eğitim veren öğretim üyeleri için bir plaket töreni düzenlendi. Törende konuşan İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Okumuş “WeLD ile imzaladığımız protokol, karşılıksız burs, eğitim, staj, yöneticilerin yanında staj ve işe yerleştirmeyi kapsıyor. Bu birliktelikle bizim öncelikli beklentimiz, Fakültemiz lisans programlarını tercih sırasında daha öne çıkarmak. Esasında, Fakültemiz Lojistik Yönetimi lisans programları Türkiye’de benzer nitelikli programlar arasında en yüksek puana ve tercih başarı sırasına sahip durumda. Ancak böyle bir bursun işletilmesinin fakültemizin tercihlerdeki durumunu daha da iyileştirecektir. Amacımız ise tüm öğrencilerimizi burslu hale getirmek. Ayrıca bu protokolle, bursun yanı sıra öğrencilerimizin staj ve iş imkanına sahip olacak olması, Fakültemiz ve sektör açısından önemli bir kazanım. Öğrencilerimiz mezun olmadan önce sektörün içerisinde yer alacak ve akabinde tam zamanlı iş imkanına sahip olacak. Öte yandan, protokol kapsamında WeLD Akademi ile eğitim programları düzenliyoruz ve Fakültemiz öğretim üyeleri önemli katkılarda bulunuyor. Gerçekleştirilen bu eğitimlerin tüm paydaşlara önemli katkılar sağlayacağına inanıyo

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lojistik

Orta Koridor: Küresel Ticaretin Yeni Güzergâhı ve Türkiye’nin Kritik Rolü

Son yıllarda küresel ticaretin dengeleri, jeopolitik olaylar ve çevresel baskılar nedeniyle sarsılıyor. Avrupa ile Asya arasındaki ana ticaret rotaları olan Süveyş Kanalı ve Kuzey Koridor, artan riskler ve maliyetlerle mücadele ediyor. Bu durum, dikkatleri daha güvenli, hızlı ve ekonomik bir alternatif olan Orta Koridor‘a çeviriyor. Türkiye, bu stratejik hattın en kritik halkası olarak ön plana çıkıyor. Lanes Lojistik Operasyon Direktörü Ali Demircan, Orta Koridor’un küresel ticaretin geleceğini nasıl şekillendirdiğini ve Türkiye için sunduğu fırsatları değerlendirdi.

Jeopolitik Değişimler ve Yeni Rota İhtiyacı

 

Rusya-Ukrayna savaşı, Rusya üzerinden geçen Kuzey Koridor’u neredeyse devre dışı bıraktı. Aynı zamanda, deniz taşımacılığının ana arterlerinden biri olan Süveyş Kanalı’ndaki belirsizlikler ve AB’nin getirdiği yüksek karbon vergileri, denizyolunu daha az cazip bir seçenek haline getirdi. Bu sorunlar, tedarik zincirlerini daha esnek ve güvenilir hale getirme ihtiyacını doğurdu.

Çin’den başlayıp Orta Asya üzerinden Hazar Denizi’ni geçerek Türkiye’ye ve oradan Avrupa’ya uzanan Orta Koridor, bu ihtiyaca en güçlü yanıtı veriyor. Ali Demircan, bu rotanın sadece malların taşınmasını hızlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’yi uluslararası bir lojistik merkezi konumuna yükselttiğini belirtiyor. “Türkiye artık sadece bir geçiş ülkesi değil, ticaretin akışını yöneten bir aktör haline geliyor,” diyor Demircan.

Zaman, Maliyet ve Çevre Açısından Avantajlar

 

Orta Koridor’un en büyük çekim noktalarından biri, sunduğu somut avantajlardır:

  • Zaman Tasarrufu: Denizyoluyla ayları bulan teslimat süreleri, Orta Koridor’un demiryolu ağı sayesinde 20 günden daha az bir süreye düşüyor. Bu, özellikle zaman hassasiyeti olan sektörler için devrim niteliğinde.
  • Ekonomik Rekabetçilik: Yükselen yakıt ve operasyonel maliyetler, deniz taşımacılığını zorlarken, demiryolu daha düşük ve öngörülebilir navlun fiyatları sunuyor.
  • Sürdürülebilirlik: Avrupa Birliği’nin sıkılaşan çevre düzenlemeleri karşısında, demiryolu taşımacılığı karayoluna kıyasla çok daha düşük karbon ayak izine sahip. Bu da şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor.

Türkiye’nin Dijitalleşme Hamlesi

 

Orta Koridor’un tam potansiyeline ulaşması için fiziki altyapı yatırımlarının yanı sıra dijital entegrasyon da büyük önem taşıyor. Türkiye, gümrük süreçlerini kolaylaştıran dijital çözümler, blokzincir tabanlı güvenli belge yönetimi ve gerçek zamanlı yük takip sistemleri ile bu hattın verimliliğini artırmayı hedefliyor.

Bu dijital hamleler, Türkiye’yi sadece bir transit noktası olmaktan çıkarıp, küresel ticaretin en önemli veri ve bilgi akış merkezlerinden biri haline getiriyor. Kısacası, Orta Koridor sadece bir demiryolu hattı değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğe yönelik stratejik bir lojistik yatırımı ve bölgedeki konumunu pekiştiren güçlü bir araç olarak öne çıkıyor.

Continue Reading

Blog

Kâmil Koç, 100. yılına Mercedes-Benz Türk otobüsleriyle ilerliyor

Türkiye’nin en çok tercih edilen lider seyahat markası Kâmil Koç, 100. yılına yaklaşırken yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Global iş ortağı Flix’in desteğiyle filosuna güçlendirmeye devam eden Kâmil Koç, yolcularına eşsiz bir seyahat deneyimi sunmak amacıyla araç filosuna 20 adet Mercedes-Benz Türk Tourismo 16 2+1 model otobüs kattı. Kâmil Koç, üstün donanım ve konfor özellikleriyle seyahatin vazgeçilmezi olan yeni son model otobüsleri Ankara’da düzenlenen bir törenle teslim aldı.

Bir asra yaklaşan köklü geçmişiyle seyahat sektöründe Türk halkının ilk tercihi olan Kâmil Koç, sektördeki öncülüğünü yalnızca geniş hizmet ağıyla değil, aynı zamanda araç filosundaki kalite ve teknoloji seviyesiyle de sürdürüyor. Global iş ortağı Flix’ten aldığı güçle hizmet kalitesini Türkiye’nin dört bir yanına taşımaya devam eden Kâmil Koç, bu kez yolculukların vazgeçilmez markası Mercedes-Benz Türk’ün yıldızına yatırım yaptı. Firma, yeni araç yatırımı kapsamında, filosunu toplam 20 adet Tourismo 16 2+1 model araçla güçlendirdi.

Kâmil Koç, Mercedes-Benz Türk Koluman Bayisi aracılığıyla satın aldığı toplam yeni otobüsleri Ankara’da düzenlenen törenle teslim aldı. Törene Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Çağatay Kepek, İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Direktörü Mehmet Türkyılmaz, Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy, Koluman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Türkay Saltık, Otobüs Grup Satış Müdürü Fevzi Kaplan ile her şirketten yönetici ve çalışanlar katıldı.

“Eşsiz bir seyahat deneyimi için Mercedes-Benz Türk’e yatırım yaptık”

Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Çağatay Kepek, hizmet kalitelerini Türkiye’nin her yerine taşımak için çalıştıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Kâmil Koç olarak 100. yıl hedeflerimiz doğrultusunda yolcu memnuniyetini ön planda tutarak, konforlu ve kaliteli seyahat deneyimine yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bir taraftan yeni iş birlikleriyle hizmet kalitemizi ülkemizin dört bir yanına taşırken, diğer yandan da filomuzu en son teknolojiyle donatılmış araçlarla yenileyerek yolcularımıza benzersiz bir seyahat deneyimi sunmaya gayret ediyoruz. Bugün de bu yaklaşım doğrultusundan sektörünün küresel markası Mercedes-Benz Türk otobüsleriyle bu yatırımlarımıza bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Mercedes-Benz Türk, yolcu ve kaptan memnuniyetini odağına alan teknolojileriyle küresel ölçekte fark yaratan bir marka. Özellikle yolculukların vazgeçilmezi haline gelen ve bugün filomuza kattığımız yeni Tourismo modeli; yolcu konforunu, dayanıklılığı ve sürüş teknolojilerini bir arada sunan özellikleriyle seyahat sektörünün ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt veriyor. Yeni otobüslerimizin, yolcularımıza sunduğumuz yüksek hizmet standartlarımızı daha da ileriye taşımamızda bize önemli katkılar yapacağına inanıyoruz. Filomuza değer katan yeni yıldızlarımızın markamıza ve tüm yolcularımıza hayırlı olmasını dileriz.”

“Kâmil Koç ile iş ortaklığımız güçlenerek sürüyor”

Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy da konuşmasında şunları kaydetti:

“Mercedes-Benz Türk olarak, müşterilerimizin, kaptanlarımızın beklentilerini ürünlerimize yansıtmak için çalışıyoruz. Kâmil Koç ile geçmişten bugüne uzanan iş ortaklığımız, bu anlayışın güzel bir örneğidir. Markamıza duydukları güven ve iş ortaklığımıza verdikleri değer için kendilerine gönülden teşekkür ediyorum. Biz her zaman neleri daha iyi yapabiliriz, her geçen gün kendimizi nasıl daha ileriye taşıyabiliriz ve araçlarımızla kaptanlarımıza, müşterilerimize, yolcularımıza nasıl daha iyi hizmet sunabilirizin çabası içerisinde oluyoruz. Bugün teslimatını gerçekleştirdiğimiz 20 adet Tourismo 16 2+1 model otobüsümüz, şehirler arası yolcu taşımacılığında yüksek konfor, güvenlik ve işletme verimliliği gibi önemli kriterleri üst düzeyde karşılayacak şekilde üretildi. Bu araçların, Kâmil Koç’un hizmet kalitesine ve müşteri memnuniyeti vizyonuna katkı sunacağına yürekten inanıyorum.”

“Sektörde değer üretiyor, bu değerler ile yolumuza devam ediyoruz.”

Koluman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Türkay Saltık ise şöyle konuştu:

“Mercedes-Benz Türk’ün yetkili bayisi Koluman Motorlu Araçlar olarak, güçlü mirasımız, yenilikçi yaklaşımımız ve müşteri odaklı iş modelimizle müşterilerimizin daima yanında olmaya devam ediyoruz.  Bugün Kâmil Koç firmasına 20 adet Mercedes-Benz Tourismo 16 2+1 model otobüsün teslimatını gerçekleştirmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Sektörde değer üretiyor, bu değerler ile yolumuza devam ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu önemli teslimatta bunun altını bir kez daha çiziyor, Türkiye’nin her bölgesinde seyahat eden yolculara hizmet kalitesini ulaştıran kıymetli iş ortağımız Kâmil Koç’a yeni araçlarının hayırlı olmasını diliyorum.”

Continue Reading

Blog

Yedek Parça Sektöründe Rekor Büyüme!

Yeni Bakım Alışkanlıkları ve Araç Parkının Yaşlanması  Yedek Parçayı Otomotivin Merkezine Aldı”

 

Otomotiv sektöründe yaşanan dönüşümün en güçlü etkilerinden biri, yedek parça ve bakım pazarında kendini gösteriyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, sektördeki hızlı büyümeye dikkat çekerek, “Yedek parça artık sadece bir ihtiyaç değil, stratejik bir yatırım” dedi. 2020’de 24,2 milyon olan araç parkı 2025’te 28,5 milyona çıkarak %17,7 büyüme gösterdi. Bu büyüme, yılda ortalama 300 USD parça ihtiyacıyla birleşince yedek parça pazarında 1,3 milyar USD’lik ek potansiyel oluşturdu.

 

Araç Parkının Büyümesi Yedek Parça İhtiyacını Artırdı

Türkiye’deki toplam araç sayısı 2020’de 24,2 milyonken, 2025 itibarıyla 28,5 milyona ulaştı. Bu yaklaşık %17,7’lik artış, parça tüketimini doğrudan etkiledi. Motor Aşin verilerine göre, ortalama bir araç yılda 250–350 USD’lik yedek parça ihtiyacı doğuruyor. Bu da pazarın toplam büyüklüğünü 8,55 milyar USD seviyesine çıkardı.

Elektrikli Araçlarla Parça Profili Değişiyor

2025’te araç parkının %3’ünü elektrikli araçlar oluşturuyor. “Egzoz, debriyaj, yağ filtresi gibi geleneksel parçalara olan talep azalırken; batarya, inverter, elektronik modül gibi parçalarda %80’i aşan talep artışı gözleniyor” İfadelerine yer veren Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “2030’da bu oranın %15’e çıkmasıyla birlikte bu değişimin daha da hızlanacağını öngörüyoruz” dedi.

Yedek Parçada İhracat Hız Kazandı, Dış Ticaret Açığı Azaldı

İhracat verilerine de değinen Aşçı, “2020’de 7,8 milyar USD olan yedek parça ithalatı, 2025 yılında 9,5 milyar USD’ye ulaştı. Buna karşılık, ihracat %35,3 artışla 8,8 milyar USD seviyesine geldi. Böylece dış ticaret açığı 1,3 milyar USD’den 0,7 milyar USD’ye düşerek daha dengeli bir yapı oluştu. Bu gelişme, Türkiye’nin güçlü üretim kabiliyeti ve markalaşma stratejileri sayesinde sağlandı. 2025’te yedek parça ihtiyacının %47’si yerli kaynaklarla karşılanırken, bu oranın 2030’da %55’e ulaşması bekleniyor. Özellikle ön takım, fren sistemleri, aydınlatma ve iç trim parçalarında Türkiye merkezli üreticilerin yatırımları hız kazandı” açıklamasında bulundu.

Tüketici Eğilimleri Değişiyor: Uzun Ömürlü Araç, Kaliteli Parça

Tüketicilerin pandemi sonrası 5 yılda zaman içerisinde sıfır araç temininde yaşadığı zorluklar, mevcut araçlarını daha uzun süre kullanmaya yönlendirdiğini aktaran Aşçı “Bu da bakım ve onarıma olan talebi artırdı. 2024’te otomobil tamir ustalarının iş hacmi %50’ye varan oranda artarken, kullanıcılar orijinal ve sertifikalı parçaya yönelerek bakım kalitesine önem vermeye başladı” değerlendirmesini yaptı ve geri dönüşüm, hurda parça ve sürdürülebilirlik konuları özelinde sektöre çağrıda bulundu.

Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “Yedek parça sektörü sadece araçlar için değil, ekonomi için de stratejik bir kaldıraçtır. Ar-Ge, yerli üretim ve geri dönüşüm ekosistemi ile bu alanı güçlendirmek zorundayız. Elimizdeki veriler, sadece büyüklüğü değil, derinliği de gösteriyor. Bugün Türkiye’de ortalama araç yaşı 14’ü aştı. Bu yaşlı araç parkı, yedek parçayı sadece bakım değil, aynı zamanda emniyet ve sürdürülebilirlik eksenine taşıyor.” dedi. Ayrıca hurda parça geri dönüşümü konusunda özel sektör, STK ve kamunun birlikte çalışması gerektiğinin altını çizdi.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ulaşım Gündemi markası tescilli bir markadır.